Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

3

Sûredeki Ayet No: 

47

Ayet No: 

340

Sayfa No: 

56

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَتْ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي وَلَدٌ وَلَمْ يَمْسَسْنِي بَشَرٌ ۖ قَالَ كَذَٰلِكِ اللَّهُ يَخْلُقُ مَا يَشَاءُ ۚ إِذَا قَضَىٰ أَمْرًا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُن فَيَكُونُ

Çeviriyazı: 

ḳâlet rabbi ennâ yekûnü lî veledüv velem yemsesnî beşer. ḳâle keẕâliki-llâhü yaḫlüḳu mâ yeşâ'. iẕâ ḳaḍâ emran feinnemâ yeḳûlü lehû kün feyekûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Meryem): "Ey Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" dedi. Allah: "Öyle ama, Allah dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece 'ol!' der, o da hemen oluverir." dedi.

Diyanet İşleri: 

Meryem: "Rabbim! Bana bir insan dokunmamışken nasıl çocuğum olabilir?" demişti. Melekler şöyle dediler: "Allah dilediğini böylece yaratır. Bir işin olmasını dilerse ona ol der ve olur".

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Meryem, ya Rabbi demişti, benim nasıl çocuğum olabilir? Bana hiçbir insan dokunmadı. Allah, öyledir ama demişti, dilediğini yapar Allah ve bir işin olmasını diledi mi hemencecik ol der ona ve o oluverir.

Şaban Piriş: 

Meryem, şöyle dedi: Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken nasıl çocuğum olabilir? (Melek şöyle cevap verdi:) İşte böyle! Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasını isterse ona “ol” der ve o da oluverir.

Edip Yüksel: 

(Meryem), "Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken nasıl olur da çocuğum olur," deyince, (Melek) şöyle cevap verdi: "ALLAH dilediğini böyle yaratır. Herhangi bir şeyin olmasını dilediği an ona 'Ol' der ve o şey oluverir.

Ali Bulaç: 

Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bir çocuğum olabilir?" dedi. (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona "ol" der, o da hemen oluverir.

Suat Yıldırım: 

Meryem: “Ya Rabbî, bana hiçbir erkek eli değmediği halde nasıl olur da çocuğum olabilir?” deyince, Allah şöyle buyurdu: “Öyle de olsa, Allah dilediğini yaratır. Zira O, bir şeyin var olmasına hüküm verince sadece “ol” der, o da derhal oluverir.” [2,117; 3,59; 19,35] {KM, Luka 1,34}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dedi ki: «Yarabbi! Bana çocuk nereden olabilir! Halbuki bana bir beşer dokunmamıştır.» Buyurdu ki, «Öyledir. Allah Teâlâ neyi dilerse yaratır. Bir şeyi murad edince ona sadece ´Ol!´ der, o da hemen oluverir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Meryem dedi ki: "Rabbim, çocuğum nasıl olur benim? Bana hiçbir insan dokunmadı ki!" Allah cevap verdi: "Allah dilediğini işte böyle yaratır! Bir iş ve oluşa karar verdiğinde sadece ona "Ol!" der; ve o hemen oluverir."

Bekir Sadak: 

Meryem: «Rabbim! Bana bir insan dokunmamisken nasil cocugum olabilir?» demisti. Melekler soyle dediler: «Allah diledigini boylece yaratir. Bir isin olmasini dilerse ona ol der ve olur&quot

İbni Kesir: 

Meryem dedi ki: Rabbım

Adem Uğur: 

Meryem: Rabbim! dedi, bana bir erkek eli değmediği halde nasıl çocuğum olur? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir, Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmedince ona sadece &quot

İskender Ali Mihr: 

(Hz Meryem): “Rabbim, benim çoçuğum nasıl olur? Bana bir beşer dokunmadı” dedi. (Allah şöyle buyurdu): “İşte böyle, Allah dilediğini yaratır. Bir emrin (işin) olmasını takdir ettiği zaman, sadece ona “ol!” der, o hemen olur.”

Celal Yıldırım: 

(Bunun üzerine) Meryem dedi ki: «Ey Rabbim ! bana bir insan dokunmamışken nasıl çocuğum olabilir ?!» Ona denildi ki: Öyle ama, Allah dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece «Ol!» der, o da oluverir.

Tefhim ul Kuran: 

«Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bana bir çocuk olabilir?» dedi. Öyle (idi cevap) . (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona «ol» der, o da hemen oluverir.»

Fransızca: 

- Elle dit : "Seigneur ! Comment aurais-je un enfant, alors qu'aucun homme ne m'a touchée ? " - "C'est ainsi ! " dit-Il. Allah crée ce qu'Il veut. Quand Il décide d'une chose, Il lui dit seulement : "Sois"; et elle est aussitôt.

İspanyolca: 

Dijo ella:«¡Señor! ¿Cómo puedo tener un hijo, si no me ha tocado mortal?» Dijo: «Así será. Alá crea lo que Él quiere. Cuando decide algo, le dice tan sólo: "¡Sé!" y es.

İtalyanca: 

Ella disse: "Come potrei avere un bambino se mai un uomo mi ha toccata?". Disse: "E' così che Allah crea ciò che vuole: quando decide una cosa dice solo "Sii" ed essa è."

Almanca: 

Sie sagte: "HERR! Wie kann ich einen Sohn haben, wo kein Mann mich jemals intim berührt hat." ER sagte: "Solcherart erschafft ALLAH, was ER will. Wenn ER eine Angelegenheit bestimmt hat, sagt ER zu ihr doch nur: "Sei!", und sie ist."

Çince: 

她说:我的主啊!任何人都没有和我接触过,我怎么会有儿子呢? 天神说:真主要如此创造他的意欲的人。当他判决一件事情的时候,他只对那件事情说声有',它就有了。

Hollandaca: 

O Heer! antwoordde Maria: Hoe zal ik een zoon baren, terwijl geen man mij heeft aangeraakt!" De engel antwoordde: God doet wat en hoe hij wil; en heeft hij eene zaak besloten, dan zegt hij slechts: Wees, en het is.

Rusça: 

Она сказала: "Господи! Как я могу иметь сына, если меня не касался ни один мужчина". Он сказал: "Так Аллах творит, что пожелает! Когда Он принимает решение, то Ему стоит лишь сказать: "Будь!" - как это сбывается.

Somalice: 

Waxay tidhi (Maryam) Eebow sidee Ilmo iigu ahaan isagoon i taaban Dad (Nin wuxuu yidhi (Eebe) saasuu Eebe wax u abuuraa wuxun doono, markuu xukmin amarna wuxuu uun u dhahaa ahow wuuna ahaadaa.

Swahilice: 

Maryamu akasema: Mola wangu Mlezi! Vipi nitampata mwana na hali hajanigusa mwanaadamu? Mwenyezi Mungu akasema: Ndivyo vivyo hivyo, Mwenyezi Mungu huumba apendacho. Anapo hukumu jambo, huliambia: Kuwa! Likawa.

Uygurca: 

مەريەم: «پەرۋەردىگارىم! ماڭا ئىنساننىڭ قولى تەگمىگەن تۇرسا (يەنى ئەرلىك بولمىسام) قانداق بالام بولىدۇ؟» دېدى. پەرىشتە: «اﷲ خالىغىنىنى شۇنداق يارىتىدۇ (يەنى ئاتا - ئانا، ئارقىلىقمۇ ۋە ئۇنىڭسىزمۇ يارىتىدۇ). بىرەر ئىشنىڭ بولۇشىنى ئىرادە قىلسا، ۋۇجۇدقا كېلىدۇ» دېدى

Japonca: 

かの女は言った。「主よ,誰もわたしに触れたことはありません。どうしてあたしに子が出来ましょうか。」かれ(天使)は言った。「このように,アッラーは御望みのものを御創りになられる。かれが一事を決められ,『有れ。』と仰せになれば即ち有るのである。」

Arapça (Ürdün): 

«قالت ربِّ أنَّى» كيف «يكون لي ولد ولم يمسني بشر» بتزوج ولا غيره «قال» الأمر «كذلك» من خلق ولد منك بلا أب «الله يخلق ما يشاء إذا قضي أمرا» أراد خلقه «فإنما يقول له كن فيكون» أي فهو يكون.

Hintçe: 

(ये सुनकर मरियम ताज्जुब से) कहने लगी परवरदिगार मुझे लड़का क्योंकर होगा हालॉकि मुझे किसी मर्द ने छुआ तक नहीं इरशाद हुआ इसी तरह ख़ुदा जो चाहता है करता है जब वह किसी काम का करना ठान लेता है तो बस कह देता है 'हो जा' तो वह हो जाता है

Tayca: 

นางกล่าวว่า ข้าแต่พระเจ้าของข้าพระองค์ ข้าพระองค์จะมีบุตรได้อย่างไร ทั้ง ๆ ที่มิได้มีบุรุษใดแตะต้องข้าพระองค์ พระองค์ตรัสว่า กระนั้นก็ตาม อัลลอฮ์จะทรงบังเกิดสิ่งที่พระองค์ประสงค์ เมื่อพระองค์ทรงชี้ขาดงานใดแล้ว? พระองค์ก็เพียงประกาศิตแก่สิ่งนั้นว่า จงเป็นขึ้นเถิด แล้วมันก็จะเป็นขึ้น

İbranice: 

אמרה (מרים:) 'ריבוני! כיצד יהיה לי בן ואיש לא נגע בי'? אמר (אלוהים:) 'כך ייצור אלוהים את מה שירצה, ואם יחליט דבר, הוא יאמר לו: 'היה! ' ויהיה

Hırvatça: 

Ona reče: "Gospodaru moj, kako ću ja imati dijete kada me muškarac nije dodirnuo?!" "Eto, tako", reče, "Allah stvara šta On hoće. Kada nešto odredi, On samo kaže: 'Budi!' i to biva."

Rumence: 

Ea spuse: “Domnul Meu! Cum să am un copil, când nici un bărbat nu m-a atins?” Îngerul spuse: “Dumnezeu creează ceea ce voieşte şi, când hotărăşte un lucru, El spune: “Fii!” Şi acesta este.

Transliteration: 

Qalat rabbi anna yakoonu lee waladun walam yamsasnee basharun qala kathaliki Allahu yakhluqu ma yashao itha qada amran fainnama yaqoolu lahu kun fayakoonu

Türkçe: 

Meryem dedi ki: "Rabbim, çocuğum nasıl olur benim? Bana hiçbir insan dokunmadı ki!" Allah cevap verdi: "Allah dilediğini işte böyle yaratır! Bir iş ve oluşa karar verdiğinde sadece ona "Ol!" der; ve o hemen oluverir."

Sahih International: 

She said, "My Lord, how will I have a child when no man has touched me?" [The angel] said, "Such is Allah; He creates what He wills. When He decrees a matter, He only says to it, 'Be,' and it is.

İngilizce: 

She said: "O my Lord! How shall I have a son when no man hath touched me?" He said: "Even so: Allah createth what He willeth: When He hath decreed a plan, He but saith to it, 'Be,' and it is!

Azerbaycanca: 

(Məryəm: ) “Ey Rəbbim! Mənə bir insan əli toxunmadığı halda necə uşağım ola bilər?” – dedikdə, (Allah) buyurdu: “(Bəli) elədir, (lakin) Allah istədiyini yaradır. O, bir işin əmələ gəlməsini qərara aldıqda, ona ancaq “Ol!” deyər, o da (dərhal) olar.

Süleyman Ateş: 

Dedi ki: "Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" "Allah, böylece dilediğini yaratır, dedi, bir şey(in olmasını) istedi mi ona 'ol' der, o da oluverir."

Diyanet Vakfı: 

Meryem: Rabbim! dedi, bana bir erkek eli değmediği halde nasıl çocuğum olur? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir, Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmedince ona sadece "Ol!" der; o da oluverir.

Erhan Aktaş: 

Rabb’im! Bana hiçbir beşer dokunmamışken, benim nasıl bir çocuğum olabilir?” dedi. Allah: “Öyle de olsa, Allah neyi dilerse onu yaratır.” dedi. “O, bir şeyin olmasına karar verdiği zaman ona sadece “Ol!” der, o da oluverir.”

Kral Fahd: 

Meryem: Rabbim! dedi, bana bir erkek eli değmediği halde nasıl çocuğum olur? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir, Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmedince ona sadece «Ol!» der; o da oluverir.

Hasan Basri Çantay: 

(Meryem) dedi ki: «Hey Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olabilir?». (Allah) dedi «öyle, (Fakat) Allah ne dilerse yaratır. Bir işe hükmedince ona ancak ol der, o da oluverir».

Muhammed Esed: 

Meryem, "Ey Rabbim!" dedi, "Bana hiçbir erkek dokunmadığı halde nasıl oğul sahibi olabilirim?" (Melek) cevap verdi: "İşte öyle! Allah dilediğini yaratır; bir şeyin olmasını istediğinde sadece ´Ol!´ der ve o (şey hemen) oluverir.

Gültekin Onan: 

3:46

Ali Fikri Yavuz: 

Meryem: “- Ey Rabbim, bana bir insan dokunmamışken nerden benim bir çocuğum olabilir?” dedi. Allah şöyle buyurdu: “- Doğrudur, sana bir kimse dokunmamıştır, fakat Allahü Tealâ dilediğini yaratır ve O, bir şeyi murad edince ona sadece “ol” der, o hemen oluverir.”

Portekizce: 

Perguntou: Ó Senhor meu, como poderei ter um filho, se mortal algum jamais me tocou? Disse-lhe o anjo: Assim será.Deus cria o que deseja, posto que quando decreta algo, diz: Seja! e é.

İsveççe: 

Maria sade: ”Herre! Hur skulle jag kunna få en son, då ingen man har rört mig?” [Ängeln] sade: ”Så [skall det bli]; Gud skapar vad Han vill. Om Han vill att något skall vara, säger Han endast till det: 'Var!' - och det är.

Farsça: 

[مریم] گفت: پروردگارا! چگونه برای من فرزندی خواهد بود، در حالی که هیچ بشری با من تماس نگرفته؟! [خدا] فرمود: چنین است که می گویی [ولی کار خدا مُقیّد به علل و اسباب نیست،] خدا هر چه را بخواهد [با مشیّت مطلقه خود] می آفریند، چون چیزی را اراده کند جز این نیست که به آن می گوید: « باش » پس بی درنگ می باشد؛

Kürtçe: 

مەریەم ووتی: ئەی پەروەردگارم من چۆن منداڵم دەبێت لە کاتێکدا کە پیاو نەھاتۆتە لام (لێم نەکەوتوە) ؟ (جیبریل) فەرمووی وایە (کە ئەڵێیت) خوا چی بوێت دروستی دەکات کاتێک کە بڕیاری شتێکی دا ھەر ئەوەندەی دەوێت پێ بڵێت ببە، ئیتر دەبێت

Özbekçe: 

У: «Эй Роббим, менга башар қўл теккизмаган бўлса, қандай қилиб болам бўлади?!» деди. У зот: «Шундай, Аллоҳ хоҳлаганини қиладир. Бир ишни ирода қилса, «Бўл!» дейиши кифоя, бўлаверадир», деди.

Malayca: 

Maryam berkata:" Wahai Tuhanku! Bagaimanakah aku akan beroleh seorang anak, padahal aku tidak pernah disentuh oleh seorang lelaki pun?" Allah berfirman; "Demikianlah keadaannya, Allah menjadikan apa yang dikehendakiNya; apabila Ia berkehendak melaksanakan sesuatu perkara, maka Ia hanyalah berfirman kepadanya: ` Jadilah engkau ', lalu menjadilah ia."

Arnavutça: 

Merjemi tha: “Zoti im! Qysh do të kem unë fëmijë, kur nuk më ka prekur asnjë mashkull?” – Ja kështu – tha: “Perëndia krijon ç’të dojë Ai. Kur vendos diçka, Ai vetëm thotë për të: ‘Bëhu!’ – dhe ajo bëhet”.

Bulgarca: 

рече тя: “Господи мой, как ще имам син, щом мъж не ме е докосвал?” Рече: “Така! Аллах сътворява каквото пожелае. Щом реши нещо, казва му само: “Бъди!” И то става.

Sırpça: 

Она рече: „Господару мој, како ћу ја да имам дете када ме мушкарац није додирнуо?!“ „Ето, тако“, рече, „Аллах ствара шта Он жели. Када нешто одреди, Он само каже: 'Буди!' И то буде.“

Çekçe: 

Pravila: 'Pane můj, jak bych mohla mít syna, když se mne smrtelník žádný dosud nedotkl?' Pravil: 'Takto Bůh tvoří to, co chce; když o věci nějaké rozhodne, řekne toliko 'Staniž se!', a stane se.

Urduca: 

یہ سن کر مریمؑ بولی، "پروردگار! میرے ہاں بچہ کہاں سے ہوگا، مجھے تو کسی شخص نے ہاتھ تک نہیں لگایا" جواب ملا، "ایسا ہی ہوگا، اللہ جو چاہتا ہے پیدا کرتا ہے وہ جب کسی کام کے کرنے کا فیصلہ فرماتا ہے تو بس کہتا ہے کہ ہو جا اور وہ ہو جاتا ہے"

Tacikçe: 

Марям гуфт: «Эй Парвардигори ман, чӣ гуна маро фарзанде бошад, дар ҳоле ки одамӣ ба ман даст назадааст?» Гуфт; «Ба он сон, ки Худо ҳар чӣ бихоҳад, меофаринад. Чун иродаи чизе кунад, ба ӯ гӯяд: «Мавҷуд шав!» — пас мавҷуд мешавад.

Tatarca: 

Мәрьям әйтте: "Ий Раббым, миңа бала кайдан булсын чөнки миңа ир затының кулы тигәне юк". Аллаһ әйтте: "Әнә шулай Аллаһ үзе теләгән нәрсәне халык кылыр. Бер нәрсәне булдырырга теләсә фәкать "бул" дияр, ул нәрсә Ул теләгәнчә бар булыр".

Endonezyaca: 

Maryam berkata: "Ya Tuhanku, betapa mungkin aku mempunyai anak, padahal aku belum pernah disentuh oleh seorang laki-lakipun". Allah berfirman (dengan perantaraan Jibril): "Demikianlah Allah menciptakan apa yang dikehendaki-Nya. Apabila Allah berkehendak menetapkan sesuatu, maka Allah hanya cukup berkata kepadanya: "Jadilah", lalu jadilah dia.

Amharca: 

፡-ጌታዬ ሆይ! ሰው ያልነካኝ ስኾን ለኔ እንዴት ልጅ ይኖረኛል አለች፡፡ ነገሩ እንዳልሽው ነው፡፡ አላህ የሚሻውን ይፈጥራል፡፡ አንዳችን በሻ ጊዜ ለርሱ ኹን ይለዋል፤ ወዲውኑም ይኾናል አላት፡፡

Tamilce: 

“என் இறைவா! ஆடவர் ஒருவரும் என்னைத் தொடாமல் இருக்க, எனக்கு எப்படி குழந்தை ஏற்படும்?’’ என்று (மர்யம்) கூறினார். “(அல்லாஹ்வின் நாட்டம்) இவ்வாறுதான், அல்லாஹ், தான் நாடியதை (நாடியபடி) படைக்கிறான். அவன் ஒரு காரியத்தை முடிவு செய்தால் அதற்கு அவன் கூறுவதெல்லாம் ‘ஆகுக’ என்றுதான். உடனே (அது) ஆகிவிடும்” என்று அல்லாஹ் கூறினான்.

Korece: 

그녀가 말하길 주여 제가 어 떻게 아이를 가질 수 있습니까 어 떤 남자도 저를 스치지 아니하였 습니다 그가 말하길 그렇게 되리 라 그분의 뜻이라면 창조하시니라 그분이 어떤 일을 하고자 할 때 이렇게 말씀하시나니 있어라 그러 면 있느니라

Vietnamca: 

(Maryam) nói: “Lạy Thượng Đế của bề tôi! Làm sao bề tôi có được một đứa con khi mà chưa từng có một người đàn ông nào chạm đến thân thể của bề tôi?” (Allah) phán: “(Sự việc sẽ xảy ra) đúng như thế bởi Allah làm bất cứ điều gì Ngài muốn. Khi Ngài quyết định một việc gì thì Ngài chỉ cần phán “Hãy thành!”, lập tức nó sẽ thành (đúng theo ý của Ngài).”