Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

34

Sûredeki Ayet No: 

5

Ayet No: 

3611

Sayfa No: 

428

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَالَّذِينَ سَعَوْا فِي آيَاتِنَا مُعَاجِزِينَ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مِّن رِّجْزٍ أَلِيمٌ

Çeviriyazı: 

velleẕîne se`av fî âyâtinâ mü`âcizîne ülâike lehüm `aẕâbüm mir riczin elîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara gelince, onlar için de pek kötü ve elem verici bir azab vardır.

Diyanet İşleri: 

Allah'ın, inanıp yararlı iş işleyenlere ki onlar için mağfiret ve cömertçe verilmiş rızık vardır ve ayetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara ki onlara iğrenç ve can yakıcı azap vardır işlerinin karşılıklarını vermesi için kıyamet saati gelecektir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Delillerimizi boşa çıkarmaya uğraşanlara gelince: Onlar, öyle kişilerdir ki onlarındır elemli ve kötü bir azap.

Şaban Piriş: 

Aciz bırakmak için ayetlerimiz hakkında koşuşturup çaba sarfedenlere gelince, işte onlar! Onlar için şiddetli ve acı bir azap vardır.

Edip Yüksel: 

Ayetlerimiz ve mucizelerimize karşı meydan okuyup duranlar için acıklı ve korkunç bir ceza vardır.

Ali Bulaç: 

(Sözde) Aciz bırakmak için ayetlerimiz hakkında çaba harcamış olanlar, işte onlar; onlar için de (en) iğrenç olanından acı bir azap vardır.

Suat Yıldırım: 

Âyetlerimize karşı koymak için çalışanlara, hükmümüzden kurtulacaklarını sananlara, iğrenç ve gayet acı bir azap vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve o kimseler ki, âyetlerimiz hakkında Bizi acze düşürmeleri için koşup durmuşlardır. İşte onlar için de pek fena, pek elem verici bir azap vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ayetlerimizi hükümsüz kılmak uğruna koşuşup duranlar var ya, onlar için pislikten, inletici bir azap vardır.

Bekir Sadak: 

34:10

İbni Kesir: 

Ayetlerimiz hakkında Bizi aciz bırakmaya yeltenenlere de, işte onlara çetin ve elim azab vardır.

Adem Uğur: 

Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışırcasına uğraşanlar için de, en kötüsünden, elem verici bir azap vardır.

İskender Ali Mihr: 

Ve âyetlerimizi aciz bırakmak konusunda çalışanlar, işte onlar ki

Celal Yıldırım: 

(Bizi) âciz bırakmak için yarışıp âyetlerimiz hakkında (olumsuz yönde) çaba gösterenlere gelince . Onlara elem verici murdar bir azâb vardır.

Tefhim ul Kuran: 

(Sözde) Aciz bırakmak için ayetlerimiz hakkında çaba harcamış olanlar, işte onlar

Fransızca: 

Et ceux qui s'efforcent de rendre vains Nos versets, ceux-là auront le châtiment d'un supplice douloureux.

İspanyolca: 

Quienes, en cambio, se hayan esforzado por dejar sin efecto Nuestros signos, tendrán el castigo de un suplicio doloroso».

İtalyanca: 

Coloro invece che avranno cercato di vanificare i Nostri segni, subiranno il castigo del tormento doloroso.

Almanca: 

Doch diejenigen, die gegen Unsere Ayat in Widerspenstigkeit vorgehen, für diese ist eine Peinigung aus qualvoller Bestrafung bestimmt.

Çince: 

竭力反对我的迹象以为已经成功的人,将受痛苦的刑罚。

Hollandaca: 

Maar zij, die trachten onze teekenen krachteloos te doen zijn, zullen de straf eener pijnlijke marteling ontvangen.

Rusça: 

А тем, которые старались ослабить Наши знамения, уготованы страдания от мучительного наказания.

Somalice: 

Kuwa u socda iney aayaadkanaga (kaleexdaan) iyagoo u maleyn iney daalin (Eebe) kuwaasi waxay mudan cadaab daran oo xun.

Swahilice: 

Na wale walio jitahidi kuzipinga Ishara zetu wakaona watashinda, hao watapata adhabu mbaya yenye uchungu.

Uygurca: 

بىزنىڭ ئايەتلىرىمىزگە كۈچىنىڭ بېرىچە قارشى تۇرغانلار قاتتىق ئازابقا دۇچار بولىدۇ

Japonca: 

だがわれの印を虚しくするために努力する者,これらの者には痛ましい懲罰があろう。

Arapça (Ürdün): 

«والذين سعوا في» إبطال «آياتنا» القرآن «معجزين» وفي قراءة هنا وفيما يأتي معاجزين، أي مقدرين عجزنا أو مسابقين لنا فيفوتونا لظنهم أن لا بعث ولا عقاب «أولئك لهم عذاب من رجز» سيء العذاب «أليم» مؤلم بالجر والرفع صفة لرجز أو عذاب.

Hintçe: 

और जिन लोगों ने हमारी आयतों (के तोड़) में मुक़ाबिले की दौड़-धूप की उन ही के लिए दर्दनाक अज़ाब की सज़ा होगी

Tayca: 

ชนเหล่านั้นสำหรับพวกเขาจะได้รับการลงโทษอันเลวร้ายอย่างเจ็บปวด

İbranice: 

אלה אשר ניסו לחמוק מאותותינו, אלה – להם העונש המר ביותר

Hırvatça: 

a oni koji se protiv ajeta i znakova Naših bore, odvraćajući od njih - to su oni kojima pripada najbolnija patnja.

Rumence: 

Cei care trudesc să slăbească semnele Noastre, aceia vor avea parte de osândă de chin dureros!

Transliteration: 

Waallatheena saAAaw fee ayatina muAAajizeena olaika lahum AAathabun min rijzin aleemin

Türkçe: 

Ayetlerimizi hükümsüz kılmak uğruna koşuşup duranlar var ya, onlar için pislikten, inletici bir azap vardır.

Sahih International: 

But those who strive against Our verses [seeking] to cause failure - for them will be a painful punishment of foul nature.

İngilizce: 

But those who strive against Our Signs, to frustrate them,- for such will be a Penalty,- a Punishment most humiliating.

Azerbaycanca: 

Ayələrimizi batil (aciz) etmək (Bizi aciz buraxmaq) üçün cəhd göstərənlər isə şiddətli, iyrənc bir əzaba düçar olacaqlar.

Süleyman Ateş: 

Ayetlerimiz hakkında (bizi) aciz bırakmağa çalışanlara gelince: onlar içinde pislikten acı bir azab vardır.

Diyanet Vakfı: 

Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışırcasına uğraşanlar için de, en kötüsünden, elem verici bir azap vardır.

Erhan Aktaş: 

Âyetlerimizi etkisiz bırakmak için çalışanlar; işte onlar, onlar için elem verici kötü bir azâp vardır.

Kral Fahd: 

Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışırcasına uğraşanlar için de, en kötüsünden, elem verici bir azap vardır.

Hasan Basri Çantay: 

Birbiriyle yarış edercesine âyetlerimizin içinde koşanlar (a gelince.) İşte onlar, için de pek çetin ve kötü bir azâb vardır.

Muhammed Esed: 

mesajlarımıza karşı mücadele ederek onların amacını geçersiz kılmaya çalışanlara gelince, (yaptıkları) çirkinliklerin bir sonucu olarak onlar için acıklı bir azap vardır.

Gültekin Onan: 

(Sözde) Aciz bırakmak için ayetlerimiz hakkında çaba harcamış olanlar, işte onlar

Ali Fikri Yavuz: 

Ayetlerimizi iptal etmek için yarışırcasına koşanlara da, azabın en kötüsünden acıklı bir azab vardır.

Portekizce: 

Mas, aqueles que lutam contra os nossos versículos sofrerão um castigo e uma dolorosa punição.

İsveççe: 

Men de som motarbetar Våra budskap och framställer dem som betydelselösa får se fram mot ett svidande bittert straff.

Farsça: 

و کسانی که در [انکار و تکذیب] آیات ما کوشیدند، به گمان اینکه [می توانند] ما را عاجز کنند [تا از دسترس قدرت ما بیرون روند] برای آنان عذابی دردناک از سخت ترین عذاب هاست.

Kürtçe: 

وە کەسانێك کەھەوڵ دەدەن باوەڕ بە نیشانەکانی ئێمە نەکرێ، دەستە پاچەن وهیچیان پێ ناكرێت، بۆ ئەوانەیە سزای زۆر خراپ و سەخت

Özbekçe: 

Бизнинг оятларимизни ожиз қолдиргувчи бўлиш учун ҳаракат қилганларга эса, ана ўшаларга, аламли жазодан иборат азоб бордир.

Malayca: 

Dan (sebaliknya) orang-orang yang berusaha menentang dan membatalkan ayat-ayat keterangan Kami sambil menyangka dapat melepaskan diri (dari hukuman Kami), - mereka itu akan beroleh azab dari jenis azab seksa yang tidak terperi sakitnya.

Arnavutça: 

e, ata që luftojnë kundër argumenteve Tona, duke u përpjekur që t’i pengojnë ato – për t’i ikë (dënimit Tonë), për ta ka dënim të tmerrshëm dhe të dhembshëm.

Bulgarca: 

А за онези, които се стараят да осуетят Нашите знамения, има унизително, болезнено мъчение.

Sırpça: 

а они који се боре против Наших доказа, одвраћајући од њих - то су они којима следи најболнија патња.

Çekçe: 

Avšak těm, kdož snažili se znemožnit znamení Naše, těm dostane se muk trestu bolestného.

Urduca: 

اور جن لوگوں نے ہماری آیات کو نیچا دکھانے کے لیے زور لگایا ہے، ان کے لیے بدترین قسم کا دردناک عذاب ہے

Tacikçe: 

Ва онон, ки ба оёти Мо дарафтоданд, то Моро ба нотавонӣ оранд, барояшон аэобест сахт дардовар.

Tatarca: 

Әмма Безнең аятьләребезне ялганга чыгару өчен вә кешеләрне Коръән белән гамәл кылудан туктату өчен тырышучы залим кешеләр, аларга ґәзабтан рәнҗетүче ґәзаб булыр.

Endonezyaca: 

Dan orang-orang yang berusaha untuk (menentang) ayat-ayat Kami dengan anggapan mereka dapat melemahkan (menggagalkan azab Kami), mereka itu memperoleh azab, yaitu (jenis) azab yang pedih.

Amharca: 

እነዚያም የሚያመልጡ መስሏቸው አንቀጾቻችንን ለማፍረስ የጣሩ እነዚያ ለእነርሱ ከመጥፎ ቅጣት የኾነ አሳማሚ ስቃይ አላቸው፡፡

Tamilce: 

எவர்கள் நமது வசனங்களில் (அவற்றை) முறியடிப்பதற்காக முயற்சிக்கிறார்களோ அவர்களுக்கு கெட்ட மோசமான தண்டனையின் மிகவும் துன்புறுத்தும் தண்டனை உண்டு.

Korece: 

그러나 하나님의 예증들에 반 대하는 자에게는 벌이 내릴 것이니 그것은 고통스럽고 가장 무서운 벌이 되리라

Vietnamca: 

Những ai cố gắng chống phá các lời mặc khải của TA thì chắc chắn sẽ phải chịu một sự trừng phạt đau đớn.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: