Arapça:
إِنَّ الَّذِينَ يَغُضُّونَ أَصْوَاتَهُمْ عِندَ رَسُولِ اللَّهِ أُولَٰئِكَ الَّذِينَ امْتَحَنَ اللَّهُ قُلُوبَهُمْ لِلتَّقْوَىٰ ۚ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ عَظِيمٌ
Çeviriyazı:
inne-lleẕîne yeguḍḍûne aṣvâtehüm `inde rasûli-llâhi ülâike-lleẕîne-mteḥane-llâhü ḳulûbehüm littaḳvâ. lehüm magfiratüv veecrun `ażîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Diyanet İşleri:
Seslerini Peygamberin yanında kısan kimseler, Allah'ın gönüllerini takva ile sınadığı kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük ecir vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah'ın Peygamberinin yanında seslerini alçaltanlar, o kişilerdir ki Allah, onların gönüllerini, çekinmeyle sınamıştır; onlaradır yarlıganma ve pek büyük bir mükafat.
Şaban Piriş:
Allah'ın resûlü yanında seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Edip Yüksel:
Seslerini ALLAH'ın elçisinin huzurunda kısanlar öyle kimselerdir ki, ALLAH onların kalplerini erdemlilik için uygun hale getirmiştir. Onlar için bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Ali Bulaç:
Şüphesiz, Allah’ın Resûlü’nün yanında seslerini alçak tutanlar; işte onlar, Allah kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır.
Suat Yıldırım:
Peygamberin huzurunda seslerini ayarlayanlar var ya, işte Allah, içindeki takvâyı ortaya çıkarmak için onların kalplerini sınamış ve onlar bu imtihanı başarmışlardır. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve şüphe yok ki, Allah´ın Peygamberi huzurunda seslerini kısanlar o zâtlardır ki, Allah Teâlâ onların kalblerini takvâ için imtihan etmiştir, onlar için bir mağfiret ve pek büyük bir mükâfaat vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah resulünün huzurunda seslerini alçaltanlar var ya, onlar Allah'ın, gönüllerini takva için imtihan ettiği kişilerdir. Bir bağışlanma vardır onlar için, bir büyük ödül vardır.
Bekir Sadak:
Eger muminlerden iki topluluk birbirleriyle savasirlarsa aralarini duzeltiniz
İbni Kesir:
Peygamberin yanında seslerini kısanlar, muhakkak ki onlar
Adem Uğur:
Allah´ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah´ın kalplerini takvâ ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
İskender Ali Mihr:
Allah´ın Resûl´ünün yanında seslerini alçaltanlar
Celal Yıldırım:
Şüphesiz o kimseler ki Resûlüllah´ın yanında seslerini kısarlar, işte onlar Allah´ın kalblerini takva ile denediği kimselerdir. Onlar için bol bağışlanma ve büyük karşılık vardır.
Tefhim ul Kuran:
Şüphesiz, peygamberin yanında seslerini alçak tutmakta olanlar
Fransızca:
Ceux qui auprès du Messager d'Allah baissent leurs voix sont ceux dont Allah a éprouvé les coeurs pour la piété. Ils auront un pardon et une énorme récompense.
İspanyolca:
Quienes en presencia del Enviado de Alá bajan la voz son aquéllos cuyos corazones ha probado Alá para disponerlos a Su temor. Obtendrán perdón y magnífica recompensa.
İtalyanca:
Coloro che abbassano la voce davanti all'Inviato di Allah, sono quelli cui Allah ha disposto il cuore al timore [di Lui]. Avranno il perdono e ricompensa immensa.
Almanca:
Gewiß, diejenigen, die ihre Stimmen vor ALLAHs Gesandten dämpfen, sind solche, deren Herzen ALLAH für die Taqwa prüfte. Für sie ist Vergebung und riesengroße Belohnung bestimmt.
Çince:
在使者的面前低声说话的人们,真主确已为敬畏而试验他们的心,他们将蒙赦宥和重大的报酬。
Hollandaca:
Waarlijk, degenen die hunne stemmen in de tegenwoordigheid van Gods gezant doen dalen, zijn zij, wier harte God tot vroomheid heeft geneigd; zij zullen vergiffenis en eene ruime belooning erlangen.
Rusça:
Воистину, сердца тех, которые при Посланнике Аллаха понижают свои голоса, Аллах очистил (или раскрыл) для богобоязненности. Им уготованы прощение и великая награда.
Somalice:
kuwa codkooda hoos u dhiga Rasuulka agtiisa kuwaasi waa kuwo Eebe imtixaanay quluubtooda dhawrsasho darteed, waxayna mudanyihiin dambi dhaaf iyo ajri wayn.
Swahilice:
Kwa hakika wanao teremsha sauti zao mbele ya Mtume wa Mwenyezi Mungu, hao ndio Mwenyezi Mungu amezisafisha nyoyo zao kwa uchamngu. Hao watakuwa na maghfira na ujira mkubwa.
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، رەسۇلۇللاھنىڭ يېنىدا پەس ئاۋازدا گەپ قىلغانلارنىڭ دىللىرىنى اﷲ تەقۋا ئۈچۈن سىنىغان، ئۇلار مەغپىرەتكە ۋە كاتتا ساۋابقا (يەنى جەننەتكە) ئېرىشىدۇ
Japonca:
本当にアッラーの使徒の前でその声を低くする者は,アッラーがその心の敬虔さを試みられた者である。かれらには,赦しと偉大な報奨があろう。
Arapça (Ürdün):
«إن الذين يغضون أصواتهم عند رسول الله أولئك الذين امتحن» اختبر «الله قلوبهم للتقوى» أي لتظهر منهم «لهم مغفرة وأجر عظيم» الجنة، ونزل في قوم جاءُوا وقت الظهيرة والنبي صلى الله عليه وسلم في منزله فنادوه.
Hintçe:
बेशक जो लोग रसूले ख़ुदा के सामने अपनी आवाज़ें धीमी कर लिया करते हैं यही लोग हैं जिनके दिलों को ख़ुदा ने परहेज़गारी के लिए जाँच लिया है उनके लिए (आख़ेरत में) बख़्शिस और बड़ा अज्र है
Tayca:
แท้จริงบรรดาผู้ที่ลดเสียงของพวกเขา ณ ที่ร่อซูลุลลอฮฺนั้น ชนเหล่านั้น คือบรรดาผู้ที่อัลลอฮฺทรงทดสอบจิตใจของพวกเขาเพื่อความยำเกรง สำหรับพวกเขาจะได้รับการอภัยโทษและรางวัลอันใหญ่หลวง
İbranice:
אכן, אלה אשר מנמיכים את קולותיהם בפני שליח אלוהים הם אלה אשר בחן אלוהים את לבבותיהם ביראתו, ולהם סליחת חטאים ושכר עצום
Hırvatça:
Doista onima koji utišaju glasove svoje pred Allahovim Poslanikom, a to su oni čija je srca Allah iskušao u bogobojaznosti - pripada oprost i nagrada velika.
Rumence:
Cei care îşi coboară însă glasurile în preajma trimisului lui Dumnezeu, acelora Dumnezeu le-a pus la încercare inimile întru teamă şi ei vor căpăta iertare şi mare răsplată.
Transliteration:
Inna allatheena yaghuddoona aswatahum AAinda rasooli Allahi olaika allatheena imtahana Allahu quloobahum lilttaqwa lahum maghfiratun waajrun AAatheemun
Türkçe:
Allah resulünün huzurunda seslerini alçaltanlar var ya, onlar Allah'ın, gönüllerini takva için imtihan ettiği kişilerdir. Bir bağışlanma vardır onlar için, bir büyük ödül vardır.
Sahih International:
Indeed, those who lower their voices before the Messenger of Allah - they are the ones whose hearts Allah has tested for righteousness. For them is forgiveness and great reward.
İngilizce:
Those that lower their voices in the presence of Allah's Messenger,- their hearts has Allah tested for piety: for them is Forgiveness and a great Reward.
Azerbaycanca:
Həqiqətən, Allahın Peyğəmbəri yanında astadan danışanlar (səslərini asta çıxardanlar) o kimsələrdir ki, Allah onların ürəklərini təqva üçün imtahana çəkmişdir (mö’minliyə layiq etmişdir). Onları (günahlardan) bağışlanma və böyük mükafat (Cənnət) gözləyir!
Süleyman Ateş:
Allah'ın Elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, öyle kimselerdir ki Allah, onların kalblerini, takva için imtihan etmiş(onların takvaya ehil olduklarını anlamış)tır. Onlar için mağfiret ve büyük bir mükafat vardır.
Diyanet Vakfı:
Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükafat vardır.
Erhan Aktaş:
Allah’ın Resûl’ünün yanında kısık sesle konuşanlar; işte onlar, Allah’ın takvâ için kalplerini sınav ettiği kimselerdir. Onlar için bağışlanma ve büyük ödül vardır.
Kral Fahd:
Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takvâ ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Hasan Basri Çantay:
Hakıykat, Allahın peygamberi yanında seslerini yavaşlatanlar (yok mu?) onlar Allahın takva için kalblerini imtihaan etdiği kimselerdir. Onlar için mağfiret ve büyük mükâfat vardır.
Muhammed Esed:
Bakın, Allah´ın Elçisi´nin huzurunda seslerini kısanlar var ya, işte onlar kalpleri, kendisine karşı sorumluluk bilinci ile (doldurularak) Allah tarafından sınananlardır; onlar için bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.
Gültekin Onan:
Şüphesiz, Tanrı´nın Resulünün yanında seslerini alçak tutanlar
Ali Fikri Yavuz:
Gerçekten Allah’ın Peygamberi yanında seslerini kısanlar, bunlar o kimselerdir ki, Allah kalblerini takva için imtihan etmiştir. Onlara bir mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Portekizce:
Sabei que os que baixam as suas vozes na presença do Mensageiro de Deus, são aqueles cujos corações Deus testou paraa piedade; obterão o perdão e uma magnífica recompensa.
İsveççe:
De som sänker rösten i Sändebudets närvaro är de vars hjärtan Gud har gjort redo för gudsfruktan; för dem finns förlåtelse och en rik belöning.
Farsça:
بی تردید کسانی که صدایشان را نزد رسول خدا پایین می آورند، همانان هستند که خدا دل هایشان را برای پرهیزکاری امتحان کرده، آنان را آمرزش و پاداشی بزرگ است.
Kürtçe:
بێگومان ئەوانەی دەنگیان نزم دەکەنەوە لەخزمەتی پێغەمبەردا ﷺ ئەوانە ئەو کەسانەن خوا دڵیانی زاخاو داوە وپاکی کردوەتەوە بۆ تەقوا وخواناسین، لێخۆشبوون وپاداشتی گەورەیان بۆ ھەیە
Özbekçe:
Албатта, Расулуллоҳнинг ҳузурида овозларини пастлатганлар, ана ўшалар Аллоҳ қалбларини тақвога имтиҳон қилган зотлардир. Уларга мағфират ва улкан ажр бор.
Malayca:
Sesungguhnya orang-orang yang merendahkan suaranya semasa mereka berada di sisi Rasulullah (s.a.w), - merekalah orang-orang yang telah dibersihkan Allah hati mereka untuk bertaqwa; mereka beroleh keampunan dan pahala yang besar.
Arnavutça:
Me të vërtetë, ata që ulin zërin para (në prezencën e) Pejgamberit të Perëndisë – e ata janë (ata), zemrat e të cilëve Perëndia i ka kalitur për besim. Për ta ka falje dhe shpërblim të madh.
Bulgarca:
Онези, които снишават глас пред Пратеника на Аллах, те са онези, чиито сърца Аллах е изпитал за богобоязънта. За тях има опрощение и велика награда.
Sırpça:
Оне који утишају гласове своје пред Аллаховим Послаником – а то су они чија је срца Бог прекалио у честитости – чека опрост и награда велика.
Çekçe:
Věru ti, kdož snižují hlasy své před poslem Božím jsou ti, jejichž srdce Bůh podrobil zkoušce bohabojnosti a těm náleží odměna nesmírná a odpuštění.
Urduca:
جو لوگ رسول خدا کے حضور بات کرتے ہوئے اپنی آواز پست رکھتے ہیں وہ در حقیقت وہی لوگ ہیں جن کے دلوں کو اللہ نے تقویٰ کے لیے جانچ لیا ہے، اُن کے لیے مغفرت ہے اور اجر عظیم
Tacikçe:
Касоне, ки дар назди паёмбари Худо садояшонро поин меоваранд, ҳамонҳоянд, ки Худо дилҳояшонро ба такво озмуда аст. Онҳоро бахшоишу музди бисёр аст.
Tatarca:
Аллаһ расүле янында тавышларын түбән кылучы мөэминнәрнең күңелен Аллаһ тәкъвалык өчен сынады, аларга гафу ителү вә олугъ әҗер бардыр.
Endonezyaca:
Sesungguhnya orang yang merendahkan suaranya di sisi Rasulullah mereka itulah orang-orang yang telah diuji hati mereka oleh Allah untuk bertakwa. Bagi mereka ampunan dan pahala yang besar.
Amharca:
እነዚያ በአላህ መልክተኛ ዘንድ ድምጾቻቸውን ዝቅ የሚያደርጉ እነዚህ እነዚያ አላህ ልቦቻቸውን ለፍርሃት የፈተናቸው ናቸው፡፡ ለእነርሱም ምሕረትና ታላቅ ምንዳ አላቸው፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக எவர்கள் தங்கள் குரல்களை அல்லாஹ்வின் தூதருக்கு அருகில் தாழ்த்திக் கொள்கிறார்களோ - அவர்கள் எத்தகையோர் என்றால் அவர்களுடைய உள்ளங்களை இறையச்சத்திற்காக அல்லாஹ் சோதித்து (தேர்வு செய்து) இருக்கிறான். அவர்களுக்கு (அல்லாஹ்வின்) மன்னிப்பும் மகத்தான கூலியும் உண்டு.
Korece:
하나님의 선지자 앞에서 목소 리를 낮추는 자들은 하나님께서 그들의 경건함을 시험한 자들이라 실로 그들에게는 관용과 큰 보상 이 있노라
Vietnamca:
Thật vậy, những người hạ giọng của mình trước Sứ Giả của Allah chính là những người mà trái tim của họ đã được Allah rèn luyện cho ngay chính. Họ sẽ được tha thứ và sẽ được một phần thưởng vĩ đại.
Ayet Linkleri: