Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

35

Sûredeki Ayet No: 

22

Ayet No: 

3682

Sayfa No: 

437

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا يَسْتَوِي الْأَحْيَاءُ وَلَا الْأَمْوَاتُ ۚ إِنَّ اللَّهَ يُسْمِعُ مَن يَشَاءُ ۖ وَمَا أَنتَ بِمُسْمِعٍ مَّن فِي الْقُبُورِ

Çeviriyazı: 

vemâ yestevi-l'aḥyâü vele-l'emvât. inne-llâhe yüsmi`u mey yeşâ'. vemâ ente bimüsmi`im men fi-lḳubûr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ölülerle diriler de eşit olmaz. Gerçi Allah, her dilediğine işittirirse de sen, kabirlerdekine işittirecek değilsin.

Diyanet İşleri: 

Dirilerle ölüler de bir değildir. Doğrusu Allah, dilediği kimseye işittirir. Sen, kabirlerde olanlara işittiremezsin.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve ne de dirilerle ölüler eşit olur; şüphe yok ki Allah, dilediğine duyurur ve sen kabirlerdeki ölülere duyuramazsın.

Şaban Piriş: 

Dirilerle ölüler de bir değildir. Allah dilediğine işittirir. Sen kabirlerde olanlara işittiremezsin

Edip Yüksel: 

Ne de diriler ile ölüler birdir. ALLAH, kim/kimi dilerse ona işittirir. Sen mezarlarda bulunanlara işittiremezsin.

Ali Bulaç: 

Diri olanlarla ölüler de bir değildir. Gerçekten Allah, dilediğine işittirir; sen ise kabirlerde olanlara işittirecek değilsin.

Suat Yıldırım: 

Görenle görmeyen (âma) bir olmaz.Karanlıklarla aydınlık,gölge ile sıcak,dirilerle ölüler de bir olmaz! (müminlerle kâfirler bir olmaz).Allah, dilediğine hakkı işittirir, Sen kabirde olanlara sesini elbette işittiremezsin. [11,24]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve berhayat olanlar ile ölmüşler de müsavî olamaz. Şüphe yok ki, Allah dilediğine işittirir ve sen kabirlerde bulunanlara işittirici değilsin.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Diriler de eşit olmaz, ölüler de. Allah dilediğine/dileyene işittirir. Ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin!

Bekir Sadak: 

Insanlar, yerde yuruyenler ve davarlar da boyle turlu turlu renktedirler. Allah´in kullari arasinda O´ndan korkan, ancak bilginlerdir. Dogrusu Allah gucludur, bagislayandir.

İbni Kesir: 

Diriler ile ölüler de bir değildir. Muhakkak ki Allah

Adem Uğur: 

Dirilerle ölüler de bir olmaz. Şüphesiz Allah, dilediğine işittirir. Sen kabirlerdekilere işittiremezsin!

İskender Ali Mihr: 

Ve hayy (diri) olanlar ve ölüler eşit olmaz. Muhakkak ki Allah, dilediğine işittirir. Ve sen, kabirlerde (mezarlarda) olanlara işittirici değilsin.

Celal Yıldırım: 

Dirilerle ölüler de bir değildir. Şüphesiz Allah dilediği kimselere işittirir. Sen ise kabirlerde olanlara işittirecek değilsin..

Tefhim ul Kuran: 

Diri olanlarla ölüler de bir değildir. Gerçekten Allah, dilediğine işittirir

Fransızca: 

De même, ne sont pas semblables les vivants et les morts. Allah fait entendre qu'Il veut, alors que toi [Muhammad], tu ne peux faire entendre ceux qui sont dans les tombeaux.

İspanyolca: 

No son iguales los vivos y los muertos. Alá hace que oiga quien Él quiere. Tú no puedes hacer que quienes estén en las sepulturas oigan.

İtalyanca: 

né i morti sono uguali ai vivi. In verità Allah fa udire chi vuole, mentre tu non puoi far sentire coloro che sono nelle tombe.

Almanca: 

Ebenfalls einander nicht gleich sind, weder die Lebendigen, noch die Toten. Gewiß, ALLAH läßt hören, wen ER will. Und du wirst kein Gehör verleihen denen, die in den Gräbern liegen.

Çince: 

活人和死人也不相等。真主必使他的意欲者能听闻,你绝不能使在坟中的人能听闻,

Hollandaca: 

Evenmin zullen de levenden en de dooden gelijk gesteld worden. God zal degenen doen hooren die hem behagen; maar gij zult niet hen doen hooren die zich in hunne graven bevinden.

Rusça: 

Не равны живые и мертвые. Воистину, Аллах дарует слух тому, кому пожелает, и ты не можешь заставить слышать тех, кто в могиле.

Somalice: 

Mana eka kuwa nool iyo kuwo dhintay, Eebana wuxuu wax maqashiiyaa cidduu doono, mase maqashiin kartid cid qubuur ku sugan (gaaladuna) waa wax dhintay oo kale).

Swahilice: 

Wala hawalingani walio hai na maiti. Hakika Mwenyezi Mungu humsikilizisha amtakaye. Wala wewe si wa kuwasikilizisha walio makaburini.

Uygurca: 

تىرىكلەر بىلەن ئۆلۈكلەر (يەنى مۆمىنلەر بىلەن كاپىرلار) باراۋەر بولمايدۇ، شۈبھىسىزكى، اﷲ (ھەق دەۋەتنى) خالىغان كىشىلەرگە ئاڭلىتىدۇ. سەن قەبرىلەردىكىلەرگە (يەنى كاپىرلارغا) ئاڭلىتالمايسەن

Japonca: 

また生と死も,同じではない。本当にアッラーは,御好みになられた者に御聞かせになる。だがあなたは,(死んで)墓の中にいる者に聞かせることは出来ない。

Arapça (Ürdün): 

«وما يستوي الأحياء ولا الأموات» المؤمنون ولا الكفار، وزيادة لا في الثلاثة تأكيد «إن الله يسمع من يشاء» هدايته فيجيبه بالإيمان «وما أنت بمسمع من في القبور» أي الكفار شبههم بالموتى فيجيبون.

Hintçe: 

और न ज़िन्दे (मोमिनीन) और न मुर्दें (क़ाफिर) बराबर हो सकते हैं और खुदा जिसे चाहता है अच्छी तरह सुना (समझा) देता है और (ऐ रसूल) जो (कुफ्फ़ार मुर्दों की तरह) क़ब्रों में हैं उन्हें तुम अपनी (बातें) नहीं समझा सकते हो

Tayca: 

และคนเป็นกับคนตายนั้น ย่อมไม่เหมือนกัน แท้จริง อัลลอฮฺทรงให้ผู้ที่พระองค์ทรงประสงค์ได้ยิน และเจ้าไม่สามารถที่จะให้ผู้ที่อยู่ในหลุมฝังศพได้ยินได้

İbranice: 

וגם המתים והחיים אינם שווים זה לזה. אלוהים ישמיע קולו באוזני מי שירצה, ואולם לא תשמיע את קולך לאלה אשר בקברים

Hırvatça: 

i nisu nikako isti živi i mrtvi. Zaista će Allah, koga On hoće, učiniti da čuje, a ti ne možeš one u kaburovima dozvati,

Rumence: 

Viii şi morţii nu sunt deopotrivă. Dumnezeu face să audă pe cine voieşte, pe când tu nu îi poţi face să audă pe cei din morminte.

Transliteration: 

Wama yastawee alahyao wala alamwatu inna Allaha yusmiAAu man yashao wama anta bimusmiAAin man fee alquboori

Türkçe: 

Diriler de eşit olmaz, ölüler de. Allah dilediğine/dileyene işittirir. Ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin!

Sahih International: 

And not equal are the living and the dead. Indeed, Allah causes to hear whom He wills, but you cannot make hear those in the graves.

İngilizce: 

Nor are alike those that are living and those that are dead. Allah can make any that He wills to hear; but thou canst not make those to hear who are (buried) in graves.

Azerbaycanca: 

Dirilərlə ölülər də eyni deyillər! (Bütün bunlar kimi kafirlə mö’min, küfrlə iman, Cəhənnəmlə Cənnət, batillə haqq da eyni olmazlar!) Şübhəsiz ki, Allah dilədiyinə (ayələrini) eşitdirər. Sən isə (ya Peyğəmbər!) qəbirlərdə olanlara (haqqı) eşitdirən deyilsən!

Süleyman Ateş: 

Dirilerle, ölüler de bir olmaz. Allah dilediğine işittirir; yoksa sen kabirlerde bulunanlara işittirecek değilsin.

Diyanet Vakfı: 

Dirilerle ölüler de bir olmaz. Şüphesiz Allah, dilediğine işittirir. Sen kabirlerdekilere işittiremezsin!

Erhan Aktaş: 

Dirilerle ölüler bir değildir. Kuşkusuz ki Allah, hak edene duyurur. Sen mezarlarda olanlara asla duyuramazsın.

Kral Fahd: 

dirilerle ölüler de bir olmaz. Şüphesiz Allah, dilediğine işittirir. Sen kabirlerdekilere işittiremezsin!

Hasan Basri Çantay: 

(Hulâsa:) Dirilerle ölüler bir olmaz. Şübhesiz ki Allah kimi dilerse ona (hakıykatları) duyurur. Sen kabirlerde olanlara da işitdirecek değilsin a!..

Muhammed Esed: 

ve ne de yaşayan ile (kalben) ölmüş bulunan. Şüphen olmasın ki (ey Muhammed,) Allah dilediğine işittirir, halbuki sen mezarlardaki (ölüler gibi kalben ölmüş)lere işittiremezsin.

Gültekin Onan: 

Diri olanlarla ölüler de bir değildir. Gerçekten Tanrı, dilediğine işittirir

Ali Fikri Yavuz: 

Dirilerle ölüler hiç de bir olmaz, (hülâsa müminlerle kâfirler müsavi değildir). Doğrusu Allah dilediği kimseye (hakkı kabul ettirir) işittirirse de sen, kabirde bulunanlara (kalbleri ölü kâfirlere) işittirecek değilsin.

Portekizce: 

Nem tampouco se equipararão os vivos e os mortos. Em verdade, Deus faz ouvir quem Lhe apraz; contudo, tu não podesfazer-te ouvir por aqueles que estão nos sepulcros,

İsveççe: 

Och de levande kan inte jämställas med de döda. [Muhammad!] Gud förmår den Han vill att lyssna, men du kan inte förmå dem att lyssna som är [andligen döda och] begravda;

Farsça: 

و زندگان و مردگان هم یکسان نیستند. بی تردید خدا [دعوت حق را] به هر کس بخواهد می شنواند؛ و تو نمی توانی [دعوت حق را] به کسانی که در قبرهایند بشنوانی.

Kürtçe: 

نەزیندووان و مردووان بەرانبەرن بەڕاستی خوا (بانگی خۆی) دەبیستێنێ بەھەر کەس کەبیەوێت بەڵام تۆ ناتوانی (ئەی موحەممەد ﷺ پەیامەکەت) ببیستێنی بەوانەی لەگۆڕەکاندان (مردوون)

Özbekçe: 

Тириклар билан ўликлар тенг бўлмас. Албатта, Аллоҳ хоҳлаган кимсага эшиттирур. Сен қабрлардаги кимсаларга эшиттиргувчи эмассан. (Иймон ҳаётдир. Куфр ўлимдир. Мўминлар тириклардир, кофирлар ўликлардир. Тириклар билан ўликлар тенг бўлмаганидек, мўминлар билан кофирлар ҳам тенг бўлмайдилар.)

Malayca: 

Dan (Demikianlah pula) tidaklah sama orang-orang yang hidup dengan orang-orang yang mati. Sesungguhnya Allah, (menurut undang-undang peraturanNya), dapat menjadikan sesiapa yang dikehendakinya mendengar (ajaran-ajaran Kitab Allah serta menerimanya), dan (engkau wahai Muhammad) tidak dapat menjadikan orang- orang yang di dalam kubur mendengar (dan menerimanya).

Arnavutça: 

as nuk janë, kurrsesi, të barabartë, të gjallët dhe të vdekurit. Me të vërtetë, Perëndia bënë që të dëgjojë – kë të dojë Ai, e ti (o Muhammed) nuk mund të bësh që të dëgjojnë ata që janë në varre,

Bulgarca: 

И не са равни живите и мъртвите. Аллах прави чуващ когото пожелае. Но ти не можеш да направиш онези, които са в гробовете, да чуят.

Sırpça: 

и нису никако исти живи и мртви. Бог ће учинити да чује онај кога Он одабере, а ти не можеш да дозовеш оне у гробовима,

Çekçe: 

A nelze srovnávat živé a mrtvé. Bůh dává slyšet, komu chce, ale ty nedokážeš, aby slyšeli ti, kdo jsou v hrobech,

Urduca: 

اور نہ زندے اور مردے مساوی ہیں اللہ جسے چاہتا ہے سنواتا ہے، مگر (اے نبیؐ) تم اُن لوگوں کو نہیں سنا سکتے جو قبروں میں مدفون ہیں

Tacikçe: 

Ва зиндагону мурдагон баробар нестанд. Худо ҳар киро хоҳад, мешунавонад. Ва ту наметавонӣ сухани худро ба мурдагоне, ки дар гӯр хуфтаанд, бишнавонӣ.

Tatarca: 

Вә тере кеше белән мәет яки мөэмин белән кәфер бертигез булмас, Аллаһ үзе теләгән кешесенә Коръән сүзләрен ишеттерер дә һидәяткә күндерер, әмма син кабердә яткан кеби гафил кәферләргә Коръән сүзләрен ишеттерә алмассың.

Endonezyaca: 

dan tidak (pula) sama orang-orang yang hidup dan orang-orang yang mati. Sesungguhnya Allah memberi pendengaran kepada siapa yang dikehendaki-Nya dan kamu sekali-kali tiada sanggup menjadikan orang yang didalam kubur dapat mendengar.

Amharca: 

ሕያዋንና ሙታንም አይስተካከሉም፡፡ አላህ የሚሻውን ሰው ያሰማል፡፡ አንተም በመቃብር ውስጥ ያሉትን አሰሚ አይደለህም፡፡

Tamilce: 

உயிருள்ளவர்களும் இறந்தவர்களும் சமமாக மாட்டார்கள். நிச்சயமாக அல்லாஹ் தான் நாடுபவரை செவியுற வைப்பான். மண்ணறையில் உள்ளவர்களை செவியுற வைப்பவராக நீர் இல்லை.

Korece: 

살아있는 것과 죽은 것이 같지 않노라 실로 하나님께서는 그 분의 뜻이 있는 자로 하여 듣게 하시노라

Vietnamca: 

Người sống và người chết không hề giống nhau. Quả thật, Allah có thể làm cho ai đó nghe được tùy Ngài muốn; nhưng Ngươi (hỡi Thiên Sứ) không thể làm cho bất cứ ai trong mộ nghe được.

Rubu tag: 

Hizb tag: