Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

31

Sûredeki Ayet No: 

10

Ayet No: 

3479

Sayfa No: 

411

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

خَلَقَ السَّمَاوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ۖ وَأَلْقَىٰ فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَن تَمِيدَ بِكُمْ وَبَثَّ فِيهَا مِن كُلِّ دَابَّةٍ ۚ وَأَنزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ

Çeviriyazı: 

ḫaleḳa-ssemâvâti bigayri `amedin teravnehâ veelḳâ fi-l'arḍi ravâsiye en temîde biküm vebeŝŝe fîhâ min külli dâbbeh. veenzelnâ mine-ssemâi mâen feembetnâ fîhâ min külli zevcin kerîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O, gökleri direksiz yarattı, onları görüyorsunuz. Yeryüzüne de sizi çalkalar diye ağır baskılar (sabit ve büyük dağlar) bıraktı ve orada herbir hayvandan üretti. Hem biz gökten bir su indirdik de orada her güzel çiftten (veya her hoş çeşitten) bitkiler yetiştirdik.

Diyanet İşleri: 

Allah gökleri gördüğünüz gibi direksiz yaratmış, sizi sallar diye yeryüzüne sabit dağlar koymuş; orada her türlü canlıyı yaymıştır. Gökten su indirip orada her hoş çiftten yetiştirmişizdir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gökleri direksiz yaratmıştır, onları görüp durursunuz ve yeryüzüne de sallanıp sizi sarsmaması için metin dağlar koymuştur ve oraya bütün mahlukatı yaymıştır ve gökten yağmur yağdırmıştır da yerde her çeşit güzelim nebatı, çifterçifter bitirmiştir.

Şaban Piriş: 

Gördüğünüz gibi, gökleri direksiz yaratmış, yeryüzünde de sizi sarsar diye köklü dağlar koymuştur. Orada her çeşit canlıyı yaydı. Gökten su indirip onunla orada her çift güzel bitkiler yetiştirdik.

Edip Yüksel: 

Gökleri, gördüğün bir direk olmadan yaratmıştır. Ve sarsılmamanız için yeryüzüne denge sağlayıcılar atıp yerleştirdi ve orada her çeşit yaratığı yaydı. Gökten bir su yağdırdık ve orada her güzel çifti bitirdik.

Ali Bulaç: 

O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik.

Suat Yıldırım: 

O gökleri, gördüğünüz gibi, direksiz yarattı. Yere de, sizi sarsmaması için, ağır baskılar, yani ulu dağlar koydu ve orada her türlü canlıyı üretip yaydı. Gökten de bir su indirdik, orada her güzel çifti yetiştirdik. [51,49]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Gökleri direksiz olarak yaratmıştır ki, onları görürsünüz ve yerde de sizi sarsmasın diye yüksek dağlar bırakmıştır ve orada her yürüyen hayvanlardan dağıtmıştır. Ve Biz gökten su indirdik, artık orada her fâideli nev´iden nebatlar bitirdik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Gökleri direksiz-desteksiz yarattı; görüyorsunuz onları. Ve yeryüzüne, sizi çalkalayıp sendeletmesin diye ağırlıklar, dayanaklar bıraktı ve orada her çeşit hayvanı yaydı. Gökten bir su indirdik de orada her türlü cömert ve bereketli çifti filizlendirdik.

Bekir Sadak: 

Lokman: «Ey ogulcugum! Isledigin sey, bir hardal tanesi agirliginca olsa da, bir kayanin icinde veya goklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, Allah onu getirip meydana kor. Dogrusu Allah Latif´tir, haberdardir&quot

İbni Kesir: 

Gökleri, gördüğünüz gibi direksiz olarak yaratmış, sizi sarsar diye yere ağır baskılar koymuş, orada her türlü canlıyı yaymıştır. Biz, gökten su indirip orada her sınıf bitkiler yetiştirmişizdir.

Adem Uğur: 

O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik.

İskender Ali Mihr: 

Gökleri, gördüğünüz gibi direksiz olarak yarattı ve sizi sarsar (sarsmasın) diye sabit ve yüksek dağlar oluşturdu. Orada her çeşit yürüyen hayvandan üretip yaydı. Ve gökten su indirdik, böylece orada her kerim (ikram edilmiş) bitkiden çift yetiştirdik.

Celal Yıldırım: 

Gökleri —gördüğünüz şekilde— direksiz yarattı. Yeryüzüne de sizi sarsar diye sabit ulu dağlar yerleştirdi ve orada her türden hayvanlar serpiştirip yaydı. Ve biz, gökten su indirdik de yeryüzünde her çeşit bitkiden yetiştirdik.

Tefhim ul Kuran: 

O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik.

Fransızca: 

Il a créé les cieux sans piliers que vous puissiez voir; et Il a enfoncé des montagnes fermes dans la terre pour l'empêcher de basculer avec vous; et Il y a propagé des animaux de toute espèce. Et du ciel, Nous avons fait descendre une eau, avec laquelle Nous avons fait pousser des plantes productives par couples de toute espèce.

İspanyolca: 

Ha creado los cielos sin pilares visibles. Ha fijado en la tierra las montañas para que ella y vosotros no vaciléis. Ha diseminado por ella toda clase de bestias. Hemos hecho bajar agua del cielo y crecer en ella toda especie generosa.

İtalyanca: 

Ha creato i cieli senza pilastri che possiate vedere, ha infisso le montagne sulla terra, -ché altrimenti si sarebbe mossa e voi con essa e l'ha popolata di animali di tutte le specie. Abbiamo fatto scendere un'acqua [dal cielo] e abbiamo fatto germogliare ogni tipo di magnifica specie [di piante].

Almanca: 

ER erschuf die Himmel ohne von euch zu sichtende Stützen. Und ER setzte auf Erden Felsenberge, damit sie mit euch nicht schwankt, ER ließ auf ihr von jeglichen sich bewegenden Lebewesen ausbreiten. Und WIR ließen vom Himmel Wasser fallen, dann ließen WIR damit auf ihr von jeder edlen Zweiheit hervorsprießen.

Çince: 

他创造诸天,而不用你们所能见的支柱;他在大地上安置许多山岳,以免大地动摇,使你们不安;他在大地上散布各种动物。他从云中降下雨水,而在大地上滋生各种优良的植物。

Hollandaca: 

Hij heeft de hemelen geschapen, zonder zichtbare zuilen om die te ondersteunen, en vastgewortelde bergen op de aarde geplaatst opdat zij zich niet met u zoude bewegen, en hij heeft haar met alle soorten van dieren bevolkt: en wij zenden regen van den hemel neder, en doen allerlei soorten van edele gewassen daarop voortspruiten.

Rusça: 

Он создал небеса безо всяких опор, которые бы вы могли увидеть, воздвиг на земле незыблемые горы, чтобы она не колебалась вместе с вами, и расселил на ней всяких животных. Мы ниспослали с неба воду и взрастили там всякие благородные виды.

Somalice: 

isaga abuuray Samooyinka Tiir aad aragtaan la'aantiis, dhulkana wuxuu ku tuuray Buuro (suga) inayan dhaqdhaqaaqin, wuxuuna ku fidiyey dhexdiisa daabad kasta, Samadana waxaan ka soo dejinay Biyo, waxaana ku soo bixiney nooc kasta oo quruxsan.

Swahilice: 

Ameziumba mbingu bila ya nguzo mnazo ziona; na ameweka katika ardhi milima ili ardhi isikuyumbisheni; na ametawanya humo kila namna ya wanyama; na tumeteremsha maji kutoka mbinguni, na tukaotesha katika ardhi mimea mizuri ya kila namna.

Uygurca: 

اﷲ ئاسمانلارنى تۈۋرۈكسىز ياراتتىكى، سىلەر ئۇنى كۆرۈپ تۇرۇۋاتىسىلەر، يەر تەۋرەپ سىلەرنى خاتىرجەمسىز قىلمىسۇن دەپ، يەردە تاغلارنى ئورناتتى، زېمىندا تۈرلۈك جاندارلارنى تاراتتى، بۇلۇتتىن يامغۇر سۈيىنى چۈشۈرۈپ، ئۇنىڭ بىلەن زېمىندا تۈرلۈك پايدىلىق ئۆسۈملۈكلەرنى ئۆستۈردۇق

Japonca: 

かれは,あなたがたに見える柱もなしに諸天を創り,また地上には確りと山々を据えてあなたがたと共にぐらつかないようになされる。種々雑多な動物をそれに(捲?)き散らされる。またわれは,天から雨を降らせ,いろいろな見事なものをそこに雌雄で生育させた。

Arapça (Ürdün): 

«خلق السماوات بغير عمَدٍ ترونها» أي العمد جمع عماد وهو الاسطوانة، وهو صادق بأن لا عمد أصلا «وألقى في الأرض رواسي» جبالا مرتفعة لـ «أن» لا «تميد» تتحرك «بكم وبثَّ فيها من كل دابة وأنزلنا» فيه التفات عن الغيبة «من السماء ماءً فأنبتنا فيها من كل زوجٍ كريمٍ» صنف حسن.

Hintçe: 

तुम उन्हें देख रहे हो कि उसी ने बग़ैर सुतून के आसमानों को बना डाला और उसी ने ज़मीन पर (भारी भारी) पहाड़ों के लंगर डाल दिए कि (मुबादा) तुम्हें लेकर किसी तरफ जुम्बिश करे और उसी ने हर तरह चल फिर करने वाले (जानवर) ज़मीन में फैलाए और हमने आसमान से पानी बरसाया और (उसके ज़रिए से) ज़मीन में हर रंग के नफ़ीस जोड़े पैदा किए

Tayca: 

พระองค์ทรงสร้างชั้นฟ้าทั้งหลายโดยปราศจากเสาที่พวกเจ้าจะมองเห็นมันได้ และทรงปักเทือกเขาไว้อย่างมั่นคงในแผ่นดินเพื่อมิให้มันสั่นคลอนไปกับพวกเจ้า และทรงให้สัตว์ทุกชนิดแพร่หลายในมัน (แผ่นดิน) และเราได้ให้น้ำ (ฝน) หลั่งลงมาจากฟากฟ้าและเราได้ให้พืชทุกชนิดงอกเงยออกมาเป็นคู่ ๆ อย่างดีงาม

İbranice: 

והוא ברא את השמים בלי עמודים אשר נראים לעין, וקבע בארץ הרים יציבים ונטועים בחזקה, כדי שהיא (הארץ) לא תנוע תחתיכם, והפיץ על פניה יצורים מכל סוג, והורדנו מים מהשמים, והצמחנו על פני האדמה את כל סוגי הצמחים המשובחים

Hırvatça: 

Stvorio je nebesa koja vi vidite bez stupova, a po Zemlji planine nepomične postavio da se zajedno s vama ne potresa, i po njoj životinje svih vrsta razasuo. Mi s neba vodu spuštamo i činimo da po njoj izniču razne vrste plemenite.

Rumence: 

El a creat cerurile fără stâlpi pe care să-i vedeţi, a înfipt munţii pe pământ ca să nu se clatine cu voi şi a împrăştiat pe el vietăţi de tot soiul. Noi am trimis din cer apă şi am făcut să răsară pe el perechi din toate soiurile folositoare.

Transliteration: 

Khalaqa alssamawati bighayri AAamadin tarawnaha waalqa fee alardi rawasiya an tameeda bikum wabaththa feeha min kulli dabbatin waanzalna mina alssamai maan faanbatna feeha min kulli zawjin kareemin

Türkçe: 

Gökleri direksiz-desteksiz yarattı; görüyorsunuz onları. Ve yeryüzüne, sizi çalkalayıp sendeletmesin diye ağırlıklar, dayanaklar bıraktı ve orada her çeşit hayvanı yaydı. Gökten bir su indirdik de orada her türlü cömert ve bereketli çifti filizlendirdik.

Sahih International: 

He created the heavens without pillars that you see and has cast into the earth firmly set mountains, lest it should shift with you, and dispersed therein from every creature. And We sent down rain from the sky and made grow therein [plants] of every noble kind.

İngilizce: 

He created the heavens without any pillars that ye can see; He set on the earth mountains standing firm, lest it should shake with you; and He scattered through it beasts of all kinds. We send down rain from the sky, and produce on the earth every kind of noble creature, in pairs.

Azerbaycanca: 

Allah gördüyünüz göyləri dirəksiz yaratmış (yaxud O, göyləri görə bildiyiniz bir dirək olmadan xəlq etmiş), sizi yırğalamasın (atıb-tutmasın) deyə, yerdə möhkəm durmuş dağlar bərqərar etmiş və ora (yer üzünə) cürbəcür heyvanlar səpələmişdir. Biz göydən yağış yağdırdıq və (onunla) yerdə növbənöv gözəl (bitkilər, meyvələr) yetişdirdik.

Süleyman Ateş: 

(Allah), gökleri görebildiğiniz bir direk olmadan yarattı, sizi sarsar diye yere de sağlam ve yüksek dağlar attı ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Gökten bir su indirdik de orada her güzel çifti bitirdik.

Diyanet Vakfı: 

O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik.

Erhan Aktaş: 

Gördüğünüz gibi gökleri direksiz yarattı. Yeryüzüne de sizi sarsmaması için ağır baskılar yerleştirdi. Orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten su indirip, orada her kerim(1) çiftten bitki bitirdi.

Kral Fahd: 

O, gökleri görebildiğiniz bir direk olmaksızın yarattı, sizi sarsmasın diye yere de ulu dağlar koydu ve orada her çeşit canlıyı yaydı. Biz gökyüzünden su indirip, orada her faydalı nebattan çift çift bitirdik.

Hasan Basri Çantay: 

O, (şu) görüb durduğunuz gökleri direksiz yaratdı. Yere, sizi sarsar diye, ağır baskılar koydu. Orada (yerde) her bir canlıdan (nice çeşidler) yaydı. Biz gökden de su indirdik de (yerde) her sınıf (dan) güzel nebatlar yetişdirdik.

Muhammed Esed: 

O, gökleri görünür destekler olmadan yarattı; sizi sarsmasın diye yeryüzünü sabit dağlar ile donattı ve orada her çeşit canlı varlığın çoğalmasını sağladı. Biz gökyüzünden sular indirir ve bununla yeryüzünde her türlü faydalı (canlı)nın yetişip büyümesini sağlarız.

Gültekin Onan: 

O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi sarsıntıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik.

Ali Fikri Yavuz: 

Allah, gökleri, gördüğünüz şekilde direksiz yarattı. Arza da, sizi sarsmaması için, (kazıklar halinde) büyük dağlar yerleştirdi. O arzda her bir canlıdan üretti. Hem biz, gökten bir yağmur indirdik de (onun sebebiyle), yeryüzünde her sınıftan güzel nebatlar bitirdik.

Portekizce: 

Criou os céus, sem colunas aparentes; fixou na terra firmes montanhas, para que não oscile convosco, e disseminou nelaanimais de toda a espécie. E enviamos a água do céu, com que fazemos brotar toda a nobre espécie de casais.

İsveççe: 

Det är Gud som har rest himlarna utan varje synligt stöd och Han har sänkt ned i jorden fast förankrade berg, så att den inte svajar under er fot, och Han har låtit djur av alla slag sprida sig över den. Och Vi låter regn falla från skyn så att alla sorters nyttiga [växter] kan gro och spira på jorden.

Farsça: 

آسمان ها را بدون ستون هایی که آنها را ببینند، آفریده و در زمین کوه هایی استوار افکنده است تا شما را نلرزاند و به اضطراب نیندازد، و در آن از هر جنبنده ای پراکنده کرده است، و از آسمان آبی نازل کردیم پس [به وسیله آن] از هر نوع گیاه نیکو و با ارزش در آن رویاندیم.

Kürtçe: 

(خوا) ئاسمانەکانی دروستکردووە بەبێ ھیچ کۆڵەکەو ئەستوونێك کە ئێوە بیبینن وە لە زەویدا چەندان شاخی لەنگەر داکوتاوی داناوە بۆ ئەوەی نەتانلەرزێنێ و نەجوڵێ لەژێرتاندا لەھەموو جۆرە زیندەوەرێکی تێدا بڵاوکردۆتەوە وە لەئاسمانەوە بارانمان باراندوە بەھۆی ئەو (بارانەوە) لەزەویدا ھەموو جۆرە ڕووەکێکی بەکەڵك و جوانمان ڕواندووە

Özbekçe: 

У, сиз кўриб турганингиздек, осмонларни устунсиз яратган, сизларни тебратмаслиги учун ер юзига оғир тоғларни ташлаган ва (ер)да ҳар турли жониворларни таратиб қўйган зотдир. Ва осмондан сув тушириб, у билан ун(ер юзи)да турли гўзал ва фойдали жуфтларни ўстириб қўйдик. (Оятда «ўсимликларни ўстириб қўйдик», дейилмасдан, «карамли (гўзал ва фойдали) жуфтларни ўстириб қўйдик», деб айтилмоқда. Бу ерда, аввало, ўсимликлардаги гўзаллик ва фойдага ишора қилиняпти, қолаверса, улар жуфт бўлиши ҳам билдириб қўйиляпти. Аллоҳнинг китобида ўн беш аср илгари зикр этилган бу ҳақиқатга илм яқиндагина етди. Ҳар бир ўсимликда эркак ва урғочи хўжайралар бўлиб, улар бир-бири билан чатишгандагина мева ҳосил бўлиши энди тушуниб етилди. Ўсимликларни бундай қилиб яратишга фақат Аллоҳ қодирдир.)

Malayca: 

Ia menciptakan langit dengan tidak bertiang sebagaimana yang kamu melihatnya; dan Ia mengadakan di bumi gunung-ganang yang menetapnya supaya bumi itu tidak menghayun-hayunkan kamu; dan Ia biakkan padanya berbagai jenis binatang. Dan Kami menurunkan hujan dari langit, lalu Kami tumbuhkan di bumi berbagai jenis tanaman yang memberi banyak manfaat.

Arnavutça: 

(Ai) ka krijuar qiejt pa shtylla, e i shihni ju – ka vendosur male të palëvizshme në Tokë, për të mos u lëkundur ju, dhe ka shpërndarë në të, gjithfarë lloj shtazësh. Ne, e kemi zbritu ujin nga qielli dhe me të, kemi bërë të mbijnë sa e sa lloje bimësh të mira (buta).

Bulgarca: 

Сътвори Той небесата без видима за вас опора и положи върху земята непоклатими планини, за да не се люлее с вас, и пръсна по нея всякакви животни. И изсипваме вода от небето, и караме с нея да поникват всякакви полезни видове.

Sırpça: 

Створио је небеса која ви видите без стубова, а по Земљи је стабилне планине поставио да вас не потреса, и по њој је разасуо животиње свих врста. Ми са неба спуштамо воду и чинимо да по њој ничу разноврсне племените биљке.

Çekçe: 

On stvořil nebesa bez opor, jež jsou viditelné, a rozhodil po zemi hory pevně zakotvené, aby se s vámi nekymácela. A rozšířil po ní zvířata rozličná. A seslali jsme z nebes vodu a dali jsme z ní vyrůst všem druhům rostlin štědrých.

Urduca: 

اس نے آسمانوں کو پیدا کیا بغیر ستونوں کے جو تم کو نظر آئیں اُس نے زمین میں پہاڑ جما دیے تاکہ وہ تمہیں لے کر ڈھلک نہ جائے اس نے ہر طرح کے جانور زمین میں پھیلا دیے اور آسمان سے پانی برسایا اور زمین میں قسم قسم کی عمدہ چیزیں اگا دیں

Tacikçe: 

Осмонҳоро бе ҳеҷ сутуне, ки бубинед, биёфарид ва бар рӯи замин кӯҳҳоро бияфканд, то наларзонадатон ва аз ҳар гуна ҷунбандае дар он бипароканд. Ва аз осмон об фиристодем ва дар замин ҳар гуна гиёҳи некӯе рӯёнидем.

Tatarca: 

Аллаһ күкләрне күргәнегезчә терәүсез халык кылды, вә җир өстенә бөек таулар куйды, ул җир сезне селкетмәсен өчен, вә җир өстенә төрле хайваннарны таратты, вә күктән яңгыр иңдереп җир өстендә ирле-хатынлы файдалы күп үсемлекләрне үстердек.

Endonezyaca: 

Dia menciptakan langit tanpa tiang yang kamu melihatnya dan Dia meletakkan gunung-gunung (di permukaan) bumi supaya bumi itu tidak menggoyangkan kamu; dan memperkembang biakkan padanya segala macam jenis binatang. Dan Kami turunkan air hujan dari langit, lalu Kami tumbuhkan padanya segala macam tumbuh-tumbuhan yang baik.

Amharca: 

ሰማያትን ያለምታዩዋት አዕማድ (ምሰሶዎች) ፈጠረ፡፡ በምድርም ውስጥ በእናንተ እንዳታረገርግ ተራራዎችን ጣለ፡፡ በእርሷም ላይ ከተንቀሳቃሽ ሁሉ በተነ፡፡ ከሰማይም ውሃን አወረድን፡፡ በእርሷም ውስጥ ከመልካም ዓይነት ሁሉ አበቀልን፡፡

Tamilce: 

அவன் வானங்களை - நீங்கள் பார்க்கும்படியான தூண்கள் இன்றி படைத்தான். இன்னும், பூமியில் உறுதியான மலைகளை ஏற்படுத்தினான், அது உங்களை சாய்த்துவிடாமல் இருப்பதற்காக. இன்னும், அதில் எல்லா உயிரினங்களையும் பரப்பினான். இன்னும், நாம் மேகத்திலிருந்து மழையை இறக்கினோம். (அதன் மூலம்) அதில் எல்லா வகையான அழகிய தாவரங்களை முளைக்க வைத்தோம்.

Korece: 

하나님은 너희가 보듯 기동 없이 하늘을 창조하셨고 대지 위 에 고정된 산을 세워 너희로 하여 금 흔들리지 아니 하도록 하였으 며 그 안에 모든 동물이 번성하도 록 하셨도다 또한 하늘로부터 비 를 내리게 하여 그 안에 온갖 귀 한 종들이 자응으로 자라게 하셨 노라

Vietnamca: 

Ngài đã khởi tạo các tầng trời không cần trụ chống đỡ như các ngươi đang nhìn thấy và Ngài đã cắm lên trên mặt đất những quả núi kiên cố, sợ trái đất sẽ rung chuyển với các ngươi và Ngài đã rải khắp nơi trên trái đất vô số động vật. Và TA (Allah) đã trút nước mưa từ trên trời xuống để TA cho mọc ra trên nó vô số loại cỏ cây quí giá, từng cặp và từng cặp.