Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

36

Sûredeki Ayet No: 

14

Ayet No: 

3719

Sayfa No: 

441

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِذْ أَرْسَلْنَا إِلَيْهِمُ اثْنَيْنِ فَكَذَّبُوهُمَا فَعَزَّزْنَا بِثَالِثٍ فَقَالُوا إِنَّا إِلَيْكُم مُّرْسَلُونَ

Çeviriyazı: 

iẕ erselnâ ileyhimü-ŝneyni fekeẕẕebûhümâ fe`azzeznâ biŝâliŝin feḳâlû innâ ileyküm mürselûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı. Biz de (onları) üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara: "Şüphesiz ki biz size gönderilmiş elçileriz." dediler.

Diyanet İşleri: 

Onlara iki elçi göndermiştik; onu yalanladıkları için üçüncü biriyle desteklemiştik. Onlar: "Biz size gönderildik" demişlerdi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Hani onlara iki kişi göndermiştik de onları yalanlamışlardı, derken bir üçüncü kişiyle kuvvetlendirmiştik onları da şüphe yok ki demişlerdi, biz, size gönderilmiş peygamberleriz.

Şaban Piriş: 

Hani onlara iki elçi göndermiştik de onları yalanlamışlardı. Bir üçüncüsü ile onları güçlendirmiştik. Biz, size gönderilen elçileriz, demişlerdi.

Edip Yüksel: 

Onlara iki elçi göndermiştik, ikisini de yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü biriyle desteklemiştik. "Biz size gönderilen elçileriz," demişlerdi.

Ali Bulaç: 

Hani onlara iki (elçi) göndermiştik, fakat ikisini yalanlamışlardı. Biz de (iki elçiyi) bir üçüncüyle güçlendirdik; böylece dediler ki: "Şüphesiz biz, size, gönderilmiş elçileriz."

Suat Yıldırım: 

Evet, iki resul gönderdik onlara,“Yalancı!” dediler onlara.Bunun üzerine, güçlendirdik onları bir üçüncü resulle,Dediler hep birden: “Biz Allah'ın elçileriyiz size!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O vakit ki, onlara iki (elçiyi) göndermiştik. Hemen onları tekzîp ediverdiler. Sonra bir üçüncü ile kuvvetlendirdik. Dediler ki: «Muhakkak biz sizlere gönderilmiş elçileriz».

Yaşar Nuri Öztürk: 

Hani, biz onlara iki kişi göndermiştik, onları yalanlamışlardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyle destek vermiştik. Şöyle demişlerdi: "Biz, size gönderilen elçileriz!"

Bekir Sadak: 

sehrin obur ucundan kosarak bir adam gelmis ve soyle demisti: «Ey Milletim! Gonderilen elcilere uyun.»

İbni Kesir: 

Hani onlara iki elçi göndermiştik de bunları yalanlamışlardı. Bunun üzerine Biz de üçüncüsüyle desteklemiştik de: Biz, size gönderilmiş elçileriz, demişlerdi.

Adem Uğur: 

İşte o zaman biz, onlara iki elçi göndermiştik. Onları yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gönderdik. Onlar: Biz size gönderilmiş Allah elçileriyiz! dediler.

İskender Ali Mihr: 

Onlara iki (resûl) göndermiştik. Fakat ikisini de tekzip ettiler (yalanladılar). Bunun üzerine (onları) üçüncü (resûl) ile azîz kıldık (destekledik). O zaman onlar: &quot

Celal Yıldırım: 

Hani kendilerine iki elci göndermiştik de onları yalanlamışlardı. Bunun üzerine o ikisini bir üçüncü-süyle destekleyip güçlendirmiştik. «Şüphesiz biz size gönderilen elçileriz !» Demişlerdi.

Tefhim ul Kuran: 

Hani biz onlara iki (elçi) göndermiştik, fakat onlar ikisini yalanlamışlardı. Biz de (iki elçiyi) bir üçüncüyle güçlendirdik

Fransızca: 

Quand Nous leur envoyâmes deux [envoyés] et qu'ils les traitèrent de menteurs. Nous [les] renforçâmes alors par un troisième et ils dirent : “Vraiment, nous sommes envoyés à vous”.

İspanyolca: 

Cuando les enviamos a dos y les desmintieron. Reforzamos con un tercero y dijeron: «Se nos ha enviado a vosotros».

İtalyanca: 

Quando gliene inviammo due, essi li trattarono da bugiardi. Mandammo loro il rinforzo di un terzo. Dissero: «In verità siamo stati inviati a voi».

Almanca: 

Als WIR zu ihnen zwei entsandten, dann bezichtigten sie sie der Lüge, dann verstärkten WIR sie mit einem Dritten, dann sagten sie: "Gewiß, wir wurden zu euch entsandt."

Çince: 

当时,我曾派遣两个使者去教化那些居民,但他们否认他们俩的使命,我就以第三个使者去援助他们俩。他们说:我们确是被派遣来教化你们的。

Hollandaca: 

Toen wij twee van deze tot hen zouden; maar zij beschuldigden hen van bedrog. Daarom versterkten wij hen met een derden. En zij zeiden: Waarlijk wij zijn u door God gezonden.

Rusça: 

Когда Мы отправили к ним двух посланников, они сочли их лжецами, и тогда Мы подкрепили их третьим. Они сказали: "Воистину, мы посланы к вам".

Somalice: 

Markaan u diray xagooda labo, ooy beeniyeen, markaas aan ku xoojinay mid saddexaad, oy dhaheen idinkaa naloo kiin soo diray.

Swahilice: 

Tulipo watumia wawili, wakawakanusha. Basi tukawazidishia nguvu kwa mwingine wa tatu. Wakasema: Hakika sisi tumetumwa kwenu.

Uygurca: 

ئەينى زاماندا ئۇلارغا ئىككى پەيغەمبەر ئەۋەتتۇق. ئۇلار ئۇ ئىككى پەيغەمبەرنى ئىنكار قىلدى. ئۈچىنچى پەيغەمبەرنى ئەۋەتىش بىلەن (ئۇلارغا) ياردەم قىلدۇق، پەيغەمبەرلەر (ئۇلارغا): «بىز ھەقىقەتەن (اﷲ نىڭ) سىلەرگە (يەنى سىلەرنى ھىدايەت قىلىشقا) ئەۋەتىلگەن ئەلچىلىرىمىز» دېدى

Japonca: 

初めわれは,2人の使徒を遺わしたが,かれらは,2人とも嘘付き扱いをされた。それでわれは第3の者で強化した。そして使徒たちは言った。「本当にわたしたちは,あなたがたの許に遣わされた者です。」

Arapça (Ürdün): 

«إذْ أرسلنا إليهم اثنين فكذبوهما» إلى آخره بدل من إذ الأولى «فعَزَزْنا» بالتخفيف والتشديد: قوَّينا الاثنين «بثالث فقالوا إنا إليكم مرسلون».

Hintçe: 

इस तरह कि जब हमने उनके पास दो (पैग़म्बर योहना और यूनुस) भेजे तो उन लोगों ने दोनों को झुठलाया जब हमने एक तीसरे (पैग़म्बर शमऊन) से (उन दोनों को) मद्द दी तो इन तीनों ने कहा कि हम तुम्हारे पास खुदा के भेजे हुए (आए) हैं

Tayca: 

เมื่อเราส่งทูตสองคนไปยังพวกเขา พวกเขาได้ปฏิเสธเขาทั้งสอง ดังนั้น เรา (อัลลอฮฺ) จึงเพิ่มพลังด้วยการส่งทูตคนที่สามแล้วพวกเขา (บรรดาทูต) ได้กล่าวว่า “แท้จริงพวกเราถูกส่งมายังพวกท่าน“

İbranice: 

כאשר שלחנו להם שני שליחים, והם התכחשו לשניהם, אז חיזקנו אותם בשלישי, והם אמרו, 'אכן אנחנו נשלחנו אליכם

Hırvatça: 

kad im Mi poslasmo dvojicu, ali ih oni lažnim smatraše, i pojačasmo trećim, pa rekoše: "Mi smo, zaista, vama poslani!"

Rumence: 

Când le-am trimis doi i-au socotit mincinoşi, încât i-am întărit cu al treilea. Ei au spus: “Noi am fost trimişi la voi.”

Transliteration: 

Ith arsalna ilayhimu ithnayni fakaththaboohuma faAAazzazna bithalithin faqaloo inna ilaykum mursaloona

Türkçe: 

Hani, biz onlara iki kişi göndermiştik, onları yalanlamışlardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyle destek vermiştik. Şöyle demişlerdi: "Biz, size gönderilen elçileriz!"

Sahih International: 

When We sent to them two but they denied them, so We strengthened them with a third, and they said, "Indeed, we are messengers to you."

İngilizce: 

When We (first) sent to them two messengers, they rejected them: But We strengthened them with a third: they said, "Truly, we have been sent on a mission to you."

Azerbaycanca: 

O zaman onlara iki elçi göndərmişdik, amma onlar ikisini də təkzib etmişdilər. Biz də (o iki elçini) üçüncüsü ilə qüvvətləndirmişdik. Onlar dedilər: “Həqiqətən, biz sizə göndərilmiş elçilərik!”

Süleyman Ateş: 

Biz onlara iki elçi gönderdik, onları yalanladılar, biz de (elçileri) üçüncü biriyle destekledik. Dediler ki: "Biz size gönderilen elçileriz."

Diyanet Vakfı: 

İşte o zaman biz, onlara iki elçi göndermiştik. Onları yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gönderdik. Onlar: Biz size gönderilmiş Allah elçileriyiz! dediler.

Erhan Aktaş: 

Onlara iki Resûl göndermiştik. Fakat ikisini de yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü ile destekledik. Dediler ki: “Biz, size gönderilmiş Resûlleriz.”

Kral Fahd: 

İşte o zaman biz, onlara iki elçi göndermiştik. Onları yalanladılar. Bunun üzerine üçüncü bir elçi gönderdik. Onlar: Biz size gönderilmiş Allah elçileriyiz! dediler.

Hasan Basri Çantay: 

Biz o zaman kendilerine iki (elçi) göndermişdik de onları tekzîb etmişlerdi. Biz de bir üçüncü ile (bunları) takviye etmişdik de «Hakîkat, biz size gönderilmiş elçileriz» demişlerdi.

Muhammed Esed: 

Biz onlara iki (elçi) gönderdik, ikisini de yalanladılar; bunun üzerine (onları), üçüncü biri ile destekledik; ve bu (elçi)ler, "Bakın, biz (Allah tarafından) size gönderildik!" dediler.

Gültekin Onan: 

Hani onlara iki (elçi) göndermiştik, fakat ikisini yalanlamışlardı. Biz de (iki elçiyi) bir üçüncüyle güçlendirdik

Ali Fikri Yavuz: 

O vakit kendilerine (İsa’nın Havarî’lerinden) iki elçi göndermiştik de bunları tekzip etmişlerdi. Biz de bir üçüncü elçi ile bu ikisini takviye etmiştik. (Bu üç elçi varip Antakya halkına) şöyle demişlerdi: “- Gerçekten biz, size gönderilmiş elçileriz.”

Portekizce: 

Enviamos-lhes dois (mensageiros), e os desmentiram; e, então, foram reforçados com o envio de um terceiro; (osmensageiros) disseram-lhes: Ficai sabendo que fomos enviados a vós.

İsveççe: 

Vi sände till dem två [sändebud] och de beskyllde båda för lögn; därför sände Vi en tredje till deras hjälp. Och de sade: "Vi har sänts till er [med budskap från Gud]!"

Farsça: 

زمانی که دو پیامبر را به سوی آنان فرستادیم، پس آن دو را انکار کردند و با پیامبر سومی آنان را تقویت کردیم، پس [همگی] گفتند: ما را به سوی شما فرستاده اند.

Kürtçe: 

کاتێک دوو (پێغەمبەر) مان نارد بۆ ناویان باوەڕیان پێنەکردن ئەمجا بە (ناردنی پێغەمبەری) سێھەم بەھێزمان کردن (وپشتمان گرتن) جا (ھەموویان) ووتیان بێگومان ئێمە نێردراوین بۆ سەر ئێوە

Özbekçe: 

Ўшанда Биз уларга иккитани юборган эдик, улар икковларини ёлғончига чиқардилар. Бас, Биз учинчи билан қувватладик. Шунда: «Албатта, биз сизларга юборилган Пайғамбарлармиз», дедилар.

Malayca: 

Ketika Kami mengutus kepada mereka dua orang Rasul lalu mereka mendustakannya; kemudian Kami kuatkan (kedua Rasul itu) dengan Rasul yang ketiga, lalu Rasul- rasul itu berkata: ` Sesungguhnya kami ini adalah diutuskan kepada kamu '.

Arnavutça: 

Kur Ne u dërguam atyre dy, e ata i konsideronin gënjeshtarë, madje i përforcuam me të tretin, e thanë: “Ne, me të vërtetë, jemi dërguar te ju!”

Bulgarca: 

Изпратихме им двама, а те ги взеха за лъжци. Тогава ги подкрепихме с трети и рекоха: “Наистина сме изпратени при вас.”

Sırpça: 

када им Ми посласмо двојицу, али их они сматраше лажним, и појачасмо трећим, па рекоше: „Ми смо, заиста, вама послати!“

Çekçe: 

Hle, vyslali jsme k nim dva posly, však za lháře je prohlásili, a tehdy jsme je třetím posílili a oni pravili: 'Jsme k vám vysláni.'

Urduca: 

ہم نے ان کی طرف دو رسول بھیجے اور انہوں نے دونوں کو جھٹلا دیا پھر ہم نے تیسرا مدد کے لیے بھیجا اور ان سب نے کہا "ہم تمہاری طرف رسول کی حیثیت سے بھیجے گئے ہیں"

Tacikçe: 

Нахуст ду танро ба наздашон фиристодем ва дурӯғ бароварданд, пас бо саввуми қувваташон додем ва гуфтанд: «Мо ба сӯи шумо фиристода шудаем».

Tatarca: 

Без аларга ике пәйгамбәрне Ислам диненә өндәүче, илче итеп җибәрсәк, алар илчеләрне ялганга тоттылар, Без аларны өченче илче белән куәтләдек, бу өч пәйгамбәр Интакия халкына әйттеләр: "Без тәхкыйк сезгә Ислам динен өйрәтмәк өчен җибәрелгән Аллаһуның илчеләребез".

Endonezyaca: 

(yaitu) ketika Kami mengutus kepada mereka dua orang utusan, lalu mereka mendustakan keduanya; kemudian Kami kuatkan dengan (utusan) yang ketiga, maka ketiga utusan itu berkata: "Sesungguhnya kami adalah orang-orang di utus kepadamu".

Amharca: 

ወደእነርሱ ሁለትን ሰዎች በላክንና ባስተባበሉዋቸው ጊዜ በሶስተኛም በአበረታንና እኛ ወደ እናንተ መልክተኞች ነን ባሏቸው ጊዜ (የኾነውን ምሳሌ ግለጽላቸው)፡፡

Tamilce: 

அவர்களிடம் நாம் இருவரை அனுப்பியபோது ஆக, அவர்கள் அவ்விருவரையும் பொய்ப்பித்தனர். நாம் மூன்றாவது ஒருவர் மூலமாக (முந்திய இருவரை) பலப்படுத்தினோம். ஆக, (அந்த மூவரும்) கூறினார்கள்: “நிச்சயமாக நாங்கள் உங்கள் பக்கம் அனுப்பப்பட்ட தூதர்கள் ஆவோம்”.

Korece: 

그때 하나님은 그들에게 두명의 선지자들을 보냈으나 그들 은 선지자들을 부인하매 그분은 세번째 선지자를 보내어 강하게 하니 이들이 말하길 실로 우리는 너희를 위해 보내어진 선지자들이 라 하더라

Vietnamca: 

Khi TA phái hai Sứ Giả đến gặp họ, họ đã phủ nhận hai vị đó, rồi TA lại tăng cường thêm một vị thứ ba; cả ba vị đều nói với (đám dân của thị trấn): “Chúng tôi đích thực là những Sứ Giả được phái đến cho các người.”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: