Arapça:
وَمَا عَلَيْنَا إِلَّا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ
Çeviriyazı:
vemâ `aleynâ ille-lbelâgu-lmübîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir.
Diyanet İşleri:
Elçiler: "Doğrusu Rabbimiz bizim size gönderildiğimizi bilir; bize düşen ancak apaçık tebliğdir" demişlerdi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve bize düşen vazife, ancak apaçık tebliğden ibaret.
Şaban Piriş:
Bizim görevimiz apaçık tebliğ/duyurmaktan başka bir şey değildir.
Edip Yüksel:
Bizim görevimiz, açıkça duyurmaktan ibarettir.
Ali Bulaç:
Bizim üzerimizde de (sorumluluk ve görev olarak) apaçık bir tebliğden başkası yoktur.
Suat Yıldırım:
“Açıkça tebliğden başka bir şeyle yükümlü değiliz biz.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Bizim üzerimize (teveccüh eden ise) apaçık bir tebliğden başka değildir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Bize düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir.
Bekir Sadak:
«´nu birakip da tanrilar edinir miyim? Eger Rahman olan Allah bana bir zarar vermek isterse, o tanrilarin sefaati bana fayda vermez, beni kurtaramazlar.»
İbni Kesir:
Bize düşen, sadece apaçık tebliğdir.
Adem Uğur:
Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah´ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir dediler.
İskender Ali Mihr:
Ve bizim üzerimizde açıkça tebliğden (bildirmekten) başka bir şey (sorumluluk) yoktur.
Celal Yıldırım:
Bize gereken, sadece açık tebliğdir,» dediler.
Tefhim ul Kuran:
«Bizim üzerimizde de (sorumluluk ve görev olarak) apaçık bir tebliğden başkası yoktur.»
Fransızca:
et il ne nous incombe que de transmettre clairement (notre message).
İspanyolca:
encargados sólo de la transmisión clara».
İtalyanca:
con il solo obbligo della comunicazione esplicita».
Almanca:
Und uns obliegt nichts außer dem deutlichen Verkünden."
Çince:
我们只负明白的传达的责任。
Hollandaca:
En onze plicht is alleen in het openbaar te prediken.
Rusça:
На нас возложена только ясная передача откровения".
Somalice:
Korkannagana ma aha waxaan gaadhsiin cad ahayn.
Swahilice:
Wala si juu yetu ila kufikisha ujumbe ulio wazi.
Uygurca:
بىزنىڭ مەسئۇلىيىتىمىز پەقەت (روشەن دەلىللەر بىلەن) چۈشىنىشلىك قىلىپ تەبلىغ قىلىشتۇر» دېدى
Japonca:
わたしたちの務めは,只あなたがたに明白(なアッラーの御命令)を宣べ伝えるだけです。」
Arapça (Ürdün):
«وما علينا إلا البلاغ المبين» التبليغ المبين الظاهر بالأدلة الواضحة وهي إبراء الأكمه والأبرص والمريض وإحياء الميت.
Hintçe:
हम पर तो बस खुल्लम खुल्ला एहकामे खुदा का पहुँचा देना फर्ज़ है
Tayca:
และไม่มีหน้าที่อื่นใดแก่พวกเรานอกจากการประกาศเชิญชวนอันชัดแจ้งเท่านั้น”
İbranice:
וכי עלינו רק למסור את המסר הבהיר
Hırvatça:
"i dužni smo samo da jasno obznanimo."
Rumence:
şi asupra noastră este doar înştiinţarea cea desluşită.”
Transliteration:
Wama AAalayna illa albalaghu almubeenu
Türkçe:
"Bize düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir."
Sahih International:
And we are not responsible except for clear notification."
İngilizce:
And our duty is only to proclaim the clear Message.
Azerbaycanca:
Bizim vəzifəmiz yalnız (Allahın hökmlərini, peyğəmbərliyi) açıq-aşkar təbliğ etməkdir!”
Süleyman Ateş:
Bizim üzerimize düşen, yalnız açıkça duyurmaktır.
Diyanet Vakfı:
"Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah'ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir" dediler.
Erhan Aktaş:
“Bize düşen yalnızca açıkça iletmektir.”
Kral Fahd:
«Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah'ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir» dediler.
Hasan Basri Çantay:
«Bizim üzerimize (düşen vazîfe) apaçık tebliğden başkası değildir».
Muhammed Esed:
Fakat (bize emanet edilen) mesajı size açıkça tebliğ etmekten başka bir şey ile yükümlü değiliz".
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Bize düşen, ancak apaçık bir tebliğdir.”
Portekizce:
E nada nos compete, senão a proclamação da lúcida Mensagem.
İsveççe:
vår uppgift är att framföra vårt budskap klart och entydigt."
Farsça:
و بر عهده ما جز رساندن آشکار [پیام وحی] نیست.
Kürtçe:
و ئێمە تەنھا گەیاندنی (ئاینەکە)مان لەسەرە بەڕوونی
Özbekçe:
Бизнинг зиммамизда очиқ-ойдан етказишдан бошқа нарса йўқ», дедилар.
Malayca:
"Dan tugas Kami hanyalah menyampaikan perintah-perintahNya dengan cara yang jelas nyata".
Arnavutça:
dhe se jemi të obliguar vetëm që të shpallim qartë”.
Bulgarca:
Наш дълг е само ясното послание.”
Sırpça:
„и дужни смо само да јасно обзнанимо.“
Çekçe:
a uloženo nám je toliko zřetelné oznámení.'
Urduca:
اور ہم پر صاف صاف پیغام پہنچا دینے کے سوا کوئی ذمہ داری نہیں ہے"
Tacikçe:
Ва бар ӯҳдаи мо ғайри паём расонидани ошкоро ҳеҷ чизи дигар нест».
Tatarca:
сезне Ислам диненә өндәү һәм Аллаһ хөкемнәрен сөйләп сезгә ирештерү безгә ляземдер, без сезне көчләп иманга китерүче түгелләрбез".
Endonezyaca:
Dan kewajiban kami tidak lain hanyalah menyampaikan (perintah Allah) dengan jelas".
Amharca:
«በእኛ ላይም ግልጽ የኾነ ማድረስ እንጂ ሌላ የለብንም፡፡»
Tamilce:
தெளிவாக எடுத்துரைப்பதைத் தவிர (உங்களை நிர்ப்பந்திப்பது) எங்கள் மீது கடமை இல்லை.
Korece:
우리의 의무는 단지 분명한 말씀을 전하는데 있을 뿐이라
Vietnamca:
“Nhiệm vụ của chúng tôi chỉ là truyền đạt một cách rõ ràng mà thôi.”
Ayet Linkleri: