Arapça:
وَأَمَّا الَّذِينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَلِقَاءِ الْآخِرَةِ فَأُولَٰئِكَ فِي الْعَذَابِ مُحْضَرُونَ
Çeviriyazı:
veemme-lleẕîne keferû vekeẕẕebû biâyâtinâ veliḳâi-l'âḫirati feülâike fi-l`aẕâbi muḥḍarûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Âyetlerimizi ve âhiret buluşmasını yalan sayıp da küfredenlere gelince, işte onlar o zaman azab içinde hazır bulundurulurlar.
Diyanet İşleri:
İnkar edip, ayetlerimizi ve ahirette Bana kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar azabla yüzyüze bırakılırlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve fakat kafir olanlara ve delillerimizi ve ahirete kavuşacaklarını yalanlayanlara gelince: Artık onlardır azap için hazırlananlar.
Şaban Piriş:
Kâfirler, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlamış olanlar ise; işte onlar da azap içinde hazır tutulurlar.
Edip Yüksel:
İnkar edip, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlayanlar da azabın içine sokulurlar.
Ali Bulaç:
Ancak inkar edip ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlar ise; artık onlar da azap için hazır bulundurulurlar.
Suat Yıldırım:
İnkâr edip âyetlerimizi ve öldükten sonra dirilmeyi,Allah'ın huzuruna çıkmayı yalan sayanlar ise, azaba atılmak üzere getirilirler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Fakat o kimseler ki, kâfir olmuşlar ve Bizim âyetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalan saymışlardır, artık onlar da azap içinde kalmaya hazırlanmış olurlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
İnkâr edip ayetlerimizi ve âhiret buluşmasını yalanlayanlara gelince, onlar azabın içinde hazır bulundurulurlar.
Bekir Sadak:
Gokleri ve yeri yaratmasi, dillerinizin ve renklerinizin degisik olmasi, O´nun varliginin belgelerindendir. Dogrusu bunlarda, bilenler icin dersler vardir.
İbni Kesir:
Küfredip de ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince
Adem Uğur:
İnkâr edenler, âyetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yüzyüze bırakılacaklardır.
İskender Ali Mihr:
Ve onlar ki (kâfirlerdir), âyetlerimizi inkâr ve tekzip ettiler (yalanladılar) ve ahirete ulaşmayı (hayattayken ruhu Allah´a ulaştırmayı tekzip ettiler). İşte onlar, azap içinde hazır bulundurulanlardır.
Celal Yıldırım:
İnkâr edenlere
Tefhim ul Kuran:
Ancak küfre sapıp ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalan sayanlar ise
Fransızca:
et quant à ceux qui n'auront pas cru et auront traité de mensonges Nos signes ainsi que la rencontre de l'au-delà, ceux-là seront emmenés au châtiment.
İspanyolca:
pero quienes no hayan creído y hayan desmentido Nuestros signos y la existencia de la otra vida serán entregados al castigo.
İtalyanca:
Mentre coloro che saranno stati miscredenti e avranno tacciato di menzogna i Nostri segni e l'incontro nell'altra vita, saranno condotti al castigo.
Almanca:
Doch hinsichtlich derjenigen, die Kufr betrieben und Unsere Ayat und die Begegnung im Jenseits abgeleugnet haben, diese werden der Peinigung ausgeliefert.
Çince:
至于不信道而且否认我的迹象,以及后世的相会者,将被拘禁在刑罚中。
Hollandaca:
Maar wat hen betreft, die niet geloofd en onze teekens en de ontmoeting in het volgende leven verworpen zullen hebben, zij zullen aan de straf worden overgeleverd.
Rusça:
А те, которые не уверовали и сочли ложью Наши знамения и встречу в Последней жизни, будут испытывать мучения.
Somalice:
kuwa Gaaloobayse oo beeniyey aayaadkanaga iyo lakulanka aakhiro kuwaas waxaa lagu kulmin Cadaabka.,
Swahilice:
Na ama walio kufuru na wakazikanusha Ishara zetu na mkutano wa Akhera, hao basi watahudhurishwa katika adhabu.
Uygurca:
بىزنىڭ ئايەتلىرىمىزنى ۋە ئاخىرەتتىكى مۇلاقاتنى ئىنكار قىلغان ۋە يالغانغا چىقارغانلارغا كەلسەك، ئۇلار داۋاملىق ئازابتا قالىدۇ
Japonca:
信仰を拒否しわが印と来世での(主との)会見を虚偽であるとした者は,懲罰に付せられよう。
Arapça (Ürdün):
«وأما الذين كفروا وكذبوا بآياتنا» القرآن «ولقاء الآخرة» البعث وغيره «فأولئك في العذاب محضرون».
Hintçe:
मगर जिन लोगों के कुफ्र एख्तेयार किया और हमारी आयतों और आखेरत की हुज़ूरी को झुठलाया तो ये लोग अज़ाब में गिरफ्तार किए जाएँगे
Tayca:
และส่วนบรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธาและไม่ยอมเชื่อต่อสัญญาณทั้งหลายของเรา และการพบ (เรา) ในวันปรโลก ชนเหล่านั้นแหละเป็นผู้อยู่ในการลงโทษอย่างถาวร
İbranice:
אבל אלה אשר התכחשו ושיקרו באותותינו ובמפגשנו, כאשר (יגיע העולם הבא,) הם יובאו אל העונש
Hırvatça:
a oni koji nisu vjerovali i koji su ajete i dokaze Naše i susret na ahiretu poricali - u Vatru privedeni bit će.
Rumence:
pe când tăgăduitorii, cei care socot semnele Noastre minciuni şi Întâlnirea din Viaţa de Apoi, vor fi daţi osândei.
Transliteration:
Waamma allatheena kafaroo wakaththaboo biayatina waliqai alakhirati faolaika fee alAAathabi muhdaroona
Türkçe:
İnkâr edip ayetlerimizi ve âhiret buluşmasını yalanlayanlara gelince, onlar azabın içinde hazır bulundurulurlar.
Sahih International:
But as for those who disbelieved and denied Our verses and the meeting of the Hereafter, those will be brought into the punishment [to remain].
İngilizce:
And those who have rejected Faith and falsely denied our Signs and the meeting of the Hereafter,- such shall be brought forth to Punishment.
Azerbaycanca:
Kafir olub ayələrimizi və axirətə qovuşacaqlarını (qiyamət günü dirilib haqq-hesab üçün hüzurumuzda duracaqlarını) inkar edənlər isə əzab verilmək üçün hazırlanacaqlar (gətiriləcəklər).
Süleyman Ateş:
Fakat inkar edip ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlayanlara gelince, onlar da (tutuklanıp) azabın içine getirilirler.
Diyanet Vakfı:
İnkar edenler, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yüzyüze bırakılacaklardır.
Erhan Aktaş:
Kâfir olup âyetlerimizi ve âhiret kavuşmasını yalanlayan kimselere gelince; onlar, azâp içinde hazır bulundurulurlar.
Kral Fahd:
İnkâr edenler, âyetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalan sayanlar ise, işte onlar azapla yüzyüze bırakılacaklardır.
Hasan Basri Çantay:
Amma küfr (ve inkâr) edib de âyetlerimizi ve âhiret mülâkaatını yalan sayanlar, onlar da azâbda (kalmak üzere) ihzaar olunmuşlardır.
Muhammed Esed:
Hakikati reddedip mesajlarımızı inkar edenlere -ve (böylece) öteki dünyanın varlığını yalanlayanlara- gelince, onlar azabın içine atılıvereceklerdir.
Gültekin Onan:
Ancak küfredip ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlar ise, artık onlar da azab için hazır bulundurulurlar.
Ali Fikri Yavuz:
Kâfir olup da âyetlerimizi ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenler ise, işte bunlar azap içinde (Cehennem’de) hazır bulundurulurlar.
Portekizce:
Os incrédulos, que tiverem desmentido os Nossos versículos e o comparecimento da outra vida, serão entregues aocastigo.
İsveççe:
men de som framhärdade i att förneka sanningen och avvisade Våra budskap och mötet [med Gud] efter döden som lögner skall föras bort till sitt straff.
Farsça:
و اما کسانی که کفر ورزیده و آیات ما و دیدار آخرت را تکذیب کرده اند، احضارشدگان در عذاب اند.
Kürtçe:
بەڵام ئەوانەی بێباوەڕ بوون و دانیان نەدەنا بەنیشانەکانی ئێمە و گەیشتن بەڕۆژی دوایی ئا ئەوانە لە سزای(دۆزەخدا)ئامادە دەکرێن
Özbekçe:
Куфр келтириб, Бизнинг оятларимизни ва охират мулоқотини ёлғонга чиқарганлар, ана ўшалар, азобга ҳозир қилинурлар.
Malayca:
Dan sebaliknya kumpulan orang-orang yang kafir dan mendustakan ayat-ayat Kami (Al-Quran) serta mendustakan pertemuan hari akhirat, maka mereka akan tetap berada dalam azab seksa selama-lamanya.
Arnavutça:
e ata që kanë mohuar dhe përgënjeshtruar ajetet Tona dhe takimin në Ditën e Kijametit, ata do të hudhen në zjarr.
Bulgarca:
А онези, които не вярват и взимат за лъжа Нашите знамения и срещата с Нас в отвъдния живот, те ще бъдат въведени в мъчението.
Sırpça:
а они који нису веровали и који су порицали Наше речи и доказе и који су сусрет на Судњем дану порицали у трајној ће муци бити.
Çekçe:
zatímco ti, kdož nevěřili a znamení Naše i setkání na onom světě za lež prohlašovali, ti k trestu budou předvedeni.
Urduca:
اور جنہوں نے کفر کیا ہے اور ہماری آیات کو اور آخرت کی ملاقات کو جھٹلایا ہے وہ عذاب میں حاضر رکھے جائیں گے
Tacikçe:
Ва аммо онҳое, ки кофир шудаанд ва оёти Моро дурӯғ мебароранд ва дидори охиратро дурӯғ мепиндоранд, ҳамаро дар азоб ҳозир оранд.
Tatarca:
Вә әмма аятьләребезне һәм терелеп ахирәттә Безгә юлыгуны инкяр итеп кәфер булган кешеләр, ґәзабка хафыйз ителерләр.
Endonezyaca:
Adapun orang-orang yang kafir dan mendustakan ayat-ayat Kami (Al Quran) serta (mendustakan) menemui hari akhirat, maka mereka tetap berada di dalam siksaan (neraka).
Amharca:
እነዚያም የካዱትማ በአንቀጾቻችንና በኋለኛይቱም ዓለም መገናኘት ያስተባበሉት እነዚያ በቅጣቱ ውስጥ የሚጣዱ ናቸው፡፡
Tamilce:
ஆக, எவர்கள் நிராகரித்தார்களோ, நமது வசனங்களையும் மறுமையின் சந்திப்பையும் பொய்ப்பித்தார்களோ அவர்கள் (நரக) தண்டனைக்குக் கொண்டு வரப்படுவார்கள்.
Korece:
하나님의 말씀과 내세에서의상봉을 불신하며 이를 부정하는 자들에게는 벌이 있으리라
Vietnamca:
Còn đối với những kẻ vô đức tin và phủ nhận các Lời Mặc Khải của TA, phủ nhận cuộc gặp gỡ với TA ở Đời Sau, thì sẽ là những kẻ ở trong sự trừng phạt muôn đời.
Ayet Linkleri: