Arapça:
وَبَدَا لَهُمْ سَيِّئَاتُ مَا كَسَبُوا وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ
Çeviriyazı:
vebedâ lehüm seyyietü mâ kesebû veḥâḳa bihim mâ kânû bihî yestehziûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Öyle ki, yaptıkları amellerin kötülükleri karşılarına çıkmış ve alay edip durdukları şeyler, kendilerini sarmıştır.
Diyanet İşleri:
Onlara, işledikleri kötü şeyler belli olur; alaya aldıkları şeyler de kendilerini çepeçevre sarar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kazandıkları kötülükler, ortaya çıkmıştır ve alay ettikleri şey, başlarına gelmiştir.
Şaban Piriş:
Onların kazandıkları kötülükler ortaya çıkmış ve alay ettikleri şey çepeçevre kuşatmıştır.
Edip Yüksel:
İşledikleri kötülükler onlara gösterilir ve alay etmekte oldukları şeyler ise onları çepeçevre sarar.
Ali Bulaç:
Kazandıkları kötülükler, kendileri için açığa çıkmıştır ve alay konusu edindikleri şey de kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.
Suat Yıldırım:
İşledikleri pis işler ortaya çıkar ve Allah'ın dini ve Peygamberleriyle yaptıkları alayların cezası kendilerini her taraftan sarıverir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve onlar için kazanmış oldukları şeylerin fenalıkları zuhûra gelmiş (olacaktır) ve kendisiyle istihzâda bulunmuş oldukları o şey, kendilerine kavuşmuş (bulunacaktır).
Yaşar Nuri Öztürk:
Kazanmış olduklarının çirkinlikleri, önlerinde belirlenmiş; alay edegeldikleri şey kendilerini sarıvermiştir.
Bekir Sadak:
«ORabbinize yonelin. Azap size gelmeden once O´na teslim olun
İbni Kesir:
İşledikleri kötülükler onlara belli olmuş, alaya aldıkları şeyler de kendilerini çepeçevre sarmıştır.
Adem Uğur:
Onların kazandıkları kötülükler (o gün) açığa çıkmış, alaya aldıkları şey, kendilerini sarmıştır.
İskender Ali Mihr:
Ve kazandıkları seyyiat (günahlar ve kötülükler) onlara aşikâr oldu. Ve alay etmiş oldukları şey (azap) onları kuşattı.
Celal Yıldırım:
Kazandıkları amellerin kötülükleri ortaya çıkar, alay ettikleri şeyler kendilerini her taraftan sarar.
Tefhim ul Kuran:
Kazanmakta oldukları kötülükler, kendileri için açığa çıkmıştır ve alay konusu edindikleri şey de kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.
Fransızca:
et leur apparaîtront les méfaits qu'ils ont commis, et ce dont ils se raillaient les enveloppera.
İspanyolca:
Se les mostrará el mal que cometieron y se verán cercados por aquello de que se burlaban.
İtalyanca:
e si manifesteranno i mali che avranno commesso e ciò di cui si burlavano li avvolgerà.
Almanca:
Und ihnen wurden die Bosheiten dessen, was sie erwarben, sichtbar. Und sie umgab das, was sie zu verspotten pflegten.
Çince:
他们生前所犯的罪恶,也将对他们显现出来;他们生前所嘲笑的刑罚,将来临他们。
Hollandaca:
En daar zullen hun hunne booze daden duidelijk verschijnen, en datgene, waarover zij gespot hebben, zal hen omringen.
Rusça:
Им откроются злые деяния, которые они приобрели, а то, над чем они издевались, окружит (или поразит) их.
Somalice:
Waxaana u muuqday xumaantay kasbadeen, waxaana ku dhacay waxay ku jees jeesi jireen.
Swahilice:
Na utawadhihirikia ubaya wa waliyo yachuma, yatawazunguka waliyo kuwa wakiyafanyia mzaha.
Uygurca:
ئۇلارغا ئۇلارنىڭ (دۇنيادا) قىلغان يامان ئىشىلىرى ئاشكارا بولىدۇ، ئۇلارنىڭ (دۇنيادىكى چاغدا پەيغەمبەرنىڭ دەۋىتىنى) مەسخىرە قىلغانلىقلىرىنىڭ جازاسى ئۈچۈن ئۇلارنى (قاتتىق) ئازاب ئورىۋالىدۇ
Japonca:
かれらの稼いだ,沢山の悪事に出合い,嘲笑していたものが,かれらを取り囲むであろう。
Arapça (Ürdün):
«وبدا لهم سيئات ما كسبوا وحاق» نزل «بهم ما كانوا به يستهزءُون» أي العذاب.
Hintçe:
और जो बदकिरदारियाँ उन लोगों ने की थीं (वह सब) उनके सामने खुल जाएँगीं और जिस (अज़ाब) पर यह लोग क़हक़हे लगाते थे वह उन्हें घेरेगा
Tayca:
และความชั่วทั้งหลายที่พวกเขาได้กระทำไว้ก็จะปรากฏขึ้นต่อหน้าพวกเขา และสิ่งที่พวกเขาได้เคยเยาะเย้ยไว้นั้นก็ห้อมล้อมพวกเขา
İbranice:
ויתבהרו להם תוצאות מעשיהם הרעים, והעונש אשר זלזלו בו יאגף אותם
Hırvatça:
i ukazat će im se hrđava djela njihova koja su radili i skolit će ih baš ono čemu su se izrugivali.
Rumence:
Le vor apărea relele pe care le-au agonisit şi vor fi învăluiţi de ceea ce batjocoreau.
Transliteration:
Wabada lahum sayyiatu ma kasaboo wahaqa bihim ma kanoo bihi yastahzioona
Türkçe:
Kazanmış olduklarının çirkinlikleri, önlerinde belirlenmiş; alay edegeldikleri şey kendilerini sarıvermiştir.
Sahih International:
And there will appear to them the evils they had earned, and they will be enveloped by what they used to ridicule.
İngilizce:
For the evils of their Deeds will confront them, and they will be (completely) encircled by that which they used to mock at!
Azerbaycanca:
Onlara (dünyada) etdikləri pis əməllərin cəzası (pis nəticəsi) görünəcək və istehza etdikləri (əzab) onları saracaqdır!
Süleyman Ateş:
Yaptıkları işlerin kötülükleri kendilerine görünmüş ve alay edegeldikleri şey onları kuşatmıştır.
Diyanet Vakfı:
Onların kazandıkları kötülükler (o gün) açığa çıkmış, alaya aldıkları şey, kendilerini sarmıştır.
Erhan Aktaş:
Ve kazandıkları kötülükler açığa çıktı. Kendisi ile alay ettikleri şey(1) onları kuşattı.
Kral Fahd:
Onların kazandıkları kötülükler (o gün) açığa çıkmış, alaya aldıkları şey, kendilerini sarmıştır.
Hasan Basri Çantay:
Onların (dünyâda) kazandıkları kötülükler (o gün) açığa çıkmış, eğlence edinmekde oldukları şey kendilerini çepçevre sarıb kuşatmış (olacak) dır.
Muhammed Esed:
Ve (hayatta iken) yaptıkları kötülükler açığa vurulacaktır. Ve böylece alaya alıp durdukları hakikat onları sarıp kuşatacaktır.
Gültekin Onan:
Kazandıkları kötülükler, kendileri için açığa çıkmıştır ve alay konusu edindikleri şey de kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.
Ali Fikri Yavuz:
O kâfirlerin dünyada işledikleri amellerin fenalıkları, karşılarına çıkmış ve alay edib durdukları şeylerin cezası kendilerini sarmıştır.
Portekizce:
E lhes aparecerão as maldades que tiverem cometido, e serão envolvidos por aquilo de que escarneciam.
İsveççe:
och det onda de gjorde [i livet] skall bli uppenbart för dem; och det som de då alltid skämtade om skall helt inringa dem.
Farsça:
و زشتی های آنچه را که مرتکب شده اند برای آنان پدیدار می گردد، و آنچه [از عذاب هایی] که مسخره می کردند، آنان را احاطه خواهد کرد.
Kürtçe:
وە بۆشیان دەرکەوت چی خراپەیان کردووە وە دەوری گرتن ئەو سزای ئەوان گاڵتەیان پێ دەکرد
Özbekçe:
Ва уларга ўзлари касб қилган нарсаларнинг ёмонлиги зоҳир бўлур ва уларни ўзлари масхара қилиб юрган нарса ўраб олур.
Malayca:
Dan sudah tentu akan nyata kepada mereka keburukan perkara-perkara yang mereka telah usahakan, dan mereka akan diliputi oleh azab yang mereka telah ejek-ejek itu.
Arnavutça:
u shfaqen atyre të këqiat që i kanë bërë dhe do t’i kaplojë dënimi të cilin e përqeshnin.
Bulgarca:
И ще им се явят лошите последствия на онова, което са придобили, и ще ги обгради онова, което са подигравали.
Sırpça:
и указаће им се њихова лоша дела која су радили и снаћи ће их баш оно чему су се изругивали.
Çekçe:
A objeví se jím špatné skutky, které spáchali, a obklopí je to, čemu se posmívali.
Urduca:
وہاں اپنی کمائی کے سارے برے نتائج ان پر کھل جائیں گے اور وہی چیز ان پر مسلط ہو جائے گی جس کا یہ مذاق اڑاتے رہے ہیں
Tacikçe:
Ҷазои бади амалҳое, ки мекарданд, барояшон ошкор шуд ва он чӣ масхарааш мекарданд, гирдорирдашонро бигирифт.
Tatarca:
Аларның дөньяда кәсеп иткән явызлыклары алларында заһир булыр, вә аларга Коръән аятьләрен вә пәйгамбәр сүзләрен мәсхәрә кылуларының ґәзабы тиешле булыр.
Endonezyaca:
Dan (jelaslah) bagi mereka akibat buruk dari apa yang telah mereka perbuat dan mereka diliputi oleh pembalasan yang mereka dahulu selalu memperolok-olokkannya.
Amharca:
ለእነርሱም የሠሩዋቸው መጥፎዎቹ ይገለጹላቸዋል፡፡ በእነርሱም ላይ በእርሱ ያላግጡበት የነበሩት ቅጣት ይሰፍርባቸዋል፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவர்கள் செய்தவற்றின் தீமைகள் அவர்களுக்கு முன் (மறுமையில்) வெளிப்படும். இன்னும், அவர்கள் எதைப் பற்றி கேலி செய்து கொண்டிருந்தார்களோ அது அவர்களை சூழ்ந்து கொள்ளும்.
Korece:
그들이 저질렀던 죄악이 밝 혀질 것이며 그들이 조롱했던 것 들이 그들을 괴롭힐 것이라
Vietnamca:
Và những tội lỗi mà họ đã làm sẽ xuất hiện trước họ và những điều mà họ đã thường giễu cợt và nhạo báng sẽ bao vây họ.
Ayet Linkleri: