Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

5

Sûredeki Ayet No: 

29

Ayet No: 

698

Sayfa No: 

112

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنِّي أُرِيدُ أَن تَبُوءَ بِإِثْمِي وَإِثْمِكَ فَتَكُونَ مِنْ أَصْحَابِ النَّارِ ۚ وَذَٰلِكَ جَزَاءُ الظَّالِمِينَ

Çeviriyazı: 

innî ürîdü en tebûe biiŝmî veiŝmike fetekûne min aṣḥâbi-nnâr. veẕâlike cezâu-żżâlimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ben isterim ki sen, benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip ateş halkından olasın! Zalimlerin cezası budur.

Diyanet İşleri: 

Ben, hem benim hem de kendi günahını yüklenip cehennemliklerden olmanı isterim, zulmedenlerin cezası budur".

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Dilerim, kendi suçunla beraber benim suçumu da yüklenesin de cehennem ehlinden olasın ve budur cezası zulmedenlerin.

Şaban Piriş: 

Ben, hem benim hem de kendi günahını yüklenerek cehennemliklerden olmanı isterim, zulmedenlerin cezası işte budur, dedi.

Edip Yüksel: 

Günahımı günahınla birlikte yüklenerek cehenneme girmeni isterim. Zalimler böyle cezalandırılır.

Ali Bulaç: 

Şüphesiz kendi günahını ve benim günahımı yüklenmeni ve böylelikle ateşin halkından olmanı isterim. Zulmedenlerin cezası budur.

Suat Yıldırım: 

Onlara Âdem'in iki oğlunun gerçek olan haberini oku:Onların her ikisi birer kurban takdim etmişlerdi de birininki kabul edilmiş, öbürününki kabul edilmemişti.Kurbanı kabul edilmeyen, kardeşine: “Seni öldüreceğim” dedi.O da: “Allah, ancak müttakilerden kabul buyurur, dedi. Yemin ederim ki, sen beni öldürmek için el kaldırırsan, ben seni öldürmek için sana el kaldırmam. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”“Ben isterim ki sen, kendi günahınla beraber benim günahımı da yüklenesin de cehennemliklerden olasın. Zalimlerin cezası işte budur!” [3,62; 18,13; 19,34] {KM, Tekvin 4,3-12; Makkabe 7,11}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Muhakkak ben isterim ki, sen benim günahımı ve kendi günahını yüklenesin de ateşin ashâbından olasın. Ve o ise zalimlerin cezasıdır.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da senin günahını da yüklenip ateş halkından olasın. İşte budur zalimlerin cezası!

Bekir Sadak: 

Allah ve peygamberiyle savasanlarin ve yeryuzunde bozgunculuga ugrasanlarin cezasi oldurulmek veya asilmak yahut capraz olarak el ve ayaklari kesilmek ya da yerlerinden surulmektir. Bu onlara dunyada bir rezilliktir. Onlara ahirette buyuk azab vardir.

İbni Kesir: 

Dilerim ki sen

Adem Uğur: 

Ben istiyorum ki, sen, hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın

İskender Ali Mihr: 

Gerçekten ben, benim günahım ile kendi günahını yüklenmeni, böylece ateş halkından olmanı dilerim.Ve zâlimlerin cezası, işte budur.

Celal Yıldırım: 

Ben (bu durumda) İsterim ki, benim günahımı da kendi günahını da yüklenip Cehennemliklerden olasın, işte zâlimlerin cezası budur!

Tefhim ul Kuran: 

«Şüphesiz, senin kendi günahını ve benim günahımı yüklenmeni ve böylelikle ateşin halkından olmanı isterim. Zulmedenlerin cezası budur.»

Fransızca: 

Je veux que tu partes avec le péché de m'avoir tué et avec ton propre péché : alors tu seras du nombre des gens du Feu. Telle est la récompense des injustes.

İspanyolca: 

Quiero que cargues con tu pecado contra mí y otros pecados y seas así de los moradores del Fuego. Ésa es la retribución de los impíos».

İtalyanca: 

Voglio che tu ti addossi il mio peccato e il tuo, e allora sarai tra i compagni del Fuoco. Questa è la ricompensa per gli ingiusti».

Almanca: 

Ich will doch, daß du (allein) mit meiner und mit deiner Verfehlung zurückkehrst, damit du von den Weggenossen des Feuers wirst." Und dies ist die Vergeltung für die Unrecht-Begehenden.

Çince: 

我必定要你担负杀我的罪责,和你原有的罪恶,你将成为火狱的居民。这是不义者的报酬。

Hollandaca: 

Ik heb liever dat gij mijne onrechtvaardigheid en uwe eigene onrechtvaardigheid draagt, en dat gij een makker in het vuur verkrijgt; want dat is de belooning van den onrechtvaardige.

Rusça: 

Я хочу, чтобы ты вернулся с моим грехом и твоим грехом и оказался среди обитателей Огня. Таково воздаяние беззаконникам".

Somalice: 

Waaxaana Dooni inaad la Noqoto Dambigayga iyo kaagaba ood noqoto Naarta Ehelkeeda Taasina waa Abaalka Daalimiinta.

Swahilice: 

Mimi nataka ubebe dhambi zangu na dhambi zako, kwani wewe utakuwa miongoni mwa watu wa Motoni. Na hayo ndiyo malipo ya wenye kudhulumu.

Uygurca: 

مەن ھەقىقەتەن سەن بىلەن بولغان گۇناھنى (يەنى مېنى ئۆلتۈرگەنلىك گۇناھىڭنى) ۋە سېنىڭ (ئىلگىرىكى) گۇناھىڭنى (يەنى ئاتاڭ ئادەمنىڭ ئەمرىگە ئاسىيلىق قىلغانلىق گۇناھىڭنى) ئۈستۈڭگە ئېلىپ ئەھلى دوزاخلاردىن بولۇشۇڭلارنى تىلەيمەن، (كىشىلەرگە) زۇلۇم قىلغۇچىلارنىڭ جازاسى شۇدۇر»

Japonca: 

本当にわたしは,あなたがわたしの(先に犯した)罪と,あなたの(殺人の)罪とを負って,あなたが火獄の住人になることを望む。そしてこれは不義を行なう者の応報である。」

Arapça (Ürdün): 

«إني أريد أن تبوء» ترجع «بإثمي» بإثم قتلي «وإثمك» الذي ارتكبته من قبل «فتكون من أصحاب النار» ولا أريد أن أبوء بإثمك إذا قتلتك فأكون منهم، قال تعالى: «وذلك جزاء الظالمين».

Hintçe: 

मैं तो ज़रूर ये चाहता हूं कि मेरे गुनाह और तेरे गुनाह दोनों तेरे सर हो जॉए तो तू (अच्छा ख़ासा) जहन्नुमी बन जाए और ज़ालिमों की तो यही सज़ा है

Tayca: 

แท้จริงฉันต้องการที่จะให้ท่านนำบาปของฉันและบาปของท่านกลับไป แล้วท่านก็จะกลายเป็นคนหนึ่งในหมู่ชาวนรก และนั่นแหละคือการตอบแทนแก่บรรดาผู้อธรรม

İbranice: 

רצוני הוא שתישא בחטא הריגתי יחד עם שאר חטאיך, ותהיה משוכני אש הגיהינום , כי זה העונש של המקפחים

Hırvatça: 

Ja želim da ti poneseš i moj i svoj grijeh i da budeš stanovnik u Vatri. A ona je kazna za sve zulumćare."

Rumence: 

Vreau să iei asupra ta păcatul meu şi păcatul tău şi să fii printre soţii Focului.” Aceasta va fi răsplata celor nedrepţi.

Transliteration: 

Innee oreedu an tabooa biithmee waithmika fatakoona min ashabi alnnari wathalika jazao alththalimeena

Türkçe: 

"Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da senin günahını da yüklenip ateş halkından olasın. İşte budur zalimlerin cezası!"

Sahih International: 

Indeed I want you to obtain [thereby] my sin and your sin so you will be among the companions of the Fire. And that is the recompense of wrongdoers."

İngilizce: 

For me, I intend to let thee draw on thyself my sin as well as thine, for thou wilt be among the companions of the fire, and that is the reward of those who do wrong.

Azerbaycanca: 

Mən istəyirəm ki, sən (məni öldürməklə) mənim də günahımı öz günahınla birlikdə üstünə götürəsən və beləliklə də, Cəhənnəm sakinlərindən olasan. Zalimlərin cəzası budur!”

Süleyman Ateş: 

Ben isterim ki sen, benim günahımı da, senin günahını da yüklenip ateş halkından olasın! zalimlerin cezası budur.

Diyanet Vakfı: 

"Ben istiyorum ki, sen, hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın; zalimlerin cezası işte budur."

Erhan Aktaş: 

“Dilerim ki, benim günahımla(1) birlikte kendi günahını da yüklenerek Ateş’e gidenlerden olursun. Çünkü zâlimlerin cezası budur.”

Kral Fahd: 

«Ben istiyorum ki, sen, (beni öldürmenden dolayı) hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın; zalimlerin cezası işte budur.»

Hasan Basri Çantay: 

«Şübhesiz dilerim ki sen kendi günâhınla birlikde benim günâhımı da yüklenesin de o ateşin yaranından olasın. İşte zaalimlerin cezası budur».

Muhammed Esed: 

(Beni öldürürsen,) dilerim, hem kendi günah(lar)ını, hem de benim günahlarımı(n yükünü) yüklenir ve böylece cehennemin yolunu tutarsın! Çünkü zalimlerin cezası budur.

Gültekin Onan: 

5:28

Ali Fikri Yavuz: 

Ben şüphesiz isterim ki, sen kendi günahınla benim günahımı da yüklenesin. Böylece cehennemliklerden olasın. İşte zâlimlerin cezası budur.

Portekizce: 

Quero que arques com a minha e com a tua culpa, para que sejas um dos condenados ao inferno, que é o castigo dosiníquos.

İsveççe: 

Men jag vill att du skall bära min synd i tillägg till din egen synd, och att Elden skall vara din arvedel; sådan är de orättfärdigas lön."

Farsça: 

من می خواهم به گناه کشتن من و گناه خودت [که سبب مردود شدن کار نیکت بود، به پیشگاه خدا] بازگردی و در نتیجه از دوزخیان باشی؛ و این است پاداش ستمکاران.

Kürtçe: 

بەڕاستی من دەمەوێت کە تۆ بگەڕێیتەوە (بۆلای خوا) بەگوناھی من و خۆیشتەوە ئەوسا تۆ لەھاوەڵانی دۆزەخ دەبیت ھەر ئەوەش پاداشتی ستەمکارانە

Özbekçe: 

Мен, албатта, менинг ҳам гуноҳимни, ўзингнинг ҳам гуноҳингни олиб кетишингни, шу сабабдан дўзах аҳлидан бўлишингни хоҳлайман. Ана ўша золимларнинг жазосидир», деди.

Malayca: 

"Sesungguhnya aku mahu supaya engkau kembali dengan (membawa) dosa (membunuhku) dan dosamu sendiri. Maka dengan itu menjadilah engkau dari ahli neraka, dan itulah dia balasan orang-orang yang zalim".

Arnavutça: 

Unë preferoj që ti të kthehesh me mëkatin tim dhe me mëkatin tënd (për vrasjen time dhe për kundrështimin tënd); e kështu të bëhesh ndër banorët e zjarrit. E, ky është ndëshkimi i zullumqarëve”.

Bulgarca: 

Искам да се обремениш с греха против мен и със своя грях, и ще бъдеш сред обитателите на Огъня. Такова е възмездието за угнетителите.”

Sırpça: 

Ја желим да ти понесеш и мој и свој грех и да будеш становник у Ватри. А она је казна за све неправеднике."

Çekçe: 

Chci, abys vzal na sebe hřích proti mně i hřích proti sobě; a tak staneš se jedním z obyvatel ohně pekelného, neboť to odměna je nespravedlivých.'

Urduca: 

میں چاہتا ہوں کہ میرا اور اپنا گناہ تو ہی سمیٹ لے اور دوزخی بن کر رہے ظالموں کے ظلم کا یہی ٹھیک بدلہ ہے"

Tacikçe: 

Мехоҳам, ки ҳам гуноҳи маро ба гардан гирӣ ва ҳам гуноҳи худро, то аз дӯзахиён гардӣ, ки ин аст ҷазои ситамкорон».

Tatarca: 

Әгәр мине үтерсәң, мин телимен минем гөнаһымны һәм үз гөнаһыңны йөкләп Аллаһуга кайтуыңны, бу золым эшеңне эшләсәң ут әһеленнән булырсың. Ут ґәзабы: залимнәргә тиешле җәзадыр.

Endonezyaca: 

"Sesungguhnya aku ingin agar kamu kembali dengan (membawa) dosa (membunuh)ku dan dosamu sendiri, maka kamu akan menjadi penghuni neraka, dan yang demikian itulah pembalasan bagi orang-orang yang zalim".

Amharca: 

«እኔ በኃጢአቴና በኃጢአትህ ልትመለስና ከእሳት ጓዶች ልትኾን እሻለሁ፤ ይኽም የበደለኞች ቅጣት ነው» (አለ)፡፡

Tamilce: 

“என்(னை நீ கொலை செய்த) பாவத்தையும், உனது (மற்ற) பாவத்தையும் நீ சுமந்து, நீ நரகவாசிகளில் ஒருவனாக ஆகி விடுவதை நிச்சயமாக நான் நாடுகிறேன். இதுதான் அநியாயக்காரர்களின் கூலியாகும்” (என்று கூறி எச்சரித்தார்.)

Korece: 

나에 대한 죄악과 너의 죄악으로 네가 벌을 받게 되리니 너 는 지옥의 주인이 되리라 이는 죄인들에 대한 보상이라

Vietnamca: 

“Hơn nữa, tôi muốn anh gánh tội (giết) tôi và cả tội (nghịch lại Allah) của anh (trước đó) để anh sẽ làm bạn với Hỏa Ngục, và đó là hậu quả dành cho đám người sai quấy bất công.”