Arapça:
فَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَجَاهِدْهُم بِهِ جِهَادًا كَبِيرًا
Çeviriyazı:
felâ tüṭi`i-lkâfirîne vecâhidhüm bihî cihâden kebîrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Madem ki yalnız seni gönderdik) Öyleyse kâfirlere boyun eğme ve bununla (Kur'ân ile) onlara karşı olanca gücünle büyük bir savaş ver!
Diyanet İşleri:
Sen, inkarcılara uyma, onlara karşı olanca gücünle mücadele et.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Artık kafirlere itaat etme ve onlara adamakıllı savaş.
Şaban Piriş:
O halde sen, kâfirlere itaat etme ve onlara karşı Kur’an’la büyük bir cihatla mücadele et.
Edip Yüksel:
Öyleyse, inkarcılara uyma ve bununla (bu Kuran ile) onlara karşı büyük bir cihad ile savaşım ver.
Ali Bulaç:
Öyleyse kafirlere itaat etme ve onlara (Kur'an'la) büyük bir mücadele ver.
Suat Yıldırım:
(Fakat evrensel uyarma görevini sana verdik) O halde sen asla kâfirlere itaat etme ve Kur'ân’a dayanarak onlarla büyük bir mücahede gerçekleştir. [9,73]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık sen kâfirlere itaat etme ve onlara karşı bununla büyük bir cihad ile mücâhedede bulun.
Yaşar Nuri Öztürk:
Artık inkârcılara boyun eğme, onlara karşı Kur'an ile zorlu bir cihat aç.
Bekir Sadak:
Olumsuz, diri olan Allah´a guven, O´nu overek tesbih et. Kullarinin gunahlarindan haberdar olarak kendisi yeter.
İbni Kesir:
Öyleyse sen, kafirlere uyma ve onlara karşı olanca gücünle cihad et.
Adem Uğur:
(Fakat evrensel uyarıcılık görevini sana verdik..) O halde, kâfirlere boyun eğme ve bununla (Kur´an ile) onlara karşı olanca gücünle büyük bir savaş ver!
İskender Ali Mihr:
Artık kâfirlere itaat etme ve O´nunla (Bu Kur´ân ile), onlarla büyük cihadla savaş!
Celal Yıldırım:
O halde kâfirlere baş eğip uyma
Tefhim ul Kuran:
Öyleyse kâfirlere itaat etme ve onlara (Kur´an´la) büyük bir cihad ver.
Fransızca:
N'obéis donc pas aux infidèles; et avec ceci (le Coran), lutte contre eux vigoureusement.
İspanyolca:
No obedezcas, pues, a los infieles y lucha esforzadamente contra ellos, por medio de él.
İtalyanca:
Non obbedire ai miscredenti; lotta con esso vigorosamente.
Almanca:
So gehorche den Kafir nicht, und leiste mit ihm (dem Quran) gegen sie einen großen Dschihad!
Çince:
所以你不要顺从不信道者,你应当借此《古兰经》而与他们努力奋斗。
Hollandaca:
Gehoorzaam dus den ongeloovigen niet, maar bied hun met dit boek een hevigen weerstand.
Rusça:
Посему не повинуйся неверующим и веди с ними посредством него (Корана) великую борьбу.
Somalice:
ee ha Adeecin Gaalaga kulana Jahaad Quraanka Jahaad Weyn.
Swahilice:
Basi usiwat'ii makafiri. Na pambana nao kwayo kwa Jihadi kubwa.
Uygurca:
شۇنىڭ ئۈچۈن كاپىرلارغا ئىتائەت قىلمىغىن، قۇرئان ئارقىلىق ئۇلارغا قارشى (پاكىتلارنى ئوتتۇرىغا قويۇپ) بارلىق كۈچۈڭ بىلەن كۈرەش قىلغىن
Japonca:
だから不信者に従ってはならない。かれらに対しこの(クルアーン)をもって大いに奮闘努力しなさい。
Arapça (Ürdün):
«فلا تُطع الكافرين» في هواهم «وجاهدهم به» أي القرآن «جهادا كبيرا».
Hintçe:
(तो ऐ रसूल) तुम काफिरों की इताअत न करना और उनसे कुरान के (दलाएल) से खूब लड़ों
Tayca:
ดังนั้น เจ้าอย่าเชื่อฟังพวกปฏิเสธศรัทธาและจงต่อสู้ดิ้นรนกับพวกเขาด้วยมัน(อัลกุรอาน) โดยการต่อสู้ดิ้นรนอันยิ่งใหญ่
İbranice:
לכן, אל תישמע לכופרים, והתאמץ במאמץ רב בעת קריאתך לכופרים להאמין באמצעותו (הקוראן)
Hırvatça:
zato ne budi poslušan nevjernicima i njime - Kur'anom se protiv njih uveliko bori.
Rumence:
Nu da ascultare tăgăduitorilor, ci luptă împotriva lor cu tărie.
Transliteration:
Fala tutiAAi alkafireena wajahidhum bihi jihadan kabeeran
Türkçe:
Artık inkârcılara boyun eğme, onlara karşı Kur'an ile zorlu bir cihat aç.
Sahih International:
So do not obey the disbelievers, and strive against them with the Qur'an a great striving.
İngilizce:
Therefore listen not to the Unbelievers, but strive against them with the utmost strenuousness, with the (Qur'an).
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum!) Kafirlərə itaət etmə və onlara qarşı (Qur’anla) böyük bir cihad et! (Var gücünlə vuruş!)
Süleyman Ateş:
Kafirlere boyun eğme ve bu Kur'an ile onlara karşı büyük cihad et.
Diyanet Vakfı:
(Fakat evrensel uyarıcılık görevini sana verdik..) O halde, kafirlere boyun eğme ve bununla (Kur'an ile) onlara karşı olanca gücünle büyük bir savaş ver!
Erhan Aktaş:
Öyleyse Kâfirlere boyun eğme. Onunla2 onlara karşı var gücünle büyük bir mücadeleye giriş.
Kral Fahd:
(Fakat evrensel uyarıcılık görevini sana verdik.) O halde, kâfirlere boyun eğme ve bununla (Kuran ile) onlara karşı olanca gücünle büyük bir savaş ver!
Hasan Basri Çantay:
(Vazîfe yalınız senin üzerindedir). O halde kâfirlere boyun eğme de bununla (bu Kur´an ile) onlara karşı olanca savaşınla büyük bir mücâhede yap.
Muhammed Esed:
bunun içindir ki, sen hakkı inkara şartlanmış olan kimselere uyma; tersine, bu (ilahi mesajın) ışığında onlara karşı bütün gücünü ortaya koyarak büyük bir direnç ve çaba göster.
Gültekin Onan:
Öyleyse kafirlere itaat etme ve onlara (Kuranla) büyük bir cihad ver.
Ali Fikri Yavuz:
(Madem ki bütün faziletleri sende topladık ve yalnız seni gönderdik), o halde, kâfirlere boyun eğme ve onlara karşı bu Kur’ân ile büyük bir cihad olarak mücadele yap.
Portekizce:
Não dês ouvido aos incrédulos; mas combate-os com denoda, com este (o Alcorão).
İsveççe:
Men lyssna inte till vad förnekarna säger utan kämpa oförtröttligt mot dem med [Koranens hjälp].
Farsça:
پس کافران را [که انتظار دارند از ابلاغ وحی باز ایستی،] فرمان مبر و به وسیله این [قرآن] با آنان جهاد [ی فرهنگی و تبلیغی] کن.
Kürtçe:
کەواتە تۆ بەگوێی بێباوەڕان مەکە بە(بەڵگەکانی) ئەم قورئانە بەربەرەکانی یەکی گەورەیان لەگەڵدا بکە
Özbekçe:
Кофирларга итоат этма! Уларга қарши у(Қуръон) билан катта жиҳод қил!
Malayca:
Oleh itu, janganlah engkau (Wahai Muhammad) menurut kehendak orang-orang kafir, dan berjuanglah dengan hujjah-hujjah Al-Quran menghadapi mereka dengan perjuangan yang besar dan bersungguh-sungguh.
Arnavutça:
E, mos i dëgjo mohuesit dhe luftoi ata me Kur’an, në një luftë të madhe.
Bulgarca:
И не се покорявай на неверниците, и чрез него [-Корана] води срещу тях велика борба!
Sırpça:
Зато се не покоравај неверницима и Кур’аном се свим силама против њих бори.
Çekçe:
Neposlouchej nevěřící, ale pusť se jím proti nim do boje úporného.
Urduca:
پس اے نبیؐ، کافروں کی بات ہرگز نہ مانو اور اس قرآن کو لے کر ان کے ساتھ جہاد کبیر کرو
Tacikçe:
Ба кофирон итоъат макун ва ба ҳукми Худо бо онҳо чиҳод кун, чиҳоде бузург!
Tatarca:
Инде син имансыз, динсезләргә итагать итмә, аларга иярмә һәм аларга хезмәт итмә, бәлки ялган иман, ялган дингә вә имансызлыкка, динсезлеккә каршы Коръән белән көрәшү юлын ач, зур көрәшү белән көрәш!
Endonezyaca:
Maka janganlah kamu mengikuti orang-orang kafir, dan berjihadlah terhadap mereka dengan Al Quran dengan jihad yang besar.
Amharca:
ከሓዲዎችንም አትታዘዛቸው፡፡ በእርሱም (በቁርኣን) ታላቅን ትግል ታገላቸው፡፡
Tamilce:
ஆக, (நபியே!) நிராகரிப்பாளர்களுக்கு கீழ்ப்படியாதீர். இன்னும், இ(ந்த வேதத்தை எடுத்துரைப்ப)தன் மூலம் அவர்களிடம் பெரும் போர் செய்வீராக!
Korece:
그러므로 불신자들을 따르지말고 이것으로 그들과 크게 대적 하라
Vietnamca:
Bởi thế, Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) chớ nghe theo những kẻ vô đức tin mà hãy dùng Qur’an đấu tranh chống lại họ bằng một cuộc đấu tranh mạnh mẽ.
Ayet Linkleri: