Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

29

Sûredeki Ayet No: 

5

Ayet No: 

3345

Sayfa No: 

396

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

مَن كَانَ يَرْجُو لِقَاءَ اللَّهِ فَإِنَّ أَجَلَ اللَّهِ لَآتٍ ۚ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

Çeviriyazı: 

men kâne yercû liḳâe-llâhi feinne ecele-llâhi leâtin. vehüve-ssemî`u-l`alîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Her kim Allah'a kavuşmayı umuyorsa bilsin ki, Allah'ın tayin ettiği o vakit elbette gelecektir. O her şeyi işiten ve bilendir.

Diyanet İşleri: 

Allah'la karşılaşmayı uman bilsin ki, Allah'ın bunun için belirttiği vakit gelecektir. O, işitir ve bilir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kim, Tanrı'ya kavuşmayı umarsa artık şüphe yok ki Allah'ın takdir ettiği zaman elbette gelecek ve odur duyan, bilen.

Şaban Piriş: 

Kim Allah’a kavuşmayı umarsa, şüphesiz Allah’ın belirlediği süre gelecektir. O herşeyi işitendir, bilendir.

Edip Yüksel: 

Kim ALLAH ile karşılaşmayı umuyorsa, (şunu bilsin ki) ALLAH'la randevu mutlaka gerçekleşecektir. O, İşitendir, Bilendir.

Ali Bulaç: 

Kim Allah'a kavuşmayı umuyorsa hiç şüphesiz Allah'ın (tespit ettiği) süresi yaklaşarak-gelmektedir. O, işitendir, bilendir.

Suat Yıldırım: 

Kim Allah'a kavuşmayı ümid ediyorsa bilsin ki Allah’ın tayin ettiği vâde mutlaka gelecektir.O her şeyi hakkıyla işitir ve bilir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Her kim Allah´a kavuşmayı ümit ederse elbette Allah´ın tayin ettiği müddet, herhalde gelicidir ve o bihakkın işitendir, bilendir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'a kavuşmayı umanlara gelince, şu bir gerçek ki, Allah'ın belirlediği vakit mutlaka gelecektir. O, Semî'dir, Alîm'dir.

Bekir Sadak: 

Allah elbette inanalari bilir ve elbette ikiyuzluleri de bilir.

İbni Kesir: 

Kim Allah´a kavuşmayı umarsa

Adem Uğur: 

Kim Allah´a kavuşmayı umuyorsa, bilsin ki Allah´ın tayin ettiği o vakit elbet gelecektir. O, her şeyi işiten ve bilendir.

İskender Ali Mihr: 

Kim Allah´a mülâki olmayı (hayattayken Allah´a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah´ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah´a ulaşacaktır). Ve O

Celal Yıldırım: 

Kim Allah´a kavuşmayı umarsa, elbette Allah´ın belirlediği ecel gelecektir. Allah işiten ve bilendir.

Tefhim ul Kuran: 

Kim Allah´a kavuşmayı umuyorsa hiç şüphesiz Allah´ın (tesbit ettiği) süresi yaklaşarak gelmektedir. O, işitendir, bilendir.

Fransızca: 

Celui qui espère rencontrer Allah, le terme fixé par Allah va certainement venir. Et c'est Lui l'Audient, l'Omniscient.

İspanyolca: 

Quien cuente con encontrar a Alá sepa que el plazo fijado por Alá vendrá ciertamente, Él es Quien todo lo oye, Quien todo lo sabe.

İtalyanca: 

Chi spera di incontrare Allah [sappia che] in verità il termine di Allah si avvicina. Egli è Colui che tutto ascolta e conosce.

Almanca: 

Wer auf die Begegnung ALLAHs hofft, so wird die Frist von ALLAH doch eintreffen! Und ER ist Der Allhörende, Der Allwissende.

Çince: 

凡希望会见真主者,谁都应当知道真主的期限是必定降临的,真主确是全聪的,确是全知的。

Hollandaca: 

Voor hen, die hopen God te ontmoeten, zal Gods bepaalde tijd zekerlijk komen, en hij hoort en weet alles.

Rusça: 

Если кто надеется на встречу с Аллахом, то ведь срок Аллаха непременно наступит. Он - Слышащий, Видящий.

Somalice: 

ruuxii rajayn (ka cabsan) la kulanka Eebe, Ajashii Eebe (uu qadaray) way imaan, Eebana waa maqle oge ah.

Swahilice: 

Mwenye kutaraji kukutana na Mwenyezi Mungu, basi hakika miadi ya Mwenyezi Mungu itafika bila ya shaka. Naye ni Mwenye kusikia, Mwenye kujua.

Uygurca: 

كىمكى اﷲ قا مۇلاقات بولۇشنى ئۈمىد قىلىدىكەن، (بىلسۇنكى) اﷲ نىڭ (بۇنىڭغا بەلگىلىگەن) ۋاقتى چوقۇم يېتىپ كېلىدۇ، اﷲ (بەندىلىرىنىڭ سۆزلىرىنى) ئاڭلاپ تۇرغۇچىدۇر، (بەندىلىرىنىڭ تاشقى ۋە ئىچكى ئەھۋالىنى) بىلىپ تۇرغۇچىدۇر

Japonca: 

アッラーに会うことを切望する者よ,アッラーの(定められる)期限は確かに来る。かれは全聴にして全知であられる。

Arapça (Ürdün): 

«من كان يرجو» يخاف «لقاء الله فإن أجل الله» به «لآتٍ» فليستعد له «وهو السميع» لأقوال العباد «العليم» بأفعالهم.

Hintçe: 

जो शख्स ख़ुदा से मिलने (क़यामत के आने) की उम्मीद रखता है तो (समझ रखे कि) ख़ुदा की (मुक़र्रर की हुई) मीयाद ज़रुर आने वाली है और वह (सबकी) सुनता (और) जानता है

Tayca: 

ผู้ใดหวังที่จะพบ อัลลอฮ์ ดังนั้นแท้จริงกำหนดของอัลลอฮ์ย่อมมาถึงแน่นอน และพระองค์เป็นทรงได้ยิน ผู้ทรงรอบรู้

İbranice: 

מי שהיה מקווה למפגש אלוהים, אז אכן מועד אלוהים מגיע, והוא השומע הכול היודע הכול

Hırvatça: 

A ko se nada susretu s Allahom, pa od Allaha određeno vrijeme će doći, a On je Svečujući i Sveznajući!

Rumence: 

Pentru cine nădăjduieşte în întâlnirea cu Dumnezeu, sorocul va veni! Dumnezeu este Auzitorul, Ştiutorul.

Transliteration: 

Man kana yarjoo liqaa Allahi fainna ajala Allahi laatin wahuwa alssameeAAu alAAaleemu

Türkçe: 

Allah'a kavuşmayı umanlara gelince, şu bir gerçek ki, Allah'ın belirlediği vakit mutlaka gelecektir. O, Semî'dir, Alîm'dir.

Sahih International: 

Whoever should hope for the meeting with Allah - indeed, the term decreed by Allah is coming. And He is the Hearing, the Knowing.

İngilizce: 

For those whose hopes are in the meeting with Allah (in the Hereafter, let them strive); for the term (appointed) by Allah is surely coming and He hears and knows (all things).

Azerbaycanca: 

Hər kəs Allahla qarşılaşacağına (qiyamət günü dirilib Allahın hüzurunda duracağına) ümid edirsə, (ona hazırlaşsın və bilsin ki) Allahın (haqq-hesab üçün) müəyyən etdiyi vaxt mütləq gələcəkdir. Allah (hər şeyi) eşidəndir, biləndir!

Süleyman Ateş: 

Kim Allah ile buluşmayı umarsa; Allah'ın (buluşma) süresi gelmektedir. O, işitendir, bilendir.

Diyanet Vakfı: 

Kim Allah'a kavuşmayı umuyorsa, bilsin ki Allah'ın tayin ettiği o vakit elbet gelecektir. O, her şeyi işiten ve bilendir.

Erhan Aktaş: 

Allah’a kavuşacaklarını(1) umanlar bilsinler ki, Allah’ın belirlediği zaman mutlaka gelecektir. O, Her Şeyi Duyan’dır, Her Şeyi Bilen’dir.

Kral Fahd: 

Kim Allah'a kavuşmayı umuyorsa, bilsin ki Allah’ın tayin ettiği o vakit elbet gelecektir. O, her şeyi hakkıyla işiten ve hakkıyla bilendir.

Hasan Basri Çantay: 

Kim Allaha kavuşmayı umarsa şübhe yok ki Allahın ta´yîn etdiği (o) vakit her halde gelecekdir. O, hakkıyle işiden, kemâliyle bilendir.

Muhammed Esed: 

Kim (Kıyamet Günü) Allah´a kavuşmayı (ümit ve korku ile) beklerse (o Gün´e hazırlıklı olsun): çünkü Allah´ın (her insan ömrü için) takdir ettiği vade mutlaka gelip çatacaktır ve O her şeyi bilen, her şeyi işitendir!

Gültekin Onan: 

Kim Tanrı´ya kavuşmayı umuyorsa hiç şüphesiz Tanrı´nın eceli yaklaşarak gelmektedir. O, işitendir, bilendir.

Ali Fikri Yavuz: 

Kim (cennetde) Allah’a kavuşmayı arzu ederse, şübhesiz ki Allah’ın tayin ettiği vakit (kıyamet) gelecektir. O, Semî’dir = kulların sözlerini işitir, Alîm’dir- inanç ve amellerini bilir.

Portekizce: 

Quanto àquele que anela o comparecimento ante Deus, saiba que certamente o destino prefixado, por Ele, é inexorável,porque Ele é o Oniouvinte, o Sapientíssimo.

İsveççe: 

Den som med hopp ser fram emot mötet med Gud [kan vara förvissad om] att den av Gud utsatta [dagen för räkenskap] skall komma. - Han är Den som hör allt, vet allt!

Farsça: 

هر که امید دیدار [پاداش و مقام قرب] خدا را دارد [باید در عرصه طاعت و عبادت بکوشد]؛ زیرا زمان معین شده [از سوی] خدا [که روز قیامت است] حتماً آمدنی است؛ و او شنوا و داناست.

Kürtçe: 

ھەر کەس ئومێدی وایە بگات بەدیداری خوا (با بەندایەتی خوا بکات) چونکە بەڕاستی کاتی دیاریکراوی خوا ھەردێت وە تەنھا خوایە بیسەر و زانا و ئاگادار

Özbekçe: 

Ким Аллоҳга рўбарў бўлишдан умидвор бўлса, албатта, Аллоҳ белгилаган вақт келгувчидир. У ўта эшитгувчи ва ўта билгувчидир.

Malayca: 

Sesiapa yang percaya akan pertemuannya dengan Allah (untuk menerima balasan), maka sesungguhnya masa yang telah ditetapkan oleh Allah itu akan tiba (dengan tidak syak lagi); dan Allah jualah Yang Maha Mendengar, lagi Maha Mengetahui.

Arnavutça: 

Kush shpreson takimin te Perëndia – me të vërtetë do të arrijë Dita e caktuar. E Ai, i dëgjon dhe i di të gjitha.

Bulgarca: 

За който се надява да срещне Аллах - срокът от Аллах непременно ще настъпи. Той е Всечуващия, Всезнаещия.

Sırpça: 

Онај ко се нада сусрету с Аллахом – па доћи ће, сигурно, Дан обећани. А Он све чује и све зна!

Çekçe: 

Kdo doufá, že s Bohem se setká, dočká se, neboť lhůta Boží se vskutku dostaví - a On slyšící je i vševědoucí.

Urduca: 

جو کوئی اللہ سے ملنے کی توقع رکھتا ہو (اُسے معلوم ہونا چاہیے کہ) اللہ کا مقرر کیا ہوا وقت آنے ہی والا ہے، اور اللہ سب کچھ سُنتا اور جانتا ہے

Tacikçe: 

Ҳар кас, ки ба дидори Худо ӯ мед медорад, бидонад, ки ваъдаи Худо омаданист ва Ӯ шунавову доност!

Tatarca: 

Берәү Аллаһуга җәннәттә юлыгуны өмет итсә, Коръән белән гамәл кылып хәзерләнсен, бит Аллаһуның юлыгачак көне киләчәктер, Ул сүзләрне ишетүче, күңелләрне белүчедер.

Endonezyaca: 

Barangsiapa yang mengharap pertemuan dengan Allah, maka sesungguhnya waktu (yang dijanjikan) Allah itu, pasti datang. Dan Dialah Yang Maha mendengar lagi Maha Mengetahui.

Amharca: 

የአላህን መገናኘት ተስፋ የሚያደርግ ሰው (ይዘጋጅ)፡፡ የአላህ ቀጠሮ በእርግጥ መጪ ነውና፡፡ እርሱም ሰሚው ዐዋቂው ነው፡፡

Tamilce: 

யார் அல்லாஹ்வின் சந்திப்பை விரும்பியவராக இருப்பாரோ நிச்சயமாக, அல்லாஹ்வின் (அந்த) தவணை வரக்கூடியதுதான் (என்பதை அவர் அறிந்து கொள்ளட்டும்). அவன்தான் நன்கு செவியுறுபவன், நன்கறிந்தவன் ஆவான்.

Korece: 

하나님 영접하기를 희망하는 자여 하나님이 정한 시기가 도래 하고 있노라 하나님은 모든 것을 들으시고 아시노라

Vietnamca: 

Người nào mong trở về gặp lại Allah thì quả thật thời hạn (ấn định cho việc gặp gỡ đó) của Allah chắc chắn sẽ đến. Quả thật, Ngài là Đấng Hằng Nghe, Hằng Biết.