Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

3

Sûredeki Ayet No: 

180

Ayet No: 

473

Sayfa No: 

73

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ هُوَ خَيْرًا لَّهُم ۖ بَلْ هُوَ شَرٌّ لَّهُمْ ۖ سَيُطَوَّقُونَ مَا بَخِلُوا بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۗ وَلِلَّهِ مِيرَاثُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۗ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ

Çeviriyazı: 

velâ yaḥsebenne-lleẕîne yebḫalûne bimâ âtâhümü-llâhü min faḍlihî hüve ḫayral lehüm. bel hüve şerrul lehüm. seyüṭavveḳûne mâ beḫilû bihî yevme-lḳiyâmeh. velillâhi mîrâŝü-ssemâvâti vel'arḍ. vellâhü bimâ ta`melûne ḫabîr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah'ın, kendilerine lütfundan verdiği nimetlere karşı cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır o, kendileri için şerdir. Cimrilik ettikleri şey, kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'a aittir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Diyanet İşleri: 

Allah'ın bol nimetinden verdiklerinde cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, bilakis bu onların kötülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah işlediklerinizden haberdardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah'ın ihsan ettiğini vermekten sakınanlar, bunu kendileri için hayırlı sanmasınlar. Hatta bu, onlar için şerdir de. Sakındıkları şey, kıyamet günü, boyunlarına dolanacak ve Allah'ındır göklerin ve yeryüzünün mirası ve Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Şaban Piriş: 

Allah’ın kendilerine fazlından verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunu kendileri için hayırlı sanmasınlar, aksine bu onlar için şerdir. Kıyamet günü cimrilik ettikleri şeyler boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Edip Yüksel: 

ALLAH'ın lütfundan kendilerine bağışladığı nimetlerde cimrilik edenler onu kendileri için hayırlı sanmasın. Aksine, o kendileri için zararlıdır. Toplayıp biriktirdikleri, Diriliş Günü boyunlarına dolanacak. Göklerin ve yerin mirası ALLAH'ındır. ALLAH yaptıklarınızdan haberdardır.

Ali Bulaç: 

Allah'ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır; bu, onlar için şerdir; kıyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandırılacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.

Suat Yıldırım: 

Allah'ın kendilerine lütfu ile bol bol verdiği nimetlerde cimrilik edip harcamayanlar, sakın bu hali kendileri için hayırlı sanmasınlar. Hayır! Bu, onların hakkında şerdir. Cimrilik edip vermedikleri malları kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Kaldı ki göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah ne yaparsanız hepsinden haberdardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Allah Teâlâ´nın kendilerine fazlından olarak verdiği şeyde cimrilik edenler bunun kendileri için bir hayır olduğunu sanmasınlar. Hayır... Bu onlar için bir şerdir. O cimrilik ettikleri şey, Kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Ve göklerin ve yerin mirası Allah Teâlâ içindir. Ve Hak Teâlâ yaptığınız her şeyden tamamıyla haberdardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiği şeyde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Tam aksine bu onlar için bir şerdir. O cimrilik konusu yaptıkları şey, kıyamet günü bir tasma gibi boyunlarına dolandırılacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

Bekir Sadak: 

Seni yalanci saydilarsa, Senden once belgeler, sahifeler ve aydinlatici kitab getiren peygamberler de yalanlanmisti.

İbni Kesir: 

Allah´ın fazl-ı kereminden verdiği şeylerde cimrilik edenler

Adem Uğur: 

Allah´ın, kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır

İskender Ali Mihr: 

Ve Allah´ın kendi fazlından onlara verdiği şeyleri, (Allah yolunda infak etmeyip) cimrilik edenler, sakın zannetmesinler ki o, kendileri için hayırdır. Bilâkis o, onlar için bir şerdir.Cimrilik ettikleri şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacak. Göklerin ve yerin mirası Allah´ındır. Allah, yaptığınız şeylerden haberdar olandır.

Celal Yıldırım: 

Allah´ın kendilerine verdiği bol nîmetiyle cimrilik edenler, sakın onu kendileri için hayırlı sanmasınlar

Tefhim ul Kuran: 

Allah´ın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır

Fransızca: 

Que ceux qui gardent avec avarice ce qu'Allah leur donne par Sa grâce ne comptent point cela comme bon pour eux. Au contraire, c'est mauvais pour eux : au Jour de la Résurrection, on leur attachera autour du cou de qu'ils ont gardé avec avarice . C'est Allah qui a l'héritage des cieux et de la terre. Et Allah est Parfaitement Connaisseur de ce que vous faites.

İspanyolca: 

Que no crean quienes se muestran avaros del favor recibido de Alá que eso es bueno para ellos. Al contrario, es malo. El día de la Resurrección llevarán a modo de collar el objeto de su avaricia. L a herencia de los cielos y de la tierra pertenece a Alá. Alá está bien informado de lo que hacéis.

İtalyanca: 

Coloro che sono avari di quello che Allah ha concesso loro della Sua grazia, non credano che ciò sia un bene per loro. Al contrario, è un male: presto, nel Giorno del Giudizio, porteranno appeso al collo ciò di cui furono avari. Ad Allah l'eredità dei cieli e della terra; e Allah è ben informato di quello che fate.

Almanca: 

Diejenigen, die geizen mit dem, was ALLAH ihnen von Seiner Gunst zuteil werden ließ, sollen nicht denken, daß dies besser für sie wäre. Nein, sondern das ist übel für sie. Und das, womit sie geizten, wird ihnen am Tag der Auferstehung um den Hals geschlungen werden . Und ALLAH gehört die Hinterlassenschaft der Himmel und der Erde. Und ALLAH ist dessen, was ihr tut, allkundig.

Çince: 

吝惜真主所赐的恩惠的人,绝不要认为他们的吝惜,对于他们是有益的,其实,那对于他们是有害的;复活日,他们所吝惜的(财产),要像一个项圈一样,套在他们的颈项上。天地间的遗产,只是真主的。真主是彻知你们的行为的。

Hollandaca: 

Laat ook zij die gierig zijn met de weldaden, die hun door Gods goedheid zijn geworden, niet gelooven dat hunne gierigheid tot hun geluk dient: neen zij dient veeleer tot hun verderf. Wat zij met gierigheid verzameld hebben, zal op den dag der opstanding hun als een halsband om den hals gehangen worden. God is erfgenaam van hemel en aarde; hij kent al uwe daden.

Rusça: 

Пусть не думают те, которые скупятся расходовать то, что Аллах даровал им по Своей милости, что поступать таким образом лучше для них. Напротив, это хуже для них. В День воскресения их шеи будут обернуты тем, что они жалели. Аллаху принадлежит наследие небес и земли, и Аллах ведает о том, что вы совершаете.

Somalice: 

Yeyna u malaynin kuwa ku Bakhayli wuxuu Siiyey Eebe oo Fadli ah inay Khayr u Tahay, Sharbayse u Tahay waxaana Luqunta loo Galin waxay ku Bakhaylayeen Maalinta Qiyaame, Eebaana iska leh Dhaxalka Samaawaadka iyo Dhulka, Eebana waxaad Camal Falaysaan waa Ogyahay.

Swahilice: 

Wala wasidhani wale ambao wanafanya ubakhili katika aliyo wapa Mwenyezi Mungu katika fadhila zake kuwa ni kheri yao. Bali hiyo ni shari kwao. Watafungwa kongwa za yale waliyo yafanyia ubakhili Siku ya Kiyama. Na urithi wa mbingu na ardhi ni wa Mwenyezi Mungu. Na Mwenyezi Mungu anazo khabari za yote myatendayo.

Uygurca: 

اﷲ ئۆز پەزلىدىن بەرگەن نەرسىلەرگە (يەنى پۇل - مالغا) بېخىللىق قىلىدىغانلار بېخىللىقنى ئۆزلىرى ئۈچۈن پايدىلىق دەپ گۇمان قىلمىسۇن، ئەمەلدە بۇ ئۇلار ئۈچۈن زىيانلىقتۇر؛ ئۇلارنىڭ بېخىللىق قىلغان نەرسىسى قىيامەت كۈنى ئۇلارنىڭ بوينىغا تاقاق قىلىپ سېلىنىدۇ. ئاسمانلارنىڭ ۋە يەرنىڭ مىراسى اﷲ نىڭدۇر (يەنى كائىناتتىكى ھەممە نەرسە اﷲ نىڭ مۈلكى بولۇپ، ئۇلار پانىي بولغاندىن كېيىن اﷲ نىڭ دەرگاھىغا قايتىدۇ). اﷲ قىلغان ئەمەللىرىڭلاردىن خەۋەرداردۇر

Japonca: 

アッラーの恩恵によって与えられたものを出すのを嫌う者に,自分のためにそれが有利だと思わせてはならない。いや,それはかれらのために有害である。かれらの出すのを嫌ったそのものが,復活の日には,かれらの首にまつわるであろう。天と地の遺産は,アッラーに属する。アッラーはあなたがたの行うことを熟知される。

Arapça (Ürdün): 

«ولايحسبن» بالياء والتاء «الذين يبخلون بما آتاهم الله من فضله» أي بزكاته «هو» أي بخلهم «خيرا لهم» مفعول ثان والضمير للفصل والأول بخلهم مقدرا قبل الوصول وقبل الضمير على التحتانية «بل هو شر لهم سيطوَّقون ما بخلوا به» أي بزكاته من المال «يوم القيامة» بأن يجعل حية في عنقه تنهشه كما ورد في الحديث «ولله ميراث السماوات والأرض» يرثهما بعد فناء أهلهما «والله بما تعلمون» بالتاء والياء «خبير» فيجازيكم به.

Hintçe: 

और जिन लोगों को ख़ुदा ने अपने फ़ज़ल (व करम) से कुछ दिया है (और फिर) बुख्ल करते हैं वह हरगिज़ इस ख्याल में न रहें कि ये उनके लिए (कुछ) बेहतर होगा बल्कि ये उनके हक़ में बदतर है क्योंकि जिस (माल) का बुख्ल करते हैं अनक़रीब ही क़यामत के दिन उसका तौक़ बनाकर उनके गले में पहनाया जाएगा और सारे आसमान व ज़मीन की मीरास ख़ुदा ही की है और जो कुछ तुम करते हो ख़ुदा उससे ख़बरदार है

Tayca: 

และบรรดาผู้ที่ตระหนี่ในสิ่งที่อัลลอฮ์ได้ทรงประทานให้แก่พวกเขาจากความกรุณาของพระองค์นั้น จงอย่าได้คิดเป็นอันขาดว่ามันเป็นการดีแก่พวกเขา หากแต่มันเป็นความชั่ว แก่พวกเขา ซึ่งพวกเขาจะถูกคล้องสิ่งที่พวกเขาได้ตระหนี่มันไว้ในวันกิยามะฮ์ และสำหรับอัลลอฮ์นั้น คือมรดกแห่งบรรดาชั้นฟ้า และแผ่นดิน และอัลลอฮ์นั้นเป็นผู้ทรงรอบรู้อย่างละเอียดในสิ่งที่พวกเจ้ากระทำกัน

İbranice: 

ואל יחשבו המקמצים לתת מן החסד שאלוהים העניק להם, כי הוא לטובתם. להפך, לרעתם הוא, ואת כל מה שיקמצו יישאו כסוגר על צווארם ביום תחיית- המתים, כי לאלוהים ירושת השמים והארץ, ואלוהים בקי במעשיכם

Hırvatça: 

Neka oni koji škrtare u onome što im Allah iz obilja Svoga daje, nikako ne misle da je to dobro za njih. Naprotiv, to je zlo za njih. Na Kijametskom danu bit će im oko vrata omotano ono čime su škrtarili. A Allahu pripada nasljedstvo nebesa i Zemlje i Allah dobro zna ono što vi radite.

Rumence: 

Cei care sunt zgârciţi cu ceea ce Dumnezeu le-a dăruit din harul Său să nu socotească aceasta un bine pentru ei, ci un rău. Curând, în Ziua Învierii, vor purta în jurul gâtului cele cu care au fost zgârciţi. A lui Dumnezeu este moştenirea cerurilor şi a

Transliteration: 

Wala yahsabanna allatheena yabkhaloona bima atahummu Allahu min fadlihi huwa khayran lahum bal huwa sharrun lahum sayutawwaqoona ma bakhiloo bihi yawma alqiyamati walillahi meerathu alssamawati waalardi waAllahu bima taAAmaloona khabeerun

Türkçe: 

Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiği şeyde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Tam aksine bu onlar için bir şerdir. O cimrilik konusu yaptıkları şey, kıyamet günü bir tasma gibi boyunlarına dolandırılacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

Sahih International: 

And let not those who [greedily] withhold what Allah has given them of His bounty ever think that it is better for them. Rather, it is worse for them. Their necks will be encircled by what they withheld on the Day of Resurrection. And to Allah belongs the heritage of the heavens and the earth. And Allah, with what you do, is [fully] Acquainted.

İngilizce: 

And let not those who covetously withhold of the gifts which Allah Hath given them of His Grace, think that it is good for them: Nay, it will be the worse for them: soon shall the things which they covetously withheld be tied to their necks Like a twisted collar, on the Day of Judgment. To Allah belongs the heritage of the heavens and the earth; and Allah is well-acquainted with all that ye do.

Azerbaycanca: 

Allah tərəfindən bəxş olunmuş mal-dövləti sərf etməyə xəsislik edənlər heç də bunu özləri üçün xeyirli hesab etməsinlər. Xeyr, bu onlar üçün zərərlidir. Onların xəsislik etdikləri şey qiyamət günü boyunlarına dolanacaqdır. Göylərin və yerin mirası Allaha məxsusdur. Allah hər bir əməlinizdən xəbərdardır!

Süleyman Ateş: 

Allah'ın kereminden kendilerine verdiğine cimrilik edenler, onu kendileri için hayırlı sanmasınlar. Hayır, o, kendileri için şerlidir. Cimrilik ettikleri şeyler, kıyamet günü boyunlarına dolandırılacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır (bütün mülk O'na aittir ve O'na kalacaktır). Allah yaptıklarınızı haber alandır.

Diyanet Vakfı: 

Allah'ın, kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır. Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Erhan Aktaş: 

Allah’ın, lütuf olarak verdiği şeylerden cimrilik eden kimseler, bu tutumlarının kendi yararına olacağını sanmasınlar. Bu, onlar için sadece bir kötülüktür. Cimrilikle yanlarında tuttukları mal, Kıyamet Günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yeryüzünün mirası yalnızca Allah’a aittir. Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır.

Kral Fahd: 

Allah'ın fazlından kendilerine verdiği nimetten (Allah yolunda sarf etmeyip) cimrilik edenler, bu (nimet bolluğu)nun, kendileri için hayır olduğunu sanmasınlar. Aksine bu, onlar için şerdir. Cimrilik ettikleri o şey, Kıyâmet Günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdârdır.

Hasan Basri Çantay: 

Allahın fazl (-u kereminden) kendilerine verdiğini (sarf-u infakda) cimrilik edenler zinhar bunun, kendileri için bir hayır olduğunu sanmasın (lar). Bilakis bu, onlar için bir serdir. Onların cimrilik etdikleri şey kıyaamet günü boyunlarına dolanacakdır. Göklerin ve yerin mîrâsı Allahındır. Allah ne yaparsanız (hepsinden) hakkıyle haberdârdır.

Muhammed Esed: 

Onlar, -Allah´ın, lütfundan kendilerine verdiklerine cimrice sarılanlar- bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar: Aksine, bu onlar için kötüdür. (Bu kadar) cimrice sarıldıkları şey, Kıyamet Günü boyunlarına asılacaktır: Zira, göklerin ve yerin mirası (yalnız) Allah´a aittir: Ve Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır.

Gültekin Onan: 

Tanrı´nın, bol ihsanından kendilerine verdiği şeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır

Ali Fikri Yavuz: 

Allah’ın, fazlından kendilerine verdiği şeye bahilik (cimrilik) edenler, hiç bir zaman onu kendilerine hayır sanmasınlar. Aksine bu, kendileri için bir şerdir. Onların cimrilik ettikleri şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mîrası Allah’ındır. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

Portekizce: 

Que os avarentos, que negam fazer caridade daquilo que com que Deus os agraciou, não pensem que isso é um bempara eles; ao contrário, é prejudicial, porque no Dia da Ressurreição, irão, acorrentados, com aquilo com quemesquinharam. A Deus pertence a herança dos céus e da terra, porque Deus está bem inteirado de tudo quanto fazeis.

İsveççe: 

DE SOM girigt behåller för sig själva det som Gud i Sin nåd har skänkt dem skall inte tro att det blir till deras bästa. Nej, det kommer att vara ett ont för dem. På Uppståndelsens dag skall de bära det som de så girigt höll fast vid hängande om halsen. - Arvet efter himlarna och jorden skall tillfalla Gud. Och Gud är väl underrättad om vad ni gör.

Farsça: 

و کسانی که خدا به آنچه از فضلش به آنان داده بخل می ورزند، گمان نکنند که آن بخل به سود آنان است، بلکه آن بخل به زیانشان خواهد بود. به زودی آنچه به آن بخل ورزیدند در روز قیامت طوق گردنشان می شود. و میراث آسمان ها و زمین فقط در سیطره مالکیّت خداست، و خدا به آنچه انجام می دهید، آگاه است.

Kürtçe: 

ھەرگیز واگومان نەبەن ئەوکەسانەی کەچروکی دەکەن بەوەی کە خوا پێی بەخشیوون لەڕێز و بەھرەی خۆی کەئەو (چرووکیە) چاکترە بۆیان (نەخێر وانیە) بەڵکو ئەوە خراپە بۆیان بە زوویی ئەوەی چروکیان پێ دەکرد وەک تەوق دەکرێتە ملیان لەپاشە ڕۆژدا (ڕۆژی ھەستانەوە) وە ھەر بۆخوایە وموڵکی ئەوە میراتی ئاسمانەکان و زەوی (ئەوەی لە ئاسمانەکان و زەویدایە) وە خوا ئاگادارە بە ھەرچی کە ئێوە دەیکەن

Özbekçe: 

Аллоҳ Ўз фазлидан берган нарсага бахиллик қилганлар буни ўзларига яхшилик деб ҳисобламасинлар. Аксинча, бу уларга ёмонликдир. Қиёмат куни бахиллик қилган нарсалари ила бўйинлари ўралур. Осмонлару ернинг мероси Аллоҳгадир. Ва Аллоҳ қилаётган амалларингиздан хабардордир. (Ислом дини таълимоти бўйича, инсоннинг қўлидаги мол унга Аллоҳ Ўз фазлидан берган омонатдир. Шунинг учун у мазкур молнинг ҳақиқий эгаси Аллоҳнинг розилиги йўлида сарфлаши керак. Аммо бахиллик қилиб, молни сарфламай тўпласа, ўзининг кўзига яхши бўлиб кўрингани билан, аслида яхшилик бўлмайди. Ким бахиллик билан тўплаган молини яхшилик деб ҳисобласа, нотўғри ўйлаган бўлади.)

Malayca: 

Dan jangan sekali-kali orang-orang yang bakhil dengan harta benda yang telah dikurniakan Allah kepada mereka dari kemurahanNya - menyangka bahawa keadaan bakhilnya itu baik bagi mereka. Bahkan ia adalah buruk bagi mereka. Mereka akan dikalongkan (diseksa) dengan apa yang mereka bakhilkan itu pada hari kiamat kelak. Dan bagi Allah jualah hak milik segala warisan (isi) langit dan bumi. Dan (ingatlah), Allah Maha Mengetahui dengan mendalam akan segala yang kamu kerjakan. (mukjizat) yang nyata dan dengan (korban) yang katakan, maka membunuh mereka, jika kamu orang-orang yang benar (dalam apa yang kamu dakwakan itu)?"

Arnavutça: 

Kurrsesi le të mos mendojnë ata se është mirë për ta që bëhen dorështrënguar e koprracë me dhuntitë që ua ka dhënë Perëndia atyre; jo, kjo është keq për ta. Padyshim, koprracia do t’u ngarkohet atyre në qafë Ditën e Kijametit. Të Perëndisë janë trashëgimi i qiejve dhe i Tokës, dhe Perëndia e di mirë ç’punoni ju.

Bulgarca: 

И да не смятат скъперниците, че благодатта, която Аллах им е дал, е добро за тях! Не, тя е зло за тях. В Деня на възкресението ще им бъде надянато на врата онова, за което се скъпяха. На Аллах е наследството на небесата и на земята. Сведущ е Аллах за ваш

Sırpça: 

Нека они који шкртаре у ономе што им Аллах из Свога обиља даје, никако не мисле да је то за њих добро. Напротив, то је за њих зло. На Судњем дану биће им омотано око врата оно чиме су шкртарили. А Аллаху припада наследство небеса и Земље и Аллах добро зна оно што ви радите.

Çekçe: 

Nechť ti, kdož lakotí s tím, co jim Bůh uštědřil z laskavosti Své, se nedomnívají, že je to pro ně lepší; naopak, je to pro ně horší. A budou mít okolo šíjí v den zmrtvýchvstání to, s čím lakotili - a Bohu připadne dědictví nebes a země a Bůh je dobře zp

Urduca: 

جن لوگوں کو اللہ نے اپنے فضل سے نوازا ہے اور پھر وہ بخل سے کام لیتے ہیں وہ اس خیال میں نہ رہیں کہ یہ بخیلی ان کے لیے اچھی ہے نہیں، یہ ان کے حق میں نہایت بری ہے جو کچھ وہ اپنی کنجوسی سے جمع کر رہے ہیں وہی قیامت کے روز ان کے گلے کا طوق بن جائے گا زمین اور آسمانوں کی میراث اللہ ہی کے لیے ہے اور تم جو کچھ کرتے ہو اللہ اس سے باخبر ہے

Tacikçe: 

Онон, ки дар неъмате, ки Худо ба онҳо ато кардааст, бахилӣ мекунанд, напиндоранд, ки дар бахилӣ кардан барояшон хайр аст. На, шарр аст! Дар рӯзи қиёмат он чиро, ки дар бахшиданаш бухл меварзиданд, чун тавқе ба гарданашон хоҳанд озехт. Ва аз они Худост мероси осмонҳову замин ва Ӯ ба ҳар коре, ки мекунед, огоҳ аст!

Tatarca: 

Рәхмәт итеп Аллаһ биргән малда саранлык кылучы кешеләр уйламасыннар саранлыклары үзләренә файда, дип. Бәлки саранлыклары үзләренә начарлыктыр, саранлык белән җыйган маллары тиздән кыямәт көнендә муеннарына чырналыр. Бит җирдәге вә күкләрдәге байлык Аллаһуныкы, һәм Аллаһ кылган эшләрегездән хәбәрдәр.

Endonezyaca: 

Sekali-kali janganlah orang-orang yang bakhil dengan harta yang Allah berikan kepada mereka dari karunia-Nya menyangka, bahwa kebakhilan itu baik bagi mereka. Sebenarnya kebakhilan itu adalah buruk bagi mereka. Harta yang mereka bakhilkan itu akan dikalungkan kelak di lehernya di hari kiamat. Dan kepunyaan Allah-lah segala warisan (yang ada) di langit dan di bumi. Dan Allah mengetahui apa yang kamu kerjakan.

Amharca: 

እነዚያም አላህ ከችሮታው በሰጣቸው ገንዘብ የሚነፍጉ እርሱ ለእነሱ ደግ አይምሰላቸው፡፡ ይልቁንም፤ እርሱ ለነሱ መጥፎ ነው፡፡ ያንን በርሱ የነፈጉበትን በትንሣኤ ቀን (እባብ ኾኖ) ይጠለቃሉ፡፡ የሰማያትና የምድርም ውርስ ለአላህ ብቻ ነው፡፡ አላህም በሚሠሩት ሁሉ ውስጥ ዐዋቂ ነው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அல்லாஹ் தன் அருளிலிருந்து அவர்களுக்கு கொடுத்ததில் கஞ்சத்தனம் செய்பவர்கள், “அது தங்களுக்கு நல்லது” என்று எண்ண வேண்டாம். மாறாக, அது அவர்களுக்குத் தீமையாகும். அவர்கள் எதில் கஞ்சத்தனம் செய்தார்களோ (அது மறுமையில் விஷப் பாம்பாக மாற்றப்பட்டு அவர்களின் கழுத்துகளில்) அதை சுற்றப்படுவார்கள். இன்னும், வானங்கள் இன்னும் பூமியின் உரிமை அல்லாஹ்விற்கே உரியதாகும். இன்னும், அல்லாஹ் நீங்கள் செய்பவற்றை ஆழ்ந்தறிபவன் ஆவான்.

Korece: 

하나님이 베풀어 그들이 축적한 재물을 사용하는데 인색해하는 것이 그들에게 더 좋을지 모르나 오히려 그 인색함이 그들에 게 더욱 사악 하리라는 것을 생각케 하리라 인색했던 것들이 심판 의 날 그들의 목을 죄아리도다 천지에 남아 있는 유산이 하나님 께 귀속되나니 하나님은 그들이 행하는 것들을 알고 계시니라

Vietnamca: 

Những kẻ keo kiệt chớ đừng nghĩ rằng việc họ ôm trọn hết thiên lộc mà Allah đã ban cho họ (không chịu xuất Zakah) là điều tốt cho họ, ngược lại, đó là điều xấu cho họ. Rồi đây vào Ngày Phán Xét, những gì mà họ đã keo kiệt giữ lại sẽ được mang ra treo lủng lẳng trên cổ họ. Quả thật, mọi di sản trong các tầng trời và trái đất đều thuộc về một mình Allah. Quả thật, Allah thông toàn mọi điều các ngươi làm.