Arapça:
وَلَيَحْمِلُنَّ أَثْقَالَهُمْ وَأَثْقَالًا مَّعَ أَثْقَالِهِمْ ۖ وَلَيُسْأَلُنَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَمَّا كَانُوا يَفْتَرُونَ
Çeviriyazı:
veleyaḥmilünne eŝḳâlehüm eŝḳâlem me`a eŝḳâleküm. veleyüs'elünne yevme-lḳiyâmeti `ammâ kânû yefterûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Fakat gerçek şu ki) elbette kendi yüklerini, kendi yükleriyle birlikte nice yükleri (başkalarını saptırmanın vebalini) taşıyacaklar ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü mutlaka sorguya çekileceklerdir.
Diyanet İşleri:
Onlar kendi ağırlıklarını, kendi ağırlıkları yanında daha nice ağırlıkları yüklenecekler ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü sorguya çekileceklerdir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar, elbette kendi yüklerini de yüklenecekler, o yüklerle beraber başka yükleri de ve kıyamet gününde de iftira ettikleri şeyler, elbette sorulacak onlardan.
Şaban Piriş:
Onlar, kendi yüklerini ve kendi yükleriyle beraber başka yükleri de taşırlar. Kıyamet günü de uydurduklarından sorguya çekilirler.
Edip Yüksel:
Gerçekte, kendi yüklerine ek olarak (sorumlu oldukları) başka yükleri de yüklenecekler ve uydurdukları şeylerden diriliş günü sorulacaklardır.
Ali Bulaç:
Şüphesiz onlar, hem kendi yüklerini, hem kendi yükleriyle birlikte başka yükleri de yüklenecekler ve kıyamet günü, düzüp uydurduklarına karşı sorguya çekileceklerdir.
Suat Yıldırım:
Ama onlar mutlaka kendi yükleri ile beraber başka yükleri de yani başkalarını saptırmanın vebalini de taşımak zorunda kalacak ve kıyamet günü uydurdukları iftiralardan sorguya çekileceklerdir. [16,25]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve elbette ki, onlar kendi ağırlıklarını ve kendi ağırlıklarıyla beraber nice ağırlıkları da yükleneceklerdir. Ve elbette iftira eder oldukları şeylerden Kıyamet gününde sual olunacaklardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar hem kendi yüklerini hem de kendi yükleriyle beraber başkalarının yüklerini taşıyacaklar. Bunda kuşku yok. Kıyamet günü de iftira edip durdukları şeylerden zorlu bir sorguya mutlaka çekileceklerdir.
Bekir Sadak:
Allah´in yaratmaya nasil baslayip, sonra onu nasil tekrar edecegini anlamazlar mi? Dogrusu bu Allah´a kolaydir.
İbni Kesir:
Gerçekten onlar
Adem Uğur:
(Fakat gerçek şu ki) elbette kendi yüklerini (veballerini), kendi yükleriyle birlikte nice yükleri taşıyacaklar ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü mutlaka sorguya çekileceklerdir.
İskender Ali Mihr:
Ve (yalancılar) kendi yükleri (günahları) ile beraber, onların yüklerini (günahlarını) da mutlaka yüklenecekler. Kıyâmet günü onlar, uydurdukları şeylerden mutlaka sorgulanacaklar.
Celal Yıldırım:
And olsun ki onlar kendi (günah) ağırlıklarını ve kendi ağırlıklarıyla beraber ağırlıklar yüklenecekler ve uydurup ortaya attıkları iftiradan Kıyamet gününde mutlaka sorulacaklardır.
Tefhim ul Kuran:
Şüphesiz onlar, hem kendi yüklerini, hem de kendi yükleriyle birlikte başka yükleri de yüklenecekler ve kıyamet günü, düzüp uydurmakta olduklarına karşı sorguya çekileceklerdir.
Fransızca:
Et très certainement, ils porteront leurs fardeaux et d'autres fardeaux en plus de leurs propres fardeaux. et ils seront interrogés, le Jour de la Résurrection, sur ce qu'ils inventaient.
İspanyolca:
Llevarán, ciertamente, su carga juntamente con la ajena. El día de la Resurrección tendrán que responder de lo que se inventaban.
İtalyanca:
Porteranno i loro carichi e altri carichi oltre i loro. Nel Giorno della Resurrezione saranno interrogati su quello che inventavano.
Almanca:
Und sie werden zweifelsohne ihre Lasten und noch (weitere) Lasten zu ihren Lasten tragen. Und am Tag der Auferstehung werden sie gewiß für das zur Rechenschaft gezogen, was sie zu erdichten pflegten.
Çince:
他们必定担负自己的重担,再加上别的重担,复活日他们对于自己所伪造的谎言必受审问。
Hollandaca:
Maar zij zullen zekerlijk hunne eigene lasten dragen, en andere lasten buiten hunne eigene; en zij zullen op den dag der opstanding nopens datgene onderzocht worden, wat zij valschelijk hebben uitgedacht.
Rusça:
Они непременно понесут свое бремя и другое бремя вместе со своим бременем. В День воскресения их непременно спросят о том, что они измышляли.
Somalice:
waxayse dhab ahaan xambaari culaysyaalkooda iyo culaysyo Culaysyadoodii la jira, waxaana dhab ahaan loo warsan maalinta Qiyaame waxay been abuuran jireen.
Swahilice:
Na hapana shaka wataibeba mizigo yao na mizigo mingine pamoja na mizigo yao. Na kwa yakini wataulizwa Siku ya Kiyama juu ya waliyo kuwa wakiyazua.
Uygurca:
ئۇلار ئۆزلىرىنىڭ يۈكلىرىنى ۋە ئۇنىڭغا قوشۇپ باشقا يۈكلەرنى (يەنى ئۆزلىرىنىڭ گۇناھلىرىنى ۋە ئازدۇرغانلىرىنىڭ گۇناھلىرىنى) ئۈستىگە ئالىدۇ، قىيامەت كۈنى ئۇلار ئۆزلىرى ئويدۇرۇپ چىققان يالغان سۆزلىرى ئۈچۈن سوراققا تارتىلىدۇ
Japonca:
だがかれらは自分の重荷を負い,そのうえ(外の)重荷をも負うであろう。復活の日には,かれらの虚構していたことに就いて必ず問いただされるであろう。
Arapça (Ürdün):
(وليحملن أثقالهم) أوزارهم (وأثقالاً مع أثقالهم) بقولهم للمؤمنين "اتبعوا سبيلنا" وإضلالهم مقلديهم (وليسألن يوم القيامة عما كانوا يفترون) يكذبون على الله سؤال توبيخ واللام في الفعلين لام قسم، وحذف فاعلهما الواو ونون الرفع.
Hintçe:
और (हाँ) ये लोग अपने (गुनाह के) बोझे तो यक़ीनी उठाएँगें ही और अपने बोझो के साथ जिन्हें गुमराह किया उनके बोझे भी उठाएँगे और जो इफ़ितेरा परदाज़िया ये लोग करते रहे हैं क़यामत के दिन उन से ज़रुर उसकी बाज़पुर्स होगी
Tayca:
และแน่นอน พวกเขาจะแบกรับความผิดของพวกเขาและความผิดอื่น ๆ ร่วมกับความผิดของพวกเขา และแน่นอนพวกเขาจะถูกสอบสวนในวันกิยามะฮ์ในสิ่งที่พวกเขาได้กุขึ้น
İbranice:
הם יישאו את משא החטאים של עצמם עם משאות נוספים, ויישאלו ביום תחיית המתים על מה שהיו משקרים
Hırvatça:
A sigurno će vlastite terete i terete onih koje su u zabludu odveli nositi, i sigurno će za ono što su izmišljali na Kijametskom danu odgovarati.
Rumence:
Ei îşi vor căra poverile lor şi încă alte poveri peste poverile lor. În Ziua Învierii vor fi întrebaţi de ceea ce născoceau.
Transliteration:
Walayahmilunna athqalahum waathqalan maAAa athqalihim walayusalunna yawma alqiyamati AAamma kanoo yaftaroona
Türkçe:
Onlar hem kendi yüklerini hem de kendi yükleriyle beraber başkalarının yüklerini taşıyacaklar. Bunda kuşku yok. Kıyamet günü de iftira edip durdukları şeylerden zorlu bir sorguya mutlaka çekileceklerdir.
Sahih International:
But they will surely carry their [own] burdens and [other] burdens along with their burdens, and they will surely be questioned on the Day of Resurrection about what they used to invent.
İngilizce:
They will bear their own burdens, and (other) burdens along with their own, and on the Day of Judgments they will be called to account for their falsehoods.
Azerbaycanca:
Şübhəsiz ki, onlar həm öz günahlarına, həm də öz günahları ilə yanaşı, daha neçə-neçə günahlarla (yoldan çıxartdıqları kimsələrin günahlarına) yüklənəcəklər. Qiyamət günü onlar uydurduqları yalanlara görə mütləq sorğu-sual olunacaqlar!
Süleyman Ateş:
Onlar, hem kendi yüklerini, hem de kendi yükleriyle beraber başka yükleri (başkalarını kandırıp saptırmalarının vebalini) taşıyacaklar ve elbette uydurdukları şeylerden kıyamet gününde sorguya çekileceklerdir.
Diyanet Vakfı:
(Fakat gerçek şu ki) elbette kendi yüklerini (veballerini), kendi yükleriyle birlikte nice yükleri taşıyacaklar ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü mutlaka sorguya çekileceklerdir.
Erhan Aktaş:
Onlar hem kendi yüklerini hem kendi yükleri ile birlikte başka yükleri taşıyacaklar. Kıyâmet günü, kesinlikle uydurdukları şeylerden hesaba çekilecekler.
Kral Fahd:
(Fakat gerçek şu ki) elbette kendi yüklerini (veballerini), kendi yükleriyle birlikte nice yükleri taşıyacaklar ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü mutlaka sorguya çekileceklerdir.
Hasan Basri Çantay:
Onlar her halde kendi yüklerini de, o yükleriyle beraber daha nice yükleri de bizzat yüklenecekler ve düzmekde oldukları şeylerden kıyamet günü mes´ûl olacaklardır.
Muhammed Esed:
Onlar, mutlaka, kendi yükleri ile birlikte başka yükleri de taşımak zorunda kalacaklardır; ve bütün temelsiz iddialarından dolayı Kıyamet Günü mutlaka hesaba çekileceklerdir!
Gültekin Onan:
Şüphesiz onlar, hem kendi yüklerini, hem kendi yükleriyle birlikte başka yükleri de yüklenecekler ve kıyamet günü, düzüp uydurduklarına karşı sorguya çekileceklerdir.
Ali Fikri Yavuz:
Muhakkak onlar, kendi günahlarını ve o günahlarla beraber daha bir çok (saptırdıkları kimselere ait) günahları yüklenecekler ve şüphe yok ki, (Allah’a) iftira ettikleri şeylerden kıyamet günü sorumlu tutulacaklardır.
Portekizce:
Certamente, arcarão com o seu peso, assim como outros pesos além do seu; e no Dia da Ressurreição serão interrogadossobre tudo quanto houverem forjado.
İsveççe:
De skall sannerligen få bära sina egna bördor och [andra] bördor i tillägg till sina egna; och på Uppståndelsens dag skall de helt visst få stå till svars för de [lögner] som de diktade upp.
Farsça:
و مسلماً بارهای [گناهان] خود را با بارهای دیگری [از گناهان کسانی که گمراهشان کردند] همراه با بارهای خود حمل خواهند کرد، و روز قیامت از آنچه [به خدا و پیامبر و قرآن] افترا می بستند، حتماً بازپرسی خواهند شد،
Kürtçe:
سوێند بەخوا (بێ باوەڕان) باری گرانی (کوفرو تاوانی) خۆیان ھەڵدەگرن وەباری گرانی (خەڵکانی) تریش لەگەڵ باری گرانی خۆیان دا (ھەڵدەگرن) وە بەڕاستی لەڕۆژی قیامەتدا پرسیاریان لێ دەکرێ لەو درۆ و دەلەسانەی لەدونیادا ھەڵیان دەبەست
Özbekçe:
Албатта, улар ўз юкларини ҳам, у юклар билан бирга бошқа юкларни ҳам кўтарурлар. Албатта, қиёмат кунида уйдириб юрган нарсалари ҳақида сўралурлар. (Оятдаги «юк»дан мурод гуноҳдир. Албатта, кофирлар гуноҳлари юкини кўтарадилар, шу билан бирга, ўз иғволари билан йўлдан урган одамларнинг гуноҳларини ҳам кўтарурлар. Аммо бу нарса уларнинг иғвосига учганларнинг гуноҳини енгиллатмайди, улар ҳам қилмишларига яраша жазоларини тортадилар.)
Malayca:
Dan sesungguhnya mereka akan menanggung beban-beban dosa mereka dan beban-beban (dosa orang-orang yang mereka sesatkan) bersama-sama dengan beban-beban dosa mereka sendiri; dan sesungguhnya mereka akan ditanya pada hari kiamat kelak tentang apa yang mereka pernah ada-adakan secara dusta itu.
Arnavutça:
Ata (mohuesit), do t’i bartin brengat e veta dhe bashkë me bregat e tyre, edhe brengat tjera – dhe ata, me të vërtetë, do të pyetën Ditën e Kijametit për atë që trillonin.
Bulgarca:
Наистина те ще носят своето бреме и друго бреме заедно със своето, и ще бъдат питани в Деня на възкресението за това, което са измисляли.
Sırpça:
А сигурно ће властите терете и терете оних које су одвели у заблуду да носе, и сигурно ће за оно што су измишљали на Судњем дану да одговарају.
Çekçe:
Ale ponesou věru břemena svá vlastní a další břemena se svými břemeny a budou otázáni v den zmrtvýchvstání na to, co lživě si vymýšleli.
Urduca:
ہاں ضرور وہ اپنے بوجھ بھی اٹھائیں گے اور اپنے بوجھوں کے ساتھ بہت سے دوسرے بوجھ بھی اور قیامت کے روز یقیناً ان سے اِن افترا پردازیوں کی بازپرس ہو گی جو وہ کرتے رہے ہیں
Tacikçe:
Балки бори гуноҳи худ ва борҳое бо бори худ бар гардан хоҳанд гузошт ва дар рӯзи қиёмат ба сабаби дурӯғҳое, ки бар ҳам мебофтаанд, бозхост хоҳанд шуд.
Tatarca:
Мөшрикләр үзләренең гөнаһларын вә үзләренә ияртеп адашу юлына, батыл диннәренә алып кергән иярченнәренең дә гөнаһларын йөкләрләр, ләкин иярүчеләрнең гөнаһы киметелмәс: вә алар кыямәт көнендә Аллаһуга ялганны ифтира итеп кылган барча кабахәт эшләреннән, әлбәттә, соралырлар
Endonezyaca:
Dan sesungguhnya mereka akan memikul beban (dosa) mereka, dan beban-beban (dosa yang lain) di samping beban-beban mereka sendiri, dan sesungguhnya mereka akan ditanya pada hari kiamat tentang apa yang selalu mereka ada-adakan.
Amharca:
ሸክሞቻቸውንና ከሸክሞቻቸው ጋር (ሌሎች) ሸክሞችንም በእርግጥ ይሸከማሉ፡፡ በትንሣኤም ቀን ይቀጥፉት ከነበሩት በእርግጥ ይጠየቃሉ፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவர்கள் தங்கள் சுமைகளையும் தங்களது சுமைகளுடன் (தங்களால் வழிகெடுக்கப்பட்டவர்களின்) சுமைகளையும் நிச்சயம் சுமப்பார்கள். இன்னும், அவர்கள் பொய்யை இட்டுக் கட்டிக் கொண்டிருந்தது பற்றி மறுமை நாளில் நிச்சயம் விசாரிக்கப்படுவார்கள்.
Korece:
그러나 그들은 자기 자신들 의 짐과 그밖의 다른 짐들을 심판 의 날에 짊어지고 와 그들이 거짓 을 꾸몄던 사실에 대하여 질문을 받으리라
Vietnamca:
Bọn họ chắc chắn sẽ vác gánh nặng của mình và cả những gánh nặng ngoài gánh nặng của (những ai theo) bọn họ. Bọn họ chắc chắn sẽ bị tra hỏi vào Ngày Phán Xét về những điều mà bọn họ đã bịa đặt.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: