Arapça:
ذَٰلِكَ جَزَاءُ أَعْدَاءِ اللَّهِ النَّارُ ۖ لَهُمْ فِيهَا دَارُ الْخُلْدِ ۖ جَزَاءً بِمَا كَانُوا بِآيَاتِنَا يَجْحَدُونَ
Çeviriyazı:
ẕâlike cezâü a`dâi-llâhi-nnâru. lehüm fîhâ dâru-lḫuld. cezâem bimâ kânû biâyâtinâ yecḥadûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte Allah'ın düşmanlarının cezası ateştir. Âyetlerimizi bile bile inkâr etmelerinin cezası olarak, onlar için orada ebedî olarak kalacakları cehennem yurdu vardır.
Diyanet İşleri:
İşte böyle; Allah'ın düşmanlarının cezası ateştir. Ayetlerimizi bile bile inkar etmeleri karşılığı orası onların temelli kalacakları yerdir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İşte bu ateş, Allah düşmanlarının cezasıdır, onlara, ebedilik var orada; bu da delillerimizi bilebile inkar etmelerinin karşılığı.
Şaban Piriş:
Allah’ın düşmanlarının cezası işte bu ateştir. onlar için ebedi kalınacak bir yurttur. Orası, ayetlerimizi bile bile inkar etmiş olmaları sebebiyle ceza olarak (onlar içindir).
Edip Yüksel:
ALLAH düşmanlarının cezası işte bu ateştir. Ayetlerimizi bile bile inkar etmelerinin bir karşılığı olarak orası onların ebedi yurdu olacaktır.
Ali Bulaç:
Bu, Allah'ın düşmanlarının cezası olan ateştir. Bizim ayetlerimizi inkar etmeleri dolayısıyla bir ceza olarak, orada onlar için ebedilik yurdu vardır.
Suat Yıldırım:
İşte Allah düşmanlarının cezası da: O ateş! Âyetlerimizi bile bile red ve inkâr ettiklerinden ötürü onlara orada ebedî kalmak vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bu, Allah´ın düşmanlarının cezasıdır ki, ateştir. Onlar için orada Bizim âyetlerimizi inkâr eder olmalarının bir cezası olarak bir ebedî ikametgâh vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
İşte bu, Allah düşmanlarının cezası olan ateştir. Ayetlerimize karşı çıkmalarından ötürü, orada kendileri için uzun süreli kalış yeri vardır.
Bekir Sadak:
Iyilik ve fenalik bir degildir. Ey inanan kisi: Sen, fenaligi en guzel sekilde sav
İbni Kesir:
İşte böyle
Adem Uğur:
İşte bu, Allah düşmanlarının cezası, ateştir. Ayetlerimizi inkâr etmelerinden dolayı, orada onlara ceza olarak ebedî kalacakları yurt (cehennem) vardır.
İskender Ali Mihr:
İşte bu Allah´ın düşmanlarının cezası ateştir. Âyetlerimizi bilerek inkâr etmiş olmaları sebebiyle ceza olarak, onlar için orada ebedîlik yurdu vardır.
Celal Yıldırım:
İşte Allah düşmanlarının cezası ateştir. Âyetlerimizi bile bile inâdla inkâr etmelerine karşılık onlar için orada ebedîlik yurdu vardır.
Tefhim ul Kuran:
Bu, Allah´ın düşmanlarının cezası olan ateştir. Bizim ayetlerimizi inkâr etmeleri dolayısıyla bir ceza olarak, orada onlar için ebedilik yurdu vardır.
Fransızca:
Ainsi, la rétribution des ennemis d'Allah sera le Feu où ils auront une demeure éternelle, comme punition pour avoir nié Nos versets [le Coran].
İspanyolca:
ésa es la retribución de los enemigos de Alá: el Fuego, en el que tendrán la Morada de la Eternidad, como retribución de haber negado Nuestros signos.
İtalyanca:
Così il compenso dei nemici di Allah sarà il Fuoco, in cui rimarranno in perpetuo: [punizione] per aver smentito i Nostri segni.
Almanca:
Dies ist die Vergeltung der Feinde ALLAHs, das Feuer! Für sie ist darin die Wohnstätte der Ewigkeit als Vergeltung dafür, daß sie Unsere Ayat zu verleugnen pflegten.
Çince:
那就是真主的敌人所受的报酬--火狱,他们在火狱中有永久的住宅,那是因为报酬他们否认我的迹象。
Hollandaca:
Dit zal de vergelding van Gods vijanden zijn; namelijk het hellevuur; daarin is voor hen een eeuwigdurend verblijf gereed gemaakt, als eene vergelding, wegens het voorbedachtelijk verwerpen onzer teekenen.
Rusça:
Таково воздаяние врагам Аллаха! Огонь! В нем будет их Вечная обитель в воздаяние за то, что они отвергали Наши знамения.
Somalice:
Kaasi waa abaalmarinta colka Eebe, waxayna gali Naar iyadoo u noqon Curi waarid, iyagoo laga abaal marin aayaadkanaga aydiideen.
Swahilice:
Hayo ndiyo malipo ya Maadui wa Mwenyezi Mungu - Moto! Humo watakuwa na maskani ya kudumu, ndiyo malipo yao kwa sababu walikuwa wakizikataa Ishara zetu.
Uygurca:
اﷲ نىڭ دۈشمەنلىرىگە بېرىلىدىغان جازا ئەنە شۇ دوزاختۇر، ئۇلارنىڭ مەڭگۈلۈك تۇرىدىغان جايى دوزاختۇر، بىزنىڭ ئايەتلىرىمىزنى ئىنكار قىلغانلىقلىرى ئۈچۈن (ئۇلارغا) شۇنداق جازا بېرىلىدۇ
Japonca:
それはアッラーの敵への報酬,業火である。その中が,かれらのための永遠の住まいである。わが印を拒否していたことに対する報酬である。
Arapça (Ürdün):
«ذلك» العذاب الشديد وأسوأ الجزاء «جزاء أعداء الله» بتحقيق الهمزة الثانية وإبدالها واواً «النار» عطف بيان للجزاء المخبر به عن ذلك «لهم فيها دار الخلد» أي إقامة لا انتقال منها «جزاءً» منصوب على المصدر بفعله المقدر «بما كانوا بآياتنا» القرآن «يجحدون».
Hintçe:
ख़ुदा के दुशमनों का बदला है कि वह जो हमरी आयतों से इन्कार करते थे उसकी सज़ा में उनके लिए उसमें हमेशा (रहने) का घर है,
Tayca:
นั่นคือ การตอบแทนแก่เหล่าศัตรูของอัลลอฮฺ คือ ไฟนรก สำหรับพวกเขาจะพำนักอยู่ในนรกนั้นตลอดกาลเป็นการตอบแทนตามที่พวกเขาปฏิเสธสัญญาณต่าง ๆ ของเรา
İbranice:
זה הוא הגמול עבור אויבי אלוהים: האש, אשר בה הם ישכנו לעולם ועד. זה גמולם משום שהם היו לאותותינו מתכחשים
Hırvatça:
To je kazna za Allahove neprijatelje - Vatra u kojoj će im vječna kuća biti, kao naknada što su ajete i znakove Naše stalno poricali.
Rumence:
Aceasta este răsplata vrăjmaşilor lui Dumnezeu: Focul unde îşi vor avea Lăcaşul veşnic fiindcă s-au lepădat de semnele Noastre.
Transliteration:
Thalika jazao aAAdai Allahi alnnaru lahum feeha daru alkhuldi jazaan bima kanoo biayatina yajhadoona
Türkçe:
İşte bu, Allah düşmanlarının cezası olan ateştir. Ayetlerimize karşı çıkmalarından ötürü, orada kendileri için uzun süreli kalış yeri vardır.
Sahih International:
That is the recompense of the enemies of Allah - the Fire. For them therein is the home of eternity as recompense for what they, of Our verses, were rejecting.
İngilizce:
Such is the requital of the enemies of Allah,- the Fire: therein will be for them the Eternal Home: a (fit) requital, for that they were wont to reject Our Signs.
Azerbaycanca:
Budur Allahın düşmənlərinin cəzası – Cəhənnəm (cəhənnəm odu)! Ayələrimizi inkar etmələrinin cəzası olaraq onların əbədi məskəni oradadır!
Süleyman Ateş:
O Allah düşmanlarının cezası: Ateştir. Ayetlerimizi inkar etmelerinin cezası olarak onlara, orada sürekli kalma yurdu vardır.
Diyanet Vakfı:
İşte bu, Allah düşmanlarının cezası, ateştir. Ayetlerimizi inkar etmelerinden dolayı, orada onlara ceza olarak ebedi kalacakları yurt (cehennem) vardır.
Erhan Aktaş:
İşte böyle! Allah’ın düşmanlarının cezası ateştir. Âyetlerimizi bilerek reddetmeleri nedeniyle ceza olarak, onlar için orada ebedilik yurdu vardır.
Kral Fahd:
İşte bu , Allah düşmanlarının cezası, ateştir. Ayetlerimizi inkâr etmelerinden dolayı, orada onlara ceza olarak ebedî kalacakları yurt (cehennem) vardır.
Hasan Basri Çantay:
Bu, Allahın, düşmanlarına olan cezasıdır ki, ateşdir. Bizim âyetlerimizi bilerek inkâr etdiklerinin cezası olarak orada (cehennemde) onlara ebedîlik yurdu vardır.
Muhammed Esed:
O Allah düşmanlarının cezası, (öteki dünyadaki) ateş olacaktır. Onlar, mesajlarımızı bilerek reddetmelerinin karşılığı olarak içinde sonsuza kadar kalacakları bir yere mahkum olacaklardır.
Gültekin Onan:
Bu, Tanrı´nın düşmanlarının cezası olan ateştir. Bizim ayetlerimizi inkar etmeleri dolayısıyla bir ceza olarak, orada onlar için ebedilik yurdu vardır.
Ali Fikri Yavuz:
İşte bu, Allah düşmanlarının cezasıdır, ateştir. Ayetlerimizi bile bile inkâr etmelerinin cezası olarak onlara, orada ebedîlik yurdu vardır.
Portekizce:
Tal será o castigo dos adversários de Deus: o fogo, que terão por morada eterna, em punição por terem negado osNossos versículos.
İsveççe:
Elden är det straff som skall drabba Guds fiender, och där skall de ha sin boning till evig tid - lönen för att de [mot bättre vetande] avvisade Guds budskap.
Farsça:
این است کیفر دشمنان خدا که آتش است، برای آنان در آتش دوزخ سرایی جاودانه و همیشگی است، کیفری است [ویژه و سخت] ، برای اینکه همواره آیات ما را انکار می کردند.
Kürtçe:
ئەوەی (باسکرا) سزای دوژمنانی خوایە کەئاگری دۆزەخە ماڵی ھەمیشەی ئەوان لەو ئاگرەدایە ئەو سزایە (دەدرێن) چونکە دانیان نەدەنا بەنیشانەکانی ئێمەدا
Özbekçe:
Мана, Аллоҳ душманларининг жазоси дўзахдир. Уларга унда абадийлик диёри бор. Оятларимизни инкор қилганларининг жазоси шудир.
Malayca:
Demikianlah keadaannya balasan musuh-musuh Allah iaitu neraka; disediakan untuk mereka tempat tinggal yang kekal didalamnya, sebagai balasan bagi perbuatan mereka sentiasa mengingkari ayat-ayat Kami.
Arnavutça:
Ky zjarri është dënimi i armiqve të Perëndisë. Në te është vendbanimi i përhershëm i tyre. Ky është dënim për ta, ngase kanë qenë mohues të ajeteve Tona.
Bulgarca:
Това е възмездието за враговете на Аллах - Огънят - Вечният дом за тях - възмездие, защото отхвърляха Нашите знамения!
Sırpça:
То је казна за Аллахове непријатеље - ватра у којој ће да им буде вечно боравиште, као казна што су Наше речи и доказе стално порицали.
Çekçe:
Toto bude odměna nepřátel Božích: oheň, v němž příbytek budou mít věčný v odměnu za to, že znamení Naše popírali.
Urduca:
وہ دوزخ ہے جو اللہ کے دشمنوں کو بدلے میں ملے گی اُسی میں ہمیشہ ہمیشہ کے لیے اِن کا گھر ہو گا یہ ہے سزا اِس جرم کی کہ وہ ہماری آیات کا انکار کرتے رہے
Tacikçe:
Ин аст кайфари (ҷазои) душманони Худо оташ. Дар даруни он хонае ҳамешагӣ доранд. Ин ҷазои онҳост, зеро оёти Моро инкор мекарданд.
Tatarca:
Ошбу кабих җәза Аллаһ дошманнарына җәһәннәм утыдыр, анда алар өчен тора торган урын бардыр, Коръәнне инкяр итүләренең җәзасы шул булсын өчен.
Endonezyaca:
Demikianlah balasan terhadap musuh-musuh Allah, (yaitu) neraka; mereka mendapat tempat tinggal yang kekal di dalamnya sebagai balasan atas keingkaran mereka terhadap ayat-ayat Kami.
Amharca:
ይህ የአላህ ጠላቶች ፍዳ ነው፡፡ እሳት በውስጧ ለእነርሱ የዘላለም መኖሪያ አገር አልላቸው፡፡ ከአንቀጾቻችን ይክዱ በነበሩት ምንዳን (ይምመነዳሉ)፡፡
Tamilce:
இதுதான் அல்லாஹ்வின் எதிரிகளுக்குரிய நரகம் என்ற கூலியாகும். அதில் அவர்களுக்கு நிரந்தரமாக தங்கும் இல்லம் உண்டு, நமது வசனங்களை அவர்கள் மறுப்பவர்களாக இருந்ததற்குக் கூலியாக.
Korece:
그것이 하나님의 적에 대한 벌이니 그것은 곧 불지옥이라 그 곳이 그들에게는 영원한 거주지로 하나님의 말씀을 부정하는 자들을 위한 보상이라
Vietnamca:
Đó là sự đền bù xứng đáng dành cho những kẻ thù của Allah. Hỏa Ngục, đối với chúng, sẽ là ngôi nhà vĩnh cửu, nó như là một sự bù đắp cho việc chúng đã chối bỏ các Lời Mặc Khải của TA.
Ayet Linkleri: