Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ قُلْ أُوحِيَ إِلَيَّ أَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِّنَ الْجِنِّ فَقَالُوا إِنَّا سَمِعْنَا قُرْآنًا عَجَبًا
Çeviriyazı:
ḳul ûḥiye ileyye ennehü-steme`a neferum mine-lcinni feḳâlû innâ semi`nâ ḳur'ânen `acebâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Deki: Hakikat bir takım cinnin Kur'ân dinleyip de şöyle dedikleri bana vahyedildi. Şüphesiz biz, hayret verici bir Kur'ân dinledik.
Diyanet İşleri:
De ki: "Cinlerden bir topluluğun Kuran'ı dinlediği bana vahyolundu; onlar şöyle demişlerdir;" "Doğrusu biz, doğru yola götüren, hayrete düşüren bir Kuran dinledik de ona inandık; biz, Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız."
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: Bana vahyedildi bu gerçekten de; cinlerin bir topluluğu, beni dinlediler de şüphe yok ki dediler, biz, şaşılacak bir Kur'an duyduk.
Şaban Piriş:
De ki: Cinlerden bir topluluğun, dinleyip şöyle dediği bana vahyedildi: Biz, hârikulâde bir güzel bir Kur'an dinledik
Edip Yüksel:
De ki, "Bana vahyedildiğine göre, cinlerden bir grup dinlediler ve şöyle dediler:" "Biz ilginç bir Kuran işittik."
Ali Bulaç:
De ki: "Bana gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: -Doğrusu biz, (büyük) hayranlık uyandıran bir Kur'an dinledik"
Suat Yıldırım:
De ki: Bana vahyolunduğuna göre bir cin cemaati Kur'ân’ı dinledikten sonra şöyle dediler: “Biz gerçekten, doğru yolu gösteren harikulade bir Kur’ân dinledik.Bundan böyle Rabbimize asla bir şerik tanımayacağız.Rabbimizin şanı çok yücedir, O ne eş, ne de çocuk edinmiştir.Meğer içimizden birtakım cahiller, Allah hakkında gerçek olmayan sözler söylüyormuş! Biz de saf saf, insanları ve cinleri, Allah hakkında yalan söylemez sanmışız!Meğer bir kısım insanlar cinlerden bazılarına sığınıp, böylece onları daha da azgın hale getirmişler! Onlar da, sizin zannettiğiniz gibi, Allah’ın ölen hiçbir kimseyi diriltmeyeceğini zannetmişler. [37,1;46,29-33]
Ömer Nasuhi Bilmen:
De ki: Bana vahyolundu ki şüphe yok ki, cinden bir tâife (Kur´anı) dinlemiş de demişler ki, «Muhakkak biz, bir acâib (bedî´) bir Kur´an işittik.»
Yaşar Nuri Öztürk:
De ki: "Cinlerden bir topluluğun dinleyip şunu söyledikleri bana vahyolundu: 'Gerçekten biz, hayranlık verici bir Kur'an dinledik."
Bekir Sadak:
«Dogrusu, onlar da sizin, Allah´in kimseyi yeniden diriltmeyeceginizi sandiginiz gibi sanida bulunmuslardi.»
İbni Kesir:
De ki: Bana vahyolundu ki
Adem Uğur:
(Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur´an´ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, hârikulâde güzel bir Kur´an dinledik.
İskender Ali Mihr:
De ki: “Cinlerden bir topluluğun (Kur´ân) dinlediği, sonra: “Biz gerçekten harika, güzel bir Kur´ân işittik.” dedikleri bana vahyedildi.”
Celal Yıldırım:
De ki: Cinlerden birkaç tanesinin (gelip Kur´ân) dinledikleri ve sonra da : «Biz, hayranlık uyandıran bir Kur´ân dinledik» dedikleri, bana vahiy yoluyla bildirildi.
Tefhim ul Kuran:
De ki: «Bana gerçekten şu vahyolundu: «Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: -Doğrusu biz, (büyük) hayranlık uyandıran bir Kur´an dinledik.
Fransızca:
Dis : "Il m'a été révélé qu'un groupe de djinns prêtèrent l'oreille, puis dirent : "Nous avons certes entendu une Lecture [le Coran] merveilleuse,
İspanyolca:
Di: «Se me ha revelado que un grupo de genios estaba escuchando y decía: 'Hemos oído una Recitación maravillosa,
İtalyanca:
Di': «Mi è stato rivelato che un gruppo di dèmoni ascoltarono e dissero: " Invero abbiamo ascoltato una Lettura meravigliosa,
Almanca:
Sag: "Mir wurde als Wahy zuteil, daß doch eine Gruppe von den Dschinn zuhörten." Dann sagten sie: "Gewiß, wir vernahmen einen wunderbaren Quran.
Çince:
你说:我曾奉到启示:有几个精灵已经静听,并且说:我们确已听见奇异的《古兰经》,
Hollandaca:
Zeg: Het is mij geopenbaard, dat een aantal geniussen mijne lezing van den Koran aandachtig hebben aangehoord, en zeiden: Waarlijk, wij hebben een bewonderenswaardig gesprek gehoord.
Rusça:
Скажи: "Мне было открыто, что несколько джиннов послушали чтение Корана и сказали: "Воистину, мы слышали удивительный Коран.
Somalice:
Waxaad Dhahdaa (Nabiyow) waxaa lay waxyooday inay Dhagaysteen Koox Jinni ah (Quraanka) Dheheen waxaan maqallay quraan layaab leh.
Swahilice:
Sema: Imefunuliwa kwangu ya kuwa kundi moja la majini lilisikiliza, na likasema: Hakika sisi tumeisikia Qur'ani ya ajabu!
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد! قەۋمىڭگە) ئېيتقىنكى، «بىر قانچە نەپەر جىننىڭ (قۇرئان) تىڭشاپ (ئىمان ئېيتقانلىقى) ماڭا ۋەھيى قىلىندى، ئۇلار (قەۋمىگە قايتىپ بارغاندىن كېيىن) ئېيتتى: بىز توغرا يولغا باشلايدىغان ئاجايىپ قۇرئاننى ھەقىقەتەن ئاڭلىدۇق
Japonca:
言え,「わたしにこう啓示された。一団のジンが(クルアーンを)聞いて言った。『わたしたちは,本当に驚くべき読誦を聞いた。
Arapça (Ürdün):
«قل» يا محمد للناس «أُحي إليَّ» أي أخبرت بالوحي من الله تعالى «أنه» الضمير للشأن «استمع» لقراءتي «نفر من الجن» جن نصيبين وذلك في صلاة الصبح ببطن نخل، موضوع بين مكة والطائف، وهم الذين ذكروا في قوله تعالى (وإذ صرفنا إليك نفرا من الجن) الآية «فقالوا» لقومهم لما رجعوا إليهم «إنا سمعنا قرآنا عجب» يتعجب منه في فصاحته وغزارة معانيه وغير ذلك.
Hintçe:
(ऐ रसूल लोगों से) कह दो कि मेरे पास 'वही' आयी है कि जिनों की एक जमाअत ने (क़ुरान को) जी लगाकर सुना तो कहने लगे कि हमने एक अजीब क़ुरान सुना है
Tayca:
จงกล่าวเถิดมุฮัมมัดว่า ได้มีวะฮียฺมายังฉันว่า แท้จริงพวกญินจำนวนหนึ่งได้ฟังฉัน (อ่านกุรอาน) และพวกเขากล่าวว่า แท้จริงเราได้ยินกุรอานที่แปลกประหลาด
İbranice:
אמור: הושרה אליי שקבוצת שדים האזינה ואמרה: אכן שמענו את הקוראן המופלא
Hırvatça:
Reci: "Meni je objavljeno da je nekoliko džina prisluškivalo i reklo: 'Mi smo, doista, Kur'an divni' slušali;
Rumence:
Spune: “Mi s-a dezvăluit că un pâlc de ginni stătea şi asculta; apoi au spus: ‘Da, am auzit un Coran minunat
Transliteration:
Qul oohiya ilayya annahu istamaAAa nafarun mina aljinni faqaloo inna samiAAna quranan AAajaban
Türkçe:
De ki: "Cinlerden bir topluluğun dinleyip şunu söyledikleri bana vahyolundu: 'Gerçekten biz, hayranlık verici bir Kur'an dinledik."
Sahih International:
Say, [O Muhammad], "It has been revealed to me that a group of the jinn listened and said, 'Indeed, we have heard an amazing Qur'an.
İngilizce:
Say: It has been revealed to me that a company of Jinns listened (to the Qur'an). They said, 'We have really heard a wonderful Recital!
Azerbaycanca:
(Ya Peyğəmbər!) De: “Mənə vəhy olundu ki, bir dəstə cin (Məkkə və Taif arasında sübh namazı vaxtı Qur’anı dinləyib öz həmcinslərinin yanına qayıtdıqları zaman) dedilər: “Biz çox qəribə (təsəvvür edilməz dərəcədə gözəl olan) bir Qur’an eşitdik.
Süleyman Ateş:
De ki: Cinlerden bir topluluğun Kur'an dinleyip şöyle dedikleri bana vahyolundu: "Biz harikulade güzel bir Kur'an dinledik.
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, harikulade güzel bir Kur'an dinledik.
Erhan Aktaş:
De ki: “Bana, cinlerden(1) bir topluluğun dinledikten sonra gidip; biz gerçekten hayranlık uyandıran bir kur’an(2) dinledik, dedikleri, vahyolundu.”
Kral Fahd:
(Rasûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: "Hârikulâde güzel bir Kur’an dinledik."
Hasan Basri Çantay:
(Habîbim) de ki: «Bana şu hakıykat (ler) vahy olunmuşdur: Cin den bir zümre (benim Kur´an okuyuşumu) dinlemiş de (şöyle) söylemişler: — Biz, hakıykî hayranlık veren bir Kur´an dinledik.
Muhammed Esed:
De ki: "Tanınmayan/bilinmeyen varlıklardan bir kısmının (bu ilahi kelama) kulak verdikleri ve sonra (arkadaşlarına şöyle) söyledikleri bana vahyedildi: ´Biz olağanüstü güzellikte bir hitabe dinledik,
Gültekin Onan:
De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm, Mekke kâfirlerine) de ki: “-Bana, şu gerçek vahy olundu: Bir takım cinler (sabah namazında Kur’an okuduğumu) işittiler de (kavimlerine döndükleri zaman) dediler ki, biz çok hoş bir Kur’an dinledik
Portekizce:
Dize: Foi-me revelado que um grupo de gênios escutou (a recitação do Alcorão). Disseram: Em verdade, ouvimos um Alcorão admirável,
İsveççe:
Säg [Muhammad]: ”Det har uppenbarats för mig att en skara av osynliga väsen fick lyssna till [Koranen], och [att] de sade [till de sina]: 'Vi har lyssnat till en märklig uppläsning,
Farsça:
بگو: به من وحی شده که گروهی از جنّ [به قرآن] گوش دادند و گفتند: همانا ما قرآن شگفت آوری شنیدیم،
Kürtçe:
(ئەی موحەممەد ﷺ) بڵێ: نیگام بۆ کرا کە بێگومان چەند کەسێك لە جنۆکە گوێیان گرت (لە قورئان خوێندنەوەم) ئەمجا ووتیان: بەڕاستی ئێمە قورئانێکی سەر سوڕھێنەرمان بیست
Özbekçe:
Сен айт: «Менга ваҳий қилиндики, Албатта жинлардан (бир неча) нафари қулоқ осдилар ва дедилар: «Биз ажойиб Қуръонни эшитдик.
Malayca:
Katakanlah (wahai Muhammad): "Telah diwahyukan kepadaku, bahawa sesungguhnya: satu rombongan jin telah mendengar (Al-Quran yang aku bacakan), lalu mereka (menyampaikan hal itu kepada kaumnya dengan) berkata: `Sesungguhnya kami telah mendengar Al-Quran (sebuah Kitab Suci) yang susunannya dan kandungannya sungguh menakjubkan!
Arnavutça:
Thuaj (o Muhammed!): “Mua m’u ka shpallur se disa prej xhindëve (krijesa të padukshme), kanë dëgjuar dhe kanë thënë: “Me të vërtetë, kemi dëgjuar (një) Kur’an të mrekullueshëm,
Bulgarca:
Кажи [о, Мухаммад]: “Разкрито ми бе, че няколко джинове слушали и рекли: “Чухме удивителен Коран.
Sırpça:
Реци: „Мени је објављено да је неколико духова прислушкивало и рекло: 'Ми смо, заиста, Кур'ан дивни слушали;
Çekçe:
Rci: 'Bylo mi vnuknuto, že skupina džinů naslouchala a řekla:, Naslouchali jsme Koránu podivuhodnému,
Urduca:
اے نبیؐ، کہو، میری طرف وحی بھیجی گئی ہے کہ جنوں کے ایک گروہ نے غور سے سنا پھر (جا کر اپنی قوم کے لوگوں سے) کہا: "ہم نے ایک بڑا ہی عجیب قرآن سنا ہے
Tacikçe:
Бигӯ: «Ба ман ваҳй шудааст, ки гурӯҳе аз ҷин гӯш андохтанду гуфтанд,- ки мо Қуръоне аҷиб шунидем.
Tatarca:
Әйт: "Миңа вәхий кылынды, Аллаһудан хәбәр бирелде, тәхкыйк миннән җеннәрдән бер таифә Коръәнне тыңлады, ул җеннәр кавемнәренә барып сөйләделәр: "Тәхкыйк без ґәҗәеб Коръәнне ишеттек!
Endonezyaca:
Katakanlah (hai Muhammad): "Telah diwahyukan kepadamu bahwasanya: telah mendengarkan sekumpulan jin (akan Al Quran), lalu mereka berkata: Sesungguhnya kami telah mendengarkan Al Quran yang menakjubkan,
Amharca:
(ሙሐመድ ሆይ!) በል «እነሆ ከጂን የኾኑ ጭፈሮች (ቁርኣንን) አዳመጡ፡፡‹እኛ አስደናቂ የኾነን ቁርኣን ሰማንም› አሉ ማለት ወደእኔ ተወረደ፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக நாம் நூஹை - அவருடைய மக்களின் பக்கம் (தூதராக) - அனுப்பினோம். ஏனெனில், நீர் உமது மக்களை - துன்புறுத்தும் தண்டனை அவர்களுக்கு வருவதற்கு முன்னர் - எச்சரிப்பீராக!
Korece:
일러가로되 내게 말씀이 계시 되었고 한 무리의 영마가 꾸란을 듣고 말하길 실로 우리는 아름다 운 꾸란 낭송을 들었노라 하더라
Vietnamca:
Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy nói (với cộng đồng tín đồ của Ngươi): “Quả thật, Ta được mặc khải cho biết rằng có một nhóm Jinn đã lắng nghe (Ta xướng đọc Qur’an). (Khi trở về với người dân của mình), chúng nói: Chúng tôi đã nghe được một cuộc xướng đọc thật tuyệt vời!”
Ayet Linkleri: