Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

30

Sûredeki Ayet No: 

16

Ayet No: 

3425

Sayfa No: 

406

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَمَّا الَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَلِقَاءِ الْآخِرَةِ فَأُولَٰئِكَ فِي الْعَذَابِ مُحْضَرُونَ

Çeviriyazı: 

veemme-lleẕîne keferû vekeẕẕebû biâyâtinâ veliḳâi-l'âḫirati feülâike fi-l`aẕâbi muḥḍarûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Âyetlerimizi ve âhiret buluşmasını yalan sayıp da küfredenlere gelince, işte onlar o zaman azab içinde hazır bulundurulurlar.

Diyanet İşleri: 

İnkar edip, ayetlerimizi ve ahirette Bana kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar azabla yüzyüze bırakılırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve fakat kafir olanlara ve delillerimizi ve ahirete kavuşacaklarını yalanlayanlara gelince: Artık onlardır azap için hazırlananlar.

Şaban Piriş: 

Kâfirler, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlamış olanlar ise; işte onlar da azap içinde hazır tutulurlar.

Edip Yüksel: 

İnkar edip, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlayanlar da azabın içine sokulurlar.

Ali Bulaç: 

Ancak inkar edip ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlar ise; artık onlar da azap için hazır bulundurulurlar.

Suat Yıldırım: 

İnkâr edip âyetlerimizi ve öldükten sonra dirilmeyi,Allah'ın huzuruna çıkmayı yalan sayanlar ise, azaba atılmak üzere getirilirler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Fakat o kimseler ki, kâfir olmuşlar ve Bizim âyetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalan saymışlardır, artık onlar da azap içinde kalmaya hazırlanmış olurlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İnkâr edip ayetlerimizi ve âhiret buluşmasını yalanlayanlara gelince, onlar azabın içinde hazır bulundurulurlar.

Bekir Sadak: 

Gokleri ve yeri yaratmasi, dillerinizin ve renklerinizin degisik olmasi, O´nun varliginin belgelerindendir. Dogrusu bunlarda, bilenler icin dersler vardir.

İbni Kesir: 

Küfredip de ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince

Adem Uğur: 

İnkâr edenler, âyetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yüzyüze bırakılacaklardır.

İskender Ali Mihr: 

Ve onlar ki (kâfirlerdir), âyetlerimizi inkâr ve tekzip ettiler (yalanladılar) ve ahirete ulaşmayı (hayattayken ruhu Allah´a ulaştırmayı tekzip ettiler). İşte onlar, azap içinde hazır bulundurulanlardır.

Celal Yıldırım: 

İnkâr edenlere

Tefhim ul Kuran: 

Ancak küfre sapıp ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalan sayanlar ise

Fransızca: 

et quant à ceux qui n'auront pas cru et auront traité de mensonges Nos signes ainsi que la rencontre de l'au-delà, ceux-là seront emmenés au châtiment.

İspanyolca: 

pero quienes no hayan creído y hayan desmentido Nuestros signos y la existencia de la otra vida serán entregados al castigo.

İtalyanca: 

Mentre coloro che saranno stati miscredenti e avranno tacciato di menzogna i Nostri segni e l'incontro nell'altra vita, saranno condotti al castigo.

Almanca: 

Doch hinsichtlich derjenigen, die Kufr betrieben und Unsere Ayat und die Begegnung im Jenseits abgeleugnet haben, diese werden der Peinigung ausgeliefert.

Çince: 

至于不信道而且否认我的迹象,以及后世的相会者,将被拘禁在刑罚中。

Hollandaca: 

Maar wat hen betreft, die niet geloofd en onze teekens en de ontmoeting in het volgende leven verworpen zullen hebben, zij zullen aan de straf worden overgeleverd.

Rusça: 

А те, которые не уверовали и сочли ложью Наши знамения и встречу в Последней жизни, будут испытывать мучения.

Somalice: 

kuwa Gaaloobayse oo beeniyey aayaadkanaga iyo lakulanka aakhiro kuwaas waxaa lagu kulmin Cadaabka.,

Swahilice: 

Na ama walio kufuru na wakazikanusha Ishara zetu na mkutano wa Akhera, hao basi watahudhurishwa katika adhabu.

Uygurca: 

بىزنىڭ ئايەتلىرىمىزنى ۋە ئاخىرەتتىكى مۇلاقاتنى ئىنكار قىلغان ۋە يالغانغا چىقارغانلارغا كەلسەك، ئۇلار داۋاملىق ئازابتا قالىدۇ

Japonca: 

信仰を拒否しわが印と来世での(主との)会見を虚偽であるとした者は,懲罰に付せられよう。

Arapça (Ürdün): 

«وأما الذين كفروا وكذبوا بآياتنا» القرآن «ولقاء الآخرة» البعث وغيره «فأولئك في العذاب محضرون».

Hintçe: 

मगर जिन लोगों के कुफ्र एख्तेयार किया और हमारी आयतों और आखेरत की हुज़ूरी को झुठलाया तो ये लोग अज़ाब में गिरफ्तार किए जाएँगे

Tayca: 

และส่วนบรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธาและไม่ยอมเชื่อต่อสัญญาณทั้งหลายของเรา และการพบ (เรา) ในวันปรโลก ชนเหล่านั้นแหละเป็นผู้อยู่ในการลงโทษอย่างถาวร

İbranice: 

אבל אלה אשר התכחשו ושיקרו באותותינו ובמפגשנו, כאשר (יגיע העולם הבא,) הם יובאו אל העונש

Hırvatça: 

a oni koji nisu vjerovali i koji su ajete i dokaze Naše i susret na ahiretu poricali - u Vatru privedeni bit će.

Rumence: 

pe când tăgăduitorii, cei care socot semnele Noastre minciuni şi Întâlnirea din Viaţa de Apoi, vor fi daţi osândei.

Transliteration: 

Waamma allatheena kafaroo wakaththaboo biayatina waliqai alakhirati faolaika fee alAAathabi muhdaroona

Türkçe: 

İnkâr edip ayetlerimizi ve âhiret buluşmasını yalanlayanlara gelince, onlar azabın içinde hazır bulundurulurlar.

Sahih International: 

But as for those who disbelieved and denied Our verses and the meeting of the Hereafter, those will be brought into the punishment [to remain].

İngilizce: 

And those who have rejected Faith and falsely denied our Signs and the meeting of the Hereafter,- such shall be brought forth to Punishment.

Azerbaycanca: 

Kafir olub ayələrimizi və axirətə qovuşacaqlarını (qiyamət günü dirilib haqq-hesab üçün hüzurumuzda duracaqlarını) inkar edənlər isə əzab verilmək üçün hazırlanacaqlar (gətiriləcəklər).

Süleyman Ateş: 

Fakat inkar edip ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlayanlara gelince, onlar da (tutuklanıp) azabın içine getirilirler.

Diyanet Vakfı: 

İnkar edenler, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yüzyüze bırakılacaklardır.

Erhan Aktaş: 

Kâfir olup âyetlerimizi ve âhiret kavuşmasını yalanlayan kimselere gelince; onlar, azâp içinde hazır bulundurulurlar.

Kral Fahd: 

İnkâr edenler, âyetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yüzyüze bırakılacaklardır.

Hasan Basri Çantay: 

Amma küfr (ve inkâr) edib de âyetlerimizi ve âhiret mülâkaatını yalan sayanlar, onlar da azâbda (kalmak üzere) ihzaar olunmuşlardır.

Muhammed Esed: 

Hakikati reddedip mesajlarımızı inkar edenlere -ve (böylece) öteki dünyanın varlığını yalanlayanlara- gelince, onlar azabın içine atılıvereceklerdir.

Gültekin Onan: 

Ancak küfredip ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlar ise, artık onlar da azab için hazır bulundurulurlar.

Ali Fikri Yavuz: 

Kâfir olup da âyetlerimizi ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenler ise, işte bunlar azap içinde (Cehennem’de) hazır bulundurulurlar.

Portekizce: 

Os incrédulos, que tiverem desmentido os Nossos versículos e o comparecimento da outra vida, serão entregues aocastigo.

İsveççe: 

men de som framhärdade i att förneka sanningen och avvisade Våra budskap och mötet [med Gud] efter döden som lögner skall föras bort till sitt straff.

Farsça: 

و اما کسانی که کفر ورزیده و آیات ما و دیدار آخرت را تکذیب کرده اند، احضارشدگان در عذاب اند.

Kürtçe: 

بەڵام ئەوانەی بێباوەڕ بوون و دانیان نەدەنا بەنیشانەکانی ئێمە و گەیشتن بەڕۆژی دوایی ئا ئەوانە لە سزای(دۆزەخدا)ئامادە دەکرێن

Özbekçe: 

Куфр келтириб, Бизнинг оятларимизни ва охират мулоқотини ёлғонга чиқарганлар, ана ўшалар, азобга ҳозир қилинурлар.

Malayca: 

Dan sebaliknya kumpulan orang-orang yang kafir dan mendustakan ayat-ayat Kami (Al-Quran) serta mendustakan pertemuan hari akhirat, maka mereka akan tetap berada dalam azab seksa selama-lamanya.

Arnavutça: 

e ata që kanë mohuar dhe përgënjeshtruar ajetet Tona dhe takimin në Ditën e Kijametit, ata do të hudhen në zjarr.

Bulgarca: 

А онези, които не вярват и взимат за лъжа Нашите знамения и срещата с Нас в отвъдния живот, те ще бъдат въведени в мъчението.

Sırpça: 

а они који нису веровали и који су порицали Наше речи и доказе и који су сусрет на Судњем дану порицали у трајној ће муци бити.

Çekçe: 

zatímco ti, kdož nevěřili a znamení Naše i setkání na onom světě za lež prohlašovali, ti k trestu budou předvedeni.

Urduca: 

اور جنہوں نے کفر کیا ہے اور ہماری آیات کو اور آخرت کی ملاقات کو جھٹلایا ہے وہ عذاب میں حاضر رکھے جائیں گے

Tacikçe: 

Ва аммо онҳое, ки кофир шудаанд ва оёти Моро дурӯғ мебароранд ва дидори охиратро дурӯғ мепиндоранд, ҳамаро дар азоб ҳозир оранд.

Tatarca: 

Вә әмма аятьләребезне һәм терелеп ахирәттә Безгә юлыгуны инкяр итеп кәфер булган кешеләр, ґәзабка хафыйз ителерләр.

Endonezyaca: 

Adapun orang-orang yang kafir dan mendustakan ayat-ayat Kami (Al Quran) serta (mendustakan) menemui hari akhirat, maka mereka tetap berada di dalam siksaan (neraka).

Amharca: 

እነዚያም የካዱትማ በአንቀጾቻችንና በኋለኛይቱም ዓለም መገናኘት ያስተባበሉት እነዚያ በቅጣቱ ውስጥ የሚጣዱ ናቸው፡፡

Tamilce: 

ஆக, எவர்கள் நிராகரித்தார்களோ, நமது வசனங்களையும் மறுமையின் சந்திப்பையும் பொய்ப்பித்தார்களோ அவர்கள் (நரக) தண்டனைக்குக் கொண்டு வரப்படுவார்கள்.

Korece: 

하나님의 말씀과 내세에서의상봉을 불신하며 이를 부정하는 자들에게는 벌이 있으리라

Vietnamca: 

Còn đối với những kẻ vô đức tin và phủ nhận các Lời Mặc Khải của TA, phủ nhận cuộc gặp gỡ với TA ở Đời Sau, thì sẽ là những kẻ ở trong sự trừng phạt muôn đời.