Arapça:
فَقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ لَا تُكَلَّفُ إِلَّا نَفْسَكَ ۚ وَحَرِّضِ الْمُؤْمِنِينَ ۖ عَسَى اللَّهُ أَن يَكُفَّ بَأْسَ الَّذِينَ كَفَرُوا ۚ وَاللَّهُ أَشَدُّ بَأْسًا وَأَشَدُّ تَنكِيلًا
Çeviriyazı:
feḳâtil fî sebîli-llâh. lâ tükellefü illâ nefseke veḥarriḍi-lmü'minîn. `asa-llâhü ey yeküffe be'se-lleẕîne keferû. vellâhü eşeddü be'sev veeşeddü tenkîlâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Ey Muhammed) Allah yolunda savaş! Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun. Müminleri de savaşa teşvik et. Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kırar. Hiç şüphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezası daha çetindir.
Diyanet İşleri:
Allah yolunda savaş; sen ancak kendinden sorumlusun, inananları teşvik et; umulur ki Allah, inkar edenlerin baskınını önler. Allah'ın kahrı da, ibret alınacak cezası da pek şiddetlidir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gayrı savaş Allah yolunda, kendinden başkasından sorumlu değilsin sen ve teşvik et inananları. Olur da Allah kafirlerin zararını ve zulmünü defedip giderir ve Allah'ın azabı da pek çetindir, cezası da.
Şaban Piriş:
Öyleyse, Allah yolunda savaş! Sen yalnızca kendinden sorumlusun. Müminleri de savaşa teşvik et. Umulur ki Allah küfredenlerin gücünü kırar. Allah, kuvvet yönünden de en güçlü, ceza yönünden en şiddetli olandır.
Edip Yüksel:
ALLAH yolunda savaşmalısın. Sen ancak kendinden sorumlusun. İnananları da aynı şeye özendir ki ALLAH kafirlerin gücünü etkisiz hale getirsin. ALLAH'ın gücü daha şiddetli, cezası daha çetindir
Ali Bulaç:
Artık sen Allah yolunda savaş, kendinden başkasıyla yükümlü tutulmayacaksın. Mü'minleri hazırlayıp-teşvik et. Umulur ki Allah, küfredenlerin ağır-baskılarını geri püskürtür. Allah, 'kahredici baskısıyla' daha zorlu, acı sonuçlandırmasıyla da daha zorludur.
Suat Yıldırım:
Artık Allah yolunda cihad et!Sen ancak kendinden sorumlusun. Müminleri de buna teşvik et.Umulur ki Allah kâfirlerin savletini uzaklaştırır. Allah en güçlü ve cezalandırması da en çetin olandır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık Allah yolunda savaşta bulun. Sen nefsinden başkası ile mükellef olmazsın. Mü´minleri de teşvik et. Umulur ki, Allah Teâlâ o kâfir olanların savletini defeder ve Allah Teâlâ savletce daha şiddetlidir ve tenkilce de daha şedîddir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah yolunda savaş. Kendinden başkasından sorumlu değilsin. İnananları da teşvik et. Umulur ki Allah, küfre sapanların gücünü kırar. Allah, kuvvetçe daha üstün, cezalandırmada daha güçlüdür.
Bekir Sadak:
Ey muslumanlar! Munafiklar hakkinda iki firka olmaniz da niye? Allah onlari, yaptiklarindan dolayi basasagi etmistir. Allah´in saptirdigini siz mi yola getirmek istiyorsunuz? Allah´in saptirdigi kimseye sen hic yol bulamayacaksin.
İbni Kesir:
Allah yolunda savaş. Sen, ancak kendinden sorumlusun. İman edenleri de savaşa teşvik et. Umulur ki Allah, küfredenlerin şiddet ve baskısını önler. Allah´ın kahrı da, ibret alınacak cezası da pek şiddetlidir.
Adem Uğur:
Artık Allah yolunda savaş. Sen, kendinden başkası (sebebiyle) sorumlu tutulmazsın. Müminleri de teşvik et. Umulur ki Allah kâfirlerin gücünü kırar (güçleriyle size zarar vermelerini önler). Allah´ın gücü daha çetin ve cezası daha şiddetlidir.
İskender Ali Mihr:
Öyleyse Allah´ın yolunda cihad et.Sen kendi nefsinden başkası ile sorumlu tutulmazsın. Ve mü´minleri teşvik et. Umulur ki Allah, o kâfirlerin kuvvet ve saldırısını (üzerinizden) çeker . Ve Allah, güç olarak daha güçlü ve cezası daha şiddetlidir.
Celal Yıldırım:
O halde Allah yolunda savaş. Sen ancak kendinden sorumlusun. Mü´minleri de savaşa teşvîk et. Ola ki Allah, o inkarcıların kuvvet ve saldırısını önler. Allah´ın kuvvet ve saldırısı ise elbette daha şiddetlidir. (Saldırganları) uzaklaştırıp (onlara hakkettikleri) cezayı vermesi de daha ağırdır.
Tefhim ul Kuran:
Artık sen Allah yolunda savaş, kendinden başkasıyla yükümlü tutulmayacaksın. Mü´minleri de hazırlayıp teşvik et. Umulur ki Allah, küfredenlerin ağır baskılarını geri püskürtür. Allah, ´kahredici baskısıyla´ daha zorlu, acı sonuçlandırmasıyla da daha zorludur.
Fransızca:
Combats donc dans le sentier d'Allah, tu n'es responsable que de toi même, et incite les croyants (au combat) Allah arrêtera certes la violence des mécréants. Allah est plus redoutable en force et plus sévère en punition.
İspanyolca:
¡Combate, pues, por Alá! Sólo de ti eres responsable. ¡Anima a los creyentes! Puede que Alá contenga el ímpetu de los infieles. Alá dispone de más violencia y es más terrible en castigar.
İtalyanca:
Combatti dunque per la causa di Allah - sei responsabile solo di te stesso e incoraggia i credenti. Forse Allah fermerà l'acrimonia dei miscredenti. Allah è più temibile nella Sua acrimonia, è più temibile nel Suo castigo.
Almanca:
Also führe den bewaffneten Kampf fi-sabilillah! Dir ist nur auferlegt, dich selbst dazu (zu verpflichten). Doch mobilisiere die Mumin, damit ALLAH die Gewalttätigkeit derjenigen, die Kufr betrieben haben, zurückhält. Und ALLAH ist noch fähiger im Gewalt-Antun und noch härter im Peinigen.
Çince:
你当为主道而抗战,你只负你自己的行为的责任,你当鼓励信士们努力抗战,也许真主阻止不信道者的战斗。真主的权力是更强大的,他的刑罚是更严厉的。
Hollandaca:
Strijdt daarom voor Gods zaak, en legt niemand iets moeielijks op, behalve u zelven; spoort echter de godvruchtigen tot den strijd aan, misschien wil God den moed der ongeloovigen verkleinen; want God is sterker dan zij, en meer in staat te straffen.
Rusça:
Сражайся на пути Аллаха, ведь ты несешь ответственность только за себя самого, и побуждай верующих. Быть может, Аллах удержит мощь неверующих. Аллах могущественнее всех и суровее в наказании.
Somalice:
Ee ku Dagaallan Jidka Eebe lama mashaqayn Naftaada mooyee, kuna boorri Mu'miniinta (Dagaalka) wuxuu u dhawyahay Eebe inuu idinka reebo dhibka kuwa Gaaloobay, Eebaana daran dhib daranna Xanuujin.
Swahilice:
Basi pigana katika Njia ya Mwenyezi Mungu. Hukalifishwi ila nafsi yako tu. Na wahimize Waumini. Huenda Mwenyezi Mungu akayazuia mashambulio ya walio kufuru. Na Mwenyezi Mungu ndiye Mkali zaidi wa kushambulia na Mkali zaidi wa kuadhibu.
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد!) اﷲ نىڭ يولىدا جىھاد قىلغىن (يەنى ئۆزۈڭ يالغۇز بولساڭمۇ جىھاد قىلغىن، ساڭا غەلىبە ۋەدە قىلىنغان. مۇناپىقلارنىڭ جىھادتىن قېلىپ قالغانلىقىغا ئەھمىيەت بېرىپ كەتمە.) سەن پەقەت ئۆزۈڭگىلا جاۋابكار سەن، مۆمىنلەرنى (جىھادقا) قىزىقتۇرغىن، اﷲ نىڭ كاپىرلار كۈچىنى توسىدىغانلىقىمۇ ھەقىقەتتۇر، اﷲ نىڭ كۈچى ئەڭ زوردۇر. اﷲ نىڭ جازاسى ئەڭ قاتتىقتۇر
Japonca:
だからアッラーの道のために戦え。あなた(ムハンマド)は,自分に対してだけ,責めを負わされているのだ。信者たちを激励しなさい。おそらくアッラーは,信仰しない者たちの戦意を抑止されよう。アッラーの武勇はなにものよりも優れ,その罰もはるかに厳しいのである。
Arapça (Ürdün):
(فقاتل) يا محمد (في سبيل الله لا تكلف إلا نفسك) فلا تهتم بتخلفهم عنك المعنى قاتل ولو وحدك فإنك موعود بالنصر (وحرض المؤمنين) حثهم على القتال ورغبهم فيه (عسى الله أن يكف بأس) حرب (الذين كفروا والله أشد بأسا) منهم (وأشد تنكيلا) تعذبيا منهم فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "" والذي نفسي بيده لأخرجن ولو وحدي "" فخرج بسبعين راكبا إلى بدر الصغرى فكف الله بأس الكفار بإلقاء الرعب في قلوبهم ومنع أبي سفيان عن الخروج كما تقدم في آل عمران.
Hintçe:
पस (ऐ रसूल) तुम ख़ुदा की राह में जिहाद करो और तुम अपनी ज़ात के सिवा किसी और के ज़िम्मेदार नहीं हो और ईमानदारों को (जेहाद की) तरग़ीब दो और अनक़रीब ख़ुदा काफ़िरों की हैबत रोक देगा और ख़ुदा की हैबत सबसे ज्यादा है और उसकी सज़ा बहुत सख्त है
Tayca:
เจ้า จงสู้รบในทางของอัลลอฮฺเถิด โดยที่เจ้ามิได้ถูกบังคับ (ให้เกณฑ์ผู้ใด) นอกจากตัวของเจ้าเอง และจงปลุกใจบรรดาผู้ศรัทธาด้วย เป็นไปได้ว่าอัลลอฮฺจะทรงยับยั้งกำลังรบของบรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธาเหล่านั้น และอัลลอฮฺเป็นผู้ทรงมีกำลังรบที่เข้มแข็งกว่า และเป็นผู้ทรงมีการลงโทษที่รุนแรงกว่า
İbranice:
הילחם בשביל אלוהים, ואין אתה אחראי אלא לעצמך, והאץ במאמינים. אלוהים ישבור את כוח אלה אשר כפרו, כי אלוהים חזק מהם והעונש שלו קשה יותר
Hırvatça:
Zato se bori na Allahovom putu, ne obavezujući osim sebe, a vjernike podstiči. Allah će zaustaviti silu onih koji ne vjeruju, a Allah je od njih silniji i kazne Njegove su strožije.
Rumence:
Luptă pentru calea lui Dumnezeu! Tu nu eşti răspunzător decât de tine însuţi. Îndeamnă-i pe credincioşi! Dumnezeu va opri, poate, urgia celor care tăgăduiesc. Dumnezeu este mult mai de temut în urgie, mult mai de temut în pedeapsă!
Transliteration:
Faqatil fee sabeeli Allahi la tukallafu illa nafsaka waharridi almumineena AAasa Allahu an yakuffa basa allatheena kafaroo waAllahu ashaddu basan waashaddu tankeelan
Türkçe:
Allah yolunda savaş. Kendinden başkasından sorumlu değilsin. İnananları da teşvik et. Umulur ki Allah, küfre sapanların gücünü kırar. Allah, kuvvetçe daha üstün, cezalandırmada daha güçlüdür.
Sahih International:
So fight, [O Muhammad], in the cause of Allah; you are not held responsible except for yourself. And encourage the believers [to join you] that perhaps Allah will restrain the [military] might of those who disbelieve. And Allah is greater in might and stronger in [exemplary] punishment.
İngilizce:
Then fight in Allah's cause - Thou art held responsible only for thyself - and rouse the believers. It may be that Allah will restrain the fury of the Unbelievers; for Allah is the strongest in might and in punishment.
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum!) Allah yolunda vuruş (cihad et). Sən yalnız özünə cavabdehsən, lakin mö’minləri də (cihada) təşviq et! Ola bilsin ki, Allah kafirlərin gücünü qırmış (sizi kafirlərin qəzəbindən saxlamış) olsun. Allahın qəzəbi (qəhri) də, əzabı da çox şiddətlidir!
Süleyman Ateş:
(Ey Muhammed), Allah yolunda savaş; sen yalnız kendinden sorumlusun! İnananları da (savaşa) teşvik et. Umulur ki Allah, kafirlerin gücünü kırar. Allah'ın baskını daha güçlü, cezası daha çetindir.
Diyanet Vakfı:
Artık Allah yolunda savaş. Sen, kendinden başkası (sebebiyle) sorumlu tutulmazsın. Müminleri de teşvik et. Umulur ki Allah kafirlerin gücünü kırar (güçleriyle size zarar vermelerini önler). Allah'ın gücü daha çetin ve cezası daha şiddetlidir.
Erhan Aktaş:
O halde, sen, Allah yolunda savaş. Çünkü sen, ancak kendinden sorumlusun. Îman Edenleri de teşvik et. Umulur ki Allah Kâfirlerin baskısını kırar. Çünkü Allah’ın baskısı daha güçlüdür. Cezalandırması daha şiddetlidir.
Kral Fahd:
Artık Allah yolunda savaş. Sen, kendinden başkası (sebebiyle) sorumlu tutulmazsın. Müminleri de teşvik et. Umulur ki Allah kâfirlerin gücünü kırar (güçleriyle size zarar vermelerini önler). Allah'ın gücü daha çetin ve cezası daha şiddetlidir.
Hasan Basri Çantay:
Artık Allah yolunda savaş. Sen kendinden başkasıyle mükellef (sorumlu) tutulmayacksın. Îman edenleri de teşvik et. Olur ki Allah o küfredenlerin savletini defeder. Allah, satvetce de çok çetindir, kahr-u ceza bakımından da çok çetindir.
Muhammed Esed:
O halde sen Allah yolunda savaş çünkü sen, yalnızca kendi nefsinden sorumlusun ve müminleri ölüm korkusunu yenmeleri için teşvik et! Allah, hakikati inkara kalkışanların gücünü kırmaya muktedirdir; çünkü Allah iradesinde güçlü ve cezalandırmasında şiddetlidir.
Gültekin Onan:
Artık sen Tanrı yolunda savaş, kendinden başkasıyla yükümlü tutulmayacaksın. İnançlıları hazırlayıp teşvik et. Umulur ki Tanrı, kafirlerin ağır baskılarını geri püskürtür. Tanrı, ´kahredici baskısıyla´ daha zorlu, acı sonuçlandırmasıyla da daha zorludur.
Ali Fikri Yavuz:
(başkaları cihaddan dönerse de) sen, Allah yolunda çarpış. Sen ancak nefsinden sorumlusun. İman edenleri de savaşa teşvik et. Olur ki Allah, o kâfirlerin şiddet ve tazyîkını def eder. Allah, tazyîk ve azab bakımından kâfirlerden daha şiddetlidir.
Portekizce:
Luta, pois, pela causa de Deus, porque tu és somente responsável por ti mesmo; e esforça-te em estimular os fiéis;quisesse Deus, conteria a fúria dos incrédulos, porque Deus é mais poderoso, ainda, e mais punidor.
İsveççe:
Kämpa därför [Muhammad] för Guds sak - du svarar bara för dig själv - och ingjut lugn och dödsförakt hos de troende. Kanske hejdar Gud förnekarnas framfart; Guds slag faller hårdast och Hans straff är av exemplarisk stränghet.
Farsça:
پس در راه خدا به جنگ برخیز. تو فقط به [وظایف و اعمال] خودت مکلّف می باشی، و مؤمنان را [هم به جنگ با دشمن برانگیز و] تشویق کن؛ امید است خدا آسیب و گزند کافران را [از تو و مؤمنان] بازدارد؛ و خداست که صولت وقدرتش شدیدتر، وعذاب وکیفرش سخت تر است.
Kürtçe:
(ئەی موحەممەد ﷺ) لەپێناوی خوادا بجەنگێ تۆ تەنھا ئەرکی خۆت لێ داوا کراوە (یا تۆ تەنھا ئەرکی خۆتت لەسەرە) ھانی بڕوادارانیش بدە (بۆ جیھاد کردن) ئومێدە خوا ڕێگری لە ھێزی بێ باوەڕان بکات وە خوا بەھێزترە و تۆڵەی بەتینترە
Özbekçe:
Аллоҳнинг йўлида жанг қил! Ўзингдан бошқадан масъул қилинмайсан. Мўминларни қизиқтир. Шоядки Аллоҳ куфр келтирганларнинг шиддатини даф қилса. Аллоҳ шиддати қаттиқ ва азоби ортиқ зотдир.
Malayca:
Oleh itu, berperanglah (wahai Muhammad) pada jalan Allah (untuk membela Islam dari pencerobohan musuh); engkau tidak diberati selain daripada kewajipanmu sendiri. Dan berilah peransang kepada orang-orang yang beriman (supaya turut berjuang dengan gagah berani). Mudah-mudahan Allah menahan bahaya serangan orang-orang yang kafir itu. Dan (ingatlah) Allah Amatlah besar kekuatanNya dan Amatlah berat azab seksaNya.
Arnavutça:
Lufto në rrugën e Perëndisë! Vetëm ti je i obliguar; e nxiti edhe besimtarët! Perëndia e pengon fuqinë e mohuesve. Se Perëndia është më i fuqishëm dhe më i ashpër në dënime.
Bulgarca:
И сражавай се [о, Мухаммад] по пътя на Аллах! Отговорен си единствено за себе си. И подбуждай вярващите! Дано Аллах възпре мощта на неверниците! Аллах е най-силен по мощ и най-силен по наказание.
Sırpça:
Зато се бори на Аллаховом путу, не обавезујући осим себе, а вернике подстичи. Аллах ће да заустави силу оних који не верују, а Аллах је од њих силнији и казне Његове су строжије.
Çekçe:
Bojuj na stezce Boží, vždyť neponeseš břímě jiné než své vlastní! Povzbuzuj věřící a možná že Bůh zadrží nápor nevěřících - a Bůh je mocnější v náporu a silnější v trestáni.
Urduca:
پس اے نبیؐ! تم اللہ کی راہ میں لڑو، تم اپنی ذات کے سوا کسی اور کے لیے ذمہ دار نہیں ہو البتہ اہل ایما ن کو لڑنے کے لیے اکساؤ، بعید نہیں کہ اللہ کافروں کا زور توڑ دے، اللہ کا زور سب سے زیادہ زبردست اور اس کی سزا سب سے زیادہ سخت ہے
Tacikçe:
Пас дар роҳи Худо ҷиҳод кун, ки ҷуз бар худат таклифшуда нестӣ ва мӯъминонро ба ҷанг барангез. Шояд Худо бадии кофиронро аз шумо боздорад ва хашму азоби Худо аз ҳар хашму азоби дигаре сахттар аст!
Tatarca:
Ий Мухәммәд г-м, Аллаһ юлында сугыш кыл! Пәйгамбәрлек эшеннән башка эш белән бурычлы ителмәссең. Сугыш лязем булганда мөселманнарны сугышка кызыктыр. Шаять Аллаһ кәферләрнең мөселманнарга булган каты зарарын тыяр, Аллаһ зарар бирүдә катырак һәм ґәзаб кылуда да катырактыр.
Endonezyaca:
Maka berperanglah kamu pada jalan Allah, tidaklah kamu dibebani melainkan dengan kewajiban kamu sendiri. Kobarkanlah semangat para mukmin (untuk berperang). Mudah-mudahan Allah menolak serangan orang-orang yang kafir itu. Allah amat besar kekuatan dan amat keras siksaan(Nya).
Amharca:
በአላህም መንገድ ተጋደል፡፡ ራስህን እንጅ ሌላን አትገደድም፡፡ ምእምናንንም (በመጋደል ላይ) አደፋፍር፡፡ አላህ የእነዚያን የካዱትን ኀይል ሊከለክል ይከጀላል፡፡ አላህም በኀይል በመያዙ የበረታ ቅጣቱም የጠነከረ ነው፡፡
Tamilce:
ஆக, (நபியே!) அல்லாஹ்வின் பாதையில் போரிடுவீராக! நீர் உம்மைத் தவிர (பிறரை) கட்டாயப்படுத்த முடியாது. (இறை கட்டளையை நீர் ஏற்று நடப்பீராக. பிறரை ஏற்று நடக்க வைப்பது உமது கடமையல்ல.) இன்னும், நம்பிக்கையாளர்களை (போருக்கு) தூண்டுவீராக! நிராகரிப்பாளர்களின் வலிமையை (-அவர்களின் தாக்குதலை) அல்லாஹ் தடுத்து விடுவான். அல்லாஹ் வலிமையிலும் (எதிரிகளை தாக்குவதிலும்) மிகக் கடுமையானவன்; இன்னும், (அவர்களை) தண்டிப்பதிலும் மிகக் கடுமையானவன்.
Korece:
그러하매 그대 흔자서라도 하나님의 길에서 성전하고 믿는 신앙인들을 격려하라 하나님께서 는 불신자들의 힘을 미리 제지하 여 주시리라 하나님은 힘이 있으 시되 가장 강하시고 벌을 주시되 가장 큰 것을 주시니라
Vietnamca:
Do đó, Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) hãy chiến đấu cho con đường chính nghĩa của Allah. Ngài không bắt buộc ai ngoài Ngươi và Ngươi hãy động viên tinh thần của những người có đức tin. Có thể Allah sẽ ngăn chặn sức mạnh của những kẻ vô đức tin, bởi Allah hùng mạnh trên tất cả về sức lực và sự trừng phạt.
Ayet Linkleri: