Arapça:
أَمَّنْ هَٰذَا الَّذِي يَرْزُقُكُمْ إِنْ أَمْسَكَ رِزْقَهُ ۚ بَل لَّجُّوا فِي عُتُوٍّ وَنُفُورٍ
Çeviriyazı:
emmen hâẕe-lleẕî yerzüḳuküm in emseke rizḳah. bel leccû fî `utüvviv venüfûr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verecek olabilen kimdir? Hayır, onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar.
Diyanet İşleri:
Allah size verdiği rızkı kesiverirse, size rızık verecek başka kim vardır? Hayır; onlar, azgınlık ve nefrette direnmektedirler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yoksa kimdir o ki mabudunuz, rızkınızı kısarsa sizi rızıklandıracak? Hayır, onları, azgınlık içinde, gerçekten tamamıyla uzak bir halde inat edip durmadalar.
Şaban Piriş:
Eğer rızkınızı kesse, size rızık verecek olan kimdir? Hayır! Onlar azgınlık ve nefret içinde inatla direnmektedirler.
Edip Yüksel:
O, verdiği besinleri kesse, sizi besleyecek olan kimdir? Gerçekten azgınlık ve nefret içinde direnmektedirler.
Ali Bulaç:
Eğer O, rızkını tutsa (vermese), rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır; onlar, bir azgınlık ve nefret içinde inatla direniyorlar.
Suat Yıldırım:
Peki, Allah size ihsan ettiği nasibi alıkorsa, sizi başka rızıklandıracak kimmiş? Doğrusu, onlar azgınlık ve nefret içinde diretmektedirler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Eğer sizin rızkınızı kesmiş olursa, sizi merzûk edecek olan kimse kimdir? Hayır. Onlar bir böbürlenme ve bir kaçınma içinde devam eder dururlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Peki, O, rızkını tutarsa kim var sizi rızıklandıracak? Hayır, bir azgınlık ve nefret içinde inat etmekteler.
Bekir Sadak:
Azabi yaklasirken gordukleri zaman, inkar edenlerin yuzleri cirkinlesip kararir
İbni Kesir:
Eğer O
Adem Uğur:
Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verebilecek olan kimdir? Hayır, onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar.
İskender Ali Mihr:
Ya da eğer (Allah), onun rızkını tutarsa (keserse), sizi rızıklandıracak olan bu kişiler kimlerdir? Hayır, onlar haddi aşmada ve (haktan) uzak olmakta ısrarla devam ettiler.
Celal Yıldırım:
Yoksa (Allah) rızkını tutup kesecek olursa, kim sizi rızıklandırır? Hayır, onlar bir azgınlık ve nefret içinde inâdla ısrar etmekteler.
Tefhim ul Kuran:
Eğer O, rızkını tutup kesecek olsa, sizin rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır
Fransızca:
Ou quel est celui qui vous donnera votre subsistance s'Il s'arrête de fournir Son attribution ? Mais ils persistent dans leur insolence et dans leur répulsion.
İspanyolca:
O ¿quien es el que os proveería de sustento si Él interrumpiera Su sustento? Sí, persisten en su insolencia y aversión.
İtalyanca:
Chi provvederà a voi, se Egli tratterrà la Sua provvidenza? No, essi persistono nell'insolenza e nel rifiuto.
Almanca:
Oder wer ist dieser, der euch Rizq gewährt, wenn ER Sein Rizq zurückhielt?! Nein, sondern sie übertreiben in Übertretung und Abgeneigtheit.
Çince:
谁能供给你们呢?如果至仁主扣留他的给养。不然,他们固执著骄傲和勃逆。
Hollandaca:
Of waar is hij, die u voedsel zal geven, indien God het verhindert? En toch volhardt gij in uwe verdorvenheid en ontvlucht de waarheid.
Rusça:
Кто может наделить вас уделом, если Он перестанет наделять вас Своим уделом? Но они продолжают заноситься и убегать.
Somalice:
Waa kuma kan wax quudiya haddii Eebe haysto Risqigiisa, Gaaladu waxay ku Madax adaygeen isla weyni iyo Xaq diidnimo.
Swahilice:
Au ni nani huyo ambaye atakupeni riziki kama Yeye akizuia riziki yake? Bali wao wanakakamia tu katika jeuri na chuki.
Uygurca:
ئەگەر اﷲ رىزقىنى تۇتۇپ قالسا، سىلەرگە كىم رىزىق بېرىدۇ، ئۇلار تەكەببۇرلۇقتا، ھەقتىن يىراقلىشىشتا ئەزۋەيلەپ كەتكەندۇر
Japonca:
かれがもし御恵みを止められると,あなたがたに恵みをなし得るものは誰であるのか。いやかれらは高慢と,(真理からの)回避に固執する。
Arapça (Ürdün):
«أمَّن هذا الذي يرزقكم إن أمسك» الرحمن «رزقه» أي المطر عنكم وجواب الشرط محذوف دل عليه ما قبله، أي فمن يرزقكم، أي لا رازق لكم غيره «بل لجوا» تمادوا «في عتو» تكبر «ونفور» تباعد عن الحق.
Hintçe:
मगर ये कुफ्फ़ार तो सरकशी और नफ़रत (के भँवर) में फँसे हुए हैं भला जो शख़्श औंधे मुँह के बाल चले वह ज्यादा हिदायत याफ्ता होगा
Tayca:
หรือผู้ใดเล่าซึ่งเขาจะให้ปัจจัยยังชีพแก่พวกเจ้า หากพระองค์ทรงระงับปัจจัยยังชีพของพระองค์ไว้ แต่ว่าพวกเจ้าดื้อรั้นอยู่ในความหยิ่งยะโส และห่าไกลจากความจริง
İbranice:
ומי יפרנס אתכם אם הוא ימנע מכם את השגחתו? אולם הם ממשיכים במרדנות ובסטייה
Hırvatça:
A, i ko je taj koji će vas nahraniti, ako On hranu Svoju uskrati?! Ali, oni su ustrajni u osionosti i odbojnosti.
Rumence:
Cine v-ar putea hrăni, dacă Dumnezeu şi-ar lua darurile înapoi? Ei se încăpăţânează însă în obrăznicie şi ură.
Transliteration:
Amman hatha allathee yarzuqukum in amsaka rizqahu bal lajjoo fee AAutuwwin wanufoorin
Türkçe:
Peki, O, rızkını tutarsa kim var sizi rızıklandıracak? Hayır, bir azgınlık ve nefret içinde inat etmekteler.
Sahih International:
Or who is it that could provide for you if He withheld His provision? But they have persisted in insolence and aversion.
İngilizce:
Or who is there that can provide you with Sustenance if He were to withhold His provision? Nay, they obstinately persist in insolent impiety and flight (from the Truth).
Azerbaycanca:
Əgər (Allah) Öz ruzisini kəssə, sizə kim ruzi verə bilər?! Xeyr onlar (cahillikləri üzündən) dikbaşlıqdan və (haqqa) nifrət etməkdən (boyun qoymamaqdan) əl çəkmirlər.
Süleyman Ateş:
Yahut Allah, rızkını tutacak olursa size rızık verecek kimdir? Doğrusu onlar, azgınlık ve nefret içinde direnmektedirler.
Diyanet Vakfı:
Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verebilecek olan kimdir? Hayır, onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar.
Erhan Aktaş:
Veya O, rızkınızı kesse, size kim rızık verebilir? Bilakis, onlar haddi aşmada ve nefrette ısrar ettiler.
Kral Fahd:
Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verebilecek olan kimdir? Hayır, onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar.
Hasan Basri Çantay:
O, eğer rızkını tutub kesiverirse şu size rızık verebilecek kim? Hayır, onlar bir azgınlık, (Hakdan) bir nefret içinde mütemadiyen inâd etmişlerdir.
Muhammed Esed:
Yahut Allah geçim imkanlarınızı (elinizden) alacak olursa size rızık sağlayacak kimse var mı? Hayır, ama onlar, (bu hakikati inkar edenler, Allah´ın mesajlarını) küçümsemekte ve (O´ndan) körükörüne inatla kaçmaktalar!
Gültekin Onan:
Eğer O rızkını tutsa (vermese), rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır
Ali Fikri Yavuz:
Allah rızkını keserse, kimdir sizlere rızık verecek? Hayır, onlar bir ürküntü ve azgınlık içinde, inada devam ediyorlar, (artık imana gelmezler).
Portekizce:
Ou então, quem será que os sustentará se Ele retiver as Suas mercês? Não obstante, obstinam-se na perfídia e no extravio.
İsveççe:
Vem kan dra försorg om er om Han skulle hålla tillbaka Sina gåvor? - Men, nej, de framhärdar i sitt högmod och sitt trots!
Farsça:
یا کیست آنکه به شما روزی دهد، اگر خدا روزی اش را از شما باز دارد؟ [نه اینکه حقیقت را نمی دانند] بلکه در سرکشی و نفرتِ [از حق سرسختی و] پافشاری می کنند.
Kürtçe:
ئایا ئەوە کێیە ئەو کەسەی کە ڕۆزیتان دەدات ئەگەر خوا ڕۆزی خۆیتان لێبگرێتەوە؟ بەڵکو (بە ئارەزوو) درێژەیان دا بەسەرکەشی ودوور کەوتنەوە (لە ڕێی ڕاست)
Özbekçe:
У Ризқни тортиб қўйса, сизга ризқ берадиган ким ўзи?! Балки улар абадий туғёнда ва ҳақдан нафратда бўлурлар.
Malayca:
Atau siapa dia yang dapat memberi rezeki kepada kamu jika Allah menahan rezekiNya? (Tidak ada sesiapapun), bahkan mereka (yang musyrik itu) kekal terus dalam keadaan sombong angkuh serta melarikan diri (dari kebenaran).
Arnavutça:
Kush janë ata që ju furnizojnë, në qoftë se Ai (Perëndia) e ndalon furnizimin? – Por, ata janë zhytur në të këqia dhe në arrati (nga e vërteta).
Bulgarca:
Или кой може препитание да ви даде, ако Той задържи Своето препитание? Ала упорстват в надменността и отдалечаването [от истината].
Sırpça:
А, и ко је тај који ће да вас нахрани, ако Он храну Своју ускрати?! Али, они су устрајни у охолости и одбојности.
Çekçe:
A kdo je ten, jenž obživu vaši vám uštědří, jestliže On štědrost svou zadrží? Však naopak oni setrvávají ve vzpurnosti a odmítání!
Urduca:
یا پھر بتاؤ، کون ہے جو تمہیں رزق دے سکتا ہے اگر رحمان اپنا رزق روک لے؟ دراصل یہ لوگ سر کشی اور حق سے گریز پر اڑے ہوئے ہیں
Tacikçe:
Оё кист он кӣ ба шумо рӯзӣ диҳад, агар Ӯ рӯзии худ боздорад? На! дар саркашиву дури аз ҳақ пойдор меистанд.
Tatarca:
Кая Аллаһудан башка сезләрне кем ризыкландыра, әллә сынымнарыгыз яки патшаларыгыз ризыкландырамы? Әгәр Аллаһ бирә торган ризыгын бирмичә туктатып куйса? Бәлки кәферләр моны белә торып тәкәбберләнеп карышмакта һәм хактан качмакта таза тордылар.
Endonezyaca:
Atau siapakah dia yang memberi kamu rezeki jika Allah menahan rezeki-Nya? Sebenarnya mereka terus menerus dalam kesombongan dan menjauhkan diri?
Amharca:
ወይም ሲሳዩን ቢይዝባችሁ ያ ሲሳይን የሚሰጣችሁ ማነው? በእውነቱ እነርሱ በሞገድና በመደንበር ውስጥ ችክ አሉ፡፡
Tamilce:
மாறாக, அவன் (-அல்லாஹ் உங்களுக்கு வழங்கி வந்த) தனது உணவை (உங்களை விட்டும்) தடுத்து விட்டால் உங்களுக்கு உணவளிக்கிற இவர் யார்? (அல்லாஹ்வை அன்றி உங்களுக்கு உணவளிப்பதற்கு யாரும் இருக்கிறார்களா?) மாறாக, அவர்கள் (உங்களுக்கு தொந்தரவு தருவதில்) எல்லை மீறுவதிலும் (சத்தியத்தை விட்டு) விலகி செல்வதிலும்தான் பிடிவாதம் பிடித்தனர்.
Korece:
하나님이 양식을 거두신다면너희에게 누가 너희에게 일용할 양식을 주겠느뇨 그런데도 그들은진리에서 벗어나 오만하도다
Vietnamca:
Hoặc ai có thể cung cấp bổng lộc cho các ngươi nếu Ngài giữ nguồn bổng lộc của Ngài lại? Không, chúng cứ cố chấp trong sự xấc xược và trốn tránh (sự thật).
Ayet Linkleri: