Arapça:
إِنَّ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِالْغَيْبِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ
Çeviriyazı:
inne-lleẕîne yaḫşevne rabbehüm bilgaybi lehüm magfiratüv veecrun kebîr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat daha görmeden Rablerinden korkanlar var ya, işte onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Diyanet İşleri:
Doğrusu, görünmediği halde Rablerinden korkanlara, onlara, bağışlanma ve büyük ecir vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki görmedikleri halde Rablerinden korkanlaradır yarlıganma ve pek büyük bir mükafat.
Şaban Piriş:
Görmediği halde Rablerinden korkup çekinen kimseler için de elbette bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Edip Yüksel:
Kendi başlarına iken Rab'lerine saygı duyanlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Ali Bulaç:
Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O'nu görmedikleri halde) içleri titreyerek-korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır.
Suat Yıldırım:
Fakat Rab'lerini görmedikleri halde, O’na karşı saygılı davrananlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Şüphe yok, o kimseler ki Rablerinden gıyaben korkarlar, onlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfaat vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Görmedikleri halde Rablerinden ürperenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Bekir Sadak:
And olsun ki, bunlardan oncekiler de yalanlamislardi. Beni inkar etmek nasilmis?
İbni Kesir:
Muhakkak ki gayb ile Rabblarından korkanlar, işte onlar için, mağfiret ve büyük mükafat vardır.
Adem Uğur:
Fakat daha görmeden Rablerinden (azabından) korkanlara gelince, onlar için gerçekten hem bağışlanma hem de büyük mükâfat vardır.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki onlar, gaybda Rab´lerine huşû duyarlar. Onlar için mağfiret ve büyük ecir vardır.
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki, «Rabbından gıyabında saygı ile korkup eğilenler için bağışlanma ve büyük mükâfat vardır.
Tefhim ul Kuran:
Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O´nu görmedikleri halde) içleri titreyerek korkanlara gelince
Fransızca:
Ceux qui redoutent leur Seigneur bien qu'ils ne L'aient jamais vu auront un pardon et une grande récompense.
İspanyolca:
Quienes hayan tenido miedo a su Señor en secreto tendrán perdón y una gran recompensa.
İtalyanca:
Coloro che invece temono il loro Signore in ciò che è invisibile, avranno perdono e ricompensa grande.
Almanca:
Gewiß, diejenigen, die Ehrfurcht vor ihrem HERRN im Verborgenen haben, für diese ist Vergebung und großer Lohn bestimmt.
Çince:
在秘密中畏惧主的人们,将蒙赦宥和重大的报酬。
Hollandaca:
Waarlijk, zij die hunnen Heer in het geheim vreezen, zullen vergiffenis en eene groote belooning verlangen.
Rusça:
Воистину, тем, которые боятся своего Господа, не видя Его воочию, уготованы прощение и великая награда.
Somalice:
Kuwa Eebe ka yaaba iyagoon la arkaynin (Eebe mooyee) waxaa u sugnaaday dambi dhaaf iyo ajri weyn.
Swahilice:
Hakika wanao mwogopa Mola wao Mlezi kwa ghaibu, watapata maghfira na ujira mkubwa.
Uygurca:
پەرۋەردىگارىدىن كۆرمەي تۇرۇپ قورققانلار مەغپىرەتكە ۋە كاتتا ساۋابقا ئېرىشىدۇ
Japonca:
本当に目に見えない主を,畏れる者には,容赦と偉大な報奨があろう。
Arapça (Ürdün):
«إن الذين يخشون ربهم» يخافونه «بالغيب» في غيبتهم عن أعين الناس فيطيعونه سرا فيكون علانية أولى «لهم مغفرة وأجر كبير» أي الجنة.
Hintçe:
बेशक जो लोग अपने परवरदिगार से बेदेखे भाले डरते हैं उनके लिए मग़फेरत और बड़ा भारी अज्र है
Tayca:
แท้จริงบรรดาผู้ยำเกรงต่อพระเจ้าของพวกเขาโดยทางลับ สำหรับพวกเขาจะได้รับการอภัยโทษและรางวัลอันใหญ่หลวง
İbranice:
אכן, אלה אשר יראים מריבונם הנסתר, הם יזכו לרחמים . ולגמול גדול
Hırvatça:
Onima koji se Gospodara svoga boje i kad ih niko ne vidi - pripada oprost i nagrada velika!
Rumence:
Cei care s-au temut de Domnul lor întru Taină vor avea iertare şi mare răsplată.
Transliteration:
Inna allatheena yakhshawna rabbahum bialghaybi lahum maghfiratun waajrun kabeerun
Türkçe:
Görmedikleri halde Rablerinden ürperenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Sahih International:
Indeed, those who fear their Lord unseen will have forgiveness and great reward.
İngilizce:
As for those who fear their Lord unseen, for them is Forgiveness and a great Reward.
Azerbaycanca:
Rəbbindən (Onu) görmədən qorxanları isə (günahlardan) bağışlanma və böyük bir mükafat gözləyir!
Süleyman Ateş:
Fakat gizlide Rablerine saygılı olanlara gelince, onlar için bağış(lama) ve büyük mükafat vardır.
Diyanet Vakfı:
Fakat daha görmeden Rablerinden (azabından) korkanlara gelince, onlar için gerçekten hem bağışlanma hem de büyük mükafat vardır.
Erhan Aktaş:
Rabb’lerine gizlide(1) içtenlikle saygı duyanlara ise bağışlanma ve büyük ödül vardır.
Kral Fahd:
Fakat daha görmeden Rablerinden (azabından) korkanlara gelince, onlar için gerçekten hem bağışlanma hem de büyük mükâfat vardır.
Hasan Basri Çantay:
Filhakıyka, Rableri (nin azâb) ından gıyaben korkanlar (yok mu?) onlar için hem mağfiret var, hem büyük mükâfat.
Muhammed Esed:
(Buna karşılık,) kendi kavrayışlarının ötesinde olsa da Allah´tan korku ve ürperti duyanlar için bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Gültekin Onan:
Gerçek şu ki, rablerinden gayb ile (O´nu görmedikleri halde) içleri titreyerek korkanlara gelince
Ali Fikri Yavuz:
Doğrusu, (Allah’ın azabını henüz görmedikleri halde) gıyaben Rablerinden korkanlar (var ya), onlar için bir mağfiret ve büyük mükâfat (cennet) var.
Portekizce:
Em verdade aqueles que temerem intimamente o seu Senhor obterão indulgência e uma grande recompensa.
İsveççe:
Men förlåtelse och en riklig belöning [väntar] dem som står i bävan inför sin Herre, fastän de inte kan se eller förnimma Honom.
Farsça:
بی تردید کسانی که در نهان از پروردگارشان می ترسند، برای آنان آمرزش و پاداشی بزرگ است.
Kürtçe:
بێگومان ئەوانەی لە پەنھانیدا لە خوای خۆیان دەترسن، لێخۆشبوون وپاداشتی گەورەیان بۆ ھەیە
Özbekçe:
Албатта ўз Роббиларидан ғойибдан қўрқадиганлар учун гуноҳларини кечиш ва улкан ажр-савоблар бордир.
Malayca:
Sesungguhnya orang-orang yang takut (melanggar hukum) Tuhannya semasa mereka tidak dilihat orang dan semasa mereka tidak melihat azab Tuhan, mereka beroleh keampunan dan pahala yang besar.
Arnavutça:
Me të vërtetë, ata që i frikohen Zotit të tyre edhe atëherë kur nuk i sheh askush, për ta ka falje dhe shpërblim të madh!
Bulgarca:
За онези, които и в уединение се боят от своя Господ, наистина има опрощение и голяма награда.
Sırpça:
Онима који се свога Господара боје и кад их нико не види - припада опрост и награда велика!
Çekçe:
Těm, kdo bojí se Pána svého kvůli nepoznatelnému, těm věru dostane se odpuštění i převeliké odměny.
Urduca:
جو لوگ بے دیکھے اپنے رب سے ڈرتے ہیں، یقیناً اُن کے لیے مغفرت ہے اور بڑا اجر
Tacikçe:
Барои касоне, ки нодида аз Парвардигорашон метарсанд бахшоишу музди фаровон аст.
Tatarca:
Тәхкыйк Раббыларының күренмәгән ґәзабыннан күргән кеби куркучы хак мөэминнәр, аларгадыр Аллаһуның ярлыкавы һәм олугъ әҗер.
Endonezyaca:
Sesungguhnya orang-orang yang takut kepada Tuhannya Yang tidak nampak oleh mereka, mereka akan memperoleh ampunan dan pahala yang besar.
Amharca:
እነዚያ ጌታቸውን በሩቁ የሚፈሩ ለእነርሱ ምሕረትና ታላቅ ምንዳ አልላቸው፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக எவர்கள் மறைவில் தங்கள் இறைவனை பயப்படுவார்களோ அவர்களுக்கு மன்னிப்பும் பெரிய கூலியும் உண்டு.
Korece:
그러나 보이지 아니한 주님을 두려워 한 자들에게는 관용과 큰 보상이 있노라
Vietnamca:
Quả thật, những người kính sợ Thượng Đế của họ dù không nhìn thấy Ngài vẫn sẽ được tha thứ và sẽ có được một phần thưởng to lớn.
Ayet Linkleri: