Arapça:
وَالَّذِينَ يُحَاجُّونَ فِي اللَّهِ مِن بَعْدِ مَا اسْتُجِيبَ لَهُ حُجَّتُهُمْ دَاحِضَةٌ عِندَ رَبِّهِمْ وَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ
Çeviriyazı:
velleẕîne yüḥâccûne fi-llâhi mim ba`di me-stücîbe lehû ḥuccetühüm dâḥiḍatün `inde rabbihim ve`aleyhim gaḍabüv velehüm `aẕâbün şedîd.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'ın davetine uyulduktan sonra, hâlâ O'nun dini hakkında mücadele edenlerin, getirdikleri deliller Rableri yanında batıldır. Onların üzerinde bir gazab ve kendileri için şiddetli bir azab vardır.
Diyanet İşleri:
Allah'ın çağrısına icabet eden bulunduktan sonra, O'nun hakkında tartışmağa girişenlerin delilleri Rableri katında hükümsüzdür. Onlara bir gazap vardır, çetin bir azap da onlar içindir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Halk tarafından, ona icabet edildikten sonra Allah hakkında cedelleşmeye girişenlerin gösterdikleri düşmanlık, Rableri katında boştur ve onlaradır gazep ve onlaradır çetin bir azap.
Şaban Piriş:
Daveti kabul edildikten sonra, Allah hakkında tartışmaya girenlerin delilleri, Rableri katında boştur. Onlar için bir gazap, yine onlar için çetin bir azap vardır.
Edip Yüksel:
ALLAH hakkında, O'nun çağrısına yanıt verildikten sonra tartışanların delilleri Rab'leri katında geçersizdir. Gazabı haketmişlerdir ve onlara çetin bir azap vardır
Ali Bulaç:
O'na icabet olunduktan sonra, Allah hakkında (sözde) 'deliller öne sürüp tartışanların' delilleri, Rableri Katında geçersizdir. Onların üzerinde bir gazab vardır ve şiddetli azap onlaradır.
Suat Yıldırım:
İnsanların çoğu dine dâveti kabul edip girdikten sonra,Allah'ın dini hakkında hâlâ, ileri geri tartışanların itirazları, Rab’leri yanında boştur.Onlara büyük bir gazap ve şiddetli bir azap vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve o kimseler ki, Allah hakkında muhâsemede bulunurlar, Allah için icabette bulunulduktan sonra. Onların hüccetleri Rablerinin indinde sâkıttır ve onların üzerine bir gazap vardır ve onlar için şiddetli bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Kabul edilişinin ardından Allah hakkında tartışmaya girenlerin delilleri Rableri katında geçersizdir. Bunların üzerlerine öfke, kendilerine şiddetli bir azap vardır.
Bekir Sadak:
Yaptiklari seyler baslarina gelirken, zalimlerin korkudan titrediklerini gorursun: Inanip yararli isler isleyenler cennet bahcelerindedirler. Rablerinin katinda, onlara diledikleri verilir. Iste buyuk lutuf budur.
İbni Kesir:
Kabul ettikten sonra Allah´ın dini hakkında tartışmaya girişenlerin delilleri Rabbları katında boştur. Onların üzerine hem bir gazab, hem de şiddetli bir azab vardır.
Adem Uğur:
Daveti kabul edildikten sonra, Allah hakkında tartışmaya girenlerin delilleri, Rableri katında boştur. Onlar için bir gazap, yine onlar için çetin bir azap vardır.
İskender Ali Mihr:
O´na (Allah´ın) davetine icabet edildikten sonra Allah hakkında tartışanlar
Celal Yıldırım:
Allah´a olan çağrıya olumlu cevap verdikten sonra O´nun hakkında tartışıp duranların iddia ve delilleri Rabları yanında boş ve anlamsızdır. Üzerlerine gazab ve onlar için şiddetli azâb vardır.
Tefhim ul Kuran:
O´na icabet olunduktan sonra, Allah hakkında (sözde) ´deliller öne sürüp tartışanların´ delilleri, Rabbleri katında geçersizdir. Onların üzerinde bir gazab vardır ve şiddetli azab onlar içindir.
Fransızca:
Et ceux qui discutent au sujet d'Allah, après qu'il a été répondu à [Son appel], leur argumentation est auprès d'Allah sans valeur. Une colère tombera sur eux et ils auront un dur châtiment.
İspanyolca:
Quienes disputan a propósito de Alá después de que se le ha escuchado, esgrimen un argumento sin valor para su Señor. Incurren en ira y tendrán un castigo severo.
İtalyanca:
Coloro che polemizzano a proposito di Allah dopo che già è stato risposto al suo appello, hanno argomenti che non hanno alcun valore presso Allah. Su di loro
Almanca:
Und diejenigen, die über ALLAH disputieren, nachdem Ihm gefolgt wurde, ihr Disput ist wertlos bei ihrem HERRN, auf ihnen ist Zorn und für sie ist eine harte Peinigung bestimmt.
Çince:
众人既应召而信奉真主的宗教后,为它而辩驳者,据他们的主看来,他们的证据是无效的,他们应当遭谴怒,并受严刑。
Hollandaca:
Wat hen betreft, die nopens God twisten, nadat zij zich reeds aan hem hadden onderworpen, door het ontvangen van zijnen godsdienst, hun twist zal ijdel zijn in het gezicht van hunnen Heer. Zijne gramschap zal over hen komen, en zij zullen eene gestrenge straf ondergaan.
Rusça:
Доводы тех, которые препираются относительно Аллаха после того, как Ему ответили верующие, бесполезны перед их Господом. На них падет гнев, и им уготованы тяжкие мучения.
Somalice:
Kuwa ku doodaya Eebe intaa la ajiibay kadib xujadoodu waa baadil Eebe agtiisa, korkoodana cadhaa ah, waxaana usugnaaday Cadaab daran,
Swahilice:
Na wanao hojiana juu ya Mwenyezi Mungu baada ya kukubaliwa, hoja za hawa ni baat'ili mbele ya Mola wao Mlezi, na juu yao ipo ghadhabu, na itakuwa kwao adhabu kali.
Uygurca:
كىشىلەر اﷲ نىڭ دىنىنى قوبۇل قىلغاندىن كېيىن، (كىشىلەرنى ئىماندىن توسۇش ئۈچۈن) اﷲ نىڭ دىنىدا خۇسۇمەت قىلىشقانلارنىڭ دەلىللىرى اﷲ نىڭ دەرگاھىدا باتىلدۇر، ئۇلار (دۇنيادا) غەزەپكە ئۇچرايدۇ، (ئاخىرەتتە) قاتتىق ئازابقا دۇچار بولىدۇ
Japonca:
この(イスラーム)が(多くの者に)受け入れられた後アッラー(の教え)に就いて云々する者の論議は,主の御許では無益で,そのような(者たち)は御怒りを被り,厳しい懲罰を受けよう。
Arapça (Ürdün):
«والذين يحاجُّون في» دين «الله» نبيه «من بعد ما استجيب له» بالإيمان لظهور معجزته وهم اليهود «حجتهم داحضة» باطلة «عند ربهم وعليهم غضب ولهم عذاب شديد».
Hintçe:
और उसी की तरफ लौट कर जाना है और जो लोग उसके मान लिए जाने के बाद ख़ुदा के बारे में (ख्वाहमख्वाह) झगड़ा करते हैं उनके परवरदिगार के नज़दीक उनकी दलील लग़ो बातिल है और उन पर (ख़ुदा का) ग़ज़ब और उनके लिए सख्त अज़ाब है
Tayca:
ส่วนบรรดาผู้โต้แย้งเกี่ยวกับ (ศาสนาของ) อัลลอฮฺหลังจาก (ศาสนานั้น) ได้เป็นที่ยอมรับแล้ว การโต้แย้งของพวกเขาปราศจากเหตุผลในทัศนะของพระเจ้าของพวกเขา และพวกเขาจะได้รับความกริ้วโกรธ และพวกเขาจะได้รับการลงโทษอย่างสาหัส
İbranice:
ואלה אשר יתנצחו אודות אלוהים אחרי שנענו לו, סברתם לחינם נדחית אצל ריבונם ועליהם זעם, וצפוי להם עונש קשה
Hırvatça:
A oni koji se o Allahu raspravljaju nakon što je Njegov poziv prihvaćen - njihovi dokazi su ništavni kod njihova Gospodara; na njima je gnjev i njima pripada patnja žestoka.
Rumence:
Cei care aduc pricini asupra lui Dumnezeu după ce I-au răspuns, (să ştie că) pricina lor nu are greutate înaintea Domnului lor. Mânie va fi asupra lor şi vor avea parte de aprigă osândă.
Transliteration:
Waallatheena yuhajjoona fee Allahi min baAAdi ma istujeeba lahu hujjatuhum dahidatun AAinda rabbihim waAAalayhim ghadabun walahum AAathabun shadeedun
Türkçe:
Kabul edilişinin ardından Allah hakkında tartışmaya girenlerin delilleri Rableri katında geçersizdir. Bunların üzerlerine öfke, kendilerine şiddetli bir azap vardır.
Sahih International:
And those who argue concerning Allah after He has been responded to - their argument is invalid with their Lord, and upon them is [His] wrath, and for them is a severe punishment.
İngilizce:
But those who dispute concerning Allah after He has been accepted,- futile is their dispute in the Sight of their Lord: on them will be a Penalty terrible.
Azerbaycanca:
Allahın də’vəti qəbul olunduqdan (iman gətirdikdən) sonra Onun barəsində (bizim kitabımız sizinkindən əvvəl nazil olmuşdur, bizim peyğəmbərimiz sizinkindən daha əfzəldir deyə) mübahisə edənlərin dəlili Rəbbinin yanında batildir. Onlar (axirətdə) qəzəbə və şiddətli əzaba düçar olacaqlar!
Süleyman Ateş:
(Kamu tarafından) Kabul edildikten sonra, hala Allah(ın dini hakkın)da tartışanların delilleri, Rableri yanında batıldır. Üzerlerine bir gazab ve onlara şiddetli bir azab vardır.
Diyanet Vakfı:
Daveti kabul edildikten sonra, Allah hakkında tartışmaya girenlerin delilleri, Rableri katında boştur. Onlar için bir gazap, yine onlar için çetin bir azap vardır.
Erhan Aktaş:
Allah’a olan çağrıya olumlu yanıt verdikten sonra, O’nun hakkında tartışanların ileri sürdükleri kanıtlar, Rabb’lerinin yanında geçersizdir. Onların üzerinde gazâp vardır, şiddetli bir azâp da onlar içindir.
Kral Fahd:
Daveti kabul edildikten sonra, Allah hakkında tartışmaya girenlerin delilleri, Rableri katında boştur. Onlar için bir gazap, yine onlar için çetin bir azap vardır.
Hasan Basri Çantay:
Allah (ın dîni) hakkında, kendisine icabet edilen şey´in ardından, (haalâ) münâkaşa edenlerin (öne sürecekleri bütün) hüccetleri Rableri indinde boşdur. Onların üzerlerine hem (inâdlarından dolayı) bir gazab, hem (küfürlerinden nâşî) kendilerine çetin bir azâb vardır.
Muhammed Esed:
O´nu(n çağrısını) kabul ettikten sonra Allah hakkında (hala) tartışanlara gelince: onların bütün itirazları Rableri katında geçersizdir, boştur. (O´nun) gazabı üzerlerine çökecektir; ve onları şiddetli bir azap beklemektedir.
Gültekin Onan:
O´na icabet olunduktan sonra, Tanrı hakkında (sözde) ´deliller öne sürüp tartışanların´ delilleri, rableri katında geçersizdir. Onların üzerinde bir gazab vardır ve şiddetli azab onlaradır.
Ali Fikri Yavuz:
Allah’a icabet olunduktan (Peygamberin mucizeleri zâhir olub insanlar İslâm dinine girdikten) sonra, Allah’ın dini hakkında münakaşaya kalkışacakların hüccetleri (düşmanlık ve çekişmeleri
Portekizce:
Quanto àqueles que argumentam acerca de Deus, depois de Ele Ter sido aceito, seus argumentos serão refutados ante oseu Senhor, Cuja abominação pesará sobre eles, e sofrerão um severo castigo.
İsveççe:
Och vad angår dem som vill tvista om Gud efter det att [människorna] har bejakat Hans [kallelse], får de se sina argument underkända inför sin Herre och de skall drabbas av [Hans] vrede och ett strängt straff.
Farsça:
کسانی که درباره خدا پس از آنکه دعوتش [از سوی مردم منصف با تکیه بر عقل و فطرت] اجابت شده می ادله و ستیزه می کنند، دلیلشان [بر ضد حقایق] نزد پروردگارشان باطل است و از سوی خدا خشمی بر آنان است و برای آنان عذابی سخت خواهد بود.
Kürtçe:
ئەوانەی دەمەدەمێ دەکەن لەبارەی خواوە لەدوای ئەوەی (خەڵکی بانگەوازی) ئەویان وەڵام دایەوە و(موسڵمان بوون) بەڵگەکانیان پوچ و بەتاڵە لای پەروەردگاریان وە خەشم و ڕقی خوایان لەسەرە وە سزای زۆر سەختیان بۆ ھەیە
Özbekçe:
Аллоҳ ҳақида Унга ижобат қилинганидан кейин ҳам талашиб-тортишадиганларнинг ҳужжатлари Роббилари ҳузурида ботилдир, уларга ғазаб бордир ва уларга шиддатли азоб бордир. (Яъни, мўмин-мусулмонлар Аллоҳга ва унинг динига ижобат қилганларидан кейин, кофир ва мушрикларнинг ҳақ эканлигига ҳар қанча ҳужжат-далил келтирсалар ҳам, Аллоҳнинг наздида уларнинг ҳужжат-далиллари ботилдир.)
Malayca:
Dan orang-orang yang berhujah menyangkal dan membantah tentang kebenaran ugama Allah sesudah disambut dan diterima ugamaNya itu - bantahan (dan tuduhan palsu) mereka itu sia-sia belaka di sisi Tuhan mereka. Dan mereka pula ditimpa kemurkaan (dari Allah) serta mereka beroleh azab seksa yang seberat-beratnya.
Arnavutça:
E, ata që bëjnë polemikë me fenë e Perëndisë, pasi që i janë përgjegjur asaj (polemike), dokumentet e tyre janë të pavlefshme te Zoti i tyre; mbi ta do të bie pezmi (i Perëndisë) dhe për ta ka dënim të ashpër.
Bulgarca:
А онези, които спорят за Аллах, след като Му е било откликнато, спорът им е напразен пред техния Господ. Върху тях тегне гняв и за тях има сурово мъчение.
Sırpça:
А они који се расправљају о Аллаху након што је Његов позив прихваћен - њихови докази су ништавни код њиховог Господара; на њима је гнев и њима припада жестока патња.
Çekçe:
Ti, kteří uvádějí důvody proti Bohu poté, co Mu bylo odpovězeno, těch důvody jsou u Pána jejich nicotné. Hněv Jeho se proti nim obrátí a je očekává trest přísný.
Urduca:
اللہ کی دعوت پر لبیک کہے جانے کے بعد جو لوگ (لبیک کہنے والوں سے) اللہ کے دین کے معاملہ میں جھگڑے کرتے ہیں، اُن کی حجت بازی اُن کے رب کے نزدیک باطل ہے، اور اُن پر اس کا غضب ہے اور اُن کے لیے سخت عذاب ہے
Tacikçe:
Ва касоне, ки дар бораи Худо ҷидол мекунанд, пас аз он ки даъвати Ӯро иҷобат кардаанд, назди Парвардигорашон ҳуҷҷаташон ночиз аст. Бар онҳост хашми Худо ва бар онҳост азобе сахт!
Tatarca:
Аллаһуның берлеге вә исламның хаклыгы хакында ачык дәлилләрне ишетеп вә белеп ислам динен кабул иткәннән соң, Аллаһуның берлеге хакында вә ислам хөкемнәре хакында пәйгамбәр белән кычкырышып дәлил китереп маташтылар, яки үзләренең батыл игътикадларын исламга кертергә тырышырлар, ләкин Аллаһ хозурында китергән дәлилләре батылдыр, аларга Аллаһуның ачуы һәм аларга каты ґәзаб булачактыр. "Хәзер бездә хакны инкяр итеп, батыл игътикадны вә бидеґәт гамәлләрне яклаучылар бик күпләр. Раббым аларның йогышлы яман чиреннән Үзең сакла!"
Endonezyaca:
Dan orang-orang yang membantah (agama) Allah sesudah agama itu diterima maka bantahan mereka itu sia-sia saja, di sisi Tuhan mereka. Mereka mendapat kemurkaan (Allah) dan bagi mereka azab yang sangat keras.
Amharca:
እነዚያም በአላህ (ሃይማኖት) ለእርሱ ተቀባይ ካገኘ በኋላ የሚከራከሩት ማስረጃቸው በጌታቸው ዘንድ ብልሹ ናት፡፡ በእነርሱም ላይ ቁጣ አልለባቸው፡፡ ለእነርሱም ብርቱ ቅጣት አልላቸው፡፡
Tamilce:
இன்னும், எவர்கள் அல்லாஹ்வின் (மார்க்க) விஷயத்தில், - அவனை (மக்கள்) ஏற்றுக் கொண்டதன் பின்னர் - தர்க்கம் செய்கிறார்களோ அவர்களின் தர்க்கம் எல்லாம் அல்லாஹ்விடம் வீணானதே (அழிந்துபோகக்கூடியதே) ஆகும்! இன்னும், அவர்கள் மீது (அல்லாஹ்வின்) கோபம் இறங்கும். இன்னும், அவர்களுக்கு கடுமையான தண்டனை உண்டு.
Korece:
그러나 하나님께 순종하겠다고 한 후 그분에 관한 그들의 논 쟁은 그들 주님앞에서 무익한 것 으로 그분의 노하심이 있을 것이 요 무서운 벌이 있을 것이라
Vietnamca:
Những kẻ tranh luận về (tôn giáo của) Allah sau khi nó đã được công nhận thì việc tranh luận của họ không có giá trị ở nơi Thượng Đế của họ. (Rồi đây) họ sẽ đón nhận cơn thịnh nộ (của Allah) và sự trừng phạt khủng khiếp.
Ayet Linkleri: