Arapça:
وَلَا يَسْتَثْنُونَ
Çeviriyazı:
velâ yesteŝnûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İstisna da etmiyorlardı ("inşaallah" demiyorlardı).
Diyanet İşleri:
Biz bunları, vaktiyle bahçe sahiplerini denediğimiz gibi denedik. Sahipleri daha sabah olmadan, bahçeyi devşireceklerine bir istisna payı bırakmaksızın yemin etmişlerdi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve Tanrı dilerse de dememişlerdi.
Şaban Piriş:
(İnşaallah diyerek, yeminlerinde) istisnâ da yapmıyorlardı.
Edip Yüksel:
Bundan hiç bir kuşkuları yoktu.
Ali Bulaç:
(Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı.
Suat Yıldırım:
Biz tıpkı o bahçe sahiplerini sınadığımız gibi, bunları da sınadık.Onlar sabah erken mahsulü devşireceklerini yeminle pekiştirip kesin söylemiş, (inşaallah dememiş), Allah'ın iznine bağlamamışlardı. Ayrıca fakirlerin payını düşünmemişlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(18-19) Bir istisnada da bulunmuyorlardı. Derken onlar uykuda iken o bostanın üzerine Rabbin tarafından bir azap (beliyye) dolaşıverdi.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hiçbir istisna tanımıyorlardı.
Bekir Sadak:
68:23
İbni Kesir:
Bir istisna da yapmıyorlardı.
Adem Uğur:
Onlar istisna da etmiyorlardı.
İskender Ali Mihr:
Ve bir istisna yapmıyorlar.
Celal Yıldırım:
68:17
Tefhim ul Kuran:
(Bu konuda) Hiçbir istisna da yapmıyorlardı.
Fransızca:
sans dire : "Si Allah le veut". .
İspanyolca:
sin hacer salvedad.
İtalyanca:
senza formulare riserva.
Almanca:
und nichts auszulassen.
Çince:
并不留一部分给贫民。
Hollandaca:
En er de uitzondering niet bijvoegden: Indien het Gode behaagt.
Rusça:
но не сделали оговорки (не сказали: "Если того пожелает Аллах").
Somalice:
Iyagoon dhihin haddii Eebe idmo.
Swahilice:
Wala hawakusema: Mungu akipenda!
Uygurca:
ئۇلار خۇدا خالىسا دېمىگەن ئىدى
Japonca:
(アッラーの御望みならば)と,条件を付けることをしなかった。
Arapça (Ürdün):
«ولا يستثنون» في يمينهم بمشيئة الله تعالى والجملة مستأنفة، أي وشأنهم ذلك.
Hintçe:
और इन्शाअल्लाह न कहा
Tayca:
และพวกเขามิได้กล่าวคำว่า “อินชาอัลลอฮฺ”
İbranice:
ולא ישאירו דבר לעניים
Hırvatça:
a nisu rekli: "Ako Allah da!"
Rumence:
fără nici o îngrădire.
Transliteration:
Wala yastathnoona
Türkçe:
Hiçbir istisna tanımıyorlardı.
Sahih International:
Without making exception.
İngilizce:
But made no reservation, ("If it be Allah's Will").
Azerbaycanca:
Və heç bir istisna yeri də qoymamışdılar (inşallah deməmişdilər).
Süleyman Ateş:
İstisna da etmiyorlar(Allah dilerse biçeriz demiyorlar)dı.
Diyanet Vakfı:
Onlar istisna da etmiyorlardı.
Erhan Aktaş:
Bir istisna da yapmıyorlardı.(1)
Kral Fahd:
Onlar istisna da etmiyorlardı.
Hasan Basri Çantay:
(Bu babda) istisna da yapmıyorlardı.
Muhammed Esed:
ve onlar (Allah´ın iradesi ile ilgili) hiçbir istisnai kayıt da koymamışlardı:
Gültekin Onan:
(Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı.
Ali Fikri Yavuz:
İstisna da yapmıyorlaradı, (İnşaallah demiyorlardı).
Portekizce:
Sem a invocação (do nome de Deus).
İsveççe:
utan att göra förbehåll [för Guds vilja].
Farsça:
و چیزی از آن را [برای تهیدستان و نیازمندان] استثنا نکردند.
Kürtçe:
ھیچی (بۆ ھەژاران) لێ دەرنەکەن
Özbekçe:
Ва истисно қилмадилар.
Malayca:
Serta mereka tidak menyebut pengecualian.
Arnavutça:
e nuk patën thënë: “Nëse do Zoti!”
Bulgarca:
И да не правят изключение.
Sırpça:
а нису рекли: „Ако Аллах да!“
Çekçe:
však nepronesli: 'Bude-li Bůh chtít!'
Urduca:
اور وہ کوئی استثناء نہیں کر رہے تھے
Tacikçe:
Ва иншооллоҳ нагуфтанд.
Tatarca:
Ләкин алар Аллаһ теләсә димәделәр.
Endonezyaca:
dan mereka tidak menyisihkan (hak fakir miskin),
Amharca:
(በመሓላቸው) አያስቀሩምም፡፡
Tamilce:
“அல்லாஹ் நாடினால் (நாங்கள் அறுவடை செய்வோம்)” என்று அவர்கள் கூறவில்லை.
Korece:
그러나 그들은 은혜를 베풀지 아니 했으니
Vietnamca:
Và họ đã không nói “Insha-Allah” (Nếu Allah muốn).
Ayet Linkleri: