Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

64

Sûredeki Ayet No: 

1

Ayet No: 

5200

Sayfa No: 

556

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۖ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ ۖ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

Çeviriyazı: 

yüsebbiḥu lillâhi mâ fi-ssemâvâti vemâ fi-l'arḍ. lehü-lmülkü velehü-lḥamd. vehüve `alâ külli şey'in ḳadîr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nundur, hamd O'nadır. Her şeye gücü yeten O'dur.

Diyanet İşleri: 

Göklerde olanlar ve yerde bulunanlar Allah'ı tesbih ederler. Hükümranlık O'nundur, Övülmek O'na mahsustur. O herşeye Kadir'dir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Tenzih eder Allah'ı, ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde, onundur saltanat ve tedbir ve onadır hamd ve onun, her şeye gücü yeter.

Şaban Piriş: 

Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ı tesbih ederler. Mülk O’nundur. Hamd da O’nadır. O’nun her şeye gücü yeter.

Edip Yüksel: 

Göklerde ve yerde ne varsa ALLAH'ı yüceltir. Yönetim O'nundur, övgü O'nadır. O her şeye Gücü yetendir.

Ali Bulaç: 

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nundur, hamd (övgü) de O'nundur. O, herşeye güç yetirendir.

Suat Yıldırım: 

Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih ve tenzih eder. Hâkimiyet O’nundur. Bütün hamdler ve övgüler O’na mahsustur. O her şeye kadirdir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Göklerde ne var ise ve yerde ne var ise, Allah için tesbihte bulunur. Mülk ve hamd O´na mahsustur ve O her şey üzerine tamamen kâdirdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Göklerdekiler ve yerdekiler Allah'ı tespih ediyor. O'nundur mülk ve yönetim; O'nun içindir tüm övgüler. Her şeye gücü yetendir O.

Bekir Sadak: 

Inkar edenler, tekrar dirilmeyeceklerini ileri surerler. De ki: «Evet

İbni Kesir: 

Göklerde ne var, yerde ne varsa

Adem Uğur: 

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah´ı tesbih eder. Mülk O´nundur, hamd O´nadır. O her şeye kadirdir.

İskender Ali Mihr: 

Göklerde ve yerde olan herşey Allah´ı tesbih eder. Mülk O´nundur ve hamd O´nadır. Ve O, herşeye Kaadir´dir (gücü yetendir).

Celal Yıldırım: 

Göklerdekiler ve yerdekiler Allah´ı tesbîh ederler. Mülk ü saltanat O´nundur. Hamd (en güzel övgü) O´na mahsustur. O´nun her şeye kudreti yeter.

Tefhim ul Kuran: 

Göklerde ve yerde olanların tümü Allah´ı tesbih etmektedir. Mülk de O´nundur, hamd (övgü) de O´nundur. O, her şeye güç yetirendir.

Fransızca: 

Ce qui est dans les cieux et ce qui est sur la terre glorifient Allah. A Lui la royauté et à Lui les louanges. Et Il est Omnipotent.

İspanyolca: 

Lo que está en los cielos y en la tierra glorifica a Alá. Suyo es el dominio, Suya la alabanza. Es omnipotente.

İtalyanca: 

Glorifica Allah ciò che è nei cieli e sulla terra, Sua la Sovranità, Sua la Lode. Egli è onnipotente.

Almanca: 

ALLAH lobpreisen alle, die in den Himmeln und auf Erden sind. Ihm gehört die Herrschaft und Ihm gebührt alles Lob. Und ER ist über alles allmächtig.

Çince: 

凡在天地间的,都赞颂真主超绝万物。国权只归他所有,赞颂只归他享受,他对於万事是全能的。

Hollandaca: 

Alles wat in den hemel of op aarde is, verkondigt Gods lof. Hem is het Koninkrijk, hem zij de lof; want hij is almachtig.

Rusça: 

Славит Аллаха то, что на небесах, и то, что на земле. Ему принадлежит власть и надлежит хвала. Он способен на всякую вещь.

Somalice: 

Waxaa Eebe nasaha (weyneeya) waxa Samaawaatka (Cirka) iyo Dhulka ku sugan awood iyo mahadbana Eebaa iska leh, wax walbana isagaa kara.

Swahilice: 

Kinamtakasa Mwenyezi Mungu kila kilichomo katika mbingu na katika ardhi. Ufalme ni wake, na sifa njema ni zake. Na Yeye ni Mwenye uweza juu ya kila kitu.

Uygurca: 

ئاسمانلاردىكى ۋە زېمىندىكى نەرسىلەر اﷲ قا تەسبىھ ئېيتىدۇ، پادىشاھلىق اﷲ قا مەنسۇپتۇر، جىمى ھەمدۇسانا اﷲ قا خاستۇر، اﷲ ھەر نەرسىگە قادىردۇر

Japonca: 

天にあり地にある凡てのものは,アッラーを讃える。大権はかれの有であり,讃美もまたかれに属する。本当にかれは凡てのことに全能であられる。

Arapça (Ürdün): 

«يسبح لله ما في السماوات وما في الأرض» ينزهه فاللام زائدة، وأتى بما دون من تغليبا للأكثر «له الملك وله الحمد وهو على كل شيء قدير».

Hintçe: 

जो चीज़ आसमानों में है और जो चीज़ ज़मीन में है (सब) ख़ुदा ही की तस्बीह करती है उसी की बादशाहत है और तारीफ़ उसी के लिए सज़ावार है और वही हर चीज़ पर कादिर है

Tayca: 

สิ่งที่อยู่ในชั้นฟ้าทั้งหลาย และสิ่งที่อยู่ในแผ่นดินต่างแซ่ซ้องสดุดีแด่อัลลอฮฺ อำนาจเด็ดขาดเป็นของพระองค์ มวลการสรรเสริญเป็นของพระองค์ และพระองค์เป็นผู้ทรงอานุภาพเหนือทุกสิ่งอย่าง

İbranice: 

כל אשר בשמים ובארץ משבח את אלוהים! לו שייכת המלכות ולו שייכת התהילה , והוא הכול-יכול

Hırvatça: 

Allaha slavi i veliča sve što je na nebesima i sve što je na Zemlji. Njemu sva vlast i Njemu sva pohvala pripada; On nad svime ima moć!

Rumence: 

Cele din ceruri şi de pe pământ Îl preamăresc pe Dumnezeu. A Lui este împărăţia! A Lui este mărirea! El asupra tuturor are putere!

Transliteration: 

Yusabbihu lillahi ma fee alssamawati wama fee alardi lahu almulku walahu alhamdu wahuwa AAala kulli shayin qadeerun

Türkçe: 

Göklerdekiler ve yerdekiler Allah'ı tespih ediyor. O'nundur mülk ve yönetim; O'nun içindir tüm övgüler. Her şeye gücü yetendir O.

Sahih International: 

Whatever is in the heavens and whatever is on the earth is exalting Allah. To Him belongs dominion, and to Him belongs [all] praise, and He is over all things competent.

İngilizce: 

Whatever is in the heavens and on earth, doth declare the Praises and Glory of Allah: to Him belongs dominion, and to Him belongs praise: and He has power over all things.

Azerbaycanca: 

Göylərdə və yerdə nə varsa, (hamısı) Allahı təqdis edib şə’ninə tə’riflər deyər. Hökm Onundur, həmd-səna da Ona məxsusdur. O, hər şeyə qadirdir!

Süleyman Ateş: 

Göklerde ve yerde bulunanların hepsi Allah'ın şanının yüceliğini anmaktadır. Mülk O'nundur, hamd O'nundur. O, herşeye kadirdir.

Diyanet Vakfı: 

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nundur, hamd O'nadır. O her şeye kadirdir.

Erhan Aktaş: 

Göklerde ve yeryüzünde olan her şey Allah’ı tesbih(1) eder. Mülk(2) yalnızca O’nundur. Hamd(3) O’nadır. O’nun gücü her şeye yeter.

Kral Fahd: 

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nundur, hamd O’nadır. O her şeye kadirdir.

Hasan Basri Çantay: 

Göklerde ne var, yerde ne varsa (hepsi) Allâhı tesbîh (ve tenzîh) etmekdedir. Mülk Onun, hamd Onun, O, herşey´e hakkıyle kaadirdir.

Muhammed Esed: 

Göklerde ve yerde olan her şey, Allah´ın sınırsız şanını yüceltir. Bütün otorite O´nundur ve bütün övgüler O´na mahsustur. O dilediğini yapmaya kadirdir.

Gültekin Onan: 

Göklerde ve yerde olanların tümü Tanrı´yı tesbih eder. Mülk O´nundur, hamd (övgü) de O´nundur. O, her şeye güç yetirendir.

Ali Fikri Yavuz: 

Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ı tesbih eder, (zerresinden küresine, ne varsa hep O’nun kudret ve azametine şahidlik eder). Mülk O’nun, hamd da O’nun: O her şeye kadîrdir.

Portekizce: 

Tudo quanto existe nos céus e na terra glorifica Deus; Seu é o reino e Seus são os louvores, porque é Onipotente.

İsveççe: 

ALLT det som himlarna rymmer och det som jorden bär prisar Gud; herraväldet är Hans och allt lov och pris tillkommer Honom och Han har makt över allt.

Farsça: 

آنچه در آسمان ها و آنچه در زمین است، خدا را [به پاک بودن از هر عیب و نقصی] می ستایند. فرمانروایی ویژه اوست، همه ستایش ها مخصوص اوست، و او بر هر کاری تواناست.

Kürtçe: 

تەسبیحاتی خوا دەکات ئەوەی لە ئاسمانەکان وزەویدایە، دەسەڵاتی تەواو بۆ ئەوە وە ھەرچی ستایش ھەیە ھەمووی بۆ ئەوە وە ئەوە بەسەر ھەموو شتێکدا بەدەسەڵاتە

Özbekçe: 

Осмонлардаги нарсалар ва ердаги нарсалар Аллоҳга тасбиҳ айтурлар. Мулк Унга хосдир, мақтов ҳам Унга хосдир ва У барча нарсага қодирдир.

Malayca: 

Segala yang ada di langit dan yang ada di bumi sentiasa mengucap tasbih kepada Allah; bagiNyalah kuasa pemerintahan, dan bagiNyalah segala pujian; dan Ia Maha Kuasa atas tiap-tiap sesuatu.

Arnavutça: 

Perëndinë e falenderon çka gjendet në qiej dhe çka gjendet në Tokë. Atij i takon pushteti i vërtetë, dhe Atij i takon falenderimi. Ai është i pushtetshëm për çdo gjë!

Bulgarca: 

Всичко на небесата и всичко на земята прославя Аллах. Негова е властта и Негова е възхвалата. Той над всяко нещо има сила.

Sırpça: 

Аллаха слави и велича све што је на небесима и све што је на Земљи. Њему припада сва власт и Њему припада сва похвала; Он над свиме има моћ!

Çekçe: 

Oslavuje Boha vše, co na nebesích je i na zemi; Jemu náleží království a Jemu náleží chvála a On mocný je nade věcmi všemi!

Urduca: 

اللہ کی تسبیح کر رہی ہے ہر وہ چیز جو آسمانوں میں ہے اور ہر وہ چیز جو زمین میں ہے اسی کی بادشاہی ہے اور اسی کے لیے تعریف ہے اور وہ ہر چیز پر قادر ہے

Tacikçe: 

Худоро тасбеҳ мегӯянд ҳар чӣ дар осмонҳову ҳар чӣ дар замин аст. Фармонравоӣ аз они Ӯст ва шукр сазовори Ӯст ва Ӯ бар ҳар чизе тавоност!

Tatarca: 

Җир вә күкләрдә булган һәрнәрсә Аллаһ кимчелекләрдән пакь, дип, Аны мактап тәсбих әйтәдер, ике дөньяга да патшалык Аңа хастыр, хакыйкый мактау Аңадыр вә Аның һәр нәрсәгә көче җитәдер.

Endonezyaca: 

Bertasbih kepada Allah apa yang ada di langit dan apa yang ada di bumi; hanya Allah lah yang mempunyai semua kerajaan dan semua pujian, dan Dia Maha Kuasa atas segala sesuatu.

Amharca: 

በሰማያት ውስጥ ያለው በምድርም ውስጥ ያለው ሁሉ ለአላህ ያሞግሳል፡፡ ንግሥናው የእርሱ ብቻ ነው፡፡ ምስጋናም ለእርሱ ነው፡፡ እርሱም በነገሩ ሁሉ ላይ ቻይ ነው፡፡

Tamilce: 

நயவஞ்சகர்கள் உம்மிடம் வந்தால், “நிச்சயமாக நீர் அல்லாஹ்வின் தூதர்தான் என்று நாங்கள் சாட்சி பகருகிறோம்” என்று கூறுவார்கள். நிச்சயமாக நீர் அவனது தூதர்தான் என்று அல்லாஹ் நன்கறிவான். நிச்சயமாக நயவஞ்சகர்கள் பொய்யர்கள்தான் என்று அல்லாஹ் சாட்சி பகருகிறான்.

Korece: 

하늘과 대지에 있는 것이 하나님의 영광을 찬미하나니 왕국와찬미는 그분의 것이로다 실로 그 분은 모든 일에 전지전능하심이라

Vietnamca: 

Vạn vật trong các tầng trời và vạn vật dưới đất đều tán dương tôn cao Allah, Quyền thống trị đều thuộc về một mình Ngài, mọi lời ca tụng và khen ngợi đều là thuộc về Ngài, và Ngài là Đấng Toàn Năng trên tất cả mọi thứ.