Arapça:
إِنَّا خَلَقْنَا الْإِنسَانَ مِن نُّطْفَةٍ أَمْشَاجٍ نَّبْتَلِيهِ فَجَعَلْنَاهُ سَمِيعًا بَصِيرًا
Çeviriyazı:
innâ ḫalaḳne-l'insâne min nuṭfetin emşâc. nebtelîhi fece`alnâhü semî`am beṣîrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden (erkek ve kadın sularından) yarattık da onu işitici, görücü yaptık.
Diyanet İşleri:
Biz insanı katışık bir nutfeden yaratmışızdır; onu deneriz; bu yüzden, onun işitmesini ve görmesini sağlamışızdır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki biz insanı, bir katre sudan, erkeklik suyuyla kadınlık suyunun rahimde birleşmesinden yarattık sınamak için, derken onu, duyar, görür bir hale getirdik.
Şaban Piriş:
Biz, insanı katışık nutfeden yarattık. Onu imtihan edelim diye, kendisini işitir ve görür kıldık.
Edip Yüksel:
Biz insanı bir sıvı karışımdan yarattık ki onu sınayalım. Bu yüzden onu işiten ve gören yaptık.
Ali Bulaç:
Şüphesiz Biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık.
Suat Yıldırım:
Biz insanı katışık bir meniden yarattık. Onu denemek istiyoruz; bu sebeple de kendisini işiten ve gören bir varlık yaptık. [67,2; 18,7]
Ömer Nasuhi Bilmen:
76:1
Yaşar Nuri Öztürk:
Doğrusu, biz insanı karışım olan bir spermden yarattık. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık.
Bekir Sadak:
Onlar icleri cektigi halde, yiyecegi yoksulla, oksuze ve esire yedirirler.
İbni Kesir:
Doğrusu Biz
Adem Uğur:
Gerçek şu ki, biz insanı katışık bir nutfeden (erkek ve kadının dölünden) yarattık
İskender Ali Mihr:
Muhakkak Biz, insanı (iki hücrenin) birleşimi olan bir nutfeden yarattık. Onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işiten, gören (bir varlık) kıldık.
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki biz, insanı bileşik bir nutfeden yarattık da onu denemekteyiz. Bu sebeple onu işiten ve gören yaptık.
Tefhim ul Kuran:
Hiç şüphesiz biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu denemekteyiz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık.
Fransızca:
En effet, Nous avons créé l'homme d'une goutte de sperme mélangé [aux composantes diverses] pour le mettre à l'épreuve. [C'est pourquoi] Nous l'avons fait entendant et voyant.
İspanyolca:
Hemos creado al hombre de una gota, de ingredientes, para ponerle a prueba. Le hemos dado el oído, la vista.
İtalyanca:
Invero creammo l'uomo, per metterlo alla prova, da una goccia di sperma eterogenea e abbiamo fatto sì che sentisse e vedesse
Almanca:
Gewiß, WIR erschufen den Menschen aus vermischter Nutfa, um ihn zu prüfen, dann machten WIR ihn hörend, sehend.
Çince:
我确已用混合的精液创造人,并加以试验,将他创造成聪明的。
Hollandaca:
Waarlijk, wij hebben den mensch geschapen uit het gemengde zaad van beide seksen, opdat wij hem zouden beproeven, en wij hebben hem doen hooren en zien.
Rusça:
Мы создали человека из смешанной капли, подвергая его испытанию, и сделали его слышащим и зрячим.
Somalice:
Annagaa ka abuuray dadka dhibic isku Dheehan, Imtixaan Dartiis, waxaana ka yeellay wax maqle wax arka ah.
Swahilice:
Hakika Sisi tumemuumba mtu kutokana na mbegu ya uhai iliyo changanyika, tumfanyie mtihani. Kwa hivyo tukamfanya mwenye kusikia, mwenye kuona.
