Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

49

Sûredeki Ayet No: 

7

Ayet No: 

4619

Sayfa No: 

516

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَاعْلَمُوا أَنَّ فِيكُمْ رَسُولَ اللَّهِ ۚ لَوْ يُطِيعُكُمْ فِي كَثِيرٍ مِّنَ الْأَمْرِ لَعَنِتُّمْ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ حَبَّبَ إِلَيْكُمُ الْإِيمَانَ وَزَيَّنَهُ فِي قُلُوبِكُمْ وَكَرَّهَ إِلَيْكُمُ الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ ۚ أُولَٰئِكَ هُمُ الرَّاشِدُونَ

Çeviriyazı: 

va`lemû enne fîküm rasûle-llâh. lev yüṭî`uküm fî keŝîrim mine-l'emri le`anittüm velâkinne-llâhe ḥabbebe ileykümü-l'îmâne vezeyyenehû fî ḳulûbiküm vekerrahe ileykümü-lküfra velfüsûḳa vel`iṣyân. ülâike hümü-rrâşidûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hem bilin ki, içinizde Allah'ın elçisi vardır. Şayet o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve onu kalplerinize zinet yapmıştır. Küfrü, fasıklığı ve isyanı da size çirkin göstermiştir. İşte doğru yolda olanlar bunlardır.

Diyanet İşleri: 

Bilin ki, içinizde Allah'ın Peygamberi bulunmaktadır. Eğer o, bir çok işlerde size uymuş olsaydı şüphesiz kötü duruma düşerdiniz; ama Allah size imanı sevdirmiş, onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkarcılığı, yoldan çıkmayı ve baş kaldırmayı size iğrenç göstermiştir. İşte böyle olanlar, Allah katından bir lütuf ve nimet sayesinde doğru yolda bulunanlardır. Allah bilendir, Hakim'dir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve bilin ki içinizde Allah'ın Peygamberi var; işlerin çoğunda size itaat etseydi günaha girer, helak olurdunuz ve fakat Allah, size inancı sevdirdi ve gönüllerinizde bezedi onu ve çirkin gösterdi size kafirliği ve buyruktan çıkmayı ve isyanı; işte onlardır en güzel işlerde başarı kazananlar.

Şaban Piriş: 

Aranızda Allah’ın Rasûl'ünün bulunduğunu bilin. Bir çok işte size itaat etseydi, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve kalblerinizi onunla süslemiştir. Size küfrü, fasıklığı ve isyanı kötü göstermiştir. İşte onlar, doğru yolu bulmuş olanlardır.

Edip Yüksel: 

Bilesiniz ki ALLAH'ın elçisi aranızdadır. İşlerin çoğunda sizlere uysaydı sıkıntıya düşerdiniz. Fakat, ALLAH inancı size sevdirdi ve onu gönüllerinizde süsledi; inkarı, kötülüğü ve isyanı ise size çirkin gösterdi. İşte doğruyu izleyenler bunlardır.

Ali Bulaç: 

Ve bilin ki Allah'ın Resûlü içinizdedir. Eğer o, size birçok işlerde uysaydı, elbette sıkıntıya düşerdiniz. Ancak Allah size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip-çekici kıldı ve size inkarı, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi. İşte onlar, doğru yolu bulmuş (irşad) olanlardır.

Suat Yıldırım: 

İyi düşünün ki Allah'ın Resulü sizin aranızda bulunmaktadır. Şayet o birçok işte size uysaydı, haliniz yaman olurdu. Ama Allah size imanı sevdirdi ve onu kalplerinizde güzelleştirdi; inkârdan, fâsıklıktan ve isyandan ise sizi iğrendirdi. İşte Allah’tan bir lütuf ve nimet olarak doğru yolda yürüyenler onlardır. Allah her şeyi hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve biliniz ki, aranızda muhakkak Allah´ın Peygamberi vardır. Eğer o, birçok işte size itaat edecek olsa idi elbette helâke düşmüş olurdunuz. Velâkin Allah Teâlâ size imanı sevdirdi ve onu kalblerinizde süsledi ve size küfrü ve fâsıkane hareketleri ve isyanı çirkin gösterdi. İşte doğru yola gidenler de onlardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bilin ki, Allah'ın resulü içinizdedir. Eğer o çoğu işte size uysaydı, gerçekten zorlukla karşılaşır, sıkıntıya düşerdiniz. Ama Allah, imanı size sevdirmiş ve onu gönüllerinizde süslemiştir. Ve size küfrü, öz-söz bozukluğunu, isyanı çirkin göstermiştir. Rüşte ermiş olanlar işte bunlardır;

Bekir Sadak: 

Ey insanlar! Dogrusu Biz sizleri bir erkekle bir disiden yarattik. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca taniyasiniz. suphesiz, Allah katinda en degerliniz, O´na karsi gelmekten en cok sakinanizdir. Allah bilendir, haberdardir.

İbni Kesir: 

Hem bilin ki

Adem Uğur: 

Hem bilin ki, içinizde Allah´ın elçisi vardır. Şayet o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize sindirmiştir. Küfrü, fıskı ve isyanı da size çirkin göstermiştir. İşte doğru yolda olanlar bunlardır.

İskender Ali Mihr: 

Ve aranızda Allah´ın Resûlü olduğunu biliniz. Eğer işlerin çoğunda size itaat etseydi, mutlaka sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size îmânı sevdirdi ve onu kalplerinizde müzeyyen kıldı. Küfrü, fıskı ve isyanı size kerih gösterdi. İşte onlar, onlar irşad olanlardır.

Celal Yıldırım: 

(7-8) Bilin ki, içinizde Allah´ın Peygamberi bulunuyor. Eğer O, birçok işlerde size uymuş olsaydı, elbette sıkıntıya uğrar, kötü duruma düşerdiniz. Ne var ki, Allah, imânı size çok sevdirdi de onu kalbinizde süsleyip çekici kıldı. (Buna karşılık) küfrü, dinî ve ahlâkî sınırları aşmayı, baş kaldırıp itaatsizlikte bulunmayı size çirkin ve tiksindirici göstermiştir. İşte bu ölçüde olanlar, Allah´tan geniş lütuf, bol ihsan ve bir nîmet olarak doğru yolda bilerek yürüyenlerdir. Allah, bilendir ve hikmet sahibidir.

Tefhim ul Kuran: 

Ve bilin ki Allah´ın Rasulü içinizdedir. Eğer o, size birçok işlerde uysaydı, elbette sıkıntıya düşerdiniz. Ancak Allah, size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip çekici kıldı ve size küfrü, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi. İşte onlar, doğru yolu bulmuş (irşad) olanlardır.

Fransızca: 

Et sachez que le Messager d'Allah est parmi vous. S'il vous obéissait dans maintes affaires, vous seriez en difficultés. Mais Allah vous a fait aimer la foi et l'a embellie dans vos coeurs et vous a fait détester la mécréance, la perversité et la désobéissance. Ceux-là sont les bien dirigés,

İspanyolca: 

Sabed que está entre vosotros el Enviado de Alá. En muchos casos, si os obedeciera, os veríais en apuro. Pero Alá os ha hecho amar la fe, engalanándola a vuestros corazones. En cambio, os ha hecho aborrecer la incredulidad, el vicio y la desobediencia. Ésos son los bien dirigidos,

İtalyanca: 

E sappiate che il Messaggero di Allah è tra voi. Se in molte questioni accondiscendesse ai vostri

Almanca: 

Und wisst, daß unter euch ALLAHs Gesandter ist. Würde er auf euch in vielen der Angelegenheiten hören, würdet ihr sicherlich unter Unannehmlichkeiten leiden. Doch ALLAH hat euch den Iman lieben lassen und ließ ihn in euren Herzen schön erscheinen, und hat euch das Kufr, das Fisq und die Widersetztheit verabscheuen lassen. Diese sind die wahren Vernünftigen.

Çince: 

你们应当知道,真主的使者在你们之间,假若他对于许多事情都顺从你们,你们必陷于苦难。但真主使你们热爱正信,并在你们的心中修饰它;他使你们觉得迷信、罪恶、放荡是可恶的;这等人,确是循规蹈矩的。

Hollandaca: 

Weet, dat Gods profeet onder u is. Indien hij u in vele dingen zou gehoorzamen, zoudt gij zekerlijk schuldig zijn aan eene misdaad, door hem in dwaling te brengen. Maar God heeft het geloof aanlokkend voor u gemaakt; hij heeft dat in uwe harten behagelijk gemaakt, en heeft ontrouw, oneerlijkheid en ongehoorzaamheid verachtelijk voor u doen worden. Dit zijn zij die den rechten weg bewandelen.

Rusça: 

Знайте, что среди вас находится Посланник Аллаха. Если бы он подчинялся вам во многих делах, то вы непременно попали бы в затруднительное положение. Но Аллах привил вам любовь к вере, и представил ее прекрасной вашим сердцам, и сделал ненавистными вам неверие, нечестие и неповиновение. Таковы идущие правым путем

Somalice: 

Ogaadana in Rasuulkii Eebe idin dhexjoogo, hadduu idinku addeeco waxyaala hadanna aad dhibboonaysaan, wuxuuse Eebe idinla jeclaaday limaan, una qurxiyay quluubtiinna, wuxuuna idinla nacay gaalnimo, faasiqnimo iyo caasinnimo, kuwaasina waa kuwa hanuunsan.

Swahilice: 

Na jueni kuwa Mtume wa Mwenyezi Mungu yuko nanyi. Lau angeli kut'iini katika mambo mengi, bila ya shaka mngeli taabika. Lakini Mwenyezi Mungu amekupendezeeni Imani, na akaipamba katika nyoyo zenu, na amekufanyeni muuchukie ukafiri, na upotovu, na uasi. Hao ndio walio ongoka,

Uygurca: 

بىلىڭلاركى، ئىچىڭلاردا رەسۇلۇللاھ (يەنى اﷲ نىڭ پەيغەمبىرى) بار، ئەگەر ئۇ نۇرغۇن ئىشلاردا سىلەرگە ئىتائەت قىلىدىغان بولسا، چوقۇم قىيىن ئەھۋالدا قالاتتىڭلار، لېكىن اﷲ سىلەرگە ئىماننى قىزغىن سۆيگۈزدى ۋە ئۇنى دىلىڭلاردا كۆركەم قىلدى، سىلەرگە پىسقىنى، كۇفرىنى ۋە گۇناھنى يامان كۆرسەتتى، ئەنە شۇلار اﷲ نىڭ پەزلى ۋە نېمىتى بىلەن توغرا يولدا بولغۇچىلاردۇر. اﷲ ھەممىنى بىلگۈچىدۇر، ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچىدۇر

Japonca: 

あなたがたの間にアッラーの使徒がいることを知れ。かれがもし多くの事柄に就いてあなたがたに従ったならば,あなたがたはきっと不幸に陥ったことであろう。だがアッラーは,あなたがたに信仰を好ましいものとなされ,またあなたがたの心を,それに相応しくして,あなたがたに不信心と邪悪と反逆を嫌うようになされた。これは正しく導かれた者である。

Arapça (Ürdün): 

«واعلموا أن فيكم رسول الله» فلا تقولوا الباطل فإن الله يخبره بالحال «لو يطيعكم في كثير من الأمر» الذي تخبرون به على خلاف الواقع فيرتب على ذلك مقتضاه «لعنتُّم» لأثمتم دونه إثم التسبب إلى المرتب «ولكن الله حبَّب إليكم الإيمان وزينه» حسنه «في قلوبكم وكرَّه إليكم الكفر والفسوق والعصيان» استدراك من حيث المعنى دون اللفظ لأن من حبب إليه الإيمان إلخ غايرت صفته صفة من تقدم ذكره «أولئك هم» فيه التفات عن الخطاب «الراشدون» الثابتون على دينهم.

Hintçe: 

और जान रखो कि तुम में ख़ुदा के पैग़म्बर (मौजूद) हैं बहुत सी बातें ऐसी हैं कि अगर रसूल उनमें तुम्हारा कहा मान लिया करें तो (उलटे) तुम ही मुश्किल में पड़ जाओ लेकिन ख़ुदा ने तुम्हें ईमान की मोहब्बत दे दी है और उसको तुम्हारे दिलों में उमदा कर दिखाया है और कुफ़्र और बदकारी और नाफ़रमानी से तुमको बेज़ार कर दिया है यही लोग ख़ुदा के फ़ज़ल व एहसान से राहे हिदायत पर हैं

Tayca: 

และพวกเจ้าพึงรู้เถิดว่า ในหมู่พวกเจ้านั้นมีร่อซูลของอัลลอฮฺอยู่ หากเขา(มุฮัมมัด) เชื่อฟังพวกเจ้าในส่วนใหญ่ของกิจการแล้ว แน่นอนพวกเจ้าก็จะลำบากกัน แต่อัลลอฮฺทรงให้การศรัทธาเป็นที่รักแก่พวกเจ้า และทรงให้การปฏิเสธศรัทธา และความชั่วช้าและการฝ่าฝืนเป็นที่น่าเกลียดชังแก่พวกเจ้า ชนเหล่านั้นคือพวกที่ดำเนินอยู่ในแนวทางที่ถูกต้อง

İbranice: 

ודעו כי שליח אלוהים בקרבכם. ואם הוא היה נשמע לכם במרבית העניינים, הייתם סובלים הרבה. אלוהים חיבב עליכם את האמונה, ועשה אותה יקרה ללבבותיכם והמאיס עליכם את הכפירה ואת ההתפקרות והמרי. ואלה הם המודרכים

Hırvatça: 

I znajte da je među vama Allahov Poslanik; kad bi vas on u mnogo čemu poslušao, doista biste nastradali, ali vam je Allah vjerovanje omilio, i u srcima vašim ga lijepim prikazao, a nevjerovanje i razvrat i neposlušnost vam omrazio - oni su baš na ispravnom putu,

Rumence: 

Să ştiţi că între voi este trimisul lui Dumnezeu. Dacă, în multe treburi v-ar da ascultare, voi aţi avea de suferit. Dumnezeu v-a făcut însă să iubiţi credinţa pe care a împodobit-o în inimile voastre, precum v-a făcut să urâţi tăgada, desfrânarea şi nea

Transliteration: 

WaiAAlamoo anna feekum rasoola Allahi law yuteeAAukum fee katheerin mina alamri laAAanittum walakinna Allaha habbaba ilaykumu aleemana wazayyanahu fee quloobikum wakarraha ilaykumu alkufra waalfusooqa waalAAisyana olaika humu alrrashidoona

Türkçe: 

Bilin ki, Allah'ın resulü içinizdedir. Eğer o çoğu işte size uysaydı, gerçekten zorlukla karşılaşır, sıkıntıya düşerdiniz. Ama Allah, imanı size sevdirmiş ve onu gönüllerinizde süslemiştir. Ve size küfrü, öz-söz bozukluğunu, isyanı çirkin göstermiştir. Rüşte ermiş olanlar işte bunlardır;

Sahih International: 

And know that among you is the Messenger of Allah. If he were to obey you in much of the matter, you would be in difficulty, but Allah has endeared to you the faith and has made it pleasing in your hearts and has made hateful to you disbelief, defiance and disobedience. Those are the [rightly] guided.

İngilizce: 

And know that among you is Allah's Messenger: were he, in many matters, to follow your (wishes), ye would certainly fall into misfortune: But Allah has endeared the Faith to you, and has made it beautiful in your hearts, and He has made hateful to you Unbelief, wickedness, and rebellion: such indeed are those who walk in righteousness;-

Azerbaycanca: 

(Ey iman gətirənlər!) Bilin ki, aranızda Allahın Peyğəmbəri vardır. Əgər o, bir çox işlərdə sizə uysaydı, siz (çətinliyə düşər) əziyyət çəkərdiniz. Lakin Allah sizə imanı sevdirmiş, onu ürəklərinizdə süsləmiş, küfrə, itaətdən çıxmağa və (Allaha) asi olmağa qarşı sizdə nifrət oyatmışdır. Məhz belələri (bu xislət sahibləri) doğru yolda olanlardır!

Süleyman Ateş: 

Bilin ki, Allah'ın Elçisi içinizdedir. Şayet o, birçok işte size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirdi ve onu sizin kalblerinizde süsledi ve size küfrü, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi. İşte doğru yolda olanlar bunlardır.

Diyanet Vakfı: 

Hem bilin ki, içinizde Allah'ın elçisi vardır. Şayet o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize sindirmiştir. Küfrü, fıskı ve isyanı da size çirkin göstermiştir. İşte doğru yolda olanlar bunlardır.

Erhan Aktaş: 

Allah’ın Resul’ünün aranızda olduğunu unutmayın. Eğer birçok işte size uysaydı kesinlikle sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size îmânı sevdirdi ve kalplerinizi onunla güzelleştirdi; küfürden, fâsıklıktan ve isyandan nefret ettirdi. İşte bunlardır seçimlerini doğru yapmış olanlar.

Kral Fahd: 

Hem bilin ki, içinizde Allah'ın elçisi vardır. Şayet o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size îmanı sevdirmiş ve onu kalplerinizde süslemiştir. Küfrü, fıskı ve isyanı da size kötü göstermiştir. İşte doğru yolda olanlar bunlardır.

Hasan Basri Çantay: 

Hem bilin ki içinizde Allahın peygamberi vardır. Eğer o, bir çok iş (ler) de size uysaydı muhakkak ki sıkıntıya uğrardınız. Fakat Allah size îmânı sevdirdi. Onu kalblerinizde süsledi. Küfrü, faasıklığı, isyanı size çirkin gösterdi. İşte rüşdünü bulanlar da onların ta kendileridir.

Muhammed Esed: 

Ve bilin ki, Allah´ın Elçisi aranızdadır. O, her işinizde ve her zaman sizin temayülünüze uysaydı, (toplum olarak) bundan zarar görürdünüz. Ama, görüldüğü gibi, Allah imanı(nızı) size sevdirdi, onu kalplerinizde güzelleştirdi ve hakikati inkar etmeyi, günah işlemeyi ve (güzel olan şeylere) karşı çıkmayı size çirkin gösterdi. İşte bunlar, doğru yönü izleyenlerdir.

Gültekin Onan: 

Ve bilin ki Tanrı´nın Resulü içinizdedir. Eğer o size birçok buyrukta uysaydı elbette sıkıntıya düşerdiniz. Ancak Tanrı size inancı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip çekici kıldı ve size küfrü, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi. İşte onlar, doğru yolu bulmuş (irşad) olanlardır.

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey müminler), biliniz ki, aranızda Allah’ın Peygamberi var. Eğer O, birçok işlerde size uysaydı, muhakkak darlığa düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirdi

Portekizce: 

E sabei que o Mensageiro de Deus está entre vós e que se ele vos obedecesse em muitos assuntos, cairíeis em desgraça.Porém, Deus vos inspirou o amor pela fé e adornou com ela vossos corações e vos fez repudiar a incredulidade, aimpiedade e a rebeldia. Tais são os sensatos.

İsveççe: 

Och tänk på att det är Guds Sändebud ni har mitt ibland er; om han var gång ni lägger fram ett problem lyssnade till era [åsikter], kunde det vålla er svårigheter. Men Gud har gjort tron dyrbar för er och visat era hjärtan dess skönhet och Han har ingjutit i er avsky mot förnekandet av sanningen och mot all synd och olydnad. De [som beskrivs på detta sätt] är de som följer den raka vägen

Farsça: 

و بدانید که پیامبر خدا در میان شماست [و بر شما واجب است در همه امور از او پیروی کنید] ، اگر او در بسیاری از کارها از شما پیروی کند، قطعاً دچار گرفتاری و زحمت می شوید، ولی خدا ایمان را محبوب شما قرار داد و آن را در دل هایتان بیاراست، و کفر و بدکاری و نافرمانی را ناخوشایند شما ساخت، اینان [که دارای این ویژگی ها هستند] هدایت یافته اند.

Kürtçe: 

زۆر چاك بزانن کە بێگومان پێغەمبەری خوا لە ناوتاندایە ئەگەر بەگوێی ئێوەی بکردایە لەزۆرێك لەکارەکاندا تووشی ناڕەحەتی دەبوون، بەڵام خوا ئیمانی لاتان خۆشەویست کردووە وە لەدڵتاندا (شیرین و) ڕازاوەی کردووە وە بێزراوو ناشرینی کردووە لەلاتان بێ باوەڕیی وتاوان وسەرپێچی فەرمانی خوا، ھەر ئەوانەن شارەزاو لەسەر ڕێبازی ڕاستن

Özbekçe: 

Ва билингларки, албатта, ичларингизда Расулуллоҳ бордир. Агар У ишлардан кўпида сизга итоат қилса, албатта, қийинчиликка дучор бўлардингиз. Лекин, Аллоҳ сизларга иймонни маҳбуб қилди ва уни қалбларингизда зийнатлади ва сизларга куфрни, фисқни ва исённи ёмон кўрсатди. Ана ўшалар тўғриликда юрувчиларидир.

Malayca: 

Dan ketahuilah! Bahawasanya dalam kalangan kamu ada Rasulullah (maka janganlah kemahuan atau pendapat kamu mendahului pentadbirannya); kalaulah ia menurut kehendak kamu dalam kebanyakan perkara, tentulah kamu akan mengalami kesukaran; akan tetapi (Rasulullah tidak menurut melainkan perkara yang diwahyukan kepadanya, dan kamu wahai orang-orang yang beriman hendaklah bersyukur kerana) Allah menjadikan iman suatu perkara yang kamu cintai serta di perhiaskannya dalam hati kamu, dan menjadikan kekufuran dan perbuatan fasik serta perbuatan derhaka itu: perkara-perkara yang kamu benci; mereka yang bersifat demikian ialah orang-orang yang tetap menurut jalan yang lurus; -

Arnavutça: 

Dhe, dijeni se në mes jush gjendet Pejgamberi i Perëndisë; sikur ai t’ju dëgjonte juve në shumë gjëra, ju do të kishit pësuar; por Perëndia disave prej jush ua ka bërë të këndshëm besimin dhe ua ka zbukuruar atë në zemrat tuaja, e ua ka urryer juve mohimin, ngatërresat dhe mëkatet. Të tillët janë në rrugën e drejtë,

Bulgarca: 

И знайте, че сред вас е Пратеника на Аллах! Ако той се вслушваше във вас за много дела, щяхте да пострадате. Но Аллах вдъхна у вас любов към вярата и я разкраси в сърцата ви, и пробуди у вас омраза към неверието, нечестивостта и неподчинението. Тези са в

Sırpça: 

И знајте да је међу вама Аллахов Посланик; кад би вас он у много чему послушао, заиста бисте настрадали, али Бог је некима од вас право веровање омилио и у срцима га вашим лепим приказао, а незахвалност и непослушност вам омрзио. Такви су на Правом путу.

Çekçe: 

Vězte, že kdyby posel Boží, který mezi vámi dlí, vás uposlechl ve většině záležitostí, věru byste škodu utrpěli! Avšak Bůh způsobil, že milujete víru, a učinil ji krásnou v srdcích vašich, zatímco vám zošklivil nevěrectví, hanebnosti a neposlušnost. A to

Urduca: 

خوب جان رکھو کہ تمہارے درمیان اللہ کا رسول موجود ہے اگر وہ بہت سے معاملات میں تمہاری بات مان لیا کرے تو تم خود ہی مشکلات میں مبتلا ہو جاؤ مگر اللہ نے تم کو ایمان کی محبت دی اور اس کو تمہارے لیے دل پسند بنا دیا، اور کفر و فسق اور نافرمانی سے تم کو متنفر کر دیا

Tacikçe: 

Ва бидонед, ки паёмбари Худо дар миёни шумост. Агар дар бисёре аз корҳо аз шумо фармон бибарад, ба ранҷ меафтед. Вале Худо имонро маҳбуби шумо сохт ва онро дар дилатон биорост ва куфру фисқу нофармониро дар назаратон бад гардонид. Инҳо худ роҳёфтагонанд.

Tatarca: 

Белегез, ий мөэминнәр, сезнең эчегездә Аллаһ расүле бар, аңа итагать итегез, әгәр дә күп эшләрдә пәйгамбәр сезгә итагать итсә иде, әлбәттә, гөнаһка төшәр идегез, ләкин Аллаһ сезгә иманны сөйдерде вә ул иманны сезнең күңелегездә күркәм кылды, дәхи сезгә кәферне, бозыклыкны һәм гөнаһларны яман күрсәтте, бу кешеләр туры юлга күнелүчеләрдер.

Endonezyaca: 

Dan ketahuilah olehmu bahwa di kalanganmu ada Rasulullah. Kalau ia menuruti kemauanmu dalam beberapa urusan benar-benarlah kamu mendapat kesusahan, tetapi Allah menjadikan kamu "cinta" kepada keimanan dan menjadikan keimanan itu indah di dalam hatimu serta menjadikan kamu benci kepada kekafiran, kefasikan, dan kedurhakaan. Mereka itulah orang-orang yang mengikuti jalan yang lurus,

Amharca: 

በውስጣችሁም የአላህ መልክተኛ መኖሩን ዕወቁ፡፡ ከነገሩ በብዙው ቢከተላችሁ ኖሮ በእርግጥ በተቸገራችሁ ነበር፡፡ ግን አላህ አምነትን ወደናንተ አስወደደ፡፡ በልቦቻችሁም ውሰጥ አጌጠው፡፡ ክህደትንና አመጽንም እንቢተኛነትንም ወደናንተ የተጠላ አደረገ፡፡ እነዚያ (እምነትን የወደዱና ክሕደተን የጠሉ) እነርሱ ቅኖቹ ናቸው፡፡

Tamilce: 

(நபியின் தோழர்களே!) அறிந்து கொள்ளுங்கள்! நிச்சயமாக உங்களுக்கு மத்தியில் அல்லாஹ்வின் தூதர் இருக்கிறார். காரியங்களில் அதிகமானவற்றில் அவர் உங்களுக்கு கட்டுப்பட்டு நடந்தால் நீங்கள் சிரமப்பட்டு விடுவீர்கள். என்றாலும், அல்லாஹ் உங்களுக்கு ஈமானை விருப்பமாக்கினான்; இன்னும், உங்கள் உள்ளங்களில் அதை அலங்கரித்தான்; இன்னும், இறை நிராகரிப்பையும் பாவத்தையும் (தூதருக்கு) மாறு செய்வதையும் உங்களுக்கு வெறுப்பாக்கினான். இத்தகையவர்கள்தான் நல்லறிவுபெற்றவர்கள் (-நேர்வழியாளர்கள்) ஆவார்கள்.

Korece: 

그리고 너희 가운데 선지자가함께 하고 있음을 알라 그가 어떤많은 일들에 너희의 뜻을 따랐다 면 실로 너희는 곤경에 빠졌으리 라 그러나 하나님은 너희로 하여 금 믿음을 더 사랑케 하고 너희 심중을 더 아름답게 하사 너희로 하여금 불신과 죄악과 거역함을 증오하도록 하셨으니 실로 그것이옳은 길을 걷는 자들이라

Vietnamca: 

Các ngươi (hỡi những người có đức tin) hãy biết rằng Sứ Giả của Allah đang sống cùng với các ngươi. Nếu Y làm theo (ý kiến của) các ngươi về nhiều vấn đề thì chắc chắn các ngươi sẽ gặp khó khăn. Tuy nhiên, Allah làm cho các ngươi thấm nhuần đức tin và làm cho nó trở nên đẹp đẽ trong trái tim của các ngươi, đồng thời Ngài làm cho việc vô đức tin, gây rối và bất tuân trở nên đáng ghét đối với các ngươi. Đó là những người được hướng dẫn đúng đường.