Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

8

Ayet No: 

3167

Sayfa No: 

377

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَلَمَّا جَاءَهَا نُودِيَ أَن بُورِكَ مَن فِي النَّارِ وَمَنْ حَوْلَهَا وَسُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Çeviriyazı: 

felemmâ câehâ nûdiye em bûrike men fi-nnâri vemen ḥavlehâ. vesübḥâne-llâhi rabbi-l`âlemîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Oraya geldiğinde şöyle seslenilmişti: "Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!"

Diyanet İşleri: 

Oraya geldiğinde, kendisine şöyle nida olunmuştu: "Ateşin yanında olan ve çevresinde bulunanlar mübarek kılınmıştır. Alemlerin Rabbi olan Allah münezzehtir"

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Oraya gelince nida edildi: Ateşteki melekler de gerçekten kutlanmıştır, çevresindeki Musa da ve münezzehtir noksan sıfatlardan alemlerin Rabbi Allah.

Şaban Piriş: 

Oraya gittiğinde kendisine (şöyle) seslenildi: Ateşte olanlar da çevresinde bulunanlar da bereketli kılınmıştır. Alemlerin Rabbi olan Allah (eksikliklerden) münezzehtir.

Edip Yüksel: 

Oraya varınca kendisine, "Ateşin içinde bulunan da, çevresinde olan da kutludur," diye seslenildi. Evrenlerin Rabbi olan ALLAH çok yücedir.

Ali Bulaç: 

Oraya gittiğinde, kendisine seslenildi: "Ateş (yerin)de olanlar da, çevresinde bulunanlar da kutlu kılınmıştır. Alemlerin Rabbi olan Allah Yücedir.

Suat Yıldırım: 

Oraya varır varmaz birden şöyle nida edildi. “Ateş mahallinde ve çevresinde bulunan kimselere feyiz ve bereket verildi. Alemlerin Rabbi olan Allah yüceler yücesidir, bütün noksanlardan münezzehtir.” {KM, Tesniye 33,16; Çıkış 3,2}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Vaktâ ki oraya vardı, kendisine nidâ olundu ki: «Bu ateşte olan da ve bunun etrafında bulunan da mübarek kılınmıştır ve âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ münezzehtir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Mûsa ateşe vardığında şöyle çağrıldı. "Ateşteki kimse de ateşin çevresindekiler de kutsal ve bereketli kılınmıştır. Ve âlemlerin Rabbi olan Allah, bütün eksiklik ve iğretiliklerden arınmıştır."

Bekir Sadak: 

Gonulleri kesin olarak kabul ettigi halde, haksizlik ve buyuklenmelerinden oturu onlari bile bile inkar ettiler. Bozguncularin sonunun nasil olduguna bir bak! *

İbni Kesir: 

Oraya geldiği vakit, kendisine şöyle seslenildi: Ateşin yanında olan ve çevresinde bulunanlar mübarek kılınmıştır. Alemlerin Rabbı olan Allah, münezzehtir.

Adem Uğur: 

Oraya geldiğinde şöyle seslenildi: Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!

İskender Ali Mihr: 

Böylece oraya gittiği zaman ona nida edildi: &quot

Celal Yıldırım: 

Ne vakit ki o ateşe vardı, kendisine (şöyle) seslenildi: «Ateşin önündeki kimse ve çevresindekiler mubarek kılınmıştır. Âlemlerin Rabbı Allah (her türlü noksanlıktan, eş ve ortaktan) paktır, yücedir, münezzehtir.

Tefhim ul Kuran: 

Oraya gittiğinde, kendisine seslenildi: «Ateş (yerin)de olanlar da, çevresinde bulunanlar da kutlu kılınmıştır. Alemlerin Rabbi olan Allah yücedir.

Fransızca: 

Lorsqu'il y arriva, on l'appela. - béni soit Celui qui est dans le feu et Celui qui est tout autour, et gloire à Allah, Seigneur de l'univers.

İspanyolca: 

Al llegar a él, le llamaron: «¡Bendito sea Quien está en el fuego y quien está en torno a él! ¡Gloria a Alá, Señor del universo!

İtalyanca: 

Quando vi giunse fu chiamato: «Sia benedetto Colui che è nel fuoco e chi è attorno ad esso e gloria ad Allah, Signore del creato!

Almanca: 

Und als er dort ankam, wurde gerufen: "Baraka wurde verliehen dem, das im Feuer ist, sowie dem um es herum. Und subhanallah , Der HERR aller Schöpfung.

Çince: 

他到了那个火的附近,就有声音喊叫他说:在火的附近和四周的人,都蒙福佑。赞颂真主--全世界的主,超绝万物。

Hollandaca: 

En toen hij nabij het vuur was gekomen, riep hem eene stem toe: Gezegend hij, die in, en hij die nabij het vuur is, en geloofd zij God, de Heer van alle schepselen!

Rusça: 

Когда он подошел туда, раздался глас: "Благословен тот, кто в огне, и тот, кто вокруг него. Пречист Аллах, Господь миров!

Somalice: 

Markuu Yimid waxaa Loogu Dhawaaqay Waa la Barakeevev Cidda Dabka la Joogta iyo kuwa Gaararkiisa ah, waxaana Nasahan Ilaaha Caalamka.

Swahilice: 

Basi alipo fika ilinadiwa: Amebarikiwa aliomo katika moto huu na walioko pembezoni mwake. Na ametakasika Mwenyezi Mungu, Mola Mlezi wa walimwengu wote.

Uygurca: 

مۇسا ئوتنىڭ يېنىغا كەلگەندە (مۇنداق) نىدا ئاڭلاندى: «اﷲ ئوتنىڭ يېنىدىكى كىشىنى ۋە ئوتنىڭ ئەتراپىدىكىلەرنى مۇبارەك قىلدى. ئالەملەرنىڭ پەرۋەردىگارى اﷲ پاكتۇر

Japonca: 

かれがそこに来ると,声があった。「火の中にいる者,そしてその廻りの者に祝福あれ。万有の主,アッラーに讃えあれ。」

Arapça (Ürdün): 

«فلما جاءها نودي أن» أي بأن «بورك» أي بارك الله «من في النار» أي موسى «ومن حولها» أي الملائكة، أو العكس وبارك يتعدى بنفسه وبالحرف ويقدر بعد في مكان «وسبحان الله رب العالمين» من جملة ما نودي ومعناه تنزيه الله من السوء.

Hintçe: 

ग़रज़ जब मूसा इस आग के पास आए तो उनको आवाज़ आयी कि मुबारक है वह जो आग में (तजल्ली दिखाना) है और जो उसके गिर्द है और वह ख़ुदा सारे जहाँ का पालने वाला है

Tayca: 

ครั้นเมื่อเขามาถึงที่นั่น ได้มีเสียงเรียกขึ้นว่า “ผู้ที่อยู่ในไฟและผู้ที่อยู่รอบ ๆ มัน จะได้รับความจำเริญ และมหาบริสุทธิ์แห่งอัลลอฮ์ พระเจ้าแห่งสากลโลก

İbranice: 

כאשר בא אליה, נקרא לו ונאמר לו: 'יבורך זה אשר באש וזה אשר סביב לה, ויתהלל אלוהים ריבון העולמים

Hırvatça: 

Kad je do nje došao, neki glas je dozivao: "Neka je blagoslovljen ko u vatri je i oni oko nje, i neka je slavljen i uzvišen Allah, Gospodar svjetova!

Rumence: 

Când ajunse acolo, fu strigat: “Binecuvântat fie Cel ce este în foc şi împrejurul lui! Mărire lui Dumnezeu, Stăpânul lumilor!

Transliteration: 

Falamma jaaha noodiya an boorika man fee alnnari waman hawlaha wasubhana Allahi rabbi alAAalameena

Türkçe: 

Mûsa ateşe vardığında şöyle çağrıldı. "Ateşteki kimse de ateşin çevresindekiler de kutsal ve bereketli kılınmıştır. Ve âlemlerin Rabbi olan Allah, bütün eksiklik ve iğretiliklerden arınmıştır."

Sahih International: 

But when he came to it, he was called, "Blessed is whoever is at the fire and whoever is around it. And exalted is Allah, Lord of the worlds.

İngilizce: 

But when he came to the (fire), a voice was heard: "Blessed are those in the fire and those around: and glory to Allah, the Lord of the worlds.

Azerbaycanca: 

Musa (alovun) yanına çatdıqda belə bir nida gəldi: “Alovun yanında olan (Musa) və ətrafında olanlar (mələklər və ya peyğəmbərlər) mübarək kimsələrdir (bərəkətlidirlər). Aləmlərin Rəbbi olan Allah pakdır, müqəddəsdir! (Bütün eyib və nöqsanlardan kənardır!)

Süleyman Ateş: 

Oraya gelince (kendisine) seslenildi: "Ateşin içinde bulunan da, çevresinde olan da mübarek kılındı. Alemlerin Rabbi Allah, eksikliklerden münezzehtir."

Diyanet Vakfı: 

Oraya geldiğinde şöyle seslenildi: Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!

Erhan Aktaş: 

Oraya gittiği zaman ona seslenildi: “Ateşin içinde ve etrafında olanlar kutlu kılındı. Ve âlemlerin Rabb’i olan Allah, Subhân’dır.(1)”

Kral Fahd: 

Oraya geldiğinde şöyle seslenildi: Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Alemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!

Hasan Basri Çantay: 

Vaktâkî oraya gitdi, kendisine (şöyle) nida olundu: «Ateş (mahallin) de bulunana da, çevresinde olan kimselere de muhakkak (feyz ve) bereket verildi. Aalemlerin Rabbi olan Allah münezzehdir».

Muhammed Esed: 

Fakat oraya varınca, o´na şöyle seslenildi: "Bu ateşin (erişme alanı) içinde olan herkes ve çevresindeki herkes kutlu kılınmıştır! Sınırsız kudretiyle yüceler yücesidir Allah, alemlerin Rabbi!"

Gültekin Onan: 

Oraya gittiğinde, kendisine seslenildi: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Vakta ki, o ateşe vardı, şöyle nida olundu: “- Ateş yerinde olan Mûsa’ya ve etrafında bulunan meleklere bereket verildi. Âlemlerin Rabbi olan Allah (bütün noksanlıklardan ve ihtiyaçtan) münezzehtir.

Portekizce: 

Mas quando chegou a ele, ouviu uma voz: Bendito seja Quem está dentro do fogo e nas suas circunvizinhanças, e glória aDeus, Senhor do Universo!

İsveççe: 

Men när han närmade sig Elden [hörde han en röst som] ropade: "Välsignade är de som står intill elden och de som befinner sig i dess närhet! Stor är Gud, världarnas Herre, i Sin härlighet!"

Farsça: 

پس هنگامی که نزد آن آمد، ندا رسید که پربرکت باد آنکه در آتش است و آنکه پیرامون آن است، و منزّه و پاک است خدا که پروردگار جهانیان است.

Kürtçe: 

ئەمجا کاتێك (موسا علیە السلام) گەیشتە لای ئاگرەکە بانگی لێکرا کە پیرۆز بووە ئەو کەسەی لەناو ئاگرەکە (ڕووناکیەکە) دایە و ئەوەش بەدەوریدایە وە پاك و بێگەردە خوای پەوەردگاری جیھانیان

Özbekçe: 

У (олов)га келганида: «Олов олдидаги ва атрофидаги шахсларга барака берилди ва Оламларнинг Робби–Аллоҳ покдир», деб нидо қилинди.

Malayca: 

Maka apabila ia sampai ke tempat api itu, (kedengaran) ia diseru: "Berkat yang melimpah-limpah kepada orang yang berada dekat api ini dan sesiapa yang ada (di daerah) sekelilingnya; dan Maha Sucilah Allah Tuhan sekalian alam.

Arnavutça: 

e kur (Musai) erdhi te zjarri, u thirr: “Është i bekuar ai që është afër zjarrit dhe kush është rreth tij, dhe qoftë lavdëruar Perëndia – Zot’i gjithësisë!

Bulgarca: 

И когато стигна там, бе призован: “Благословен да бъде този при огъня и тези край него! Пречист е Аллах, Господът на световете!

Sırpça: 

Кад је дошао до ње, неки глас је дозивао: „Нека су благословљени они који се налазе на месту где је ватра и они око ње, и нека је слављен и узвишен Аллах, Господар светова!

Çekçe: 

Když přišel k ohni, ozvalo se: 'Požehnán budiž ten, jenž v ohni tomto dlí, a ten, jenž okolo něho jest! Sláva Bohu, Pánu lidstva veškerého!

Urduca: 

وہاں جو پہنچا تو ندا آئی کہ "مبارک ہے وہ جو اس آگ میں ہے اور جو اس کے ماحول میں ہے پاک ہے اللہ، سب جہانوں کا پروردگار

Tacikçe: 

Чун ба оташ расид, садояш доданд, ки баракат дода шуда он, ки даруни оташ аст ва он, ки дар канори он аст. Ва пок аст Худои якто, он Парвардигори ҷаҳониён!

Tatarca: 

Муса ут янына килгәч, Аллаһудан дәшелмеш булды, ут янына килгән Мусаны вә ут тирәсендәге фәрештәләрне Аллаһ мөбарәк кылды. Галәмнәрне тәрбияләүче Аллаһ һәр кимчелектән пакь булды.

Endonezyaca: 

Maka tatkala dia tiba di (tempat) api itu, diserulah dia: "Bahwa telah diberkati orang-orang yang berada di dekat api itu, dan orang-orang yang berada di sekitarnya. Dan Maha Suci Allah, Tuhan semesta alam".

Amharca: 

በመጣትም ጊዜ እንዲህ በማለት ተጠራ፤ «በእሳቲቱ ያለው ሰውና በዙሪያዋ ያሉም ሁሉ ተባረኩ፡፡ የዐለማትም ጌታ አላህ ጥራት ይገባው፡፡»

Tamilce: 

ஆக, அவர் அதனிடம் வந்தபோது, அவர் அழைக்கப்பட்டு “நெருப்பில் (-ஒளியில்) இருப்பவனும் இன்னும் அதை சுற்றி உள்ளவர்களும் புனிதமானவர்கள் என்று நற்செய்தி கூறப்பட்டார். அகிலங்களின் இறைவன் அல்லாஹ் (எல்லா குறைகளை விட்டு) மிக்க பரிசுத்தமானவன்.”

Korece: 

그가 불이 있는 곳에 갔을 때 소리가 들려왔으니 불속에 있 는 자와 그 주변에 있는 자들에 게 축복이 있을 것이라 그러므로 만유의 주님이신 하나님께 영광이 있으소서

Vietnamca: 

Rồi khi (Musa) đến chỗ ngọn lửa thì có tiếng gọi, bảo: “Phúc cho ai đang ở gần lửa và cho ai đang ở xung quanh nó; và quang vinh và trong sạch thay Allah, Thượng Đế của toàn vũ trụ và vạn vật.”