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، بىز ئىنساننى ئارىلاشما مەنىي (يەنى ئەر بىلەن ئاياللارنىڭ مەنىيسى) دىن ياراتتۇق، ئۇنى بىز (شەرىئەت تەكلىپلىرى بىلەن) سىنايمىز، شۇنىڭ ئۈچۈن ئۇنى بىز (ئۇنى نازىل قىلغان ئايەتلىرىمىزنى ئاڭلىسۇن، كائىناتنى ياراتقۇچىنىڭ بىرلىكىگە دالالەت قىلىدىغان دەلىللەرنى كۆرسۇن دەپ) ئاڭلايدىغان، كۆرۈدىغان قىلىپ ياراتتۇق
Japonca:
本当にわれはかれを試みるため混合した一滴の精液から人間を創った。それでわれは聴覚と視覚をかれに授けた。
Arapça (Ürdün):
«إنَّا خلقنا الإنسان» الجنس «من نطفة أمشاج» أخلاط، أي من ماء الرجل وماء المرأة المختلطين الممتزجين «نبتليه» نختبره بالتكليف والجملة مستأنفة أو حال مقدرة، أي مريدين ابتلاءه حين تأهله «فجعلناه» بسبب ذلك «سميعا بصيرا».
Hintçe:
हमने इन्सान को मख़लूत नुत्फे से पैदा किया कि उसे आज़माये तो हमने उसे सुनता देखता बनाया
Tayca:
แท้จริงเราได้สร้างมนุษย์จากน้ำเชื้อผสมหยดหนึ่ง เพื่อเราได้ทดสอบเขา ดังนั้นเราจึงทำให้เขาเป็นผู้ได้ยิน เป็นผู้ได้เห็น
İbranice:
אכן, אנחנו בראנו את האדם מטיפה, כדי לבחון אותו: אז נתנו לו את השמיעה והראיה
Hırvatça:
Mi čovjeka od smjese sjemena stvaramo da bismo ga na kušnju stavili i činimo da on čuje i vidi.
Rumence:
Noi am creat omul, pentru a-l pune la încercare, dintr-o picătură de sămânţă şi amestecuri. Noi i-am dat auzul şi văzul.
Transliteration:
Inna khalaqna alinsana min nutfatin amshajin nabtaleehi fajaAAalnahu sameeAAan baseeran
Türkçe:
Doğrusu, biz insanı karışım olan bir spermden yarattık. Halden hale geçiririz onu. Sonunda onu işitici, görücü yaptık.
Sahih International:
Indeed, We created man from a sperm-drop mixture that We may try him; and We made him hearing and seeing.
İngilizce:
Verily We created Man from a drop of mingled sperm, in order to try him: So We gave him (the gifts), of Hearing and Sight.
Azerbaycanca:
Həqiqətən, Biz insanı (sonrakı mərhələdə ata-anasının toxumundan ibarət) qarışıq bir nütfədən yaratdıq. Biz onu (dünyada özünü necə aparacağı, hər şeyin xaliqi olan Allaha itaət edib-etməyəcəyi ilə) imtahana çəkəcəyik. Biz onu eşidən, görən yaratdıq.
Süleyman Ateş:
Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden yarattık da onu işitici, görücü yaptık.
Diyanet Vakfı:
Gerçek şu ki, biz insanı katışık bir nutfeden (erkek ve kadının dölünden) yarattık; onu imtihan edelim diye, kendisini işitir ve görür kıldık.
Erhan Aktaş:
İnsanı karışık bir nutfeden(1) yarattık. Onu sınava tâbi tutacağız; bu nedenle onu duyan ve gören bir varlık yaptık.
Kral Fahd:
Gerçek şu ki, biz insanı katışık bir nutfeden (erkek ve kadının dölünden) yarattık; onu imtihan edelim diye, kendisini işitir ve görür kıldık.
Hasan Basri Çantay:
Hakıykat, biz insanı birbiriyle karışık bir damla sudan yaratdık. Onu imtihan ediyoruz. Bu sebeble onu işidici, görücü yapdık.
Muhammed Esed:
Şüphesiz, (sonraki hayatında) denemek için insanı katışık bir sperm damlasından yaratan Biziz. Biz, onu işitme ve görme (duyuları) ile donatılmış bir varlık kıldık.
Gültekin Onan:
Şüphesiz biz insanı, karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık.
Ali Fikri Yavuz:
Çünkü biz, insanı, (erkek ve dişi suları ile) karışık bir nutfeden yarattık
Portekizce:
Em verdade, criamos o homem, de esperma misturado, para prová-lo, e o dotamos de ouvidos e vistas.
İsveççe:
För att sätta henne på prov har Vi skapat människan av en droppe av ett flöde, blandat [med ett annat flöde], och så har Vi gett henne hörsel och syn.
Farsça:
ما انسان را از نطفه آمیخته و مختلطی [از مواد و عناصر] آفریدیم و او را از حالتی به حالتی و شکلی به شکلی [از نطفه به علقه، از علقه به مضغه، از مضغه به استخوان تا طفلی کامل] درآوردیم، پس او را شنوا و بینا قرار دادیم.
Kürtçe:
بەڕاستی ئێمە ئادەمیزادمان دروست کرد لە دڵۆپێك ئاوی تێکەڵ لە گەلێ توخم تا تاقی بکەینەوە
ئەمجا ژنەواو وبینا مان کرد (چاو وگوێمان پێبەخشی)
Özbekçe:
Албатта, Биз инсонни аралаш нутфадан яратдик. Синаш учун, бас, уни эшитадиган, кўрадиган қилдик.
Malayca:
Sesungguhnya Kami telah aturkan cara mencipta manusia bermulanya dari air mani yang bercampur (dari pati benih lelaki dan perempuan), serta Kami tetap mengujinya (dengan kewajipan-kewajipan); oleh itu maka Kami jadikan dia berkeadaan mendengar dan melihat.
Arnavutça:
Me të vërtetë, Ne e kemi krijuar njeriun nga një farë e përzier (spermës); për ta provuar, dhe e bëmë atë që të dëgjojë dhe të shoh;
Bulgarca:
Сътворихме Ние човека от частица сперма с примеси, за да го изпитаме, и го сторихме чуващ, зрящ.
Sırpça:
Ми човека од смесе семена стварамо да бисмо га ставили на искушење и чинимо да он чује и види.
Çekçe:
Věru jsme člověka stvořili z kapky semene, ze směsí, zkoušejíce jej. A slyšícím a vidoucím jsme jej učinili
Urduca:
ہم نے انسان کو ایک مخلوط نطفے سے پیدا کیا تاکہ اس کا امتحان لیں اور اِس غرض کے لیے ہم نے اسے سننے اور دیکھنے والا بنایا
Tacikçe:
Мо одамиро аз нутфае омехта биёфаридем, то ӯро имтиҳон кунем. Ва шунавову бинояш сохтаем.
Tatarca:
Тәхкыйк Без Адом балаларын яраттык, ир илә хатынның катнашкан мәниләреннән, Без аны бәлаләндереп сынарбыз, аны ишетүче вә күрүче кылдык.
Endonezyaca:
Sesungguhnya Kami telah menciptakan manusia dari setetes mani yang bercampur yang Kami hendak mengujinya (dengan perintah dan larangan), karena itu Kami jadikan dia mendengar dan melihat.
Amharca:
እኛ ሰውን (በሕግ ግዳጅ) የምንሞከረው ስንኾን ቅልቅሎች ከኾኑ የፍትወት ጠብታ ፈጠርነው፡፡ ሰሚ ተመልካችም አደረግነው፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக நாம் மனிதனை (ஆண், பெண்ணுடைய இந்திரியத்தில் இருந்து) கலக்கப்பட்ட விந்துத் துளியிலிருந்து படைத்தோம். அவனை நாம் சோதிக்கிறோம். ஆக, செவியுறுபவனாக, பார்ப்பவனாக அவனை ஆக்கினோம்.
Korece:
실로 하나님은 혼합된 한방울의 정액으로써 인간을 창조하사 그를 시험하기 위해서라 그리하 여 하나님은 인간에게 청각과 시 력을 부여하고
Vietnamca:
Thật vậy, TA (Allah) đã tạo ra con người từ một giọt tinh dịch, để TA có thể thử thách y; và TA đã làm cho y nghe và thấy.
Ayet Linkleri: