Arapça:
أَمْ يَقُولُونَ شَاعِرٌ نَّتَرَبَّصُ بِهِ رَيْبَ الْمَنُونِ
Çeviriyazı:
em yeḳûlûne şâ`irun neterabbeṣu bihî raybe-lmenûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoksa onlar (senin için): "Bir şâirdir, zamanın felaketlerine çarpılmasını gözetliyoruz." mu diyorlar?
Diyanet İşleri:
Yoksa senin için şöyle mi derler: "Şairdir, zamanın onun aleyhine dönmesini gözlüyoruz."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yoksa onlar, bir şair ki ölmesini, zamanın kötülüklerine uğramasını gözetiyoruz mu diyorlar?
Şaban Piriş:
Yoksa: O, bir şairdir, zaman (içinde) başına ölümün gelmesini bekliyoruz mu diyorlar?
Edip Yüksel:
Yoksa, "O bir şairdir, onun ölmesini bekliyoruz." mu diyorlar?
Ali Bulaç:
Yoksa onlar: "Bir şairdir, biz ona zamanın (getireceği) felaketleri gözlüyoruz" mu diyorlar?
Suat Yıldırım:
Ne o, yoksa onlar senin hakkında: “Ne olacak? Şairin biri! Feleğin onun başına neler getireceğini göreceğiz” mi diyorlar?
Ömer Nasuhi Bilmen:
52:29
Yaşar Nuri Öztürk:
Yoksa şöyle mi diyorlar: "O bir şairdir. Zamanın ölüm getiren felaketine çarpılmasını bekliyoruz."
Bekir Sadak:
Yoksa gokleri ve yeri kendileri mi yarattilar? Hayir, Allah´a kesin olarak inanmiyorlar.
İbni Kesir:
Yoksa derler mi ki: Şairdir, zamanın onun aleyhine dönmesini gözlüyoruz.
Adem Uğur:
Yoksa onlar: (O,) bir şairdir
İskender Ali Mihr:
Yoksa: “O bir şairdir, zamanın musîbetinin ona ansızın gelmesini gözlüyoruz.” mu diyorlar?
Celal Yıldırım:
Yoksa onlar (senin için) O şâirdir, zamanın tokadını yemesini bekliyoruz mu diyorlar?
Tefhim ul Kuran:
Yoksa onlar: «Bir şairdir, biz ona zamanın felâketlerini gözlüyoruz» mu diyorlar?
Fransızca:
Ou bien ils disent : "C'est un poète ! Attendons pour lui le coup de la mort".
İspanyolca:
O dicen: «¡Un poeta...! ¡Esperaremos las vicisitudes de su sino!»
İtalyanca:
Diranno: «E' un poeta, aspettiamo che subisca qualche vicissitudine mortale».
Almanca:
Oder sagen sie etwa: "Er ist ein Dichter, bei dem wir ein zweifelhaftes Ende abwarten."
Çince:
不然,他们说:他是一个诗人,我们等待他遭逢厄运。
Hollandaca:
Zeggen zij: Hij is een dichter; wij verwachten, dat hij door een of anderen tegenspoed zal worden getroffen.
Rusça:
Или же они говорят: "Он - поэт! Давайте же подождем, пока время не разберется с ним".
Somalice:
Mise waxay dhihi waa gabayaa ee aan la sugno Geerida.
Swahilice:
Au wanasema: Huyu ni mtunga mashairi, tunamtarajia kupatilizwa na dahari.
Uygurca:
ئۇلار ئېيتىدۇ: «ئۇ شائىردۇر، بىز ئۇنىڭ زاماننىڭ ھادىسىلىرىگە (يولۇقۇشىنى) كۈتىمىز». (ئى مۇھەممەد!) ئېيتقىنكى، «سىلەر كۈتۈڭلار، ھەقىقەتەن مەن سىلەر بىلەن بىرگە كۈتكۈچىلەردىنمەن (يەنى سىلەر مېنىڭ ھالاك بولۇشۇمنى كۈتسەڭلار، مەنمۇ سىلەرنىڭ ھالاك بولۇشۇڭلارنى كۈتىمەن)»
Japonca:
またかれらは,「只の詩人だ。かれの運勢が逆転するのを待とう」と言う。
Arapça (Ürdün):
«أم» بل «يقولون» هو «شاعر نتربص به ريْب المنون» حوادث الدهر فيهلك كغيره من الشعراء.
Hintçe:
क्या (तुमको) ये लोग कहते हैं कि (ये) शायर हैं (और) हम तो उसके बारे में ज़माने के हवादिस का इन्तेज़ार कर रहे हैं
Tayca:
หรือพวกเขากล่าวว่า มุฮัมมัดเป็นกวี เราคอยภัยพิบัติที่จะเกิดขึ้นแก่เขา
İbranice:
אם הם יאמרו: 'הוא בסך הכול משורר ומוטב שנחכה למותו
Hırvatça:
Zar oni da govore: "Pjesnik je, sačekat ćemo dok potresen nedaćama ne umre."
Rumence:
Ei vor spune: “Este un poet! Şi pentru el aşteptăm necazurile vremii!”
Transliteration:
Am yaqooloona shaAAirun natarabbasu bihi rayba almanooni
Türkçe:
Yoksa şöyle mi diyorlar: "O bir şairdir. Zamanın ölüm getiren felaketine çarpılmasını bekliyoruz."
Sahih International:
Or do they say [of you], "A poet for whom we await a misfortune of time?"
İngilizce:
Or do they say:- "A Poet! we await for him some calamity (hatched) by Time!"
Azerbaycanca:
Yoxsa onlar (sənin barəndə): “(O) şairdir. Biz (ruzigarın gərdişi nəticəsində) onun başına gələcək müsibəti (ölüb getməsini) gözləyirik!” – deyirlər.
Süleyman Ateş:
Yoksa onlar (senin hakkında): "Bir şa'irdir, zamanın felaketlerine çarpılmasını gözetliyoruz" mu diyorlar?
Diyanet Vakfı:
Yoksa onlar: (O,) bir şairdir; onun, zamanın felaketlerine uğramasını bekliyoruz mu diyorlar?
Erhan Aktaş:
Yoksa: “O bir şâirdir, ansızın zamanın felaketine uğramasını bekliyoruz.” mu diyorlar?
Kral Fahd:
Yoksa onlar: (O,) bir şairdir; onun, zamanın felâketlerine uğramasını bekliyoruz mu diyorlar?
Hasan Basri Çantay:
Yoksa «(O), bir şâirdir, biz onun, zamanın felâketli haadiseleri (ne çarpılması) nı gözetliyoruz» mu diyorlar?
Muhammed Esed:
Yoksa onlar: "(O, yalnızca) bir şair(dir); bekleyip görelim zaman ona neler yapacak" mı diyorlar?"
Gültekin Onan:
Yoksa onlar: "
Ali Fikri Yavuz:
Yoksa: “- Bir şairdir, biz O’nun felâket zamanını bekliyoruz” mu diyorlar?
Portekizce:
Ou dirão: É um poeta. Aguardamos que lhe chegue a calamidade, (produzida) pelo tempo!
İsveççe:
Kanske säger de: "Han är [bara] en poet; låt oss vänta och se vad ödet kan ha i beredskap [för honom]!"
Farsça:
بلکه این سبک مغزانند که می گویند: او شاعری است که برای او حوادث تلخ روزگار و آمدن مرگش را انتظار می بردیم!
Kürtçe:
نا بەڵکو دەڵێن (موحەممەد ﷺ) شاعیرە چاوەڕوانی مردنی دەکەین
Özbekçe:
Балки улар: «У шоир, биз унга ўлим етишини кутамиз», дерлар?
Malayca:
(Mereka menuduh Nabi Muhammad dengan yang bukan-bukan), bahkan mereka mengatakan: "(Muhammad) itu seorang penyair yang kami tunggu-tunggu saat kebinasaannya".
Arnavutça:
Ose të thonë ata: “(Ai – Muhammedi është) vjershtar, të presim derisa ta zhdukë vdekja”.
Bulgarca:
Или казват: “Ти си поет! Изчакваме превратностите на съдбата.”
Sırpça:
Зар они да говоре: „Песник је, сачекаћемо док не умре потресен невољама.“
Çekçe:
Hovoří snad oni: 'Básník je to! Vyčkejme si tedy, jak osud jeho bude změněn!'
Urduca:
کیا یہ لوگ کہتے ہیں کہ یہ شخص شاعر ہے جس کے حق میں ہم گردش ایام کا انتظار کر رہے ہیں؟
Tacikçe:
Ё мегӯянд: «Шоиресту мо барои вай мунтазири ҳаводиси рӯзгорем». (ки шояд бимирад).
Tatarca:
Әллә әйтәләрме ул пәйгамбәр түгел, шагыйрь, без аның хакында бер вакыйга көтәбез дип. Мөшрикләр: "Атасы яшьли үлде, Мухәммәд тә яшьли үләр, аннары сәхабәләре таралыр", – дип көтәләр иде.
Endonezyaca:
Bahkan mereka mengatakan: "Dia adalah seorang penyair yang kami tunggu-tunggu kecelakaan menimpanya".
Amharca:
ይልቁንም የሞትን አደጋ በእርሱ የምንጠባበቅበት የኾነ ባለ ቅኔ ነው ይላሉን?
Tamilce:
“(இவர்) ஒரு கவிஞர், காலத்தின் அசம்பாவிதங்கள் அவர் மீது இறங்க வேண்டுமென நாங்கள் எதிர்பார்க்கிறோம்” என்று அவர்கள் கூறுகிறார்களா?
Korece:
아니면 시인이여 시간이 흐 름에 따라 그에게 어떤 재앙이 내 릴 것이라고 그들이 말하더뇨
Vietnamca:
Hoặc chúng (những kẻ phủ nhận) nói: “(Muhammad không phải là Sứ Giả) mà là một nhà thơ, chúng ta cứ đợi xem, sớm muộn gì hắn cũng chết.”
Ayet Linkleri: