Arapça:
يَعِدُهُمْ وَيُمَنِّيهِمْ ۖ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلَّا غُرُورًا
Çeviriyazı:
ye`idühüm veyümennîhim. vemâ ye`idühümü-şşeyṭânü illâ gurûrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şeytan onlara vaad eder ve onları boş umutlarla oyalar. Oysa şeytanın onlara vaadi, aldatmadan başka bir şey değildir.
Diyanet İşleri:
Şeytan onlara vadediyor, onları kuruntulara düşürüyor, ancak aldatmak için vaadde bulunuyor.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şeytan, onlara vaatlerde bulunur, onları olmayacak isteklere sürükler, kuruntular verir; fakat Şeytan'ın vaatleri, ancak aldatıştan ibarettir.
Şaban Piriş:
Şeytan onlara vaat eder, kuruntularla oyalar, onları boş kuruntu ve uzun emellerle oyalar. Şeytanın onlara vaat ettiği sadece oyalamadır.
Edip Yüksel:
Onlara söz verir, ümit verir. Gerçekte, şeytanın onlara verdiği söz kandırmadan başka bir şey değil.
Ali Bulaç:
(Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey va'detmez.
Suat Yıldırım:
Şeytan onlara sadece vaadlerde bulunur, birtakım kuruntularla oyalar. Şeytan aslında onlara kuru bir aldatmadan başka ne vaad eder ki! [14,22; 4,123; 99,7-8]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Şeytan onlara vaadeder ve onları kuruntuya düşürür. Halbuki, şeytan onlara bir aldatmadan başka bir şey vaadetmez.
Yaşar Nuri Öztürk:
Şeytan, onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez.
Bekir Sadak:
Erkek veya kadin, mumin olarak, kim yararli isler islerse, iste onlar cennete girerler, kendilerine zerre kadar zulmedilmez.
İbni Kesir:
Şeytan onlara vaad ediyor, kuruntulara düşürüyor. Şeytanın kendilerine vaad ettikleri, aldatmaktan başka birşey değildir.
Adem Uğur:
(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir
İskender Ali Mihr:
(Şeytan) onlara vaad eder ve onları emaniyyeye (kuruntuya) düşürür. Ve şeytan, onlara aldatmaktan başka bir şey vaadetmez.
Celal Yıldırım:
Şeytan onlara va´dde bulunur, onları kuruntulara düşürür. Şeytan onlara ancak kuru ve boş aldanma va´deder.
Tefhim ul Kuran:
(Şeytan) Onlara vaidler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey va´detmez.
Fransızca:
Il leur fait des promesses et leur donne de faux espoirs. Et le Diable ne leur fait que des promesses trompeuses.
İspanyolca:
Les hace promesas y les inspira vanos deseos, pero el Demonio no les promete sino falacia.
İtalyanca:
Fa loro promesse e suggerisce false speranze. Satana promette solo per ingannare.
Almanca:
Er (Satan) macht ihnen Versprechungen und weckt in ihnen Illusionen. Und der Satan verspricht ihnen nur betrügerischen Schein.
Çince:
他应许他们,并使他们妄想--恶魔只为诱惑而应许他们--
Hollandaca:
Hij doet hun beloften en geeft hun ijdele begeerten; maar satan doet hun slechts bedriegelijke beloften.
Rusça:
Он дает им обещания и возбуждает в них надежды. Но сатана не обещает им ничего, кроме обольщения.
Somalice:
wuu u yaboohi oo yididiila galin mana yabooho shaydaan waxaan dhagar ahayn.
Swahilice:
Anawaahidi na anawatia tamaa. Na Shet'ani hawaahidi ila udanganyifu.
Uygurca:
شەيتان ئۇلارغا (يالغان) ۋەدىلەرنى بېرىدۇ ۋە ئۇلارنى خام خىيالغا سالىدۇ (يەنى ئەمەلدە ئىشقا ئاشمايدىغان ئارزۇلارنى كۆڭلىگە سالىدۇ)، شەيتان ئۇلارغا پەقەت يالغاننىلا ۋەدە قىلىدۇ
Japonca:
(悪魔は)かれらと約束を結び,虚しい欲望に耽らせるであろう。だが悪魔の約束は,欺瞞に過ぎない。
Arapça (Ürdün):
«يعدهم» طول العمر «ويمنيهم» نيل الآمال في الدنيا وألا بعث ولا جزاء «وما يعدهم الشيطان» بذلك «إلا غرورا» باطلا.
Hintçe:
शैतान उनसे अच्छे अच्छे वायदे भी करता है (और बड़ी बड़ी) उम्मीदें भी दिलाता है और शैतान उनसे जो कुछ वायदे भी करता है वह बस निरा धोखा (ही धोखा) है
Tayca:
มันจะสัญญาแก่พวกเขา และจะทำให้พวกเขาเพ้อฝัน และชัยฏอนมันจะไม่สัญญานอกจากการหลอกลวงเท่านั้น
İbranice:
(השטן) מבטיח ומעורר תקוות שווא בלבבותיהם, אך הבטחותיו הן רק רמאות
Hırvatça:
On im obećanja daje i lažnim nadama ih mami. A ono što im šejtan obećava samo je obmana.
Rumence:
El le făgăduieşte şi le stârneşte pofte rele. Ceea ce le făgăduieşte Diavolul este doar amăgire.
Transliteration:
YaAAiduhum wayumanneehim wama yaAAiduhumu alshshaytanu illa ghurooran
Türkçe:
Şeytan, onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, hurafeye/anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez.
Sahih International:
Satan promises them and arouses desire in them. But Satan does not promise them except delusion.
İngilizce:
Satan makes them promises, and creates in them false desires; but satan's promises are nothing but deception.
Azerbaycanca:
(Şeytan) onlara (müşriklərə) və’dlər verir, ürəklərində arzular oyadır. Lakin Şeytan onlara yalnız yalan və’dlər verir.
Süleyman Ateş:
(Şeytan) Onlara söz verir, umut verir, fakat şeytanın onlara sözü, aldatmadan başka bir şey değildir.
Diyanet Vakfı:
(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir; halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir.
Erhan Aktaş:
Şeytân, onlara vaatlerde bulunup, onları kuruntulara sürükler. Şeytân, ancak aldatmak için vaatte bulunur.
Kral Fahd:
(Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir, halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir.
Hasan Basri Çantay:
(Şeytan) onlara va´d eder, onları olmayacak kuruntulara düşürür. Şeytanın kendilerine va´d etdiği şeyler ise aldatmadan başkası değildir.
Muhammed Esed:
Şeytan onlara vaatlerde bulunur ve onları boş özlemlerle doldurur. Ama Şeytanın onlara vaat ettiği her şey sadece akıl çelmekten başka bir şeye yaramaz.
Gültekin Onan:
(Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey va´detmez.
Ali Fikri Yavuz:
Şeytan onlara vadeder, onları uzun emel ve kuruntulara düşürür, Şeytanın kendilerine vaad ettikleri aldatmadan başka bir şey değildir.
Portekizce:
Porquanto (ele) lhes promete e os ilude; entretanto, as promessas de Satanás só causam decepções.
İsveççe:
Han ger dem löften och väcker deras förhoppningar; men det som Djävulen lovar dem är bara bedrägliga illusioner.
Farsça:
شیطان به آنان وعده [دروغ] می دهد، و در آرزوها [ی سرابوار] می اندازد، و جز وعده فریبنده به آنان نمی دهد.
Kürtçe:
(شەیتان) بەڵێنیان پێ دەدات و ئاوات و ئومێدیان دەخاتەبەر دڵنیابن شەیتان ھیچ بەڵێنێکیان پێ نادات جگە لەخەڵەتاندن نەبێت
Özbekçe:
У уларга ваъда берадир ва хом хаёлларга соладир. Шайтон уларга ғурурдан бошқа нарсани ваъда қилмайдир.
Malayca:
Syaitan sentiasa menjanjikan mereka (dengan janji-janji indah) serta memperdayakan mereka dengan angan-angan kosong; dan apa yang dijanjikan oleh Syaitan itu tidak lain hanyalah tipu daya semata-mata.
Arnavutça:
Ai (djalli) u premton atyre dhe i joshë me shpresa të kota, e ato që ua premton djalli, janë vetëm mashtrime.
Bulgarca:
Обещава им и ги подбужда към копнежи. Ала сатаната им обещава само измамност.
Sırpça:
Он им празна обећања даје и лажним надама их мами. А оно што им ђаво обећава само је обмана.
Çekçe:
On jim slibuje a vášně v nich vzbuzuje, avšak to, co jim slibuje satan, není leč klam.
Urduca:
وہ اِن لوگوں سے وعدہ کرتا ہے اور انہیں امیدیں دلاتا ہے، مگر شیطان کے سارے وعدے بجز فریب کے اور کچھ نہیں ہیں
Tacikçe:
Ба онҳо ваъда медиҳад ва ба орзушон меафканад ва шайтон онҳоро ғайри ба фиреб ваъда надиҳад!
Tatarca:
Шайтан үзенә ияргәннәрне фәкыйрьлек белән куркытыр. ("Фәкыйрьләргә мал бирмәгез! Аларның фәкыйрьлеге сезгә йогар", – дип куркытыр. Шайтан кулына төшкән кешеләр фәкыйрьләргә ярдәм итә алмаслар). Шайтан үзенә иярткән кешеләрне җәһәннәм ґәзабы белән куркытмас, мәгәр төрле юллар белән аларны алдар.
Endonezyaca:
Syaitan itu memberikan janji-janji kepada mereka dan membangkitkan angan-angan kosong pada mereka, padahal syaitan itu tidak menjanjikan kepada mereka selain dari tipuan belaka.
Amharca:
(የማይፈጸመውን) ተስፋ ይሰጣቸዋል፡፡ ያስመኛቸዋልም፡፡ ሰይጣንም ለማታለል እንጅ አይቀጥራቸውም፡፡
Tamilce:
ஷைத்தான் அவர்களுக்கு வாக்களிக்கிறான்; இன்னும், அவர்களுக்கு வீண் நம்பிக்கை ஊட்டுகிறான். இன்னும், ஷைத்தான் அவர்களுக்கு ஏமாற்றத்தைத் தவிர (உண்மையை) வாக்களிக்க மாட்டான்.
Korece:
또한 사탄은 그들에게 약속하여 허위적 희망을 조성하나 그 것은 위선에 불과하도다
Vietnamca:
(Shaytan) hứa hẹn với họ và cám dỗ họ ham muốn những điều sai trái, tuy nhiên, Shaytan chỉ hứa hẹn với họ điều gian dối mà thôi.
Ayet Linkleri: