Arapça:
قَالَ لِمَنْ حَوْلَهُ أَلَا تَسْتَمِعُونَ
Çeviriyazı:
ḳâle limen ḥavlehû elâ testemi`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Firavun) etrafında bulunanlara: "İşitmiyor musunuz?" dedi.
Diyanet İşleri:
Yanında bulunanlara: "İşitmiyor musunuz?" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Firavun, etrafındakilere, işitiyor musunuz? dedi.
Şaban Piriş:
(Firavun,) Etrafındakilere: Duyuyor musunuz? dedi.
Edip Yüksel:
Etrafındakilere dönerek, "İşitiyor musunuz?" dedi.
Ali Bulaç:
Çevresindekilere dedi ki: "İşitiyor musunuz?"
Suat Yıldırım:
Firavun alaycı bir şekilde çevresindekilere: “Bu adamın dediklerini işittiniz değil mi? (Aklısıra cevap veriyor).”
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Fir´avun) Etrafında olanlara dedi ki: «İşitiyor musunuz?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Firavun, çevresindekilere dedi: "Duyuyor musunuz?"
Bekir Sadak:
Firavun: «Dogru sozlulerden isen haydi getir» dedi.
İbni Kesir:
Yanında bulunanlara: İşitmiyor musunuz? dedi.
Adem Uğur:
(Firavun) etrafında bulunanlara: İşitiyor musunuz? dedi.
İskender Ali Mihr:
(Firavun) etrafındakilere: “İşitmiyor musunuz?” dedi.
Celal Yıldırım:
Fir´avn çevresindekilere, «işitmiyor musunuz ? (Ben ne sordum, o ne cevap verdi!)» dedi.
Tefhim ul Kuran:
Çevresindekilere dedi ki: «işitiyor musunuz?»
Fransızca:
[Pharaon] dit à ceux qui l'entouraient : "N'entendez-vous pas ? "
İspanyolca:
Dijo a los circunstantes: «¡Habéis oído?»
İtalyanca:
Disse [Faraone] a quelli che lo attorniavano: «Non avete sentito?»
Almanca:
Er (Pharao) sagte zu denjenigen um ihn herum: "Hört ihr etwa nicht?!"
Çince:
法老对他左右的人说:你们怎么不倾听呢?
Hollandaca:
Pharao zeide tot degenen, die in zijne nabijheid waren: Hoort gij niet?
Rusça:
Он (Фараон) сказал тем, кто был около него: "Разве вы не слышите?"
Somalice:
Wuxuu ku Yidhi (Fircoon) kuwii Gaararkiisa ahaa War ma Maqlaysaan.
Swahilice:
(Firauni) akawaambia walio mzunguka: Hamsikilizi?
Uygurca:
پىرئەۋن چۆرىسىدىكىلەرگە: «(ئۇنىڭ جاۋابىنى) ئاڭلاۋاتامسىلەر؟» دېدى
Japonca:
かれ(フィルアウン)は,左右の者に向かって言った。「あなたがたは聞きましたか。」
Arapça (Ürdün):
«قال» فرعون «لمن حوله» من أشراف قومه «ألا تستمعون» جوابه الذي لم يطابق السؤال.
Hintçe:
फिरऔन ने उन लोगो से जो उसके इर्द गिर्द (बैठे) थे कहा क्या तुम लोग नहीं सुनते हो
Tayca:
เขาได้กล่าวแก่ผู้อยู่รอบ ๆ เขาว่า “พวกท่านได้ยินไหม?”
İbranice:
ואמר לסובבים אותו':השומעים אתם
Hırvatça:
"Čujete li?", reče faraon onima oko sebe.
Rumence:
Faraon spuse suitei sale: “Aţi auzit?”
Transliteration:
Qala liman hawlahu ala tastamiAAoona
Türkçe:
Firavun, çevresindekilere dedi: "Duyuyor musunuz?"
Sahih International:
[Pharaoh] said to those around him, "Do you not hear?"
İngilizce:
(Pharaoh) said to those around: "Did ye not listen (to what he says)?"
Azerbaycanca:
(Fir’on) ətrafındakılara: “Eşitdinizmi?” – dedi. (Musanın cavabı mənim sualıma uyğun gəlmir. Mən ondan aləmlərin Rəbbinin mahiyyəti, keyfiyyəti və cinsi barəsində soruşuram, o isə mənə Onun sifətləri, əməlləri haqqında cavab verir).
Süleyman Ateş:
(Fir'avn): Çevresinde bulunanlara: "İşitiyor musunuz?" dedi.
Diyanet Vakfı:
(Firavun) etrafında bulunanlara: İşitiyor musunuz? dedi.
Erhan Aktaş:
Firavun, etrafındakilere: “Duymuyor musunuz?” dedi.
Kral Fahd:
(Firavun) etrafında bulunanlara: İşitiyor musunuz? dedi.
Hasan Basri Çantay:
(Fir´avn) etrafında bulunan kimselere dedi ki: «İşitmiyor musunuz»?
Muhammed Esed:
(Firavun,) çevresindekilere: "(Onun ne dediğini) duydunuz mu?" dedi.
Gültekin Onan:
Çevresindekilere dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Firavun, etrafında bulunan kimselere: “-Duymuyor musunuz?” (Mûsa’nın verdiği cevab, suale karşılık değildir) dedi.
Portekizce:
O Faraó disse aos presentes: Ouvistes?
İsveççe:
[Farao] sade till de kringstående: "Har ni hört [på maken]?"
Farsça:
[فرعون از روی مسخره] به افراد پیرامونش گفت: آیا نمی شنوید [که چه می گوید؟!]
Kürtçe:
(فیرعەون) ووتی بەوانەی بەدەوری دابوون (لەشوێنکەوتوانی) ئایا گوێتان لێیە (چی دەڵێت)
Özbekçe:
У атрофидаги кишиларга: «Эшитмаяпсизларми?!» деди.
Malayca:
Firaun berkata kepada orang-orang yang ada di sekelilingnya: "Tidakkah kamu dengar (apa yang dikatakan olehnya)?"
Arnavutça:
(Faraoni) u tha atyre rredh vetes: “Vallë, a nuk po dëgjoni ju?”
Bulgarca:
Рече [Фараонът] на онези около него: “Чувате ли?”
Sırpça:
„Чујете ли?“ Рече фараон онима око себе.
Çekçe:
I pravil Faraón k okolostojícím: 'Zdaž slyšíte?'
Urduca:
فرعون نے اپنے گرد و پیش کے لوگوں سے کہا "سُنتے ہو؟"
Tacikçe:
Ба онон, ки дар атрофаш буданд, гуфт: «Оё нашунидед?»
Tatarca:
Фиргаун Мусаның сүзенә ышанмаган хәлдә үзенең тирәсендәге дусларына әйтте: "Әйә ишетмисезме Мусаның сүзләрен, мин аңа Раббысы хакында сорау бирдем, ул җавап кайтарды", – дип.
Endonezyaca:
Berkata Fir'aun kepada orang-orang sekelilingnya: "Apakah kamu tidak mendengarkan?"
Amharca:
(ፈርዖንም) በዙሪያው ላሉት ሰዎች «አትሰሙምን» አለ፡፡
Tamilce:
அவன் தன்னை சுற்றி உள்ளவர்களிடம் கூறினான்: (இவர் கற்பனையாக கூறுவதை) நீங்கள் செவியுறுகிறீர்களா?
Korece:
너희는 그가 말한 것을 듣지아니하였느뇨 라고 말하며
Vietnamca:
(Pha-ra-ông) nói với các cận thần: “Các khanh có nghe rõ (lời bịa đặt của Musa) chăng?”
Ayet Linkleri: