Arapça:
فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَيُوَفِّيهِمْ أُجُورَهُمْ وَيَزِيدُهُم مِّن فَضْلِهِ ۖ وَأَمَّا الَّذِينَ اسْتَنكَفُوا وَاسْتَكْبَرُوا فَيُعَذِّبُهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا وَلَا يَجِدُونَ لَهُم مِّن دُونِ اللَّهِ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا
Çeviriyazı:
feemme-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti feyüveffîhim ücûrahüm veyezîdühüm min faḍlih. veemme-lleẕîne-stenkefû vestekberû feyü`aẕẕibühüm `aẕâben elîmev velâ yecidûne lehüm min dûni-llâhi veliyyev velâ neṣîrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İnanıp güzel işler yapanlara gelince, onların mükafatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha fazlasını da verecektir. Allah'a kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara da şiddetli bir şekilde azab edecek ve onlar Allah'dan başka kendilerine ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.
Diyanet İşleri:
İnananlara ve yararlı iş işleyenlere, ecirlerini ödeyecek, onlara olan bol nimetini daha da artıracaktır. Kulluk etmekten çekinenleri ve büyüklük taslayanları elem verici bir azaba uğratacaktır. Onlar kendilerine Allah'tan başka bir dost ve yardımcı bulamazlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnananların ve iyi işler işleyenlerin ecirlerini ödeyecek ve lütfünü, onlar hakkında daha da arttıracaktır. Kulluktan çekinip ululanmak isteyenleriyse elemli bir azapla azaplandıracaktır ve onlar, Allah'tan başka ne bir dost bulurlar, ne bir yardımcı.
Şaban Piriş:
İman edip salih ameller işleyenlere mükâfatlarını verecek ve onlara nimetini daha da artıracak, Çekinenleri ve büyüklük taslayanları da acı bir azap ile cezalandıracaktır. Kendilerine Allah’tan başka bir veli ve yardımcı da bulamayacaklardır.
Edip Yüksel:
İnanıp erdemli davrananların ödüllerini eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha fazla verecektir. Küçümseyip kibirlenenleri ise acıklı bir azapla cezalandıracak. Kendilerine ALLAH'tan başka ne bir sahip ve ne de bir yardımcı bulamıyacaklardır
Ali Bulaç:
Ama iman edenler ve salih amellerde bulunanlar, onlara ecirlerini eksiksiz ödeyecek ve onlara Kendi fazlından ekleyecektir de. Çekimser davrananlar ve büyüklenenler, onları acıklı bir azapla azaplandıracaktır ve kendileri için Allah'tan başka bir (vekil) koruyucu dost ve yardımcı bulamayacaklardır.
Suat Yıldırım:
İman edip iyi ve yararlı işler yapanların mükâfatlarını Allah, tam tamına ödeyecek, hatta lütfundan onlara hak ettiklerinden daha fazlasını da verecektir. Kulluktan kaçınıp kibirlenenleri ise can yakıcı bir azaba sokacak ve onlar Allah'tan başka ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır. [40,76]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık o kimseler ki, imân etmiş ve sâlih amellerde bulunmuş olurlar, elbette onlara mükâfaatlarını ödeyecek ve onlara kendi fazlından olarak (mükâfaatlarını) arttıracaktır. Amma o kimseler ki, yüz döndürdüler ve tekebbürde bulundular, onları da elbette elîm bir azab ile azablandıracaktır. Ve onlar kendileri için Allah Teâlâ´dan başka ne bir yar, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bunun ardından da inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanların ödüllerini tam verecek ve lütfundan onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır. Kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onlara korkunç bir azapla azap edecektir. Böyleleri, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost bulacaklardır ne de bir yardımcı.
Bekir Sadak:
Ey Inananlar! Akidleri yerine getirin. Ihramda iken avlanmayi helal gormeksizin, size bildirilecek olanlar disinda, hayvanlar helal kilindi
İbni Kesir:
İman edip salih ameller işleyenlere gelince
Adem Uğur:
İman edip iyi işler yapanlara (Allah) ecirlerini tam olarak verecek ve onlara lütfundan daha fazlasını da ihsan edecektir. Kulluğundan yüz çeviren ve kibirlenenlere gelince onlara acı bir şekilde azap edecektir. Onlar, kendileri için Allah´tan başka ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulurlar. (Kendilerini Allah´ın azabından kurtaracak bir kimse bulamazlar.)
İskender Ali Mihr:
Fakat âmenû olan (ölmeden önce ruhunu Allah´a ulaştırmayı dileyen) ve ıslâh edici amel (nefs tezkiyesi) yapanlara ise, onların ecirleri (mükâfatları), onlara ödenir ve (Allah), onlara kendi fazlından daha da artırır. Ve, (kulluk etmekten) çekinen ve kibirlenen kimselere ise, “elîm azap” ile azap edilir. Ve onlar, kendileri için Allah´tan başka bir dost ve bir yardımcı bulamazlar.
Celal Yıldırım:
Artık imân edip iyi-yararlı amellerde bulunanların mükâfatlarını noksansız ödeyecek ve bir de kendi fazl-u kereminden onlara fazlasını verecektir. (Kulluktan) çekinip büyüklük taslayanlara gelince: Onları elem verici bir azâbla azâblandıracak ve kendilerine Allah´tan başka ne bir dost ve sahip, ne de bir yardımcı bulamıyacaklardır.
Tefhim ul Kuran:
Ama iman edenler ve salih amellerde bulunanlar, onlara ecirlerini eksiksiz ödeyecek ve onlara kendi fazlından ekleyecektir de. Çekimser davrananlar ve büyüklenenler, onları acıklı bir azabla azablandıracaktır ve kendileri için Allah´tan başka bir (veli) koruyucu, dost ve yardımcı da bulamıyacaklardır.
Fransızca:
Quant à ceux qui ont cru et fait de bonnes oeuvres, Il leur accordera leurs pleines récompenses et y ajoutera le surcroît de Sa grâce. Et quant à ceux qui ont eu la morgue et se sont enflés d'orgueil, Il les châtiera d'un châtiment douloureux. Et ils ne trouveront, pour eux, en dehors d'Allah, ni allié ni secoureur,
İspanyolca:
En cuanto a quienes hayan creído y obrado bien, Él les dará, por favor, Su recompensa y aún más. Pero a quienes hayan tenido a menos servirle y hayan sido altivos, les infligirá un castigo doloroso. No encontrarán, fuera de Alá, amigo ni auxiliar.
İtalyanca:
Coloro che invece hanno creduto e compiuto il bene avranno per intero la loro ricompensa e aggiungerà [Allah] dalla Sua generosità Coloro che disdegnano e sono gonfi d'orgoglio, saranno castigati con doloroso tormento. Non troveranno, oltre ad Allah, né patrono né alleato.
Almanca:
Hinsichtlich derjenigen, die den Iman verinnerlicht und gottgefällig Gutes getan haben, diesen wird ER ihre Belohnung zuteil werden lassen und von Seiner Gunst noch mehr geben. Doch hinsichtlich derjenigen, die sich verweigert und sich in Arroganz erhoben haben, diese wird ER mit einer qualvollen Peinigung peinigen. Und sie werden anstelle von ALLAH weder einen Wali, noch einen Beistehenden finden.
Çince:
至于信道而且行善的人,他要使他们享受完全的报酬, 并且把他的恩惠加赐他们。至于拒绝为仆,而且妄自尊大者,他要以痛苦的刑罚惩治他们。除真主外,他们不能为自己获得任何保护者,也不能获得任何援助者。
Hollandaca:
Hen, die gelooven en doen wat goed is, zal hij hunne belooning geven, en zal die met zijne mildheid vermeerderen, maar hen, die versmaden en trotsch zijn, zal hij gestreng straffen. Zij zullen niemand naast God vinden, die hen kan helpen of ondersteunen.
Rusça:
Тех, которые уверовали и совершали праведные деяния, Он одарит вознаграждением сполна и даже приумножит его по Своей милости. А тех, которые считали для себя унизительным поклоняться Ему и проявляли высокомерие, Он подвергнет мучительным страданиям. Они не найдут себе вместо Него ни покровителя, ни помощника.
Somalice:
Kuwa rumeeyey Xaqa oo Camal fiican fala wuxuu u Oofin Ajrigooda wuxuuna u kordhin Fadligiisa, kuwa iska wayneeya oo iskibriya wuxuu Cadaabi Cadaab Daran mana helayaan Eebe ka sokow Wali iyo Gargaare (midna).
Swahilice:
Na ama walio amini na wakatenda mema atawalipa ujira wao sawa sawa, na atawazidishia kwa fadhila yake. Na ama wale walio ona uvunjifu na wakafanya kiburi, basi atawaadhibu adhabu iliyo chungu. Wala hawatopata mlinzi wala wa kuwanusuru asiye kuwa Mwenyezi Mungu.
Uygurca:
ئىمان ئېيتقان ۋە ياخشى ئەمەللەرنى قىلغانلارغا كەلسەك، اﷲ ئۇلارنىڭ (ئەمەللىرىنىڭ) ئەجرىنى تولۇق بېرىدۇ، نېمىتىنى ئۇلارغا بېرىدۇ، (اﷲ قا قۇلچىلىق قىلىشتىن) باش تارتقان ۋە كۆرەڭلەپ كەتكەنلەرگە كەلسەك، اﷲ ئۇلارغا قاتتىق ئازاب قىلىدۇ. ئۇلار ئۆزلىرى ئۈچۈن اﷲ تىن باشقا (اﷲ نىڭ ئازابىدىن قۇتۇلدۇرىدىغان) ھېچقانداق دوست ۋە ھېچقانداق مەدەتكار تاپالمايدۇ
Japonca:
だが信仰して善い行いに励む者には,かれは十分の報奨を与え,なおその恩恵を増して下される。だが軽んじて高慢な者には,かれは懲罰を科され,アッラーの外にはどんな守護も援助も見いだすことは出来ない。
Arapça (Ürdün):
«فأما الذين آمنوا وعملوا الصالحات فيوفيهم أجورهم» ثواب أعمالهم «ويزيدهم من فضله» ما لا عين رأت ولا أذن سمعت ولا خطر على قلب بشر «وأما الذين استنكفوا واستكبروا» عن عبادته «فيعذبهم عذابا أليما» مؤلما هو عذاب النار «ولا يجدون لهم من دون الله» أي غيره «وليا» يدفعه عنهم «ولا نصيرا» يمنعهم منه.
Hintçe:
पस जिन लोगों ने ईमान कुबूल किया है और अच्छे (अच्छे) काम किए हैं उनका उन्हें सवाब पूरा पूरा भर देगा बल्कि अपने फ़ज़ल (व करम) से कुछ और ज्यादा ही देगा और लोग उसका बन्दा होने से इन्कार करते थे और शेख़ी करते थे उन्हें तो दर्दनाक अज़ाब में मुब्तिला करेगा और लुत्फ़ ये है कि वह लोग ख़ुदा के सिवा न अपना सरपरस्त ही पाएंगे और न मददगार
Tayca:
ส่วนบรรดาผู้ที่ศรัทธา และประกอบสิ่งที่ดีงามทั้งหลายนั้น พระองค์จะทรงตอบแทนพวกเขาโดยครบถ้วน ซึ่งรางวัลของพวกเขา และจะทรงเพิ่มให้แก่พวกเขาด้วย จากความกรุณาของพระองค์ และส่วนบรรดาผู้ที่หยิ่งยะโสนั้น พระองค์จะทรงลงโทษพวกเขา ซึ่งการลงโทษอันเจ็บแสบ และพวกเขาจะไม่พบผู้คุ้มครอง และผู้ช่วยเหลือใด สำหรับพวกเขาอื่นจากอัลลอฮฺ
İbranice:
ואלה אשר מאמינים ועושים את הטובות, להם הוא משלם את גמולם ומוסיף להם מחסדו, אשר למסרבים והיהירים, הוא מעניש אותם בעונש כואב, ולא ימצאו להם אדון או תומך נגד אלוהים
Hırvatça:
Vjernike koji su dobra djela činili On će prema zasluzi nagraditi i još će im, iz obilja Svoga, više dati; a one koji su zazorni bili i oholili se - na bolne će muke staviti i oni neće naći sebi, mimo Allaha, ni zaštitnika ni pomagača.
Rumence:
Celor care au crezut şi au făcut fapte bune, El le va da răsplata, dăruindu-le, pe deasupra, din harul Său, iar pe cei care s-au lepădat de El şi pe cei care au fost trufaşi îi va osândi la o dureroasă osândă. Ei nu vor afla, în afară de Dumnezeu, nici o
Transliteration:
Faamma allatheena amanoo waAAamiloo alssalihati fayuwaffeehim ojoorahum wayazeeduhum min fadlihi waamma allatheena istankafoo waistakbaroo fayuAAaththibuhum AAathaban aleeman wala yajidoona lahum min dooni Allahi waliyyan wala naseeran
Türkçe:
Bunun ardından da inanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanların ödüllerini tam verecek ve lütfundan onlara fazlalıklar da bağışlayacaktır. Kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara gelince, onlara korkunç bir azapla azap edecektir. Böyleleri, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost bulacaklardır ne de bir yardımcı.
Sahih International:
And as for those who believed and did righteous deeds, He will give them in full their rewards and grant them extra from His bounty. But as for those who disdained and were arrogant, He will punish them with a painful punishment, and they will not find for themselves besides Allah any protector or helper.
İngilizce:
But to those who believe and do deeds of righteousness, He will give their (due) rewards,- and more, out of His bounty: But those who are disdainful and arrogant, He will punish with a grievous penalty; Nor will they find, besides Allah, any to protect or help them.
Azerbaycanca:
(Allah) iman gətirənlərin və yaxşı işlər görənlərin mükafatlarını büsbütün verəcək, üstəlik Öz ne’mətindən onlar üçün (bir qədər) artıracaqdır. (Allaha ibadət etməyi) özlərinə sığışdırmayanları və təkəbbür göstərənləri isə acı bir əzaba düçar edəcəkdir! Onlar özlərinə Allahdan savayı nə bir dost, nə də havadar tapacaqlar!
Süleyman Ateş:
İnanıp iyi işler yapanların mükafatlarını eksiksiz ödeyecek ve lutfundan onlara daha fazlasını da verecektir. (Kulluktan) çekinip büyüklük taslayanlara da acı bir şekilde azabedecek ve onlar kendilerine Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulacaklardır.
Diyanet Vakfı:
İman edip iyi işler yapanlara (Allah) ecirlerini tam olarak verecek ve onlara lütfundan daha fazlasını da ihsan edecektir. Kulluğundan yüz çeviren ve kibirlenenlere gelince onlara acı bir şekilde azap edecektir. Onlar, kendileri için Allah'tan başka ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulurlar. (Kendilerini Allah'ın azabından kurtaracak bir kimse bulamazlar.)
Erhan Aktaş:
Ama îmân edip, sâlihâtı(1) yapan kimselerin, yaptıklarının karşılığı eksiksiz verilecektir. Ve Kendi fazlından daha da artıracaktır. Ama büyüklük taslayan ve kibirlenen kimselere gelince, onlara can yakıcı bir azâp ile azâp edecek. Ve onlar, Allah’tan başka ne bir yardımcı ne de bir veli(2) bulabilirler.
Kral Fahd:
İman edip salih ameller işleyenlere (Allah) ecirlerini tam olarak verecek ve onlara lütfundan daha fazlasını da ihsan edecektir. Kulluğundan yüz çeviren ve kibirlenenlere gelince onlara acı bir şekilde azap edecektir. Onlar da kendileri için Allah'tan başka ne bir dost ve ne de bir yardımcı asla bulamayacaklardır.
Hasan Basri Çantay:
Fakat îman edip güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince: Allah) hem onların mükâfatlarını tastamam ödeyecek, hem kendi fazl (-u kerem) inden onlara ziyâdesini verecekdir. Amma o kibirlenib çekinenleri pek acıklı bir azaba uğratacak, onlar kendileri için Allahdan başka ne bir yâr, ne bir mededkâr bulamayacaklardır.
Muhammed Esed:
orada, iman edip doğru ve yararlı işler yapanlara bütün mükafatlarını bağışlayacak ve lütfuyla fazlasını da verecektir; gururlanan ve küstahça böbürlenenleri ise şiddetli bir azap ile cezalandıracaktır: onlar kendilerini ne Allahtan koruyacak ve ne de yardım edecek birini bulabileceklerdir.
Gültekin Onan:
Ama inananlar ve salih amellerde bulunanlar, onlara ecirlerini eksiksiz ödeyecek ve onlara kendi fazlından ekleyecektir de. Çekimser davrananlar ve büyüklenenler, onları acıklı bir azabla azablandıracaktır ve kendileri için Tanrı´dan başka bir (vekil) koruyucu dost ve yardımcı bulamayacaklardır.
Ali Fikri Yavuz:
O zaman, iman edip sâlih âmeller işliyenlere, Allah mükâfatlarını tamamıyla verecek, hem de fazlından onlara ziyâdesini ihsan edecektir. Fakat o kibirlenip de Allah’a ibadet etmekten çekinenleri, çok acıklı bir azaba uğratacak ve onlar, Allah’a karşı kendilerine ne bir dost, ne de bir yardımcı bulamıyacaklar.
Portekizce:
Quanto aos fiéis que praticarem o bem, Deus lhes retribuirá com recompensas e os acrescentará de Sua graça; quantoàqueles que desdenharem a Sua adoração e se ensoberbecerem, Ele os castigará dolorosamente e não acharão, além deDeus, protetor, nem defensor algum.
İsveççe:
Då skall Han ge dem som hade tron och levde rättskaffens deras fulla lön och i Sin nåd ge dem mer, men de högmodiga skall Han låta utstå ett plågsamt straff och de skall varken finna beskyddare eller hjälpare vid sidan av Gud.
Farsça:
اما کسانی که ایمان آوردند و کارهای شایسته انجام دادند، پاداششان را به طور کامل می دهد، و از فضل و احسانش بر آنان می افزاید؛ و اما کسانی که [از ایمان و عمل شایسته] امتناع کردند و تکبّر ورزیدند، به عذاب دردناکی عذاب می کند؛ و برای خود جز خدا سرپرست و یاوری نخواهند یافت.
Kürtçe:
جا ئەوانەی کەبڕوایان ھێناوە و کردەوە چاکەکانیان کردوە ئەوا پاداشتیان دەداتەوە و بۆیان زیادیش دەکات لەبەھرەی خۆی بەڵام ئەوانەی لاریان کرد (لەبەندایەتی ئەو) وە خۆیان بەگەورە زانی ئەوە خوا سزایان دەدات بەسزایەکی بەئازار وە جگە لەخوا دەستیان ناکەوێت ھیچ دۆست و پشت گیرێک (سەرخەرێک)
Özbekçe:
Иймон келтириб яхши амалларни қилганларни эса, ажрларини тўлиқ қилиб берур ва Ўз фазлидан ҳам зиёда қилур. Аммо ор қилиб кибрга кетганларни аламли азоб билан азоблар ва улар ўзлари учун Аллоҳдан ўзга дўст ҳам, ёрдамчи ҳам топмаслар.
Malayca:
Sesudah itu, orang-orang yang beriman beramal soleh, Allah akan menyempurnakan bagi mereka pahala (balasan) mereka, dan Ia akan menambahkan lagi limpah kurniaNya kepada mereka. Sebaliknya orang-orang yang enggan beribadat kepada Allah dan berlaku sombong takbur, maka Allah akan menyeksa mereka dengan azab seksa yang tidak terperi sakitnya, dan mereka pula tidak akan memperoleh sesiapa pun - yang lain dari Allah - yang akan menjadi pelindung atau penolong bagi mereka.
Arnavutça:
E, ata që besojnë dhe punojnë vepra të mira, Ai ju plotëson shpërblimin e tyre dhe ua shton nga mirësitë e Tij. E, ata që ngurrojnë (në të adhuruarit e Perëndisë) dhe krenohen, do të dënohen me ndëshkim pikëllues. Ata nuk do të gjejnë për vete, përveç Perëndisë, - as mbrojtës as ndihmëtar.
Bulgarca:
А които вярват и вършат праведни дела - Той ще изплати напълно техните награди и ще им надбави от Своята благодат. А които презират и се възгордяват - Той ще ги накаже с болезнено мъчение. И освен Аллах, за себе си не ще намерят нито покровител, нито изб
Sırpça:
Вернике који су добра дела чинили Он ће према заслузи да награди и још ће, из обиља Свога, више да им подари; а оне који су надмени били и охолили се – ставиће на болне муке и они неће да нађу себи, мимо Аллаха, ни заштитника ни помагача.
Çekçe:
Ty, kdož opovrhují službou Bohu a kteří jsou pyšní, ty Bůh shromáždí u Sebe všechny. Těm, kdož uvěřili a zbožné skutky konali, těm Bůh dá plnou odměnu jejich a rozmnoží jim z dobrodiní Svého; a ty, kdož byli pyšní a opovrhovali službou Jemu, ty potrestá
Urduca:
اُس وقت وہ لوگ جنہوں نے ایمان لا کر نیک طرز عمل اختیار کیا ہے اپنے اجر پورے پورے پائیں گے اور اللہ اپنے فضل سے ان کو مزید اجر عطا فرمائے گا، اور جن لوگوں نے بندگی کو عار سمجھا اور تکبر کیا ہے اُن کو اللہ دردناک سزا دے گا اور اللہ کے سوا جن جن کی سرپرستی و مددگاری پر وہ بھروسہ رکھتے ہیں ان میں سے کسی کو بھی وہ وہاں نہ پائیں گے
Tacikçe:
Аммо онон, ки имон овардаанд ва корҳои нек кардаанд, муздашонро ба тамомӣ хоҳад дод ва аз фазли хеш бар он хоҳад афзуд. Аммо касонеро, ки ибову саркашӣ кардаанд, ба азобе дардовар азоб хоҳад кард ва барои худ ҷуз Худо ҳеҷ дӯсту ёваре нахоҳанд ёфт.
Tatarca:
Аллаһуга ышанып изге гамәлләр кылучыларга Аллаһу тәгалә әҗерләрен тутырып бирер һәм юмартлыгы белән әҗерләрен арттырыр, әмма Аллаһуга итагать итүдән баш тарткан, гыйбадәт кылудан тәкәбберләнгән кешеләрне Аллаһ ґәзаб кылыр рәнҗеткүче ґәзаб белән. Аларга ахирәттә Аллаһудан башка яклаучы һәм ярдәмче табылмас.
Endonezyaca:
Adapun orang-orang yang beriman dan berbuat amal saleh, maka Allah akan menyempurnakan pahala mereka dan menambah untuk mereka sebagian dari karunia-Nya. Adapun orang-orang yang enggan dan menyombongkan diri, maka Allah akan menyiksa mereka dengan siksaan yang pedih, dan mereka tidak akan memperoleh bagi diri mereka, pelindung dan penolong selain dari pada Allah.
Amharca:
እነዚያማ ያመኑት መልካሞችንም የሠሩት ምንዳዎቻቸውን ይሞላላቸዋል፡፡ ከችሮታውም ይጨምርላቸዋል፡፡ እነዚያን የተጠየፉትንና የኮሩትንማ አሳማሚን ቅጣት ይቀጣቸዋል፡፡ ከአላህም ሌላ ለእነሱ ዝምድንና ረዳትን አያገኙም፡፡
Tamilce:
ஆக, எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு, நற்செயல்களைச் செய்தார்களோ அவர்களுடைய கூலிகளை அவன் அவர்களுக்கு (முழுமையாக) நிறைவேற்றுவான், இன்னும், தன் அருளிலிருந்து (வேண்டியளவு) அவர்களுக்கு அதிகப்படுத்துவான். ஆக, எவர்கள் திமிருபிடித்து பெருமையடித்தார்களோ அவர்களைத் துன்புறுத்தும் தண்டனையால் அவன் தண்டிப்பான். இன்னும், அவர்கள் அல்லாஹ்வை அன்றி தங்களுக்கு (வேறு) பாதுகாவலரையும் உதவியாளரையும் (அங்கு) காண மாட்டார்கள்.
Korece:
믿음을 갖고 선을 행하는 자들에게는 보상이 있으며 그들에 게는 은혜가 더하도다 그러나 조 롱하고 교만해 하는 자들에게는 고통스러운 응벌이 있으며 하나님 외에는 어떤 동반자나 구원자도 찾지 못하리라
Vietnamca:
Đối với những ai có đức tin và hành thiện thì Ngài (Allah) sẽ ban cho họ đầy đủ phần công đức của họ và Ngài sẽ ban thêm cho họ phần thiên lộc của Ngài. Ngược lại, đối với những ai xem thường và tỏ ra ngạo mạn thì Ngài sẽ trừng phạt họ bằng hình phạt đau đớn, và họ sẽ không tìm được ai ngoài Allah làm người bảo hộ và giúp đỡ.
Ayet Linkleri: