Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

42

Sûredeki Ayet No: 

20

Ayet No: 

4292

Sayfa No: 

485

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

مَن كَانَ يُرِيدُ حَرْثَ الْآخِرَةِ نَزِدْ لَهُ فِي حَرْثِهِ ۖ وَمَن كَانَ يُرِيدُ حَرْثَ الدُّنْيَا نُؤْتِهِ مِنْهَا وَمَا لَهُ فِي الْآخِرَةِ مِن نَّصِيبٍ

Çeviriyazı: 

men kâne yürîdü ḥarŝe-l'âḫirati nezid lehû fî ḥarŝih. vemen kâne yürîdü ḥarŝe-ddünyâ nü'tihî minhâ vemâ lehû fi-l'âḫirati min neṣîb.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Her kim ahiret kazancını isterse, biz onun kazancını artırırız, her kim de dünya kazancını isterse ona da ondan veririz, ama onun ahirette hiçbir nasibi yoktur.

Diyanet İşleri: 

Ahiret kazancını isteyenin kazancını artırırız; dünya kazancını isteyene de ondan veririz; ama ahirette bir payı bulunmaz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kim, ahiret kazancı isterse kazancını arttırırız ve kim, dünya kazancını isterse ona da dünyaya ait şeylerin bir kısmını veririz ve ahiretten bir nasibi yoktur onun.

Şaban Piriş: 

Kim ahiret ekinini/sevabını isterse, onun ekinini/sevabını artırırız. Kim dünya ekinini isterse ona da ondan veririz. Onun ahirette bir nasibi/payı yoktur.

Edip Yüksel: 

Kim ahiret ödülünü isterse onun ödülünü arttırırız. Dünya ödülünü isteyene de onu veririz; ancak onun ahiretten bir payı olmaz.

Ali Bulaç: 

Kim ahiret ekinini isterse, Biz ona kendi ekininde artırmalar yaparız. Kim dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz; ancak onun ahirette bir nasibi yoktur.

Suat Yıldırım: 

Kim âhiret mahsülü isterse, onun ürünlerini fazla fazla artırırız.Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama âhirette onun hiç nasibi olmaz. [17,21; 2,201]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Her kim ahiret ekinini dilerse onun için ekininde ziyâdelik vücûda getiririz ve her kim dünya ekinini dilerse ona da ondan veririz. Onun için ahirette bir nâsip yoktur.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Âhiret ekini isteyenin o ekinini artırırız; dünya ekini isteyene de ondan veririz. Ama böylesi için âhirette bir nasip yoktur.

Bekir Sadak: 

42:25

İbni Kesir: 

Kim, ahiret ekinini isterse

Adem Uğur: 

Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.

İskender Ali Mihr: 

Kim ahiret hasatını (mahsulünü, kazancını) isterse, Biz onun kazancını artırırız. Kim dünya kazancını isterse, ona (da) ondan (dünya kazancından) artırırız (veririz). Ve onun ahirette nasibi yoktur.

Celal Yıldırım: 

Kim, Âhiret ekinini arzu ederse, onun arzuladığı ekini artırırız. Kim ele Dünya ekini isterse, ona da ondan veririz

Tefhim ul Kuran: 

Kim ahiret ekinini isterse, biz ona kendi ekininde arttırmalar yaparız. Kim de dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz

Fransızca: 

Quiconque désire labourer [le champ] de la vie future, Nous augmenterons pour lui son labour. Quiconque désire labourer [le champ] de la présence vie, Nous lui en accorderons de [ses jouissances]; mais il n'aura pas de part dans l'au-delà.

İspanyolca: 

A quien desee labrar el campo de la vida futura se lo acrecentaremos. A quien, en cambio, desee labrar el campo de la vida de acá, le daremos de ella. pero no tendrá ninguna parte en la otra vida.

İtalyanca: 

A chi avrà voluto arare [il campo del]l'altra vita, accresceremo la sua aratura, mentre a chi avrà voluto arare [il campo di] questa vita, concederemo una parte [dei frutti], ma non avrà parte alcuna dell'altra vita.

Almanca: 

Wer die Ernte des Jenseits anstrebt, dem vermehren WIR seine Ernte. Und wer die Ernte des Diesseits anstrebt, dem lassen WIR davon zuteil werden, und für ihn gibt es dann im Jenseits keinen Anteil.

Çince: 

谁欲得后世的收获,我就加增谁的收获;谁欲得今世的收获,我就给谁一点今世的收获;他在后世,没有份儿。

Hollandaca: 

Hij die het veld des volgenden levens ter bebouwing verkiest, zullen wij eene vermeerdering zijner bebouwing schenken, en wie het veld van deze wereld ter bebouwing verkiest, dezen zullen wij de vruchten daarvan geven; maar hij zal geen deel in het volgende leven hebben.

Rusça: 

Тому, кто пожелал нивы Последней жизни, Мы увеличим его ниву. Тому же, кто пожелал нивы мирской жизни, Мы дадим из нее, но ему не будет доли в Последней жизни.

Somalice: 

Ruuxii dooni camalka aakhiro waan u siyadinaa camalkiisa, Ruuxiise ah mid dooni camal adduunyo waan ka siinaa xaggeeda, kumana leh aakhiro wax nasiib ah.

Swahilice: 

Mwenye kutaka mavuno ya Akhera tutamzidishia katika mavuno yake, na mwenye kutaka mavuno ya duniani tutampa katika hayo, lakini katika Akhera hana fungu.

Uygurca: 

كىمكى (ئۆزىنىڭ ئەمەلى بىلەن) ئاخىرەتنىڭ ساۋابىنى كۆزلىسە، ئۇنىڭ ساۋابىنى زىيادە بېرىمىز، كىمكى (ئەمەلى بىلەن) دۇنيانىڭ مەنپەئىتىنى كۆزلىسە، (ئۇنىڭ تىلىگەن) مەنپەئىتىنىڭ بەزىسىنى بېرىمىز، ئۇنىڭغا ئاخىرەتتە (ساۋابتىن) ھېچ نېسىۋە يوق

Japonca: 

来世の耕作を願う者にはわれはその収穫を増し,また現世の耕作を願う者には,その望むだけを与えよう。だがその者には,来世での分け前はないのである。

Arapça (Ürdün): 

«من كان يريد» بعمله «حرث الآخرة» أي كسبها وهو الثواب «نزد له في حرثه» بالتضعيف فيه الحسنة إلى العشرة وأكثر «ومن كان يريد حرث الدنيا نؤته منها» بلا تضعيف ما قسم له «وما له في الآخرة من نصيب».

Hintçe: 

जो शख़्श आखेरत की खेती का तालिब हो हम उसके लिए उसकी खेती में अफ़ज़ाइश करेंगे और दुनिया की खेती का ख़ास्तगार हो तो हम उसको उसी में से देंगे मगर आखेरत में फिर उसका कुछ हिस्सा न होगा

Tayca: 

ผู้ใดปรารถนาผลตอบแทนของปรโลกเราจะเพิ่มผลตอบแทนของเขาแก่เขา และผู้ใดปรารถนาผลตอบแทนของโลกดุนยา เราจะให้แก่เขาบางส่วนในสิ่งนั้น และสำหรับเขาจะไม่ได้ส่วนใดอีกในปรโลก

İbranice: 

זה אשר המעוניין לזרוע בעולם הבא, נרבה לו את הקציר. וכל המעוניין לזרוע בעולם הזה, ניתן לו אותם, אך אין לו חלק בעולם הבא

Hırvatça: 

Ko bude želio usjev drugog svijeta, njegov usjev ćemo i povećati! A ko bude želio usjev dunjaluka, dat ćemo mu ga, ali na ahiretu on nema nikakva udjela!

Rumence: 

Cel care vrea să are ogorul Vieţii de Apoi, Noi îi înmulţim arătura. Vom dărui unele foloase celui ce doreşte ogorul Vieţii de Acum, însă în Viaţa de Apoi nu va mai avea parte.

Transliteration: 

Man kana yureedu hartha alakhirati nazid lahu fee harthihi waman kana yureedu hartha alddunya nutihi minha wama lahu fee alakhirati min naseebin

Türkçe: 

Âhiret ekini isteyenin o ekinini artırırız; dünya ekini isteyene de ondan veririz. Ama böylesi için âhirette bir nasip yoktur.

Sahih International: 

Whoever desires the harvest of the Hereafter - We increase for him in his harvest. And whoever desires the harvest of this world - We give him thereof, but there is not for him in the Hereafter any share.

İngilizce: 

To any that desires the tilth of the Hereafter, We give increase in his tilth, and to any that desires the tilth of this world, We grant somewhat thereof, but he has no share or lot in the Hereafter.

Azerbaycanca: 

Biz axirət qazancını (savabını) istəyənin qazancını artırar, dünya mənfəti istəyənə də ondan verərik. Onun axirətdə heç bir payı yoxdur.

Süleyman Ateş: 

Kim ahiret ekinini istiyorsa onun ekinini artırırız; kim dünya ekinini istiyorsa ona da dünyadan bir şey veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.

Diyanet Vakfı: 

Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya karını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.

Erhan Aktaş: 

Kim âhiret ekinini(1) isterse, Biz onun kazancını artırırız. Kim dünya ekinini isterse, ona da ondan artırırız. Ve onun için âhirette hiçbir nasip yoktur.

Kral Fahd: 

Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.

Hasan Basri Çantay: 

Kim âhiret ekimi dilerse onun ekinini artırırız. Kim de (sâde) dünyâ ekimini isterse ona da (yalınız) bundan veririz. Âhiretde ise onun hiçbir, nasıybi yokdur.

Muhammed Esed: 

Kim öteki dünyada kazanç elde etmeyi isterse onun kazancında bir artış sağlarız: bu dünyada bir kazanç isteyene ise ondan bir şeyler ver(ebil)iriz fakat böyle biri, öteki dünya(nın nimetlerin)den hiçbir pay alamayacaktır.

Gültekin Onan: 

Kim ahiret ekinini isterse, biz ona kendi ekininde arttırmalar yaparız. Kim dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz

Ali Fikri Yavuz: 

Kim ahiret sevabını isterse, onun sevabını artırırız. Kim de dünya menfaatini isterse, ona da ondan veririz

Portekizce: 

Quem anelar a recompensa de outra vida tê-la-á aumentada; em troca, a quem preferir a recompensa da vida terrena,também lhe concederemos algo dela; porém, não participara (da bem-aventurança) da outra vida.

İsveççe: 

Den som vill [så för att] skörda i evigheten skall Vi ge riklig skörd; och den som vill [så för att] skörda i denna värld skall Vi ge något av det han strävar efter, men i evigheten blir han lottlös.

Farsça: 

کسی که زراعت آخرت را بخواهد، بر زراعتش می افزاییم و کسی که زراعت دنیا را بخواهد، اندکی از آن را به او می دهیم، ولی او را در آخرت هیچ بهره و نصیبی نیست.

Kürtçe: 

ھەرکەس بەرھەمی دوا ڕۆژی بوێت ئێمە بەرھەمەکەی بۆ زیاد دەکەین وە ھەرکەسێك بەرھەمی دونیای بوێت ھەندێك لەدونیای پێ دەدەین بەڵام لەڕۆژی دواییدا ھیچ بەشێکی نیە

Özbekçe: 

Ким охират ҳосилини истаса, Биз унга ҳосилини зиёда қилиб берурмиз. Ким дунё ҳосилини истаса, Биз унга ўшандан берурмиз ва унга охиратда бирон насиба бўлмас. (Бу дунё ризқини хоҳлаб, ўшанга яраша ҳаракат қилган бандага бу дунё ризқини беради. Аммо бу дунё ризқини истаган ўша бандага охиратдан ҳеч қандай насиба қолмайди. Охират ҳосилини истаган одам эса, бу дунё ҳосилидан ҳам бошқалардан кўра яхшироқ баҳраманд бўлади. Аллоҳга иймон келтириб, Унинг шариатига амал қилганлар яхши оқибатга эришишлари турган гап.)

Malayca: 

Sesiapa yang menghendaki (dengan amal usahanya) mendapat faedah di akhirat, Kami akan memberinya mendapat tambahan pada faedah yang dikehendakinya; dan sesiapa yang menghendaki (dengan amal usahanya) kebaikan di dunia semata-mata, Kami beri kepadanya dari kebaikan dunia itu (sekadar yang Kami tentukan), dan ia tidak akan beroleh sesuatu bahagian pun di akhirat kelak.

Arnavutça: 

Ai që dëshiron shpërblim në jetën tjetër – Na do t’ia shtojmë atë (shpërblimin) e asaj vepre, e ai që dëshiron shpërblim në këtë jetë, atij do t’i japim (diçka) prej saj, por ai nuk do të ketë pjesë në jetën tjetër.

Bulgarca: 

Този, който желае да жъне в отвъдния живот, на него ще увеличим жътвата му, а който желае да жъне в земния живот, ще му дадем от него, ала той не ще има дял в отвъдния.

Sırpça: 

Ко буде желео награду Будућег света, његову награду ћемо да повећамо! А ко буде желео награду овог света, даћемо му је, али на Будућем свету нема никаквог удела!

Çekçe: 

Kdokoliv si přeje pěstovat pole života budoucího, tomu rozmnožíme pole jeho; a kdokoliv si přeje obdělávat pole života pozemského, tomu z něho dáme část, avšak nebude mít podílu žádného v životě budoucím.

Urduca: 

جو کوئی آخرت کی کھیتی چاہتا ہے اُس کی کھیتی کو ہم بڑھاتے ہیں، اور جو دنیا کی کھیتی چاہتا ہے اُسے دنیا ہی میں سے دیتے ہیں مگر آخرت میں اُس کا کوئی حصہ نہیں ہے

Tacikçe: 

Ҳар кас кишти охиратро бихоҳад, ба киштааш меафзоем ва ҳар кас кишти дунёро бихоҳад, ба ӯ ато мекунем, вале дигар дар кишти охираташ насибе нест.

Tatarca: 

Бер мөэмин ахирәт нигъмәтләрен өмет итеп гөнаһлардан саклануын да, сәваблы эшләрне эшләве дә Аллаһ ризалыгы өчен генә булса, Без аңа савабын вә ахирәт нигъмәтләрен арттырырбыз. Янә берәү дини гамәле бәрабәренә дөнья малын, дөнья дәрәҗәсен теләсә, Без аңа гамәле бәрабәренә ашауны вә мал алуны дөньяда бирербез, әмма ахирәттә аңа нигъмәттән һичнәрсә булмас мәгәр хәсрәт, кайгы вә ґәзаб кына булыр".

Endonezyaca: 

Barang siapa yang menghendaki keuntungan di akhirat akan Kami tambah keuntungan itu baginya dan barang siapa yang menghendaki keuntungan di dunia Kami berikan kepadanya sebagian dari keuntungan dunia dan tidak ada baginya suatu bahagianpun di akhirat.

Amharca: 

(በሥራው) የኋለኛይቱን ዓለም አዝመራ የሚፈልግ የኾነ ሰው ለእርሱ በአዝመራው ላይ እንጨምርለታለን፡፡ የቅርቢቱንም ዓለም አዝመራ የሚፈልግ የኾነ ሰው ከእርሷ (የተወሰነለትን ብቻ) እንሰጠዋለን፡፡ ለእርሱም በኋለኛይቱ ዓለም ምንም ፋንታ የለውም፡፡

Tamilce: 

யார் மறுமையின் விளைச்சலை நாடுகிறவராக இருக்கிறாரோ அவருக்கு அவருடைய விளைச்சலில் (-நன்மைக்குரிய கூலியில்) நாம் அதிகப்படுத்துவோம். இன்னும், யார் (தனது நல்லமல்களுக்கு) உலகத்தின் விளைச்சலை நாடுகிறவராக இருக்கிறாரோ அவருக்கு அ(வர் விரும்புகிற உலக செல்வத்)திலிருந்து நாம் கொடுப்போம். அவருக்கு மறுமையில் (அவர் செய்த நன்மையிலிருந்து) எவ்வித பங்கும் இல்லை.

Korece: 

내세를 위한 경작지를 원하 는 자 하나님은 그의 경작지를 더하여 줄 것이며 현세를 위한 경작지를 원하는 자에게는 그것의 일 부를 주리라 그러나 내세에서 그 에게는 아무런 몫이 없노라

Vietnamca: 

Người nào muốn mảnh đất trồng để canh tác (cho cuộc sống) ở Đời Sau, TA sẽ gia tăng mảnh đất trồng để y canh tác; còn ai muốn mảnh đất trồng để canh tác (cho cuộc sống) trần tục, TA sẽ ban nó cho y nhưng ở Đời Sau y sẽ chẳng có một phần (tốt đẹp) nào.