Arapça:
سَأُرْهِقُهُ صَعُودًا
Çeviriyazı:
seürhiḳuhû ṣa`ûdâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.
Diyanet İşleri:
Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ben de onu, rahat ve huzur yüzü görmeyeceği bir azaba uğratacağım.
Şaban Piriş:
Onu sarp bir yokuşa zorlayıp, süreceğim.
Edip Yüksel:
Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
Ali Bulaç:
Onu alabildiğine sarp bir yokuşa süreceğim.
Suat Yıldırım:
Ben de onu sarp mı sarp bir yokuşa sardıracağım.
Ömer Nasuhi Bilmen:
74:16
Yaşar Nuri Öztürk:
Ben onu dik bir yola süreceğim.
Bekir Sadak:
Sonra da sirt cevirip buyukluk tasladi.
İbni Kesir:
Ben
Adem Uğur:
Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım!
İskender Ali Mihr:
Yakında onu sarp bir yokuşa (ateşten bir dağa) süreceğim.
Celal Yıldırım:
Onu elbette sarpa sardıracağım.
Tefhim ul Kuran:
Onu alabildiğine sarp bir yokuşa sardırıp süreceğim.
Fransızca:
Je vais le contraindre à gravir une pente.
İspanyolca:
Le haré subir por una cuesta.
İtalyanca:
lo costringerò a una dura salita.
Almanca:
ICH werde ihn durch schwere Hürde ermatten.
Çince:
我将使他遭受苦难。
Hollandaca:
Ik zal hem met ernstige rampen bedroeven;
Rusça:
Я возложу на него подъем (восхождение на гору в Аду).
Somalice:
Waxaana ku kalligi (Ku Dhibi) Cadaab daran.
Swahilice:
Nitamtesa kwa mateso yasio wezekana.
Uygurca:
ئۇنىڭغا قاتتىق ئازابىمنى تېتىتىمەن
Japonca:
やがてわれは，酪い痛苦でかれを悩ますであろう。
Arapça (Ürdün):
«سأرهقه» أكلفه «صعودا» مشقة من العذاب أو جبلا من نار يصعد فيه ثم يهوي أبدا.
Hintçe:
तो मैं अनक़रीब उस सख्त अज़ाब में मुब्तिला करूँगा
Tayca:
ในไม่ช้าข้าจะเพิ่มพูนความยากลำบากแก่เขา
İbranice:
לכן, אנחית עליו עונש כבד
Hırvatça:
a Ja ću ga usponom opteretiti,
Rumence:
însă Eu îl voi sili la greu urcuş!
Transliteration:
Saorhiquhu saAAoodan
Türkçe:
Ben onu dik bir yola süreceğim.
Sahih International:
I will cover him with arduous torment.
İngilizce:
Soon will I visit him with a mount of calamities!
Azerbaycanca:
Mən onu məşəqqətli bir əzaba düçar edəcəyəm!
Süleyman Ateş:
Onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.
Diyanet Vakfı:
Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım!
Erhan Aktaş:
Onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
Kral Fahd:
Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım!
Hasan Basri Çantay:
Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım.
Muhammed Esed:
(bu nedenle) onu acı veren çetin bir yokuşa süreceğim!
Gültekin Onan:
Onu alabildiğine sarp bir yokuşa süreceğim.
Ali Fikri Yavuz:
Muhakkak ben, onu, meşakkatli bir azaba sardıracağım.
Portekizce:
Infligir-lhe-ei um acúmulo de vicissitudes,
İsveççe:
skall Jag låta utstå [ett straff tyngre än] klättringen uppför [en hal och brant bergvägg].
Farsça:
به زودی او را به بالا رفتن از گردنه عذابی بسیار سخت می بور می کنم.
Kürtçe:
بەم زووانە سزای سەختی پێ دەچەژم
Özbekçe:
Тезда уни машаққатли чиқишла ҳоритарман.
Malayca:
Aku akan menyeksanya (dengan azab) yang memuncak beratnya.
Arnavutça:
e Unë do ta ngarkojë atë me dënime të rënda,
Bulgarca:
Ще го подложа на непоносимо мъчение.
Sırpça:
а оптеретићу га Ја тешком казном,
Çekçe:
však vyženu ho na vrch příkrý!
Urduca:
میں تو اسے عنقریب ایک کٹھن چڑھائی چڑھواؤں گا
Tacikçe:
Ӯро ба машаққате меандозам.
Tatarca:
Аны бик мәшәкатьле булган ґәзабка кертермен. Ул Вәлид исемле бер бай мөшриктер, Мәккә мөшрикләре аңа киңәшкә килделәр һәм Коръән вә Мухәммәд хакында аның фикерен сорадылар. Вәлид әйтте: "Сез Мухәммәдне дивана дисез, бу сүзегез һич дөрес түгел, аның гакыллы икәнлеге тирә-якка мәгълүмдер. Сез аны сихерче дисез, аның сихер белән шөгыльләнгәне һич заһир булганы юк. Сез аны ялганчы дисез, аның ялган сөйләгәнен бу көнгәчә һичкем ишеткәне юк, һәм аның сүзләре шагыйрь сүзенә дә охшамый", – дип. Мөшрикләр: син нинди киңәш бирәсең, аңа ни дип әйтик, диделәр. Вәлид аларның сорауларына җавап бире алмыйча уйга калды.
Endonezyaca:
Aku akan membebaninya mendaki pendakian yang memayahkan.
Amharca:
በእርግጥ ችግርን አስገድደዋለሁ፡፡
Tamilce:
விரைவில் அவனை மிகப் பெரிய சிரமத்திற்கு நான் நிர்ப்பந்தித்து விடுவேன்.
Korece:
곧 내가 그에게 산더미 같은재앙들을 가져다 주리라
Vietnamca:
TA sẽ làm cho y khốn đốn và gian khổ tột cùng.
Ayet Linkleri: