Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

3

Sûredeki Ayet No: 

40

Ayet No: 

333

Sayfa No: 

55

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَقَدْ بَلَغَنِيَ الْكِبَرُ وَامْرَأَتِي عَاقِرٌ ۖ قَالَ كَذَٰلِكَ اللَّهُ يَفْعَلُ مَا يَشَاءُ

Çeviriyazı: 

ḳâle rabbi ennâ yekûnü lî gulâmüv veḳad beleganiye-lkiberu vemraetî `âḳir. ḳâle keẕâlike-llâhü yef`alü mâ yeşâ'.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Zekeriyya: "Ey Rabbim, benim nasıl oğlum olabilir? Bana ihtiyarlık gelip çattı, karım ise kısırdır." dedi. Allah: "Öyledir, fakat Allah dilediğini yapar." buyurdu.

Diyanet İşleri: 

Ya Rabbi! Ben artık iyice kocamış, karım da kısırken nasıl oğlum olabilir? dedi. Allah: "Böyledir, Allah dilediğini yapar" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Zekeriyya, Rabbim demişti, benim nasıl oğlum olabilir ki ihtiyarlık, üstüme çökmüştür, karım da kısır. Böyle de olsa demişti, Allah dilediğini yapar.

Şaban Piriş: 

Rabbim, ben iyice yaşlanmış, karım da kısır iken nasıl benim bir oğlum olacak? dedi. Allah: Öyle de olsa, Allah dilediğini yapar! buyurdu.

Edip Yüksel: 

"Rabbim, ben yaşlı ve karım kısırken nasıl olur da bir oğlum olur," deyince, o, "Evet; ama ALLAH dilediğini yapar," dedi.

Ali Bulaç: 

Dedi ki: "Rabbim, bana gerçekten ihtiyarlık ulaşmışken ve karım da kısırken nasıl bir oğlum olabilir?" "Böyledir" dedi, "Allah dilediğini yapar."

Suat Yıldırım: 

O: “Ya Rabbî, dedi, nasıl benim çocuğum olabilir ki ihtiyarlık başıma çökmüş, hanımım ise kısır hale gelmiştir?” Allah: “Böyle de olsa, Allah dilediğini yapar” buyurdu.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dedi ki: «Yarabbi! Bana bir oğul nasıl olabilir ki, bana hakikaten ihtiyarlık yetişti. Refikam ise kısırdır.» Buyurdu ki, «Öyledir.» (Fakat) Allah Teâlâ dilediğini yapar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dedi ki: "Rabbim, benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme binmiş, karım ise kısır!" Allah cevap verdi: "Allah, dilediği şeyi işte böyle yapar!"

Bekir Sadak: 

«Ya Rabbi! Ben artik iyice kocamis, karim da kisirken nasil oglum olabilir?» dedi. Allah: «Boyledir, Allah diledigini yapar» dedi.

İbni Kesir: 

Ve dedi ki: Rabbım

Adem Uğur: 

Zekeriyya: Rabbim! dedi, bana ihtiyarlık gelip çattığına, üstelik karım da kısır olduğuna göre benim nasıl oğlum olabilir? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir

İskender Ali Mihr: 

(Zekeriyâ a s) : &quot

Celal Yıldırım: 

Zekeriyya (bu müjdeyi alınca) dedi ki: «Ey Rabbim ! oğlum nasıl olur ? Gerçekten bana yaşlılık gelip çattı, karım da kısırdır.» Allah oha : «Öyledir ama, Allah dilediğini yapar» buyurdu.

Tefhim ul Kuran: 

Dedi ki: «Rabbim, bana gerçekten ihtiyarlık ulaşmışken ve karım da kısır iken nasıl benim bir oğlum olabilir?» «Böyledir» dedi, «Allah dilediğini yapar.»

Fransızca: 

Il dit : "ô mon Seigneur, comment aurais-je un garçon maintenant que la vieillesse m'a atteint et que ma femme est stérile" ? . Allah dit : "Comme cela ! ", Allah fait ce qu'Il veut.

İspanyolca: 

«¡Señor!» dijo, «¿cómo puedo tener un muchacho si soy ya viejo y mi mujer estéril?» Dijo:«Así será. Alá hace lo que Él quiere».

İtalyanca: 

Disse: "O mio Signore, come mai potrò avere un figlio? Già ho raggiunto la vecchiaia e mia moglie è sterile". Disse: "Così! Allah fa quel che vuole".

Almanca: 

Er sagte: "HERR! Wie kann ich einen Sohn haben, während das Alter mich bereits ereilte und meine Frau unfruchtbar ist?!" ER sagte: "Solcherart tut ALLAH, was ER will."

Çince: 

他说:我的主啊!我确已老迈了,我的妻子是不会生育的,我怎么会有儿子呢? 天神说:真主如此为所欲为。

Hollandaca: 

Hij antwoordde: Hoe zal ik een zoon krijgen; ik ben reeds door den ouderdom bereikt en mijne vrouw is onvruchtbaar? De engel antwoordde: God doet wat hij wil.

Rusça: 

Он сказал: "Господи! Как может у меня родиться сын, если старость уже настигла меня и жена моя бесплодна?" Он (Аллах) сказал: "Так Аллах вершит, что пожелает!"

Somalice: 

Wuxuu yidhi Eebow sidee iigu ahaan Wiil Anooy isoo gaadhay Duqnimo, Haweeneydeyduna Madhalaystahay, wuxuu yidhi saasuu ku falaa Eebe wuxuu doono.

Swahilice: 

Akasema Zakariya: Mola wangu Mlezi! Vipi nitapata mwana na hali ukongwe umenifikia, na mke wangu ni tasa? Akasema: Ndivyo vivyo hivyo, Mwenyezi Mungu hufanya apendavyo.

Uygurca: 

ئۇ: «پەرۋەردىگارىم! مەن قېرىپ قالغان تۇرسام، ئايالىم تۇغۇتتىن قالغان تۇرسا قانداقمۇ مېنىڭ ئوغلۇم بولسۇن؟» دېدى. پەرىشتىلەر: «اﷲ شۇنىڭدەك خالىغىنىنى قىلىدۇ (يەنى قۇدرىتى ئىلاھىيە ھېچ نەرسىدىن ئاجىز ئەمەس)» دېدى

Japonca: 

かれは言った。「主よ,どうしてわたしに男の子があり得ましょう。わたしはもう老齢になってしまい,妻は不妊でありますのに。」かれ(天使)は言った。「このように,アッラーは御望みのことを行われる。」

Arapça (Ürdün): 

«قال ربِّ أنَّى» كيف «يكون لي غلام» ولد «وقد بلغني الكبر» أي بلغت نهاية السن مائة وعشرين سنة «وامرأتي عاقر» بلغت ثمانية وتسعين سنة «قال» الأمر «كذلك» من خلق الله غلاما منكما «الله يفعل ما يشاء» لا يعجزه منه شيء ولإظهار هذه القدرة العظيمة ألهمه السؤال ليجاب بها ولما تاقت نفسه إلى سرعة المبشَر به.

Hintçe: 

ज़करिया ने अर्ज़ की परवरदिगार मुझे लड़का क्योंकर हो सकता है हालॉकि मेरा बुढ़ापा आ पहुंचा और (उसपर) मेरी बीवी बॉझ है (ख़ुदा ने) फ़रमाया इसी तरह ख़ुदा जो चाहता है करता है

Tayca: 

เขา กล่าวว่า ข้าแต่พระเจ้าของข้าพระองค์ ข้าพระองค์จะมีบุตรได้อย่างไร โดยที่ความชราภาพได้มาถึงข้าพระองค์แล้วและภรรยาของข้าพระองค์ก็เป็นหมันด้วย พระองค์ตรัสว่ากระนั้นก็ตามอัลลอฮ์จะทรงกระทำตามที่พระองค์ทรงประสงค์

İbranice: 

אמר (זכריה:) 'ריבוני! כיצד יהיה לי בן ואני זקן ואשתי עקרה'? והוא נענה: 'כך יהיה. אלוהים יעשה כל מה שרוצה

Hırvatça: 

"Gospodaru moj", reče on, "odakle ću ja imati sina kada me starost ophrvala, a i žena mi je nerotkinja?" "Eto tako", reče On, "Allah čini što On hoće."

Rumence: 

Zaharia spuse: “Domnul Meu! Cum aş putea avea eu un băiat? Bătrâneţea m-a ajuns, iar femeia mea este stearpă.” Îngerul îi spuse: “Aşa va fi, căci Dumnezeu face ce voieşte.”

Transliteration: 

Qala rabbi anna yakoonu lee ghulamun waqad balaghaniya alkibaru waimraatee AAaqirun qala kathalika Allahu yafAAalu ma yashao

Türkçe: 

Dedi ki: "Rabbim, benim nasıl çocuğum olur? İhtiyarlık tam bir biçimde üstüme binmiş, karım ise kısır!" Allah cevap verdi: "Allah, dilediği şeyi işte böyle yapar!"

Sahih International: 

He said, "My Lord, how will I have a boy when I have reached old age and my wife is barren?" The angel said, "Such is Allah; He does what He wills."

İngilizce: 

He said: "O my Lord! How shall I have son, seeing I am very old, and my wife is barren?" "Thus," was the answer, "Doth Allah accomplish what He willeth."

Azerbaycanca: 

(Zəkəriyya: ) “Ey Rəbbim, üzərimə qocalıq çökdüyü və zövcəm qısır (doğmayan) olduğu halda, mənim necə oğlum ola bilər? “ – söylədi. (Allah isə: ) “ (Bəli) dediyin kimidir, (lakin) Allah nə istəsə, onu da edər”, - deyə buyurdu.

Süleyman Ateş: 

Dedi ki: "Rabbim, bana ihtiyarlık gelip çatmış, karım da kısırken benim nasıl oğlum olur?" (Allah): "Öyle (ama) Allah, dilediğini yapar." dedi.

Diyanet Vakfı: 

Zekeriyya: Rabbim! dedi, bana ihtiyarlık gelip çattığına, üstelik karım da kısır olduğuna göre benim nasıl oğlum olabilir? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir; Allah dilediğini yapar.

Erhan Aktaş: 

“Ey Rabb’im! Ben iyice yaşlanmışken, hanımım da çocuktan kesilmişken, benim nasıl çocuğum olabilir!” dedi. O da: “Pekâla olur, Allah dilediğini yapar.” dedi.

Kral Fahd: 

Zekeriyyâ: Rabbim! dedi, bana ihtiyarlık gelip çattığına, üstelik karım da kısır olduğuna göre benim nasıl çocuğum olabilir? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir; Allah dilediğini böyle yapar.

Hasan Basri Çantay: 

(Zekeriyyâ) dedi: «Rabbim, kendime hakıykaten ihtiyarlık çatmış iken, karım da bir kısır iken benim nasıl bir oğlum olabilir»? (Allah): «öyle, dedi, (fakat) Allah ne dilerse yapar».

Muhammed Esed: 

(Zekeriya) şaşkınlıkla: "Ey Rabbim!" dedi, "Yaşlılık beni yakalamışken ve karım da kısırken nasıl bir oğlum olabilir?" (Ona): "Pekala olabilir!" denildi, "Allah dilediğini yapar."

Gültekin Onan: 

De ki : &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Zekeriyya dedi ki: “- Rabbim, bana ihtiyarlık gelip çatmışken ve karım da kısırken benim bir oğlum nasıl olabilir?” Allah şöyle buyurdu: “- öyledir, (amma) Allah ne dilerse onu yapar.”

Portekizce: 

Disse: Ó Senhor meu, como poderei ter um filho, se a velhice me alcançou a minha mulher é estéril? Disse-lhe (o anjo):Assim será. Deus faz o que Lhe apraz.

İsveççe: 

[Sakarias] sade: "Herre, hur skulle jag kunna få en son? Jag har ju uppnått hög ålder och min hustru är ofruktsam." [Ängeln] sade: "Så [skall det bli]; Gud gör vad Han vill."

Farsça: 

گفت: پروردگارا! چگونه برای من پسری خواهد بود، در حالی که پیری به من رسیده و همسرم نازاست؟ خدا فرمود: چنین است [که می گویی، ولی کار خدا مُقیّد به علل و اسباب نیست] خدا هر چه را بخواهد [با مشیّت مطلقه خود] انجام می دهد.

Kürtçe: 

(زەکەرییا) ووتی: ئەی پەروەردگارم من چۆن کوڕم دەبێت لە حاڵێکدا بەڕاستی پیری یەخەگییرم بووە وە ژنەکەشم نەزۆکە؟ (خوای گەورە) فەرمووی ئیشی خوا وایە چی بوێت دەیکات

Özbekçe: 

У: «Эй Роббим, менга қандоқ ўғил бўлсин?! Ўзим улуғ ёшга кирган бўлсам, хотиним туғмас бўлса?!» деди. У зот: «Шундоқ, Аллоҳ хоҳлаганини қилади», деди.

Malayca: 

Nabi Zakaria berkata:" Wahai Tuhanku! Bagaimanakah aku akan beroleh seorang anak, padahal sebenarnya aku telah tua dan isteriku pula mandul?", Allah berfirman: "Demikianlah keadaannya, Allah melakukan apa yang dikehendakiNya".

Arnavutça: 

(Zekerijaja) tha: “Zoti im! Qysh do të ketë djal për mua, kur mua më ka kapluar pleqëria, e gruaja ime është sterile (shterpë)? (Ai) i tha: “Kështu!” Perëndia punon çka të dojë.

Bulgarca: 

Рече: “Господи мой, как ще имам син, когато вече ме застигна старостта, а жена ми е бездетна?” Рече: “Така! Аллах прави каквото пожелае.”

Sırpça: 

„Moj Господару“, рече он, „одакле ћу ја да имам сина када ме је старост достигла, а и жена ми је нероткиња?“ „Ето тако“, рече Он, „Аллах чини шта Он хоће.“

Çekçe: 

Pravil: 'Pane můj, jak bych mohl mít chlapce, když již jsem dospěl do věku vysokého a manželka má je neplodná?' Řekl: 'Takto Bůh činí to, co chce!'

Urduca: 

زکریاؑ نے کہا، "پروردگار! بھلا میرے ہاں لڑکا کہاں سے ہوگا، میں تو بوڑھا ہو چکا ہوں اور میری بیوی بانجھ ہے" جواب ملا، "ایسا ہی ہوگا، اللہ جو چاہتا ہے کرتا ہے"

Tacikçe: 

Гуфт: «Эй Парвардигори ман, чӣ гуна маро писаре бошад, дар ҳоле ки ба пирӣ расидаам ва занам нозост?» Гуфт; Ба он сон, ки Худо ҳар чӣ бихоҳад, мекунад».

Tatarca: 

Зәкәръя әйтте: "Ий Раббым миңа кайдан угыл булсын дөреслектә миңа картлык иреште, хатыным да бала тудырмаучыдыр". Аллаһ әйтте: "Әнә шулай Аллаһу тәгалә теләгәнен кылыр".

Endonezyaca: 

Zakariya berkata: "Ya Tuhanku, bagaimana aku bisa mendapat anak sedang aku telah sangat tua dan isteriku pun seorang yang mandul?". Berfirman Allah: "Demikianlah, Allah berbuat apa yang dikehendaki-Nya".

Amharca: 

«ጌታዬ ሆይ! እኔ እርጅና በእርግጥ የደረሰብኝ ስኾን ባልተቤቴም መሐን ስትሆን ለእኔ እንዴት ልጅ ይኖረኛል አለ፡፡ (መልአኩም) እንደዚሁ አላህ የሚሻውን ነገር ይሠራል» አለው፡፡

Tamilce: 

“என் இறைவா! நானோ முதுமை அடைந்திருக்க, என் மனைவியோ மலடியாக இருக்க, எனக்கு எவ்வாறு குழந்தை கிடைக்கும்” என்று (ஸகரிய்யா) கூறினார். “(அல்லாஹ்வின் கட்டளை) இவ்வாறுதான். அல்லாஹ், தான் நாடியதை செய்வான்” என்று அல்லாஹ் (பதில்) கூறினான்.

Korece: 

그가 말하길 주여 어떻게 제가 아들을 가질 수 있나이까 저는나이가 들었으며 저의 아내는 임 신을 못하나이다 이에 천사 가로 되 그렇게 되리라 뜻이 있으면 하나님은 행하시니라

Vietnamca: 

(Zakariya) nói: “Lạy Thượng Đế của bề tôi, làm sao bề tôi có được đứa con trai khi mà bề tôi đã già yếu còn vợ của bề tôi thì lại là một phụ nữ hiếm muộn?” (Allah) phán: “(Sự việc sẽ xảy ra) đúng như thế bởi Allah làm bất cứ điều gì Ngài muốn.”