Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

39

Sûredeki Ayet No: 

39

Ayet No: 

4097

Sayfa No: 

462

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قُلْ يَا قَوْمِ اعْمَلُوا عَلَىٰ مَكَانَتِكُمْ إِنِّي عَامِلٌ ۖ فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ

Çeviriyazı: 

ḳul yâ ḳavmi-`melû `alâ mekânetiküm innî `âmil. fesevfe ta`lemûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

De ki: "Ey kavmim! Haliniz üzere çalışın. Ben de kendi halime göre çalışıyorum. Artık ileride bileceksiniz."

Diyanet İşleri: 

De ki: "Ey milletim! Durumunuzun gerektirdiğini yapın; doğrusu ben de yapacağım. Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, kime sürekli azap inecek bileceksiniz."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

De ki: Ey kavmim, gücünüz neye yetiyorsa yapadurun, şüphe yok ki ben de yapmadayım, yakında bilir, anlarsınız.

Şaban Piriş: 

De ki: Ey halkım, bulunduğunuz hal üzere çalışın, ben de amel edip, çalışıyorum.

Edip Yüksel: 

De ki, "Ey halkım, bildiğinizi yapın, ben de yapacağım. İleride bileceksiniz:"

Ali Bulaç: 

De ki: "Ey kavmim, üzerinde bulunduğunuz duruma göre yapın-edin; elbette ben de yapıp-ederim. Artık yakında öğreneceksiniz."

Suat Yıldırım: 

Hem de ki: “Ey halkım! Siz elinizden gelen fenalığı yapın, ama ben de işime devam edeceğim.Zelil ve rezil eden azabın dünyada kime geleceğini, âhirette ise devamlı azabın kimin başına ineceğini yakında öğrenirsiniz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

De ki: «Ey kavmim! Siz kendi iktidarınız üzerine çalışınız, şüphe yok ki, ben de çalışıcıyım. Elbette yakında bilirsiniz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

De ki: "Ey toplumum! Yapabildiğinizi yapın; ben de kendi işimi yapacağım. Yakında bileceksiniz.

Bekir Sadak: 

Allah tek olarak anildigi zaman, ahirete inanmayanlarin kalbleri nefretle carpar, ama Allah´tan baska putlar anildigi zaman hemen yuzleri guler.

İbni Kesir: 

De ki: Ey kavmim

Adem Uğur: 

De ki: &quot

İskender Ali Mihr: 

De ki: &quot

Celal Yıldırım: 

(39-40) De ki: Ey milletim! Bulunduğunuz hal, kurduğunuz düzen, başvurduğunuz çare üzere yapacağınızı yapın

Tefhim ul Kuran: 

De ki: «Ey kavmim, üzerinde bulunduğunuz duruma göre yapıp edin

Fransızca: 

Dis : "ô mon peuple, agissez selon votre méthode, moi j'agirai [selon la mienne]. Bientôt vous saurez

İspanyolca: 

Di: «¡Pueblo! ¡Obrad según vuestra situación! Yo también obraré... Y pronto veréis

İtalyanca: 

Di': «O popol mio, agite alla vostra maniera, io agirò [alla mia]. Quanto prima saprete

Almanca: 

Sag: "Meine Leute! Handelt euren Standpunkten entsprechend! Auch ich handle. Ihr werdet doch noch wissen,

Çince: 

你说:我的宗族呀!你们在你们的情况之下工作吧!我确是工作的,不久你们就要知道,

Hollandaca: 

Zeg: O mijn, volk! handelt gij overeenkomstig uw vermogen; waarlijk, ik zal handelen overeenkomstig het mijne.

Rusça: 

Скажи: "О мой народ! Действуйте по своему усмотрению, и я тоже буду действовать. Скоро вы узнаете,

Somalice: 

Waxaad dhahdaa qoomkayoow sidaadtihiin u camalfala anna waan camal faliye waadna ogaandoontaan.

Swahilice: 

Sema: Enyi watu wangu! Fanyeni mwezavyo, mimi pia nafanya. Basi mtakuja ona

Uygurca: 

ئېيتقىنكى، «ئى قەۋمىم! سىلەر ئۆز ھالىڭلار بويىچە ئىشلەڭلار، مەنمۇ ئۆز ھالىم بويىچە ئىشلەيمەن، سىلەر ئۇزۇنغا قالماي خارلىغۇچى ئازابنىڭ كىمگە كېلىدىغانلىقىنى، مەڭگۈلۈك ئازابنىڭ كىمگە چۈشىدىغانلىقىنى بىلىسىلەر»

Japonca: 

言ってやるがいい。「わたしの人々よ,あなたがたの好きなように行え。わたしは(自分の役目を)行う。やがてあなたがたは知るであろう。

Arapça (Ürdün): 

«قل يا قوم اعملوا على مكانتكم» حالتكم «إني عامل» على حالتي «فسوف تعلمون».

Hintçe: 

(ऐ रसूल) तुम कह दो कि ऐ मेरी क़ौम तुम अपनी जगह (जो चाहो) अमल किए जाओ मै

Tayca: 

จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด โอ้หมู่ชนของฉันเอ๋ย! จงทำงานตามสภาพของพวกท่าน แท้จริงฉันก็เป็นผู้ทำงาน แล้วพวกท่านจะได้รู้

İbranice: 

אמור: 'הוי בני עמי! המשיכו בדרככם, וגם אני אמשיך בדרכי, ולבסוף תדעו

Hırvatça: 

Reci: "O narode moj, ti postupaj onako kako postupaš, a i ja ću postupati, pa ćete znati

Rumence: 

Spune: “O, popor al meu! Faceţi voi după putinţa voastră, căci şi eu fac. Curând veţi afla

Transliteration: 

Qul ya qawmi iAAmaloo AAala makanatikum innee AAamilun fasawfa taAAlamoona

Türkçe: 

De ki: "Ey toplumum! Yapabildiğinizi yapın; ben de kendi işimi yapacağım. Yakında bileceksiniz.

Sahih International: 

Say, "O my people, work according to your position, [for] indeed, I am working; and you are going to know

İngilizce: 

Say: "O my People! Do whatever ye can: I will do (my part): but soon will ye know-

Azerbaycanca: 

De: “Ey qövmüm! Siz özünüzə uyğun tərzdə işinizi görün, mən də özümə münasib şəkildə işimi görəcəyəm (və ya siz əlinizdən gələni edin, mən də əlimdən gələni edəcəyəm). Siz mütləq biləcəksiniz ki,

Süleyman Ateş: 

De ki: "Ey kavmim, durumunuza göre bildiğinizi yapın, ben de (bildiğimi) yapıyorum; yakında bileceksiniz;"

Diyanet Vakfı: 

De ki: "Ey kavmim! Elinizden geleni yapın; doğrusu ben de yapacağım! Artık yakında bileceksiniz!".

Erhan Aktaş: 

De ki: “Ey halkım! Elinizden geleni yapın! Ben de bana düşeni yapacağım. Yakında anlayacaksınız!”

Kral Fahd: 

De ki: Ey kavmim! Elinizden geleni yapın doğrusu ben de yapacağım!

Hasan Basri Çantay: 

De ki: «Ey kavmim, siz bulunduğunuz haal (ve minval) üzere çalışın. Şübhesiz ben çalışanım. Binâen´aleyh yakında bileceksiniz ki,

Muhammed Esed: 

De ki: "Ey (hakikati inkar eden) kavmim! Elinizden gelen her şeyi yapın, ben de (Allah yolunda) gayret göster(meye devam ed)eceğim; yakında göreceksiniz,

Gültekin Onan: 

De ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

De ki: “- Ey kavmim! Bulunduğunuz hal (küfür ve düşmanlık) üzere çalışın. Elbet ben de çalışıyorum. Artık yakında bileceksiniz:

Portekizce: 

Dize-lhes (ainda): Ó povo meu, agi a vosso gosto! Eu também farei (o mesmo)! Logo sabereis,

İsveççe: 

Säg: "Gör nu, mitt folk, vad som står i er makt [för att bekämpa tron]; jag skall göra mitt [för att befästa och utbreda den]! Ni skall [tids nog] få veta

Farsça: 

بگو: ای قوم من! شما بر همین حالت کفر و عنادی که هستید عمل کنید، من نیز [بر پایه ایمان و اخلاصم] عمل می کنم، سپس خواهید دانست،

Kürtçe: 

بڵێ ئەی گەلەکەم ئێوە لەسەر ڕێبازو شێوازی خۆتان کاربکەن منیش (لەسەر ڕێبازی خۆم) کاردەکەم ئەمجا بەم زووانە دەزانن

Özbekçe: 

Сен: «Эй қавмим, ўз ҳолингизча амал қилаверинг. Албатта, мен ҳам амал қилгувчиман. Бас, тезда билурсиз.

Malayca: 

Katakanlah: "Wahai kaumku (yang masih berdegil dalam kekufurannya)! Buatlah sedaya upaya kamu (untuk menentang ugama Islam yang aku sampaikan itu), sesungguhnya aku juga tetap berusaha dengan bersungguh-sungguh (untuk mengembangkannya); kemudian kamu akan mengetahui kelak -

Arnavutça: 

Thuaj: “O populli im! Ju punoni sipas gjendjes suaj, e unë do të punojë (ashtu siç po punojë), e së shpejti do ta dini,

Bulgarca: 

Кажи: “О, народе мой, работете според своите възможности, и аз ще работя, и скоро ще узнаете

Sırpça: 

Реци: „О народе мој, ти поступај онако како поступаш, а и ја ћу да поступам, па ћете да сазнате

Çekçe: 

Rci: 'Lide můj, jednejte podle svého stanoviska, já také tak budu jednat a záhy se dozvíte,

Urduca: 

ان سے صاف کہو کہ "اے میری قوم کے لوگو، تم اپنی جگہ اپنا کام کیے جاؤ، میں اپنا کام کرتا رہوں گا، عنقریب تمہیں معلوم ہو جائے گا

Tacikçe: 

Бигӯ: «Эй қавми ман, мувофиқи имкони худ амал кунед. Ман низ амал мекунам. Ва ба зуди хоҳед донист, ки

Tatarca: 

Итагать итмәүчеләргә әйт: "Сез үз халәтегездә эш кылыгыз, гамәл итегез, мин дә үз халәтемдә гамәл кыламын. Эшегезнең батыл икәнлеген тиздән белерсез.

Endonezyaca: 

Katakanlah: "Hai kaumku, bekerjalah sesuai dengan keadaanmu, sesungguhnya aku akan bekerja (pula), maka kelak kamu akan mengetahui,

Amharca: 

(ሙሐመድ ሆይ!) በላቸው «ሕዝቦቼ ሆይ! ባላችሁበት ኹኔታ ላይ ሥሩ፡፡ እኔ ሠሪ ነኝና፡፡ ወደፊትም ታውቃላችሁ፡፡»

Tamilce: 

(நபியே!) கூறுவீராக! “என் மக்களே! நீங்கள் உங்கள் தகுதிக்குத் தக்கவாறு அமல் செய்யுங்கள்! நிச்சயமாக நானும் (என் தகுதிக்குத் தக்கவாறு) அமல் செய்கிறேன். ஆக, நீங்கள் (உங்கள் கெட்ட முடிவை) விரைவில் அறிவீர்கள்.”

Korece: 

일러가로되 백성들이여 너희 가 할 수 있는 대로 하여 보라 나 는 나의 할 일을 다하리니 너희 가 곧 알게 될 것이라

Vietnamca: 

Ngươi hãy nói: “Hỡi dân ta! Các ngươi cứ làm theo con đường (thờ cúng các thần linh khác ngoài Allah) của các ngươi còn Ta làm theo (những gì mà Thượng Đế của Ta đã ra lệnh cho Ta). Rồi đây các ngươi sẽ sớm biết:”