Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

68

Sûredeki Ayet No: 

18

Ayet No: 

5289

Sayfa No: 

565

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَا يَسْتَثْنُونَ

Çeviriyazı: 

velâ yesteŝnûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İstisna da etmiyorlardı ("inşaallah" demiyorlardı).

Diyanet İşleri: 

Biz bunları, vaktiyle bahçe sahiplerini denediğimiz gibi denedik. Sahipleri daha sabah olmadan, bahçeyi devşireceklerine bir istisna payı bırakmaksızın yemin etmişlerdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve Tanrı dilerse de dememişlerdi.

Şaban Piriş: 

(İnşaallah diyerek, yeminlerinde) istisnâ da yapmıyorlardı.

Edip Yüksel: 

Bundan hiç bir kuşkuları yoktu.

Ali Bulaç: 

(Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı.

Suat Yıldırım: 

Biz tıpkı o bahçe sahiplerini sınadığımız gibi, bunları da sınadık.Onlar sabah erken mahsulü devşireceklerini yeminle pekiştirip kesin söylemiş, (inşaallah dememiş), Allah'ın iznine bağlamamışlardı. Ayrıca fakirlerin payını düşünmemişlerdi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(18-19) Bir istisnada da bulunmuyorlardı. Derken onlar uykuda iken o bostanın üzerine Rabbin tarafından bir azap (beliyye) dolaşıverdi.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Hiçbir istisna tanımıyorlardı.

Bekir Sadak: 

68:23

İbni Kesir: 

Bir istisna da yapmıyorlardı.

Adem Uğur: 

Onlar istisna da etmiyorlardı.

İskender Ali Mihr: 

Ve bir istisna yapmıyorlar.

Celal Yıldırım: 

68:17

Tefhim ul Kuran: 

(Bu konuda) Hiçbir istisna da yapmıyorlardı.

Fransızca: 

sans dire : "Si Allah le veut". .

İspanyolca: 

sin hacer salvedad.

İtalyanca: 

senza formulare riserva.

Almanca: 

und nichts auszulassen.

Çince: 

并不留一部分给贫民。

Hollandaca: 

En er de uitzondering niet bijvoegden: Indien het Gode behaagt.

Rusça: 

но не сделали оговорки (не сказали: "Если того пожелает Аллах").

Somalice: 

Iyagoon dhihin haddii Eebe idmo.

Swahilice: 

Wala hawakusema: Mungu akipenda!

Uygurca: 

ئۇلار خۇدا خالىسا دېمىگەن ئىدى

Japonca: 

(アッラーの御望みならば)と,条件を付けることをしなかった。

Arapça (Ürdün): 

«ولا يستثنون» في يمينهم بمشيئة الله تعالى والجملة مستأنفة، أي وشأنهم ذلك.

Hintçe: 

और इन्शाअल्लाह न कहा

Tayca: 

และพวกเขามิได้กล่าวคำว่า “อินชาอัลลอฮฺ”

İbranice: 

ולא ישאירו דבר לעניים

Hırvatça: 

a nisu rekli: "Ako Allah da!"

Rumence: 

fără nici o îngrădire.

Transliteration: 

Wala yastathnoona

Türkçe: 

Hiçbir istisna tanımıyorlardı.

Sahih International: 

Without making exception.

İngilizce: 

But made no reservation, ("If it be Allah's Will").

Azerbaycanca: 

Və heç bir istisna yeri də qoymamışdılar (inşallah deməmişdilər).

Süleyman Ateş: 

İstisna da etmiyorlar(Allah dilerse biçeriz demiyorlar)dı.

Diyanet Vakfı: 

Onlar istisna da etmiyorlardı.

Erhan Aktaş: 

Bir istisna da yapmıyorlardı.(1)

Kral Fahd: 

Onlar istisna da etmiyorlardı.

Hasan Basri Çantay: 

(Bu babda) istisna da yapmıyorlardı.

Muhammed Esed: 

ve onlar (Allah´ın iradesi ile ilgili) hiçbir istisnai kayıt da koymamışlardı:

Gültekin Onan: 

(Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı.

Ali Fikri Yavuz: 

İstisna da yapmıyorlaradı, (İnşaallah demiyorlardı).

Portekizce: 

Sem a invocação (do nome de Deus).

İsveççe: 

utan att göra förbehåll [för Guds vilja].

Farsça: 

و چیزی از آن را [برای تهیدستان و نیازمندان] استثنا نکردند.

Kürtçe: 

ھیچی (بۆ ھەژاران) لێ دەرنەکەن

Özbekçe: 

Ва истисно қилмадилар.

Malayca: 

Serta mereka tidak menyebut pengecualian.

Arnavutça: 

e nuk patën thënë: “Nëse do Zoti!”

Bulgarca: 

И да не правят изключение.

Sırpça: 

а нису рекли: „Ако Аллах да!“

Çekçe: 

však nepronesli: 'Bude-li Bůh chtít!'

Urduca: 

اور وہ کوئی استثناء نہیں کر رہے تھے

Tacikçe: 

Ва иншооллоҳ нагуфтанд.

Tatarca: 

Ләкин алар Аллаһ теләсә димәделәр.

Endonezyaca: 

dan mereka tidak menyisihkan (hak fakir miskin),

Amharca: 

(በመሓላቸው) አያስቀሩምም፡፡

Tamilce: 

“அல்லாஹ் நாடினால் (நாங்கள் அறுவடை செய்வோம்)” என்று அவர்கள் கூறவில்லை.

Korece: 

그러나 그들은 은혜를 베풀지 아니 했으니

Vietnamca: 

Và họ đã không nói “Insha-Allah” (Nếu Allah muốn).