Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

25

Ayet No: 

2957

Sayfa No: 

368

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ لِمَنْ حَوْلَهُ أَلَا تَسْتَمِعُونَ

Çeviriyazı: 

ḳâle limen ḥavlehû elâ testemi`ûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Firavun) etrafında bulunanlara: "İşitmiyor musunuz?" dedi.

Diyanet İşleri: 

Yanında bulunanlara: "İşitmiyor musunuz?" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Firavun, etrafındakilere, işitiyor musunuz? dedi.

Şaban Piriş: 

(Firavun,) Etrafındakilere: Duyuyor musunuz? dedi.

Edip Yüksel: 

Etrafındakilere dönerek, "İşitiyor musunuz?" dedi.

Ali Bulaç: 

Çevresindekilere dedi ki: "İşitiyor musunuz?"

Suat Yıldırım: 

Firavun alaycı bir şekilde çevresindekilere: “Bu adamın dediklerini işittiniz değil mi? (Aklısıra cevap veriyor).”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(Fir´avun) Etrafında olanlara dedi ki: «İşitiyor musunuz?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Firavun, çevresindekilere dedi: "Duyuyor musunuz?"

Bekir Sadak: 

Firavun: «Dogru sozlulerden isen haydi getir» dedi.

İbni Kesir: 

Yanında bulunanlara: İşitmiyor musunuz? dedi.

Adem Uğur: 

(Firavun) etrafında bulunanlara: İşitiyor musunuz? dedi.

İskender Ali Mihr: 

(Firavun) etrafındakilere: “İşitmiyor musunuz?” dedi.

Celal Yıldırım: 

Fir´avn çevresindekilere, «işitmiyor musunuz ? (Ben ne sordum, o ne cevap verdi!)» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

Çevresindekilere dedi ki: «işitiyor musunuz?»

Fransızca: 

[Pharaon] dit à ceux qui l'entouraient : "N'entendez-vous pas ? "

İspanyolca: 

Dijo a los circunstantes: «¡Habéis oído?»

İtalyanca: 

Disse [Faraone] a quelli che lo attorniavano: «Non avete sentito?»

Almanca: 

Er (Pharao) sagte zu denjenigen um ihn herum: "Hört ihr etwa nicht?!"

Çince: 

法老对他左右的人说:你们怎么不倾听呢?

Hollandaca: 

Pharao zeide tot degenen, die in zijne nabijheid waren: Hoort gij niet?

Rusça: 

Он (Фараон) сказал тем, кто был около него: "Разве вы не слышите?"

Somalice: 

Wuxuu ku Yidhi (Fircoon) kuwii Gaararkiisa ahaa War ma Maqlaysaan.

Swahilice: 

(Firauni) akawaambia walio mzunguka: Hamsikilizi?

Uygurca: 

پىرئەۋن چۆرىسىدىكىلەرگە: «(ئۇنىڭ جاۋابىنى) ئاڭلاۋاتامسىلەر؟» دېدى

Japonca: 

かれ(フィルアウン)は,左右の者に向かって言った。「あなたがたは聞きましたか。」

Arapça (Ürdün): 

«قال» فرعون «لمن حوله» من أشراف قومه «ألا تستمعون» جوابه الذي لم يطابق السؤال.

Hintçe: 

फिरऔन ने उन लोगो से जो उसके इर्द गिर्द (बैठे) थे कहा क्या तुम लोग नहीं सुनते हो

Tayca: 

เขาได้กล่าวแก่ผู้อยู่รอบ ๆ เขาว่า “พวกท่านได้ยินไหม?”

İbranice: 

ואמר לסובבים אותו':השומעים אתם

Hırvatça: 

"Čujete li?", reče faraon onima oko sebe.

Rumence: 

Faraon spuse suitei sale: “Aţi auzit?”

Transliteration: 

Qala liman hawlahu ala tastamiAAoona

Türkçe: 

Firavun, çevresindekilere dedi: "Duyuyor musunuz?"

Sahih International: 

[Pharaoh] said to those around him, "Do you not hear?"

İngilizce: 

(Pharaoh) said to those around: "Did ye not listen (to what he says)?"

Azerbaycanca: 

(Fir’on) ətrafındakılara: “Eşitdinizmi?” – dedi. (Musanın cavabı mənim sualıma uyğun gəlmir. Mən ondan aləmlərin Rəbbinin mahiyyəti, keyfiyyəti və cinsi barəsində soruşuram, o isə mənə Onun sifətləri, əməlləri haqqında cavab verir).

Süleyman Ateş: 

(Fir'avn): Çevresinde bulunanlara: "İşitiyor musunuz?" dedi.

Diyanet Vakfı: 

(Firavun) etrafında bulunanlara: İşitiyor musunuz? dedi.

Erhan Aktaş: 

Firavun, etrafındakilere: “Duymuyor musunuz?” dedi.

Kral Fahd: 

(Firavun) etrafında bulunanlara: İşitiyor musunuz? dedi.

Hasan Basri Çantay: 

(Fir´avn) etrafında bulunan kimselere dedi ki: «İşitmiyor musunuz»?

Muhammed Esed: 

(Firavun,) çevresindekilere: "(Onun ne dediğini) duydunuz mu?" dedi.

Gültekin Onan: 

Çevresindekilere dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Firavun, etrafında bulunan kimselere: “-Duymuyor musunuz?” (Mûsa’nın verdiği cevab, suale karşılık değildir) dedi.

Portekizce: 

O Faraó disse aos presentes: Ouvistes?

İsveççe: 

[Farao] sade till de kringstående: "Har ni hört [på maken]?"

Farsça: 

[فرعون از روی مسخره] به افراد پیرامونش گفت: آیا نمی شنوید [که چه می گوید؟!]

Kürtçe: 

(فیرعەون) ووتی بەوانەی بەدەوری دابوون (لەشوێنکەوتوانی) ئایا گوێتان لێیە (چی دەڵێت)

Özbekçe: 

У атрофидаги кишиларга: «Эшитмаяпсизларми?!» деди.

Malayca: 

Firaun berkata kepada orang-orang yang ada di sekelilingnya: "Tidakkah kamu dengar (apa yang dikatakan olehnya)?"

Arnavutça: 

(Faraoni) u tha atyre rredh vetes: “Vallë, a nuk po dëgjoni ju?”

Bulgarca: 

Рече [Фараонът] на онези около него: “Чувате ли?”

Sırpça: 

„Чујете ли?“ Рече фараон онима око себе.

Çekçe: 

I pravil Faraón k okolostojícím: 'Zdaž slyšíte?'

Urduca: 

فرعون نے اپنے گرد و پیش کے لوگوں سے کہا "سُنتے ہو؟"

Tacikçe: 

Ба онон, ки дар атрофаш буданд, гуфт: «Оё нашунидед?»

Tatarca: 

Фиргаун Мусаның сүзенә ышанмаган хәлдә үзенең тирәсендәге дусларына әйтте: "Әйә ишетмисезме Мусаның сүзләрен, мин аңа Раббысы хакында сорау бирдем, ул җавап кайтарды", – дип.

Endonezyaca: 

Berkata Fir'aun kepada orang-orang sekelilingnya: "Apakah kamu tidak mendengarkan?"

Amharca: 

(ፈርዖንም) በዙሪያው ላሉት ሰዎች «አትሰሙምን» አለ፡፡

Tamilce: 

அவன் தன்னை சுற்றி உள்ளவர்களிடம் கூறினான்: (இவர் கற்பனையாக கூறுவதை) நீங்கள் செவியுறுகிறீர்களா?

Korece: 

너희는 그가 말한 것을 듣지아니하였느뇨 라고 말하며

Vietnamca: 

(Pha-ra-ông) nói với các cận thần: “Các khanh có nghe rõ (lời bịa đặt của Musa) chăng?”