Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

30

Ayet No: 

699

Sayfa No: 

112

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَطَوَّعَتْ لَهُ نَفْسُهُ قَتْلَ أَخِيهِ فَقَتَلَهُ فَأَصْبَحَ مِنَ الْخَاسِرِينَ

Çeviriyazı: 

feṭavve`at lehû nefsühû ḳatle eḫîhi feḳatelehû feaṣbeḥa mine-lḫâsirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bunun üzerine kurbanı kabul edilmeyenin nefsi kendisini, kardeşini öldürmeye teşvik etti ve onu öldürdü. Böylece zarara uğrayanlardan oldu.

Diyanet İşleri: 

Bunun üzerine, kardeşini öldürmekte nefsine uydu ve onu öldürerek, zarara uğrayanlardan oldu.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Nihayet kardeşini öldürme hususunda nefsine uydu da öldürdü onu ve ziyankarlardan oluverdi.

Şaban Piriş: 

Nefsi ona kardeşini öldürmeyi güzel gösterdi. Ve onu öldürerek hüsrana uğrayanlardan oldu.

Edip Yüksel: 

Egosu onu, kardeşini öldürmeye kışkırttı. Onu öldürdü ve böylece kaybetti.

Ali Bulaç: 

Sonunda nefsi ona kardeşini öldürmeyi (tahrik edip zevkli göstererek) kolaylaştırdı; böylece onu öldürdü, bu yüzden hüsrana uğrayanlardan oldu.

Suat Yıldırım: 

Nefsi, onu kardeşini öldürmeye itti. O da onu öldürüp ziyan edenlerden oldu.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık kardeşini öldürmeyi kendisine nefsi kolaylaştırdı da onu öldürdü. Sonra da ziyana uğramışlardan oldu.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye ısındırdı, o da onu öldürdü. Böylece hüsrana uğramışlardan oldu.

Bekir Sadak: 

Ancak, onlari yakalamanizdan once tevbe edenler bunun disindadir. Biliniz ki Allah, bagislar ve merhamet eder. *

İbni Kesir: 

Bunun üzerine kardeşini öldürmekte nefsine uydu ve onu öldürdü de hüsrana uğrayanlardan oldu.

Adem Uğur: 

Nihayet nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü: bu yüzden de kaybedenlerden oldu.

İskender Ali Mihr: 

Bunun üzerine nefsi, onu, kardeşini öldürmeye kandırdı (kolay ve zevkli gösterdi). Böylece onu öldürdü, sonra hüsrana uğrayanlardan oldu.

Celal Yıldırım: 

Kardeşini öldürmek için nefsi ona baş eğdirdi, o da tutup öldürdü ve zarara uğrayanlardan oldu.

Tefhim ul Kuran: 

Sonunda nefsi ona kardeşini öldürmeyi (tahrik edip zevkli göstererek) kolaylaştırdı

Fransızca: 

Son âme l'incita à tuer son frère. Il le tua donc et devint ainsi du nombre des perdants.

İspanyolca: 

Entonces, su alma le instigó a que s matara a su hermano y le mató, pasando a ser de los que pierden.

İtalyanca: 

La sua passione lo spinse ad uccidere il fratello. Lo uccise e divenne uno di coloro che si sono perduti.

Almanca: 

Und sein Ego erleichterte ihm das Töten seines Bruders, so hat er ihn getötet, so gehörte er zu den Verlierern.

Çince: 

他的私欲撺掇他杀他的弟弟。故他杀了他之后,变成了亏折的人。

Hollandaca: 

En zijne ziel drong hem, zijn broeder te dooden en hij doodde hem; zoodat hij tot hen behoorde die verdoemd zijn.

Rusça: 

Душа подтолкнула его на убийство своего брата, и он убил его и оказался одним из потерпевших убыток.

Somalice: 

Markaasay u qurxisay Naftiisii Dilka Walaalkiis Wuuna Dilay wuxuuna Nooqday kuwa Khasaaray.

Swahilice: 

Basi nafsi yake ikampelekea kumuuwa nduguye, akamuuwa na akawa miongoni mwa wenye kukhasirika.

Uygurca: 

ئۇ (يەنى قابىل) نىڭ نەپسى ئۇنىڭغا قېرىندىشىنى (يەنى ھابىلنى) ئۆلتۈرۈشنى چىرايلىق كۆرسەتتى، شۇنىڭ بىلەن، ئۇنى ئۆلتۈرۈپ (دۇنيا ۋە ئاخىرەتتە) زىيان تارتقۇچىلاردىن بولدى

Japonca: 

しかしかれの(利己的な)心は,その弟を殺すのを望ましいこととし,遂にかれを殺害(人類最古の殺人者と)して,失敗者の1人となった。

Arapça (Ürdün): 

«فطوَّعت» زينت «له نفسه قتل أخيه فقتله فأصبح» فصار «من الخاسرين» بقتله ولم يدرِ ما يصنع به لأنه أول ميت على وجه الأرض من بني آدم فحمله على ظهره.

Hintçe: 

फिर तो उसके नफ्स ने अपने भाई के क़त्ल पर उसे भड़का ही दिया आख़िर उस (कम्बख्त ने) उसको मार ही डाला तो घाटा उठाने वालों में से हो गया

Tayca: 

แล้วจิตใจของเขา ก็คล้อยตามเขาในการที่จะฆ่าน้องชายของเขา แล้วเขาก็ฆ่าน้องชายของเขา ดังนั้นเขาจึงได้กลายเป็นคนหนึ่งในหมู่ผู้ขาดทุน

İbranice: 

אמנם, נפשו הרשתה לו להרוג את אחיו, והיה מן האובדים

Hırvatça: 

I duša ga navede da ubije brata svoga, pa ga on ubi i postade jedan od gubitnika.

Rumence: 

Sufletul îl împinse însă să-şi ucidă fratele. El îl ucise, devenind astfel dintre cei pierduţi.

Transliteration: 

FatawwaAAat lahu nafsuhu qatla akheehi faqatalahu faasbaha mina alkhasireena

Türkçe: 

Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye ısındırdı, o da onu öldürdü. Böylece hüsrana uğramışlardan oldu.

Sahih International: 

And his soul permitted to him the murder of his brother, so he killed him and became among the losers.

İngilizce: 

The (selfish) soul of the other led him to the murder of his brother: he murdered him, and became (himself) one of the lost ones.

Azerbaycanca: 

Nəfsi onu (Qabili) qardaşını öldürməyə sövq etdi, onu (Habili) öldürdü və bununla da zərərçəkənlərdən oldu.

Süleyman Ateş: 

Nefsi, onu kardeşini öldürmeye çağırdı, (o da nefsine uyarak) onu öldürdü, ziyana uğrayanlardan oldu.

Diyanet Vakfı: 

Nihayet nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü: bu yüzden de kaybedenlerden oldu.

Erhan Aktaş: 

Nefsi(1) kardeşini isteyerek öldürmesini kolaylaştırdı. O da onu öldürdü. Böylece hüsrana uğrayanlardan oldu.

Kral Fahd: 

Nihayet (diğer kardeş ise), nefsi, kardeşini öldürmek hususunda ona boyun eğdirmiş ve onu öldürmüş, böylece hüsrana uğrayanlardan olmuştu.

Hasan Basri Çantay: 

Nihayet nefsi, kardeşini öldürmiye (isteyerek) uymuş da onu öldürmüşdü, bu yüzden (maddî, manevî) ziyana uğrayanlardan olmuşdu.

Muhammed Esed: 

Fakat diğerinin ihtirası onu kardeşini öldürmeye sürükledi ve onu öldürdü: Böylece hüsrana uğrayanlardan oldu.

Gültekin Onan: 

Sonunda nefsi ona kardeşini öldürmeyi kolaylaştırdı

Ali Fikri Yavuz: 

Nihayet Kâbil nefsine uyarak kardeşini (Hâbil’i) öldürmeğe kalkışmış ve sonra onu öldürmüştü. Böylece ziyana uğrayanlardan olmuştu.

Portekizce: 

E o egoísmo (do outro) induziu-o a assassinar o irmão; assassinou-o e contou-se entre os desventurados.

İsveççe: 

Men den andre, driven av sin [hetsiga] natur, tvekade inte inför brodermordet, och han dödade honom och blev så en av förlorarna.

Farsça: 

نفس [طغیان گرش] ، کشتن برادرش را در نظرش سهل و آسان جلوه داد، پس او را کشت و از زیانکاران شد.

Kürtçe: 

ئەمجا دەرونی(ئەو تاوانبارە) ھانیدا بۆ کوشتنی براکەی وە کوشتی بەھۆی یەوە چووە ڕیزی زیان باران وخەسارومەندان

Özbekçe: 

Нафси унга биродарини ўлдиришни яхши кўрсатди. Бас, уни ўлдирди. Шу сабабдан зиёнкорлардан бўлди.

Malayca: 

Maka nafsu jahat (Qabil) mendorongnya (sehingga ia tergamak) membunuh saudaranya, lalu ia membunuhnya. Oleh itu menjadilah dia dari golongan orang- orang yang rugi.

Arnavutça: 

Vetja e tij e nxiti në vrasjen e të vëllait, dhe e mbyti. Kështu, ai u bë njëri nga të humburit.

Bulgarca: 

И го подтикна душата му да убие своя брат, и го уби, и стана един от губещите.

Sırpça: 

И душа га наведе да убије брата свога, па га он уби и постаде један од губитника.

Çekçe: 

A vnukla mu duše jeho zabít bratra, a zabil ho a stal se z těch, kdož ztrátu utrpěli.

Urduca: 

آخر کار اس کے نفس نے اپنے بھائی کا قتل اس کے لیے آسان کر دیا اور وہ اسے مار کر اُن لوگوں میں شامل ہو گیا جو نقصان اٹھانے والے ہیں

Tacikçe: 

Нафсаш ӯро ба куштани бародар тарғиб кард ва ӯро кушт ва аз зиёнкорон гардид.

Tatarca: 

Нәфесе аңа галиб булды, ягъни нәфесе Кабилне җиңде, Һабилне үтерергә аны өстерәде, Кабил Һабилне үтерде вә хәсрәтләнүчеләрдән булды.

Endonezyaca: 

Maka hawa nafsu Qabil menjadikannya menganggap mudah membunuh saudaranya, sebab itu dibunuhnyalah, maka jadilah ia seorang diantara orang-orang yang merugi.

Amharca: 

ነፍሱም ወንድሙን መግደልን ለርሱ ሸለመችለት፤(አነሳሳችው፤)፡፡ ገደለውም፡፡ ከከሳሪዎቹም ኾነ፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவர் தன் சகோதரரை கொலை செய்ய அவருடைய மனம் அவரைத் தூண்டியது. ஆகவே, அவர் அவரைக் கொன்றார். ஆகவே, நஷ்டவாளிகளில் (அவர்) ஆகிவிட்டார்.

Korece: 

타인에게 오만함이 그로 하 여금 그의 형제를 살해했으니 그 는 손실자 무리중의 일원이 되었 더라

Vietnamca: 

Bản ngã (hướng về điều xấu trong con người của Qabil) không ngừng xúi giục y nên y đã giết(14) đứa em của mình, thế là y đã trở thành một kẻ thua thiệt. (14) Mặc dù Qabil có ý định giết Habil nhưng hoàn toàn không biết như thế nào là giết. Lúc đó, Iblis xuất hiện lấy một con vật, đặt đầu của nó lên đá và cầm cục đá đập lên đầu con vật cho đến chết. Thế là Qabil hiểu được giết Habil như thế nào. Trích từ Tafsir Ibnu Al-Kathir.