Arapça:
قَالَ ذَٰلِكَ بَيْنِي وَبَيْنَكَ ۖ أَيَّمَا الْأَجَلَيْنِ قَضَيْتُ فَلَا عُدْوَانَ عَلَيَّ ۖ وَاللَّهُ عَلَىٰ مَا نَقُولُ وَكِيلٌ
Çeviriyazı:
ḳâle ẕâlike beynî vebeynek. eyyeme-l'eceleyni ḳaḍaytü felâ `udvâne `aleyy. vellâhü `alâ mâ neḳûlü vekîl.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Musa şöyle cevap verdi: "Bu seninle benim aramdadır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım demek ki, bana karşı husumet yok. Söylediklerimize Allah vekildir."
Diyanet İşleri:
Musa: "Bu seninle benim aramdadır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım bir kötülüğe uğramayacağım. Söylediklerimize Allah vekildir" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Musa, bu dedi, seninle benim aramda bir sözleşme. Hangi müddeti tamamlarsam tamamlayayım, demek bir haksızlık edilmeyecek bana ve Allah da şu sözlerimize tanık.
Şaban Piriş:
Bu (sekiz yada on sene), benimle senin arandadır. Bu iki süreden hangisini yerine getirirsem, bana bir haksızlık edilmesin. Allah, söylediklerimize vekildir, dedi.
Edip Yüksel:
Dedi ki, "Bu, seninle benim arasında bir sözleşmedir. Hangi süreyi yerine getirirsem bana düşmanlık yok. Konuştuklarımıza ALLAH garantördür," dedi.
Ali Bulaç:
(Musa) Dedi ki: "Bu, benimle senin aranda olan (bir antlaşma)dır. Bu durumda iki süreden hangisini yerine getirirsem, artık bana karşı bir haksızlık söz konusu olamaz. Allah, söylediklerimize vekildir."
Suat Yıldırım:
Mûsa: “Bu seninle benim aramızdaki bir sözleşmedir.Bu iki müddetten hangisini yerine getirirsem buna itiraz edilemez.Yaptığımız bu sözleşmeye Allah da şahit olsun.” dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Hazreti Mûsa da) dedi ki: «Bu (taahhüd) benimle senin aramızdadır. Ki müddetten hangisini ödersem artık benim üzerime bir husumet yoktur. Allah da dediğimiz şey üzerine vekildir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Mûsa dedi: "Bu seninle benim aramda. İki süreden hangisini tamamlasam bana kızıp darılmak yok. Allah, bizim şu konuştuğumuza Vekîl'dir."
Bekir Sadak:
28:33
İbni Kesir:
Dedi ki: Bu, seninle benim aramdadır. Bu süreden hangisini doldurursam doldurayım, bir kötülüğe uğramam. Söylediklerimize Allah Vekil´dir.
Adem Uğur:
Musa şöyle cevap verdi: Bu seninle benim aramdadır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım, demek ki bana karşı husumet yok. Söylediklerimize Allah vekîldir.
İskender Ali Mihr:
(Musa A.S): "
Celal Yıldırım:
Musâ (ona): «Bu husus benimle senin orandadır. Bu iki süreden hangisini (tamamlayıp sözümü) yerine getirsem, artık bana karşı bir haksızlık söz konusu değildir. Allah bu dediklerimize vekildir» dedi.
Tefhim ul Kuran:
(Musa) Dedi ki: «Bu, benimle senin aranda olan (bir antlaşma)dır. Bu durumda iki süreden hangisini yerine getirirsem, artık bana karşı bir haksızlık sözkonusu olamaz. Allah da, söylemekte olduklarımıza vekildir.»
Fransızca:
"C'est (conclu) entre toi et moi, dit [Moïse]. Quel que soit celui des deux termes que je m'assigne, il n'y aura nulle pression sur moi. Et Allah est Garant de ce que nous disons".
İspanyolca:
Dijo: «¡Trato hecho! Y cualquiera que sea el plazo que yo decida, no seré objeto de hostilidad. Alá responde de nuestras palabras».
İtalyanca:
Rispose: «Questo [sarà] tra me e te. Qualunque dei due termini compirò, nessuna colpa mi sarà rinfacciata. Allah sia garante di quello che diciamo»
Almanca:
Er sagte: "Dies ist (abgemacht) zwischen mir und dir. Und egal welche der beiden Fristen ich erfülle, so habe ich unter keiner Übertretung zu leiden. Und ALLAH ist auf das, was wir sagen, Ein Wakil."
Çince:
他说:这是我与你所订的合同,我无论做满那一个期限对于我都不可有过分的要求。真主是监察我们的约言的。
Hollandaca:
Mozes antwoordde: Aldus zij het verbond tusschen mij en u, en op welk der beide tijdstippen ik vertrek, zal er geene misdaad in wezen indien ik dan uw dienst verlaat. God is getuige van datgene, wat wij zeggen.
Rusça:
Он сказал: "Договорились. Какой бы из этих двух сроков я ни отработал, пусть со мной не поступают несправедливо. Аллах является Попечителем и Хранителем того, что мы говорим".
Somalice:
Wuxuuna Yidhi Kaasi waa Ballan Dhexdeenna ah, Labada muddo Kaan Dhammaystana dhib iguma aha, Eebana waxaan Sheegayno waa u Wakiil.
Swahilice:
Musa akasema: Hayo yamekwisha kuwa baina yangu na wewe. Muda mmojapo nikiumaliza sitiwi ubayani. Na Mwenyezi Mungu ni Mlinzi juu ya haya tunayo yasema.
Uygurca:
مۇسا ئېيتتى: «بۇ ئىككىمىزنىڭ ئارىمىزدىكى توختامدۇر، ئىككى مۇددەت (يەنى سەككىز يىل بىلەن ئون يىل) نىڭ قايسىسىنى توشقۇزسام توشقۇزاي، ماڭا ئارتۇقچە تەلەپ قويۇشقا بولمايدۇ، اﷲ بىزنىڭ سۆزىمىزگە گۇۋاھتۇر»
Japonca:
かれ(ムーサー)は言った。「それはわたしとあなたの間(の約束)であります。2つの期限のどちらを満期としても,わたしを責めないで下さい。アッラーが,わたしたちの言ったことの,証人であられます。」
Arapça (Ürdün):
«قال» موسى «ذلك» الذي قلته «بيني وبينك أيما الأجلين» الثماني أو العشر وما زائدة أي رعيه «قضيت» به أي فرغت منه «فلا عدوان عليَّ» بطلب الزيادة عليه «والله على ما نقول» أنا وأنت «وكيل» حفيظ أو شهيد فتم العقد بذلك وأمر شعيب ابنته أن تعطي موسى عصا يدفع بها السباع عن غنمه وكانت عصيُّ الأنبياء عنده فوقع في يدها عصا آدم من آس الجنة فأخذها موسى بعلم شعيب.
Hintçe:
मूसा ने कहा ये मेरे और आप के दरमियान (मुहाएदा) है दोनों मुद्दतों मे से मै जो भी पूरी कर दूँ (मुझे एख्तियार है) फिर मुझ पर जब्र और ज्यादती (देने का आपको हक़) नहीं और हम आप जो कुछ कर रहे हैं (उसका) ख़ुदा गवाह है
Tayca:
เขา (มูซา) กล่าวว่า “นั่นคือ (ข้อสัญญา) ระหว่างฉันกับท่าน ฉันจะปฏิบัติให้ครบหนึ่งในกำหนดทั้งสอง จะไม่เกิดโทษแก่ฉัน และอัลลอฮฺทรงเป็นพยานต่อสิ่งที่เรากล่าวเป็นสัญญา”
İbranice:
אמר (משה:) 'זה ביני ובינך, ואיזה משני התנאים שאמלא לא תהיה לך עליי איבה (לא תתלונן,) ואלוהים עד על מה שאנו אומרים
Hırvatça:
"Neka bude tako između mene i tebe!", reče Musa, "koji god od ta dva roka ispunim nema mi se šta prigovoriti, a Allah je jamac za ono što smo utanačili!"
Rumence:
Moise spuse: “Aceasta este înţelegerea dintre mine şi tine. Oricare dintre cele două soroace voi împlini, nimeni să nu se ridice vrăjmaş asupra mea. Dumnezeu este Chezaş a ceea ce am spus.”
Transliteration:
Qala thalika baynee wabaynaka ayyama alajalayni qadaytu fala AAudwana AAalayya waAllahu AAala ma naqoolu wakeelun
Türkçe:
Mûsa dedi: "Bu seninle benim aramda. İki süreden hangisini tamamlasam bana kızıp darılmak yok. Allah, bizim şu konuştuğumuza Vekîl'dir."
Sahih International:
[Moses] said, "That is [established] between me and you. Whichever of the two terms I complete - there is no injustice to me, and Allah, over what we say, is Witness."
İngilizce:
He said: "Be that (the agreement) between me and thee: whichever of the two terms I fulfil, let there be no ill-will to me. Be Allah a witness to what we say."
Azerbaycanca:
(Musa) dedi: “Bu (dediyin) mənimlə sənin aranda (olan bir təəhhüddür, onu pozmaq olmaz). Bu iki müddətdən hansını yerinə yetirməkdən mənə qarşı heç bir zor ola bilməz. (İstəsəm səkkiz, istəsəm on il xidmət edərəm. Bundan artıq işləməyimi tələb etməyə haqqın yoxdur). Allah da dediyimizə şahiddir (vəkildir)!”
Süleyman Ateş:
(Musa) dedi: "Bu, seninle benim aramızda(bir sözleşme)dir. Demek hangi süreyi yerine getirsem, bana düşmanlık yok. Allah dediğimize vekildir."
Diyanet Vakfı:
Musa şöyle cevap verdi: Bu seninle benim aramdadır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım, demek ki bana karşı husumet yok. Söylediklerimize Allah vekildir.
Erhan Aktaş:
“Bu ikimizin arasındadır. Bu iki süreden hangisini tamamlarsam tamamlıyayım bana kırgınlık olmasın. Konuştuklarımıza Allah tanıktır.” dedi.
Kral Fahd:
Musa şöyle cevap verdi: Bu seninle benim aramdadır. Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım, demek ki bana karşı husumet yok. Söylediklerimize Allah vekîldir.
Hasan Basri Çantay:
(Muusâ) dedi: «O, seninle benim aramdadır. Bu iki müddetden hangisini ödersem demek ki bana karşı bir husumet yok. Allah da şu dediğimizin üstünde bir vekîl».
Muhammed Esed:
(Musa:) "Bu seninle benim aramızda kalsın" dedi, "artık hangi süreyi doldurursam doldurayım bana karşı bir husumet olmasın. Bu söylediklerimize Allah da şahit olsun!"
Gültekin Onan:
(Musa) Dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Mûsa şöyle) dedi: “- Bu söylediğin söz, benimle senin aranda (gözetilecek bir husus)...Bu iki müddetten (sekiz ve on yıldan) hangisini ödersem, demek bana karşı düşmanlık yok. Allah da dediğimize şahiddir.”
Portekizce:
Respondeu-lhe: Tal fica combinado entre mim e ti, e, seja qual for o término que tenha de cumprir, que não haveráinjustiça contra mim. seja Deus testemunha de tudo quanto dissermos!
İsveççe:
[Moses] svarade: "Det får bli så [som du har sagt] mellan mig och dig! Låt ingen ovänskap uppstå mellan oss, vare sig jag stannar den kortare eller den längre tiden! Gud skall vaka över [att vi fullföljer] vår överenskommelse!"
Farsça:
[موسی] گفت: این قرارداد میان من و تو باشد، هر یک از این دو مدت را به پایان برم هیچ تعدّی و ستمی بر من نیست، و خدا بر آنچه می گوییم، نگهبان و وکیل است.
Kürtçe:
(موسا) ووتی ئەوەی ووتت پێم (بڕیار بێت) لەنێوان من و تۆدا ھەرکام لەو دوو ماوە (ھەشت یان دە ساڵە) م تەواو کرد نابێ ستەمم لێ بکرێت وە خوا لەسەر ئەوەی کەدەیڵێین شایەت و چاودێرە
Özbekçe:
У (Мусо): «Бу мен билан сенинг орамиздадир. Икки муддатдан қай бирини адо қилсам ҳам, менга тажовуз қилинмас. Айтаётган нарсамизга Аллоҳ вакилдир», деди.
Malayca:
Musa menjawab: "Perjanjian itu adalah antaraku denganmu (tetap dihormati bersama); yang mana sahaja dari dua tempoh itu yang aku tunaikan, maka janganlah hendaknya aku disalahkan. Dan Allah jualah menjadi Pengawas terhadap apa yang kita katakan itu".
Arnavutça:
(Musai) tha: “Le të jetë kështu ajo, në mes meje dhe teje. Cilindo afat prej këtyre dyve ta plotësoj, nuk do të mund të më bëhet vërejtje. E, Perëndia është mbikëqyrës për atë që folëm”.
Bulgarca:
Рече [Муса]: “Това е между мен и теб. Който и да изпълня от двата срока, няма да е бреме за мен. На онова, което говорим, Аллах е свидетел.”
Sırpça:
„У реду, то је договор између мене и тебе!“ Рече Мојсије, „који год од та два рока испуним нема шта да ми се приговори, а Аллах је гарант за оно што смо утаначили!“
Çekçe:
I řekl Mojžíš: 'Dohodnuto je mezi mnou a tebou. A ať se rozhodnu pro kteroukoliv z těchto dvou lhůt, nechť na mne není činěn žádný nátlak. A Bůh je ručitelem toho, co říkáme.'
Urduca:
موسیٰ نے جواب دیا "یہ بات میرے اور آپ کے درمیان طے ہو گئی ان دونوں مدتوں میں سے جو بھی میں پُوری کر دوں اُس کے بعد پھر کوئی زیادتی مجھ پر نہ ہو، اور جو کچھ قول قرار ہم کر رہے ہیں اللہ اس پر نگہبان ہے"
Tacikçe:
Гуфт: «Ин аст паймон миёни ману ту. Ҳар як аз ду муддатро, ки тамом кунам, бар ман ситаме, нахоҳад рафт ва Худо бар он чӣ мегӯем, вакил аст».
Tatarca:
Муса әйтте: "Ошбу шарт синең белән минем арабыздадыр, ике мөддәтнең кайсын гына үтәсәм дә арттыру белән мине димләү булмасын яки золым итү булмасын, ошбу сөйләшүләребезгә Аллаһ шаһиттер".
Endonezyaca:
Dia (Musa) berkata: "Itulah (perjanjian) antara aku dan kamu. Mana saja dari kedua waktu yang ditentukan itu aku sempurnakan, maka tidak ada tuntutan tambahan atas diriku (lagi). Dan Allah adalah saksi atas apa yang kita ucapkan".
Amharca:
(ሙሳም) «ይህ (ውለታ) በእኔና ባንተ መካከል (ረጊ) ነው፡፡ ከሁለቱ ጊዜያቶች ማንኛውንም ብፈጽም በእኔ ላይ ወሰን ማለፍ የለም፡፡ አላህም በምንለነው ላይ ምስክር» ነው አለ፡፡
Tamilce:
(மூஸா) கூறினார்: “எனக்கு மத்தியிலும் உமக்கு மத்தியிலும் நாம் செய்த ஒப்பந்தமாகும் இது. இரண்டு தவணையில் எதை நான் நிறைவேற்றினாலும் (அதைவிட அதிகம் என்னிடம் கேட்டு) என் மீது வரம்பு மீறுதல் கூடாது. இன்னும், நாம் கூறுவதற்கு அல்லாஹ் பொறுப்பாளன் (சாட்சியாளன்) ஆவான்.”
Korece:
모세가 대답하였더라 이것은저와 당신 사이의 약속으로 두가 지 조건 중의 하나를 수행해도 저에게는 아무런 죄가 되지 않습 니다 하나님께서 저희가 말하고 있는 것을 지켜보고 계십니다
Vietnamca:
(Musa) đáp: “Bác cháu ta cứ thỏa thuận với nhau như thế, dù cháu có thể hoàn tất bất cứ thời hạn nào trong hai thời hạn vừa nói thì bác vẫn không được hờn ghét cháu, Allah làm chứng cho điều chúng ta vừa nói.”
Ayet Linkleri: