Arapça:
الَّذِينَ يُظَاهِرُونَ مِنكُم مِّن نِّسَائِهِم مَّا هُنَّ أُمَّهَاتِهِمْ ۖ إِنْ أُمَّهَاتُهُمْ إِلَّا اللَّائِي وَلَدْنَهُمْ ۚ وَإِنَّهُمْ لَيَقُولُونَ مُنكَرًا مِّنَ الْقَوْلِ وَزُورًا ۚ وَإِنَّ اللَّهَ لَعَفُوٌّ غَفُورٌ
Çeviriyazı:
elleẕîne yüżâhirûne minküm min nisâihim mâ hünne ümmehâtihim. in ümmehâtühüm ille-llâî velednâhüm. veinnehüm leyeḳûlûne münkeram mine-lḳavli vezûrâ. veinne-llâhe le`afüvvun gafûr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İçinizde zıhâr yapanların kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadındır. Şüphesiz onlar çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, affedici, bağışlayıcıdır.
Diyanet İşleri:
İçinizde karılarını "zıhar" yapanlar bilsinler ki, karıları anneleri değildir; anneleri ancak, onları doğuranlardır. Doğrusu söyledikleri kötü ve asılsız bir sözdür. Allah şüphesiz affedendir, bağışlayandır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sizden, karılarına zıhar yapanlar, bilsinler ki karıları, anaları değildir, anaları, ancak onları doğuran kadınlardır ve şüphe yok ki onlar, çirkin bir laftır, ediyorlar ve yalan söylüyorlar ve şüphe yok ki Allah, elbette bağışlayıcıdır, suçları örter.
Şaban Piriş:
Sizden zıhar yapanların karıları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Böyle yapanlar, münker/çirkin bir söz ve yalan söylüyorlar. Allah şüphesiz çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.
Edip Yüksel:
İçinizden, kadınlarını annelerine benzeterek yabancılaştıranlar bilirler ki onlar anaları değildir. Anneleri kendilerini doğuranlardır. Söyledikleri kötü ve asılsız bir sözdür. ALLAH Affedendir, Bağışlayandır.
Ali Bulaç:
Sizden kadınlarına "zıhar"da bulunanlar (bilsinler ki, kadınları) onların anneleri değildir. Anneleri, yalnızca kendilerini doğuranlardır. Şüphesiz onlar, çirkin ve yalan söylemektedirler. Gerçekten Allah, çok affeden, çok bağışlayandır.
Suat Yıldırım:
İçinizden kadınlar hakkında zıhar yapanlar bilsinler ki onlar kendilerinin anneleri değildir, onların anneleri sadece kendilerini doğurmuş olanlardır. Onlar gerçekten çirkin ve yalan bir söz söylüyorlar. Bununla beraber, Allah'ın affı ve merhameti çoktur (geçmiş durumlar hakkında tövbe edenleri affeder) [33,4; 2,229]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Sizden o kimseler ki, kadınlarından müzaherette bulunurlar, halbuki o kadınlar, onların anaları değildir. Onların anaları ancak onları doğurmuş olanlardır ve şüphe yok ki onlar elbette çirkin ve yalan bir lâf söylüyorlar ve muhakkak ki, Allah elbette affedicidir, çok yarlığayıcıdır.
Yaşar Nuri Öztürk:
İçinizden, kadınlarına zıhar edenlerin, o kadınlar anneleri değildir. Onların anneleri ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Böyleleri, kabul edilemez bir söz ve boş bir lakırdı sarf ediyorlar. Bununla birlikte Allah, gerçekten çok affedici, çok bağışlayıcıdır.
Bekir Sadak:
Gizli toplantidan menedilen, sonra menolunduklari seyi yapmaya kalkisarak gunah islemek, dusmanlik etmek ve Peygambere karsi gelmek konusunda gizli gizli konusanlari gormedin mi? Sana geldiklerinde, Allah´in seni selamlamadigi bir sekilde seni selamlarlar
İbni Kesir:
İçinizden zihar yapanların karıları onların anaları değildir. Anaları, ancak kendilerini doğuranlardır. Şüphesiz ki onlar, çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar. Ve muhakkak ki Allah
Adem Uğur:
İçinizden zıhâr yapanların kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz onlar çirkin bir laf ve yalan söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, affedicidir, bağışlayıcıdır.
İskender Ali Mihr:
İçinizden (sizden) kadınlarına sırt çevirenler (arkalarını dönenler) ki, onlar (eşleri) kendilerinin anneleri değildir. Onların anneleri, sadece onları doğuranlardır. Ve muhakkak ki onlar, gerçekten inkâr edici (çirkin) ve günaha sokan (ağır) bir söz söylüyorlar. Muhakkak ki Allah
Celal Yıldırım:
Sizden kadınlarını (eşlerini annelerinin sırtına benzeterek) zihar yapanlar (bilsinler ki), karıları onların anaları değildir
Tefhim ul Kuran:
Sizden kadınlarına «zıhar»da bulunanlar (eşlerini annelerinin sırtına benzetenler bilsinler ki kadınları) onların anneleri değildir. Anneleri, yalnızca kendilerini doğuranlardır. Şüphesiz onlar, çirkin ve yalan söylemektedirler. Gerçekten Allah, çok affeden, çok bağışlayandır.
Fransızca:
Ceux d'entre vous qui répudient leurs femme, en déclarant qu'elles sont pour eux comme le dos de leur mères... alors qu'elles ne sont nullement leur mères, car ils n'ont pour mères que celles qui les ont enfantés. Ils prononcent certes une parole blâmable et mensongère. Allah cependant est Indulgent et Pardonneur.
İspanyolca:
Aquéllos de vosotros que repudian a sus mujeres mediante la fórmula: «¡Eres para mí como la espalda de mi madre!»... Ellas no son sus madres. Sólo son sus madres las que les han dado a luz. Dicen, ciertamente, algo reprobable y erróneo. Pero Alá es, sí, perdonador, indulgente.
İtalyanca:
Quanti fra voi che ripudiano le loro mogli dicendo: «Sii per me come la schiena di mia madre» [sappiano che] esse non sono affatto le loro madri. Le loro madri sono quelle che li hanno partoriti. In verità proferiscono qualcosa di riprovevole e una menzogna. Tuttavia Allah è indulgente, perdonatore.
Almanca:
Diejenigen von euch, die ihren Ehefrauen Zihar aussprachen, diese sind sicherlich nicht ihre Mütter. Gewiß, ihre Mütter sind nur diejenigen, die sie gebaren. Und gewiß, sie sagen doch etwas Mißbilligtes vom Gesagten und Falsches. Und gewiß, ALLAH ist doch reue-annehmend, allvergebend.
Çince:
你们中把妻室当母亲的人们,她们不是他们的母亲;除他们的生身之母外,没有任何人,可以称为他们的母亲;他们的确说出恶言和谎话;真主确是至宥的,确是至赦的。
Hollandaca:
Wat degenen onder u betreft, die van hunne vrouwen scheiden, met de verklaring, dat zij haar daarna als hunne moeders zullen beschouwen, laat hen weten, dat zij hunne moeders niet zijn. Hunne moeders zijn slechts zij, die hen baarden, en zij spreken waarlijk onrechtvaardig en logentaal; Maar God is barmhartig en vergevensgezind.
Rusça:
Те из вас, которые объявляют своих жен запретными для себя, говорят слова предосудительные и лживые. Их жены - не матери им, ведь их матерями являются только женщины, которые их родили. Воистину, Аллах - Снисходительный, Прощающий.
Somalice:
Kuwa haweenkooda kala mid dhiga hooyadood oo kale haweenkoodu ma aha hooyadood, hooyo waa midda wax dhashay, kuwaasina waxay ku hadlayaan hadal xun iyo been Ilaahayna hadal xun iyo been Ilaahayna waa Saamax badane Dhaafid badane.
Swahilice:
Wale miongoni mwenu wanao watenga wake zao, hao si mama zao. Hawakuwa mama zao ila wale walio wazaa. Na hakika hao wanasema neno linalo chusha, na la uwongo. Na Mwenyezi Mungu ni Mwenye kughufiria, Mwenye kusamehe.
Uygurca:
سىلەردىن ئاياللىرىنى زىھار قىلغانلارنىڭ (يەنى ئاياللىرىنى ئانىلىرىمىزنىڭ ئۇچىلىرىغا ئوخشاش دېگۈچىلەرنىڭ) ئاياللىرى ئۇلارنىڭ ئانىلىرى ئەمەستۇر، پەقەت ئۇلارنى تۇغقان ئاياللارلا ئۇلارنىڭ ئانىلىرىدۇر، ھالبۇكى، ئۇلار (يەنى زىھار قىلغۇچىلار) ئەلۋەتتە يامان سۆزنى، يالغان سۆزنى قىلىدۇ، اﷲ، شەك - شۈبھىسىزكى، (تەۋبە قىلغۇچىنى) ئەپۇ قىلغۇچىدۇر، مەغپىرەت قىلغۇچىدۇر
Japonca:
あなたがたの中で,ズィハールによって,その妻を遠ざける者がある。しかしかの女らはかれらの母ではない。母はかれらを生んだ者以外にはないのである。実にかれらの言うことは不法な,虚偽の言葉である。本当にアッラーは寛容にしてよく罪を赦される。
Arapça (Ürdün):
«الذين يظَّهَّرون» أصله يتظهرون أدغمت التاء في الظاء، وفي قراءة بألف بين الظاء والهاء الخفيفة وفي أخرى كيقاتلون والموضع الثاني كذلك «منكم من نسائهم ما هن أمهاتهم إن أمهاتهم إلا اللأئي» بهمزة وياء وبلا ياء «ولدنهم وإنهم ْ» بالظهار «ليقولن منكرا من القول وزورا» كذبا «وإن الله لعفو غفور».
Hintçe:
तुम में से जो लोग अपनी बीवियों के साथ ज़हार करते हैं अपनी बीवी को माँ कहते हैं वह कुछ उनकी माएँ नहीं (हो जातीं) उनकी माएँ तो बस वही हैं जो उनको जनती हैं और वह बेशक एक नामाक़ूल और झूठी बात कहते हैं और ख़ुदा बेशक माफ करने वाला और बड़ा बख्शने वाला है
Tayca:
บรรดาผู้เปรียบเทียบภรรยาของพวกเขาในหมู่พวกเจ้าว่าเสมือนแม่ของพวกเขานั้นพวกนางมิได้เป็นแม่ของพวกเขา บรรดาแม่ของพวกมิได้เป็นอื่นใดนอกจากเป็นผู้ให้กำเนิดพวกเขาเท่านั้น และแท้จริงพวกเขานั้นกล่าวคำพูดที่น่าเกลียดและกล่าวเท็จ และแท้จริงอัลลอฮนั้นเป็นผู้ทรงอภัยโทษทรงยกโทษให้เสมอ
İbranice:
אלה מקרבכם אשר נמנעים מנשותיהם, הן לא אימהותיהם, כי אין להם אימהות מלבד אלה אשר ילדו אותם! ואכן הם אומרים דבר מגונה וכוזב, ואכן אלוהים חנון המרבה לסלוח
Hırvatça:
Oni od vas koji ženama svojim reknu da su im leđa njihova poput leđa njihovih majki, a one nisu majke njihove - majke njihove su samo one koje su ih rodile, oni, zaista, govore strašne riječi i neistinu-a Allah je zbilja Onaj Koji grijehe poništava i oprašta.
Rumence:
Aceia dintre voi care îşi compară femeile cu spatele mamelor, să ştie că ele nu le sunt mame, căci mame le sunt doar acelea care i-au născut. Ei spun o vorbă nesăbuită şi neîntemeiată. Dumnezeu este Cel ce şterge păcatele, Iertătorul
Transliteration:
Allatheena yuthahiroona minkum min nisaihim ma hunna ommahatihim in ommahatuhum illa allaee waladnahum wainnahum layaqooloona munkaran mina alqawli wazooran wainna Allaha laAAafuwwun ghafoorun
Türkçe:
İçinizden, kadınlarına zıhar edenlerin, o kadınlar anneleri değildir. Onların anneleri ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Böyleleri, kabul edilemez bir söz ve boş bir lakırdı sarf ediyorlar. Bununla birlikte Allah, gerçekten çok affedici, çok bağışlayıcıdır.
Sahih International:
Those who pronounce thihar among you [to separate] from their wives - they are not [consequently] their mothers. Their mothers are none but those who gave birth to them. And indeed, they are saying an objectionable statement and a falsehood. But indeed, Allah is Pardoning and Forgiving.
İngilizce:
If any men among you divorce their wives by Zihar (calling them mothers), they cannot be their mothers: None can be their mothers except those who gave them birth. And in fact they use words (both) iniquitous and false: but truly Allah is one that blots out (sins), and forgives (again and again).
Azerbaycanca:
Sizdən öz qadınları ilə zihar edən kimsələrin zövcələri (əslində) onların anaları deyillər. Onların anaları ancaq özlərini doğan qadınlardır. Onlar, əlbəttə, pis və yalan söz danışırlar. Şübhəsiz ki, Allah əfv edəndir, bağışlayandır.
Süleyman Ateş:
Sizden kadınlara zıhar edenler (sen bana, anamın sırtı gibisin diyenler), bilmelidirler ki o kadınlar, onların anaları değillerdir. Onların anaları, ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Onlar, çirkin ve yalan olan bir söz söylüyorlar. Bununla beraber Allah, affedicidir bağışlayıcıdır.
Diyanet Vakfı:
İçinizden zıhar yapanların kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz onlar çirkin bir laf ve yalan söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, affedicidir, bağışlayıcıdır.
Erhan Aktaş:
Sizden hanımlarına zihar(1) yapanlar bilsinler ki, hanımları anneleri değildir. Anneleri yalnızca kendilerini doğuranlardır. Doğrusu onlar, sözün çirkin ve asılsız olanını söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, Çok Affedici’dir, Çok Bağışlayıcı’dır.
Kral Fahd:
İçinizden zıhâr yapanların kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz onlar çirkin bir laf ve yalan söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, affedicidir, bağışlayıcıdır.
Hasan Basri Çantay:
İçinizden «Zıhâr» yapagelenlerin karıları onların anaları değildir. Anaları kendilerini doğuranlardan başkası değildir. Şübhe yok ki onlar her halde çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar. Muhakkak Allah çok bağışlayıcı, çok yarlığayıcıdır.
Muhammed Esed:
(Bundan sonra) içinizden "Sen artık bana annem kadar haramsın!" diyerek hanımlarından ayrılanlara gelince, (unutmasınlar ki) (eşleri) hiçbir zaman anneleri (gibi) olamaz, kendilerini doğuran kadından başkası anneleri olamaz. O halde, akla sığmayan bir sözdür söyledikleri, (bu nedenle de) asılsız ve düzmecedir. Ama Allah, gerçekten günahları affedicidir, çok bağışlayıcıdır.
Gültekin Onan:
Sizden kadınlarına zıharda bulunanlar (bilsinler ki, kadınları) onların anneleri değildir. Anneleri yalnızca kendilerini doğuranlardır. Şüphesiz onlar münker bir söz ve boş laf söylemektedirler. Gerçekten Tanrı çok affeden, çok bağışlayandır.
Ali Fikri Yavuz:
İçinizden “Zihâr” yaparak karılarından ayrılmağa kalkışan kimseler, bilsinler ki, o kadınlar onların anaları değildir
Portekizce:
Aqueles, dentre vós, que repudiam as suas mulheres através do zihar, saibam que elas não são suas mães. Estas são as queos geraram; certamente, com tal juramento, eles proferiram algo iníquo e falso; porém, Deus é Absolvedor, Indulgentíssimo.
İsveççe:
De av er som [hädanefter vill] förskjuta sina hustrur [bör inse att de] inte är deras mödrar; deras mödrar är de som födde dem och inga andra. Orden [som yttras enligt denna sed] strider mot rim och reson och är en klar lögn. Men Gud utplånar och förlåter mycken synd.
Farsça:
کسانی از شما که با زنان خود « ظهار » می کنند [یعنی بر پایه فرهنگ جاهلی می گویند: تو نسبت به من به منزله مادرم هستی، پس آمیزش با تو بر من حرام ابدی است] زنانشان مادرانشان نیستند، مادرانشان فقط زنانی هستند که آنان را زاده اند، و آنان بی تردید سخنی ناپسند و دروغ می گویند و مسلماً خدا بسیار باگذشت و بسیار آمرزنده است.
Kürtçe:
ئەوانەتان کە (ظهار) دەکەن لەگەڵ ژنەکانیاندا (پێیان دەڵێن وەك دایکمان وان) ئەوانە دایکی ئەوان نین، دایکی ئەوان ھەر ئەو ژنانەن کەئەوانیان لێ بووە وە بێگومان ئەوانە گوفتارێکی خراپی ناپەسەند دەڵێن ودرۆ دەکەن وە بەڕاستی خوا لێخۆشبو ولێبووردەیە
Özbekçe:
Сизлардан ўз хотинларидан зиҳор қиладиганлар (билиб қўйсинларки), у(хотин)лар оналари эмас. Туққан оналаридан ўзга ҳеч ким уларга она эмаслар. Ва, албатта, улар инкор қилинган ва ғирт ёлғон сўзларни айтарлар. Ва, албатта, Аллоҳ кечирувчи ва мағфират қилувчидир.
Malayca:
Orang-orang yang "ziharkan" isterinya dari kalangan kamu (adalah orang-orang yang bersalah, kerana) isteri-isteri mereka bukanlah ibu-ibu mereka. Ibu-ibu mereka tidak lain hanyalah perempuan-perempuan yang melahirkan mereka. Dan sesungguhnya mereka (dengan melakukan yang demikian) memperkatakan suatu perkara yang mungkar dan dusta. Dan (ingatlah), sesungguhnya Allah Maha Pemaaf, lagi Maha Pengampun.
Arnavutça:
Ka të tillë midis jush që i lëshojnë gratë e veta duke ju thënë se i konsiderojnë si nënat e veta; ato nuk janë nënat e tyre, nënat e tyre janë vetëm ato që i kanë lindur ata. Kurse ata, me të vërtetë, kanë shqiptuar fjalë neveritëse dhe të pavërteta. E, me të vërtetë, Perëndia është falës dhe shlyes i gabimeve.
Bulgarca:
На онези от вас, които изоставят жените си с думите: “Ти за мен си като майчиния ми гръб!” - те не са им майки. Майки са им само онези, които са ги родили. Те наистина изричат скверни думи и лъжа. Аллах е извиняващ, опрощаващ.
Sırpça:
Они од вас који својим женама кажу да су им забрањене попут њихових мајки, а оне нису њихове мајке - њихове мајке су само оне које су их родиле, они, заиста, говоре страшне речи и неистину - а Аллах, заиста, грехе поништава и опрашта.
Çekçe:
Ti z vás, kteří nazývají manželky své zádami svých matek, vědí, že ony nejsou jejich matkami; matkami jejich jsou jedině ty, které je porodily. A říkají tím věru slova zavrženíhodná a falešná. A Bůh zajisté je promíjející, odpouštějící!
Urduca:
تم میں سے جو لوگ اپنی بیویوں سے ظہار کرتے ہیں ان کی بیویاں ان کی مائیں نہیں ہیں، ان کی مائیں تو وہی ہیں جنہوں نے ان کو جنا ہے یہ لوگ ایک سخت ناپسندیدہ اور جھوٹی بات کہتے ہیں، اور حقیقت یہ ہے کہ اللہ بڑا معاف کرنے والا اور درگزر فرمانے والا ہے
Tacikçe:
Аз миёни шумо касоне, ки занонашонро зиҳр (монанд кардани яке аз узвҳои зан бо узви модар, ки навъе аз қасам аст) мекунанд, бидонанд, ки занонашон модаронашон нестанд, модаронашон фақат заноне ҳастанд, ки онҳоро зоидаанд ва сухане нописанду дурӯғ аст, ки мегӯянд. Ва Худо аз гуноҳ он даргузаранда аст ва бахшоянда аст!
