Arapça:
وَقَالَ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ وَالْإِيمَانَ لَقَدْ لَبِثْتُمْ فِي كِتَابِ اللَّهِ إِلَىٰ يَوْمِ الْبَعْثِ ۖ فَهَٰذَا يَوْمُ الْبَعْثِ وَلَٰكِنَّكُمْ كُنتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
Çeviriyazı:
veḳâle-lleẕîne ûtü-l`ilme vel'îmâne leḳad lebiŝtüm fî kitâbi-llâhi ilâ yevmi-lba`ŝ. fehâẕâ yevmü-lba`ŝi velâkinneküm küntüm lâ ta`lemûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendilerine ilim ve iman verilenler de şöyle diyecekler: "Andolsun ki, Allah'ın kitabında takdir edilmiş olan tekrar dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, dirilme günüdür. Fakat siz bunu bilmiyordunuz.
Diyanet İşleri:
Kendilerine ilim ve iman verilenler; "And olsun ki, siz Allah'ın yazısında mevcut yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu yeniden dirilme günüdür, fakat sizler anlamıyordunuz" derler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kendilerine bilgi ve inanç verilenlerse derler ki: Andolsun ki siz, Allah'ın takdiri ne kadarsa, ta tekrar dirileceğiniz günedek yatıp eğlendiniz, gerçekten de budur tekrar dirileceğiniz gün ve fakat siz bilmiyorsunuz.
Şaban Piriş:
Kendilerine ilim ve iman verilmiş olanlar: Siz, Allah’ın kitabında yazılı olan diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu diriliş günüdür. Fakat siz, bilmiyordunuz, derler.
Edip Yüksel:
Kendilerine bilgi ve inanç verilenler, "Siz ALLAH'ın yasasına göre, diriliş gününe kadar kaldınız. Bu, diriliş günüdür; fakat siz bilemediniz," diyeceklerdir.
Ali Bulaç:
Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki: "Andolsun, siz Allah'ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz."
Suat Yıldırım:
Kendilerine ilim ve iman nasib edilenler ise derler ki:“Siz Allah'ın kitabınca ba’s (dirilme) gününe kadar durdunuz.İşte bugün dirilme günüdür, fakat siz bunu bilmiyordunuz.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Kendilerine ilim ve imân verilmiş olanlar da dediler ki: «Andolsun Allah´ın kitabında (yazılmış olan) ba´s gününe kadar durdunuz. İşte bu, ba´s günüdür velâkin siz bilmez kimseler oldunuz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: "Yemin olsun, siz, Allah'ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz."
Bekir Sadak:
(2-3) Bunlar, iyi davranan kimseler icin rahmet ve dogru yol rehberi olan hikmetli Kitap´in ayetleridir.
İbni Kesir:
Kendilerine bilgi ve iman verilenler: Andolsun ki
Adem Uğur:
Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah´ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür
İskender Ali Mihr:
Ve ilim ve îmân verilenler: "
Celal Yıldırım:
Kendilerine ilim ve imân verilenler ise şöyle derler: «And olsun ki siz Allah´ın Kitab´ında (yazıldığı gibi) yeniden dirilip kalkacağınız güne kadar (orada) kaldınız. İşte yeniden dirilip kalkma günü bugündür. Ama siz (bunu bir türlü) bilip anlayamadınız.»
Tefhim ul Kuran:
Kendilerine ilim ve iman verilenler ise, dediler ki: «Andolsun, siz Allah´ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız
Fransızca:
tandis que ceux à qui le savoir et la foi furent donnés diront : "Vous avez demeuré d'après le Décret d'Allah, jusqu'au Jour de la Résurrection, - voici le Jour de la Résurrection, - mais vous ne saviez point".
İspanyolca:
Quienes habían recibido la Ciencia y la fe dirán: «Habéis permanecido el tiempo previsto en la Escritura de Alá: hasta el día de la Resurrección, y hoy es el día de la Resurrección. Pero no sabíais...»
İtalyanca:
Mentre coloro cui fu data la scienza e la fede diranno: «Voi rimaneste
Almanca:
Und diejenigen, denen das Wissen und der Iman zuteil wurde, sagen: "Gewiß, bereits seid ihr nach ALLAHs Schrift bis zum Tag des Erweckens geblieben. Also, dieser ist der Tag des Erweckens. Doch ihr pflegtet nicht zu wissen."
Çince:
有学问和信德者说:依真主的前定,你们确已逗留到复活日。这就是复活日,但你们不知道。
Hollandaca:
Maar zij aan wie kennis en geloof werd geschonken, zullen zeggen: Gij zijt gebleven, overeenkomstig Gods boek, tot den dag der opstanding; maar gij wist het niet.
Rusça:
А те, кому дарованы знание и вера, скажут: "В соответствии с предписанием Аллаха вы пробыли там до Дня воскресения. Это и есть День воскресения, но вы не знали этого".
Somalice:
kuwii waxay dheheen cilmiga iyo Iimaanka la siiyey waad ku nagaateen Qadarka Eebe tan iyo maalinta soobixinta, kanna waa maalintii soobixinta, laakiin waxaad ahaydeen kuwo aan ogayn.
Swahilice:
Na walio pewa ilimu na Imani watasema: Hakika nyinyi mlikwisha kaa katika hukumu ya Mwenyezi Mungu mpaka Siku ya kufufuliwa. Basi hii ndiyo Siku ya kufufuliwa! Lakini nyinyi mlikuwa hamuijui.
Uygurca:
ئىلمى بار، ئىمانى بار ئادەملەر ئېيتتى: «سىلەر اﷲ نىڭ تەقدىرى بويىچە (دۇنيادا ۋە قەبرىلەردە) قىيامەت كۈنىگىچە قالدىڭلار، مانا بۇ قىيامەت كۈنىدۇر، لېكىن سىلەر بىلمەيتتىڭلار (يەنى قىيامەتنىڭ ھەقلىقىغا ئىشەنمەيتتىڭلار)»
Japonca:
だが知識と信仰を授かった者たちは,言うであろう。「あなたがたはアッラーの定めに基いて,復活の日まで確かに滞在しました。これが復活の日です。だがあなたがたは気付かなかったのです。」
Arapça (Ürdün):
«وقال الذين أوتوا العلم والإيمان» من الملائكة وغيرهم «لقد لبثتم في كتاب الله» فيما كتبه في سابق علمه «إلى يوم البعث فهذا يوم البعث» الذي أنكرتموه «ولكنكم كنتم لا تعلمون» وقوعه.
Hintçe:
और जिन लोगों को (ख़ुदा की बारगाह से) इल्म और ईमान दिया गया है जवाब देगें कि (हाए) तुम तो ख़ुदा की किताब के मुताबिक़ रोज़े क़यामत तक (बराबर) ठहरे रहे फिर ये तो क़यामत का ही दिन है मगर तुम लोग तो उसका यक़ीन ही न रखते थे
Tayca:
และบรรดาผู้มีความรู้และศรัทธา กล่าว (ตอบโต้พวกเขา) ว่า “โดยแน่นอน พวกท่านได้พำนักอยู่ตามกำหนดของอัลลอฮฺจนกระทั่งวันฟื้นคืนชีพ ดังนั้นนี่คือวันฟื้นคืนชีพแต่พวกท่านไม่ยอมเชื่อ”
İbranice:
אז יאמרו אלה אשר ניתנו להם הידע והאמונה, 'נשארתם בהתאם להוראתו של אלוהים, עד יום תחיית-המתים, והנה הוא יום תחיית-המתים, אולם אתם לא הייתם מודעים לכך״
Hırvatça:
A reći će oni kojima je dato znanje i vjerovanje: "Vi ste ostali, prema Allahovoj Knjizi, sve do Dana oživljenja, a ovo je Dan oživljenja, samo što vi niste znali."
Rumence:
Pe când cei dăruiţi cu ştiinţă şi credinţă vor spune: “Voi aţi zăcut după Cartea lui Dumnezeu până în Ziua Învierii, însă voi nu ştiţi.”
Transliteration:
Waqala allatheena ootoo alAAilma waaleemana laqad labithtum fee kitabi Allahi ila yawmi albaAAthi fahatha yawmu albaAAthi walakinnakum kuntum la taAAlamoona
Türkçe:
İlim ve iman verilenler ise şöyle dediler: "Yemin olsun, siz, Allah'ın Kitabı gereğince yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu, yeniden dirilme günüdür. Fakat siz daha önceden bilmiyordunuz."
Sahih International:
But those who were given knowledge and faith will say, "You remained the extent of Allah 's decree until the Day of Resurrection, and this is the Day of Resurrection, but you did not used to know."
İngilizce:
But those endued with knowledge and faith will say: "Indeed ye did tarry, within Allah's Decree, to the Day of Resurrection, and this is the Day of Resurrection: but ye - ye were not aware!"
Azerbaycanca:
Elm və iman sahibləri isə belə deyərlər: “Siz (qəbirlərinizdə) Allahın Kitabında (əzəli elmində yazılmış) olan qiyamət gününə qədər qaldınız. Bu, (hamının dirildiyi) qiyamət günüdür, lakin siz (onun haqq olduğunu) bilmirdiniz!”
Süleyman Ateş:
Kendilerine bilgi ve iman verilenler dediler ki: "Andolsun siz, Allah'ın yazgısınca ta yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu da dirilme günüdür. Fakat siz bilmiyordunuz.
Diyanet Vakfı:
Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.
Erhan Aktaş:
Kendilerine bilgi ve îmân verilenler: “Ant olsun ki, siz Allah’ın yasasındaki diriliş gününe kadar kaldınız. İşte bu dirilme günüdür. Ne var ki siz bu gerçeği algılayamadınız.
Kral Fahd:
Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah’ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız, işte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.
Hasan Basri Çantay:
Kendilerine ilim ve îman verilenler (şöyle) demiş (ler) dir (diyeceklerdir)
Muhammed Esed:
Fakat (hayattayken) kendilerini bilgi ve inanç ile donattıklarımız: "Siz, gerçekte, Allah´ın vahyettiğin(i doğru kabul etme)de geciktiniz (ve) Kıyamet Günü´ne kadar (beklediniz): işte bugün Kıyamet Günü´dür: ama siz bunu anlamamakta direndiniz!" diyeceklerdir.
Gültekin Onan:
Kendilerine ilim ve inanç verilenler ise dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Kendilerine ilim ve iman verilenler (peygamberler, melekler ve müminler, o kıyamet gününde kâfirlere şöyle) diyeceklerdir: “- Doğrusu, Allah’ın kitabınca (ilim ve kazası üzere, yahud Kur’an’daki beyanına göre) ba’s (kıyamet) gününe kadar durdunuz. İşte bu ba’s günüdür
Portekizce:
Porém, os sábios e fiéis dir-lhes-ão: Permanecestes no decreto de Deus até ao Dia da Ressurreição. E este é o dia daRessurreição; porém, vós ignoráveis.
İsveççe:
Men de som har fått kunskap och tro skall säga: "Ni har dröjt till Uppståndelsens dag [med att bejaka] Guds uppenbarelse. Detta är Uppståndelsens dag, men [om den] ville ni ingenting veta."
Farsça:
و کسانی که دانش و ایمان به آنان داده شده است می گویند: بی تردید شما [بر طبق قضا و قدر ثبت شده] در کتاب خدا [لوح محفوظ] تا روز قیامت درنگ کرده اید و این روز قیامت است، ولی شما [به اینکه قیامت حق است] معرفت و دانش نداشتید.
Kürtçe:
وە کەسانێك کەزانیاری و ئیمانیان پێـدراوە ووتیان سوێند بەخوا بەڕاستی ئێوە لە (بەرزەخدا بە پێی بڕیاری) نوسراوی خوا ھەتا ڕۆژی زیندووبوونەوە ماونەتەوە ئەمجا ئەمە ڕۆژی زیندوو بوونەوەیە بەڵام ئێوە نەتاندەزانی (ڕاستە و دێتە دی)
Özbekçe:
Илм ва иймон берилганлар: «Батаҳқиқ, Аллоҳнинг китоби бўйича қайта тирилиш кунигача турдингиз. Бас, бугун қайта тирилиш кунидир. Лекин сизлар билмас эдингиз», дерлар.
Malayca:
Dan (bagi menjawabnya) berkatalah orang-orang yang berilmu serta beriman: "Demi sesungguhnya, kamu telah tinggal - menurut yang terkandung dalam Kitab Allah - sampai ke hari kebangkitan (hari kiamat); maka inilah dia hari kebangkitan (yang dijanjikan) itu, akan tetapi kamu dari dahulu lagi tidak mahu mengetahui (kebenarannya)".
Arnavutça:
E, (mëkatarëve), të cilëve u është dituria dhe besimi, u thonë: “Ju, me të vërtetë, keni qëndruar aq sa ju ka caktuar Perëndia në Libër – deri në Ditën e ringjalljes, - e ja kjo është Dita e ringjalljes, por që ju (këtë) nuk e keni ditur”.
Bulgarca:
А дарените със знанието и с вярата ще кажат: “Пребивавахте според предписанието на Аллах до Деня на възкресението. Това е Денят на възкресението, ала вие не съзнавахте.”
Sırpça:
А рећи ће они којима је дато знање и веровање: „Ви сте остали, према Аллаховој одредби, све до Дана оживљења, а ово је Дан оживљења, само што ви нисте знали.“
Çekçe:
Ti, jimž dostalo se vědění i víry, však řeknou: 'Věru jste tak zůstali, jak psáno je v knize Boží, až do dne vzkříšení. A toto zde je den vzkříšení, však vy jste to neznali.'
Urduca:
مگر جو علم اور ایمان سے بہرہ مند کیے گئے تھے وہ کہیں گے کہ خدا کے نوشتے میں تو تم روزِ حشر تک پڑے رہے ہو، سو یہ وہی روزِ حشر ہے، لیکن تم جانتے نہ تھے
Tacikçe:
Онон, ки донишу имон дода шудаанд, гӯянд: Шумо мувофиқи китоби Худо то рӯзи қиёмат дар гӯр орамидаед ва ин рӯзи қиёмат аст ва шумо намедонистаед».
Tatarca:
Белем вә иман бирелгән фәрештәләр вә адәмнәр аларны ялганчы кылып әйтерләр: "Аллаһ китабы Коръәндә әйтелгәнчә, кубарылмас көненә чаклы кабердә яттыгыз, менә бүген каберләрдән кубарылу Көнедер, ләкин сез аның булачагын белмәдегез."
Endonezyaca:
Dan berkata orang-orang yang diberi ilmu pengetahuan dan keimanan (kepada orang-orang yang kafir): "Sesungguhnya kamu telah berdiam (dalam kubur) menurut ketetapan Allah, sampai hari berbangkit; maka inilah hari berbangkit itu akan tetapi kamu selalu tidak meyakini(nya)".
Amharca:
እነዚያንም ዕውቀትንና እምነትን የተሰጡት «በአላህ መጽሐፍ (ፍርድ) እስከ ትንሣኤ ቀን በእርግጥ ቆያችሁ፡፡ ይህም (የካዳችሁት) የትንሣኤ ቀን ነው፡፡ ግን እናንተ የማታውቁ ነበራችሁ» ይሏቸዋል፡፡
Tamilce:
கல்வியும் ஈமானும் கொடுக்கப்பட்டவர்கள் கூறுவார்கள்: அல்லாஹ்வின் விதிப்படி நீங்கள் எழுப்பப்படுகின்ற நாள் வரை திட்டவட்டமாக தங்கி இருந்தீர்கள். இதோ எழுப்பப்படுகின்ற (அந்த) நாள் (வந்து விட்டது). என்றாலும், நீங்கள் (இந்த நாள் உண்மையில் நிகழும் என்பதை) அறியா(மலும் நம்பிக்கை கொள்ளா)தவர்களாக இருந்தீர்கள்.
Korece:
그러나 지혜와 믿음을 소유 한 자는 말하리니 실로 너희는 하 나님의 율법에 따라 부활의 날까 지 체류했으나 너희가 알지 못하 고 있을 뿐이라 하더라
Vietnamca:
Riêng những người đã được ban cho sự hiểu biết và đức tin thì sẽ nói: “Quả thật các người đã ở lại (nơi cõi mộ) cho đến Ngày Phục Sinh chiếu theo Kinh Sách của Allah. Bởi thế, đây là Ngày Phục Sinh nhưng các người không biết.”
Ayet Linkleri: