Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

40

Sûredeki Ayet No: 

20

Ayet No: 

4153

Sayfa No: 

469

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَاللَّهُ يَقْضِي بِالْحَقِّ ۖ وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ لَا يَقْضُونَ بِشَيْءٍ ۗ إِنَّ اللَّهَ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ

Çeviriyazı: 

vellâhü yaḳḍî bilḥaḳḳ. velleẕîne yed`ûne min dûnihî lâ yaḳḍûne bişey'. inne-llâhe hüve-ssemî`u-lbeṣîr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah hakkı yerine getirir. Onların O'ndan başka yalvardıkları ise hiçbir şeyi yerine getiremezler. Çünkü hakkıyla işiten ve gören ancak Allah'tır.

Diyanet İşleri: 

Allah, gerçekle hükmeder. O'nu bırakıp da yalvardıkları putlar bir şeye hüküm veremez. Şüphesiz Allah işitir ve görür.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve Allah, gerçek olarak hükmeder. Ondan başka kulluk ettikleri şeyler, hiçbir şey hakkında hüküm veremezler; şüphe yok ki Allah, her şeyi duyar, bilir.

Şaban Piriş: 

Allah, hak ile hükmeder. Ondan başka dua ettikleri ise hiç bir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir.

Edip Yüksel: 

ALLAH adaletle yargı verir. O'ndan başka çağırdıkları ise hiç bir şeye yargı veremezler. ALLAH İşitendir, Görendir.

Ali Bulaç: 

Allah hak ile hükmeder. Oysa O'nu bırakıp taptıkları hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.

Suat Yıldırım: 

Allah, hakkı ve adaleti gerçekleştirir.Müşriklerin yalvardıkları putlar ise hiçbir iş yapamazlar.Çünkü Allah her şeyi hakkıyla işitir ve görür. [53,31]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Allah, hak ile hükmeder. O´ndan başka ibadet ettikleri ise birşey ile hükmedemezler. Şüphe yok ki bihakkın işiten, gören ancak Allah´tır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah, hak ile hükmeder! O'nun dışında yakardıkları ise hiçbir şeyle hükmedemezler. Allah'tır mutlak Semî', mutlak Basîr...

Bekir Sadak: 

Firavun: «Beni birakin da Musa´yi oldureyim, o, Rabbine yalvaradursun. Onun, sizin dininizi degistireceginden veya yeryuzunde bozgun cikaracagindan korkuyorum» dedi.

İbni Kesir: 

Allah

Adem Uğur: 

Allah, adaletle hükmeder. O´nu bırakıp taptıkları ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir.

İskender Ali Mihr: 

Ve Allah, hak ile hükmeder. O´ndan başka taptıkları, bir şey hakkında hüküm veremezler. Muhakkak ki Allah

Celal Yıldırım: 

Allah, hakkı yerine getirir. Allah´ı bırakıp başkasına duâ edip yalvaranlar ise hiçbir şeyi yerine getiremezler. Şüphesiz ki Allah işitendir, görendir.

Tefhim ul Kuran: 

Allah hak ile hükmeder. Oysa O´nu bırakıp tapmakta oldukları ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, işitendir, görendir.

Fransızca: 

Et Allah juge en toute équité, tandis que ceux qu'ils invoquent en dehors de lui ne jugent rien. En vérité c'est Allah qui est l'Audient, le Clairvoyant.

İspanyolca: 

Alá decide según justicia. En cambio, los otros que ellos invocan en lugar de invocarle a Él no pueden decidir nada. Alá es Quien todo lo oye, Quien todo lo ve.

İtalyanca: 

Allah decide con equità, mentre coloro che essi invocano all'infuori di Lui, non decidono nulla. In verità Allah è colui che tutto ascolta e osserva.

Almanca: 

Und ALLAH richtet des Rechts gemäß! Und diejenigen, an die sie Bittgebete richten, richten in Nichts. Gewiß, ALLAH ist Der Allhörende, Der Allsehende.

Çince: 

真主本真理而裁判。他们舍他而崇拜的,不奉任何物而裁判。真主确是全聪的,确是全知的。

Hollandaca: 

En God zal met waarheid oordeelen; maar de valsche goden, welke zij naast hem aanroepen, kunnen volstrekt niet oordeelen; want God alleen hoort en ziet alles.

Rusça: 

Аллах судит истинно, а те, которых призывают вместо Него, не решают ничего. Воистину, Аллах - Слышащий, Видящий.

Somalice: 

Eebe wuxuu xukumaa xaqa, waxay caabudina oo Eeba ka sokeeya waxba ma xukumaan, Eebana waa maqle arka ah.

Swahilice: 

Na Mwenyezi Mungu huhukumu kwa haki; lakini hao wanao waomba badala yake hawahukumu chochote. Hakika Mwenyezi Mungu ndiye Mwenye kusikia Mwenye kuona.

Uygurca: 

اﷲ ئادىللىق بىلەن ھۆكۈم چىقىرىدۇ، ئۇلار اﷲ نى قويۇپ ئىبادەت قىلىۋاتقان بۇتلار ھېچ نەرسىگە ھۆكۈم چىقىرىشقا قادىر ئەمەس، اﷲ ھەقىقەتەن (بەندىلەرنىڭ سۆزلىرىنى) ئاڭلاپ تۇرغۇچىدۇر، (ئۇلارنىڭ ئىشلىرىنى) كۆرۈپ تۇرغۇچىدۇر

Japonca: 

アッラーは,真理によって御裁きになる。だがかれを差し置いて,かれらの祈る者たちは,何も裁くことは出来ない。本当にアッラーは,全聴にして凡てを見透される。

Arapça (Ürdün): 

«والله يقضي بالحق والذين يدعون» يعبدون، أي كفار مكة بالياء والتاء «من دونه» وهم الأصنام «لا يقضون بشيءٍ» فكيف يكونون شركاء لله «إن الله هو السميع» لأقوالهم «البصير» بأفعالهم.

Hintçe: 

और ख़ुदा ठीक ठीक हुक्म देता है, और उसके सिवा जिनकी ये लोग इबादत करते हैं वह तो कुछ भी हुक्म नहीं दे सकते, इसमें शक नहीं कि ख़ुदा सुनने वाला देखने वाला है

Tayca: 

และ อัลลอฮฺทรงตัดสินด้วยความยุติธรรม และบรรดาผู้ที่วิงวอนขออื่นจากพระองค์นั้น พวกมันไม่อาจจะตัดสินใด ๆ ได้ แท้จริงอัลลอฮฺ พระองค์เป็นผู้ทรงได้ยิน ผู้ทรงเห็น

İbranice: 

ואלוהים ישפוט בצדק, ואולם אלה אשר יקראו אליהם זולתו, לא ישפטו בכלום. אכן אלוהים הוא הכול שומע והכול רואה

Hırvatça: 

Allah će po pravdi presuditi, a oni koje pored Njega mole - neće ni po čemu suditi. Allah, je zaista, Svečujući i Svevideći.

Rumence: 

Dumnezeu judecă întru Adevăr, pe când cei chemaţi în locul Lui nu judecă nimic. Dumnezeu este Auzitorul, Văzătorul.

Transliteration: 

WaAllahu yaqdee bialhaqqi waallatheena yadAAoona min doonihi la yaqdoona bishayin inna Allaha huwa alssameeAAu albaseeru

Türkçe: 

Allah, hak ile hükmeder! O'nun dışında yakardıkları ise hiçbir şeyle hükmedemezler. Allah'tır mutlak Semî', mutlak Basîr...

Sahih International: 

And Allah judges with truth, while those they invoke besides Him judge not with anything. Indeed, Allah - He is the Hearing, the Seeing.

İngilizce: 

And Allah will judge with (justice and) Truth: but those whom (men) invoke besides Him, will not (be in a position) to judge at all. Verily it is Allah (alone) Who hears and sees (all things).

Azerbaycanca: 

Allah (qiyamət günü) ədalətlə hökm edər. Ondan (Allahdan) başqa ibadət etdikləri (bütlər) isə heç bir şey hökm edə bilməzlər. Həqiqətən, Allah (hər şeyi) eşidəndir, görəndir!

Süleyman Ateş: 

Allah, hak ile hükmeder. O'ndan başka yalvardıkları (tanrılar) ise hiçbir hüküm veremezler. Çünkü işiten, gören yalnız Allah'tır.

Diyanet Vakfı: 

Allah, adaletle hükmeder. O'nu bırakıp taptıkları ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir.

Erhan Aktaş: 

Allah, Hakkı gerçekleştirir. Allah’ın yanı sıra yöneldikleri kimseler ise hiçbir şeyi gerçekleştiremezler. Kuşkusuz Allah, Her Şeyi Duyan, Her Şeyi Gören’dir.

Kral Fahd: 

Allah, adaletle hükmeder. O’nu bırakıp taptıkları ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir.

Hasan Basri Çantay: 

Allah, hak (ve adalet) le hükmeder. Onu bırakıb tapdıkları ise hiçbir şey´e hükm etmezler. Şübhesiz Allah, O, (bunların sözlerini) hakkıyla işiden, (yapdıklarını) kemâliyle görendir.

Muhammed Esed: 

Allah hakikate ve adalete göre hükmeder; O´nu bırakıp yalvardıkları şu (varlık)lar ise hiçbir hüküm veremezler çünkü, yalnız Allah´tır her şeyi işiten, her şeyi gören.

Gültekin Onan: 

Tanrı hak ile hükmeder. Oysa O´nu bırakıp taptıkları hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Tanrı, işitendir, görendir.

Ali Fikri Yavuz: 

Allah, hak ve adaleti yerine getirir. O kâfirlerin, Allah’dan başka ibadet ettikleri (putlar) ise, hiç bir şeyi yerine getiremezler. Çünkü Allah Semî’dir= sözlerini işitendir, Basîr’dir= bütün yaptıklarını görendir.

Portekizce: 

E Deus julga com eqüidade; por outra, os que os humanos invocam, em vez d'Ele, nada poderão julgar. Sabei que sóDeus é o Oniouvinte, o Onividente.

İsveççe: 

Och Gud dömer på grundval av sanningen, men de som de anropar vid sidan av Honom fäller inga domar; Gud ensam hör allt, ser allt.

Farsça: 

و خدا به حق داوری می کند، و معبودانی را که [مشرکان] به جای او می پرستند [چون از هر جهت ناتوانند] هیچ گونه داوری نمی کنند؛ یقیناً خدا شنوا و بیناست.

Kürtçe: 

وە خوا بەھەق و ڕاستی دادوەری دەکات بەڵام ئەوانەی جگە لەخوا ھاواریان لێ دەکەن (دەیانپەرستن) ناتوانن بڕیاری ھیچ شتێك بدەن بەڕاستی ھەرخوا بیسەر و بینایە

Özbekçe: 

Аллоҳ ҳақ ила ҳукм қилур. Ундан ўзга илтижо қилаётганлари эса, ҳеч нарса билан ҳукм қилмаслар. Албатта, Аллоҳнинг Ўзи ўта эшитгувчи ва ўта кўргувчи зотдир.

Malayca: 

Dan Allah memutuskan hukum dengan adil, sedang yang mereka sembah yang lain dari Allah - tidak dapat memberikan sebarang keputusan. Sesungguhnya Allah Dia lah Yang Maha Mendengar, lagi Maha Melihat.

Arnavutça: 

Perëndia gjykon drejt, e ata që u luten atyre përveç Tij, nuk gjykojnë asgjë. Perëndia, me të vërtetë, dëgjon dhe sheh (çdo gjë).

Bulgarca: 

Аллах отсъжда справедливо, а онези, които призовават те вместо Него, нищо не отсъждат. Аллах е Всечуващия, Всезрящия.

Sırpça: 

Аллах ће по правди да пресуди, а они које поред Њега моле - неће ни по чему да суде. Аллах, заиста, све чује и све види.

Çekçe: 

Bůh rozhoduje podle pravdy, zatímco ti, které vedle Boha vzývají, nerozhodují podle ničeho. A Bůh věru je slyšící i jasnozřivý.

Urduca: 

اور اللہ ٹھیک ٹھیک بے لاگ فیصلہ کریگا رہے وہ جن کو (یہ مشرکین) اللہ کو چھوڑ کر پکارتے ہیں، وہ کسی چیز کا بھی فیصلہ کرنے والے نہیں ہیں بلاشبہ اللہ ہی سب کچھ سننے اور دیکھنے والا ہے

Tacikçe: 

Худо ба ҳақ доварӣ мекунад. Вале касоне, ки ғайри Ӯ ба худоӣ мехонанд, ҳеҷ довари натавонанд, зеро Худо мешунавад ва мебинад!

Tatarca: 

Аллаһ хаклык вә гаделлек белән хөкем итәр, Әмма мөшрикләрнең сынымнары бернәрсә белән дә хөкем итә алмаслар, дөреслектә Аллаһ һәрнәрсәне ишетүче вә күрүчедер.

Endonezyaca: 

Dan Allah menghukum dengan keadilan. Dan sembahan-sembahan yang mereka sembah selain Allah tiada dapat menghukum dengan sesuatu apapun. Sesungguhnya Allah Dialah Yang Maha Mendengar lagi Maha Melihat.

Amharca: 

አላህም በእውነት ይፈርዳል፡፡ እነዚያም ከእርሱ ሌላ የሚግገዟቸው በምንም አይፈርዱም፡፡ አላህ እርሱ ሰሚው ተመልካቹ ነው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அல்லாஹ் உண்மையை (நீதமான தீர்ப்பை)த்தான் தீர்ப்பளிக்கிறான். அவனை அன்றி அவர்கள் எவர்களை அழைக்கிறார்களோ (-வணங்குகிறார்களோ) அவர்கள் எதையும் தீர்ப்பளிக்க மாட்டார்கள். நிச்சயமாக அல்லாஹ்தான் நன்கு செவியுறுபவன், உற்று நோக்குபவன் ஆவான்.

Korece: 

하나님은 진리로써 심판하시 나 그들이 숭배했던 다른 것들은 심판할 수 없도다 실로 듣고 보시 는 분은 오직 하나님 뿐이라

Vietnamca: 

Allah sẽ phán quyết theo sự thật (không hề có sự bất công nào), còn những kẻ mà họ khấn vái ngoài Ngài hoàn toàn không quyết định được gì. Quả thật, Allah là Đấng Hằng Nghe, Đấng Hằng Thấy.