Tatarca:
"Сезләрдән бәгъзе ирләр хатыннарының әгъзаларын аналарының әгъзасына охшаталар, ул охшатылган хатыннар ирләренең аналары түгелләр, һичбер хатын аларга ана түгел фәкать үзләрен тудырган аналары анадыр. Хатыннарын аналарына охшатучы ирләр, әлбәттә, һич тә ярамаган һәм ялган сүзне әйтәләр. Аның белән хатыннары талак булмас. Тәхкыйк Аллаһ кичерүче вә гөнаһларны ярлыкаучыдыр.
Endonezyaca:
Orang-orang yang menzhihar isterinya di antara kamu, (menganggap isterinya sebagai ibunya, padahal) tiadalah isteri mereka itu ibu mereka. Ibu-ibu mereka tidak lain hanyalah wanita yang melahirkan mereka. Dan sesungguhnya mereka sungguh-sungguh mengucapkan suatu perkataan mungkar dan dusta. Dan sesungguhnya Allah Maha Pemaaf lagi Maha Pengampun.
Amharca:
እነዚያ ከእናንተ ውስጥ ከሚስቶቻቸው እንደናቶቻችን ጀርባዎች ይኹኑብን በማለት የሚምሉ እነርሱ እናቶቻቸው አይደሉም፡፡ እናቶቻቸው እኒያ የወለዱዋቸው ብቻ ናቸው፡፡ እነርሱም (በዚህ ቃል) ከንግግር የተጠላንና ውሸትን በእርግጥ ይናገራሉ፡፡ አላህም (ለሚጸጸት) ይቅር ባይ መሓሪ ነው፡፡
Tamilce:
உங்களில் எவர்கள் தங்கள் மனைவிகளிடம் ளிஹார் செய்கிறார்களோ அந்த பெண்கள் அவர்களின் தாய்மார்களாக ஆகமுடியாது. அவர்களின் தாய்மார்களாக இல்லை அவர்களை எவர்கள் பெற்றெடுத்தார்களோ அவர்களைத் தவிர. (ளிஹார் செய்வதன் மூலமாக) நிச்சயமாக அவர்கள் பேச்சில் மிகத் கெட்டதையும் (மார்க்க சட்டத்தில் அறியப்படாததையும்) பொய்யானதையும் கூறுகிறார்கள். நிச்சயமாக அல்லாஹ் மிகவும் பிழை பொறுப்பவன், மகா மன்னிப்பாளன் ஆவான்.
Korece:
너희 가운데 지하르 형태로 아내와 이혼하려는 자 있으나 그 녀들은 그들의 어머니들이 될 수 없으며 낳아 준 분 외에는 어느 누구도 어머니들이 결코 될 수 없 나니 실로 그들은 혐오스럽고 거 짓된 말을 하도다 그러나 하나님 은 용서하심과 관용으로 충만하시 니라
Vietnamca:
Những ai trong các ngươi thôi vợ của mình theo lối Zhihar(1) thì hãy biết rằng vợ của họ không phải là mẹ của họ. Bởi lẽ mẹ của họ là người đã sinh đẻ ra họ. Quả thật, họ đang nói một tuyên bố phản cảm và sai sự thật. Tuy nhiên, Allah thực sự là Đấng Hằng Tha Thứ, Đấng Độ Lượng. (1) Zhihar là một hình thức thôi vợ của những người Ả-rập thời trước Islam bằng câu thành ngữ mà họ thường dùng để nói với vợ của mình: “Cô đối với tôi giống như cái lưng của mẹ tôi vậy!” ngụ ý không được phép ăn nằm với vợ.
Ayet Linkleri: