Arapça:
وَأَنِيبُوا إِلَىٰ رَبِّكُمْ وَأَسْلِمُوا لَهُ مِن قَبْلِ أَن يَأْتِيَكُمُ الْعَذَابُ ثُمَّ لَا تُنصَرُونَ
Çeviriyazı:
veenîbû ilâ rabbiküm veeslimû lehû min ḳabli ey ye'tiyekümü-l`aẕâbü ŝümme lâ tünṣarûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onun için ümidi kesmeyin de başınıza azab gelmeden önce tevbe ile Rabbinize yönelin ve O'na teslim olun. Sonra kurtulamazsınız.
Diyanet İşleri:
Rabbinize yönelin. Azap size gelmeden önce O'na teslim olun; sonra yardım görmezsiniz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve dönün Rabbinize ve teslim olun ona, size azap gelip çatmadan, sonra yardım edilmez size.
Şaban Piriş:
Azap size gelmeden önce, Rabbinize yönelin ve O’na teslim olun ki sonra hiç bir yardım göremezsiniz.
Edip Yüksel:
Rabbinize yönelin ve cezaya çarpılmadan önce O'na teslim olun, zira o zaman yardım görmezsiniz
Ali Bulaç:
Azap size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip-dönün ve O'na teslim olun. Sonra size yardım edilmez.
Suat Yıldırım:
Size azap gelip çatmadan önce, Rabbinize dönün ve O'na teslim olun, O’na itaat edin. Yoksa yardım göremezsiniz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve Rabbinize dönün ve O´na teslim olun, size azap gelmeden evvel. Sonra yardım olunmazsınız.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Azap yakanıza yapışmadan Rabbinize dönüp O'na teslim olun! Sonra size yardım edilmez.
Bekir Sadak:
Allah´a karsi yalan uyduranlarin, kiyamet gunu, yuzlerinin simsiyah oldugunu gorursun. Boburlenenler icin cehennemde bir durak olmaz olur mu?
İbni Kesir:
Ve Rabbınıza yönelin. Size azab gelmeden önce O´na teslim olun. Sonra yardım edilmezsiniz.
Adem Uğur:
Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün, O´na teslim olun, sonra size yardım edilmez.
İskender Ali Mihr:
Ve Rabbinize (Allah´a) yönelin (ruhunuzu Allah´a ulaştırmayı dileyin)! Ve size azap gelmeden önce O´na (Allah´a) teslim olun (ruhunuzu, vechinizi, nefsinizi, iradenizi Allah´a teslim edin). (Yoksa) sonra yardım olunmazsınız.
Celal Yıldırım:
Size henüz azâb gelmeden önce Rabbınıza yönelip tevbe şuuru içinde O´na gönül verin ve O´na teslîm olun. Aksi halde yardım göremezsiniz.
Tefhim ul Kuran:
Azab size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip dönün ve O´na teslim olun. Sonra size yardım da edilmez.
Fransızca:
Et revenez repentant à votre Seigneur, et soumettez-vous à Lui, avant que ne vous vienne le châtiment et vous ne recevez alors aucun secours.
İspanyolca:
¡Volveos a vuestro Señor arrepentidos! ¡Someteos a Él antes de que os alcance el castigo, porque luego no seréis auxiliados!
İtalyanca:
Tornate pentiti al vostro Signore e sottomettetevi a Lui prima che vi colga il castigo, ché allora non sarete soccorsi.
Almanca:
Und werdet reuig eurem HERRN gegenüber! Und praktiziert für Ihn den Islam, bevor zu euch die Peinigung kommt, dann wird euch nicht beigestanden.
Çince:
在刑罚来临你们,而你们不获援助以前,你们当归依你们的主。
Hollandaca:
En weest tot uwen Heer gekeerd en onderwerpt u aan hem, voor de bedreigde straf u overvalle; want dan zult gij niet geholpen worden.
Rusça:
Обратитесь к вашему Господу и покоритесь Ему до того, как мучения явятся к вам, ведь тогда вам уже не будет оказана помощь.
Somalice:
U noqda Eebihiin una hogaansama ka hor cadaab idiin ku yimaaddoon laydiinkana gargaarayn.
Swahilice:
Na rejeeni kwa Mola wenu Mlezi, na silimuni kwake, kabla ya kukujieni adhabu. Kisha hapo hamtanusuriwa.
Uygurca:
سىلەرگە ئازاب كېلىپ، ياردەمگە ئېرىشەلمىگىنىڭلاردىن بۇرۇن پەرۋەردىگارىڭلار تەرەپكە قايتىڭلار ۋە ئۇنىڭغا ئىتائەت قىلىڭلار
Japonca:
あなたがたは懲罰が来る前に,主に梅悟して帰り,かれに服従,帰依しなさい。その(懲罰がやって来た)後では,あなたがたは助からない。
Arapça (Ürdün):
«وأنيبوا» ارجعوا «إلى ربكم وأسلموا» أخلصوا العمل «له من قبل أن يأتيكم العذاب ثم لا تنصرون» بمنعه إن لم تتوبوا.
Hintçe:
और अपने परवरदिगार की तरफ रूजू करो और उसी के फरमाबरदार बन जाओ (मगर) उस वक्त क़े क़ब्ल ही कि तुम पर जब अज़ाब आ नाज़िल हो (और) फिर तुम्हारी मदद न की जा सके
Tayca:
และจงผินหน้าไปหาพระเจ้าของพวกท่าน และจงนอบน้อมต่อพระองค์ ก่อนที่การลงโทษจะมายังพวกท่าน แล้วพวกท่านจะมิได้รับความช่วยเหลือ
İbranice:
שובו אל ריבונכם, והיכנעו לו לפני שיבוא העונש עליכם, ואז דבר לא יעזור לכם
Hırvatça:
I povratite se Gospodaru svome i pokorite Mu se prije nego što vam kazna dođe - poslije vam niko neće u pomoć priskočiti.
Rumence:
Întoarceţi-vă la Domnul vostru! Supuneţi-vă Lui înainte să vă vină osânda, căci nu veţi mai fi ajutaţi apoi!
Transliteration:
Waaneeboo ila rabbikum waaslimoo lahu min qabli an yatiyakumu alAAathabu thumma la tunsaroona
Türkçe:
Azap yakanıza yapışmadan Rabbinize dönüp O'na teslim olun! Sonra size yardım edilmez.
Sahih International:
And return [in repentance] to your Lord and submit to Him before the punishment comes upon you; then you will not be helped.
İngilizce:
Turn ye to our Lord (in repentance) and bow to His (Will), before the Penalty comes on you: after that ye shall not be helped.
Azerbaycanca:
(Tövbə edib) Rəbbinizə dönün. Əzab sizə gəlməmişdən əvvəl Ona təslim olun. Sonra sizə heç bir kömək olunmaz!
Süleyman Ateş:
Size azab gelip çatmadan Rabbinize dönün, O'na teslim olun. Sonra size yardım edilmez.
Diyanet Vakfı:
Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün, O'na teslim olun, sonra size yardım edilmez.
Erhan Aktaş:
Rabb’inize yönelin! Ve size azâp gelmeden önce O’na teslim olun. Sonra yardım olunmazsınız.
Kral Fahd:
Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün, O'na teslim olun, sonra size yardım edilmez.
Hasan Basri Çantay:
«Size azâb gelib çatmazdan evvel Rabbinize dönün, Ona teslîm olun (müslüman olun). Sonra yardım edilmezsiniz».
Muhammed Esed:
Öyleyse (yalnız) Rabbinize yönelin ve (ölümün ve yeniden dirilmenin) azabı başınıza gelmeden önce O´na teslim olun, sonra hiç kimse sizi koruyamaz.
Gültekin Onan:
Azab size gelip çatmadan evvel, rabbinize yönelip dönün ve O´na teslim olun. Sonra size yardım edilmez.
Ali Fikri Yavuz:
Onun için başınıza azab gelib çatmadan (tevbe edib) Rabbinize dönün, O’na hâlis ibadet edin
Portekizce:
E voltai, contritos, porque, então, não sereis socorridos.
İsveççe:
Vänd åter till Gud och underkasta er Hans vilja innan straffet drabbar er och ni inte [längre] kan få hjälp.
Farsça:
و به سوی پروردگارتان بازگردید و تسلیم [فرمان ها و احکام] او شوید، پیش از آنکه شما را عذاب آید آن گاه یاری نشوید.
Kürtçe:
(بەو مەرجەی کە) بگەڕێنەوە بۆلای پەروەردگارتان وە گەردنکەچی ئەو بن بەر لەوەی سزاتان بۆ بێت پاشان یارمەتی نادرێن (لەلایەن ھیچ کەسێکەوە)
Özbekçe:
Сизга азоб келишидан олдин Роббингизга қайтинг ва Унга таслим бўлинг. Сўнгра сизга ёрдам берилмас.
Malayca:
"Dan kembalilah kamu kepada Tuhan kamu dengan bertaubat, serta berserah bulat- bulat kepadaNya, sebelum kamu didatangi azab; kerana sesudah itu kamu tidak akan diberikan pertolongan.
Arnavutça:
Kthehuni kah Zoti juaj dhe përuluni para Tij, para se t’u vijë dënimi, sepse, pastaj nuk do të keni ndihmë.
Bulgarca:
И се обърнете към своя Господ, и Му се отдайте, преди мъчението да дойде при вас, защото после не ще ви се помогне.
Sırpça:
И повратите се своме Господару и покорите Му се пре него што вам дође казна - после нико неће да вам прискочи у помоћ.
Çekçe:
Obracejte se kajícně k Pánu svému a odevzdejte se do vůle Jeho, dříve než vás trest zasáhne, neboť pak vám pomoženo nebude.
Urduca:
پلٹ آؤ اپنے رب کی طرف اور مطیع بن جاؤ اُس کے قبل اِس کے کہ تم پر عذاب آ جائے اور پھر کہیں سے تمہیں مدد نہ مل سکے
Tacikçe:
Пеш аз он ки азоб фаро расад ва касе ба ёриатон барнахезад, ба Парвардигоратон рӯй оред ва ба Ӯ таслим шавед.
Tatarca:
Вә Аллаһуга инәбатлы булыгыз һәм ґәзаб килмәс борын Аллаһуга гыйбадәт кылыгыз вә Аңа итагать итегез, бит ґәзаб килсә, сезгә ярдәм бирелмәс.
Endonezyaca:
Dan kembalilah kamu kepada Tuhanmu, dan berserah dirilah kepada-Nya sebelum datang azab kepadamu kemudian kamu tidak dapat ditolong (lagi).
Amharca:
«ቅጣቱም ወደእናንተ ከመምጣቱና ከዚያም የማትርረዱ ከመኾናችሁ በፊት ወደ ጌታችሁ (በመጸጸት) ተመለሱ፡፡ ለእርሱም ታዘዙ፡፡
Tamilce:
இன்னும், உங்கள் இறைவன் பக்கம் திரும்புங்கள்! உங்களுக்கு தண்டனை வருவதற்கு முன்னர் அவனுக்கு முற்றிலும் பணிந்து விடுங்கள். (அல்லாஹ்வின் தண்டனை வந்துவிட்டால்) பிறகு, நீங்கள் உதவி செய்யப்பட மாட்டீர்கள்.
Korece:
그러므로 너희 주님께 귀의 하여 벌이 너희에게 이르기 전에 그분께 순종하라 그 후에는 너희 가 구원을 받지 뭇하리라
Vietnamca:
“Các ngươi hãy quay về sám hối với Thượng Đế của các ngươi và thần phục Ngài trước khi sự trừng phạt xảy đến với các ngươi; rồi (lúc đó) các ngươi sẽ không được ai cứu giúp.”
Ayet Linkleri: