Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

25

Sûredeki Ayet No: 

35

Ayet No: 

2890

Sayfa No: 

363

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَجَعَلْنَا مَعَهُ أَخَاهُ هَارُونَ وَزِيرًا

Çeviriyazı: 

veleḳad âteynâ mûse-lkitâbe vece`alnâ me`ahû eḫâhü hârûne vezîrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Andolsun ki Musa'ya kitap verdik, kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık.

Diyanet İşleri: 

And olsun ki Musa'ya Kitap verdik, kardeşi Harun'u da kendisine vezir yaptık.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Andolsun ki biz Musa'ya kitap verdik ve kardeşi Harun'u, ona vezir ettik.

Şaban Piriş: 

Musa’ya da kitap vermiş, kardeşi Harun’u da ona vezir yapmıştık.

Edip Yüksel: 

Biz Musa'ya kitabı vermiş ve kardeşi Harun'u da kendisine yardımcı olarak atamıştık.

Ali Bulaç: 

Andolsun, Biz Musa'ya kitabı verdik ve onunla birlikte kardeşi Harun'u yardımcı kıldık.

Suat Yıldırım: 

Gerçekten Biz, Mûsâ'ya kitabı verdik ve kardeşi Harun’u da ona yardımcı yaptık.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve celâlim hakkı için Mûsa´ya kitabı verdik ve O´nun maiyetinde kardeşi Harun´u vezir kıldık.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun ki, biz Mûsa'ya Kitap verdik. Kardeşi Hârun'u da onun yanında vezir yaptık.

Bekir Sadak: 

Seni gordukleri zaman, «Allah´in gonderdigi elci bu mudur?» diye alaya almaktan baska birsey yapmazlar.

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun biz Musa´ya Kitab´ı verdik, kardeşi Harun´u da ona yardımcı yaptık.

İskender Ali Mihr: 

Ve andolsun ki Musa (A.S)´a Kitab´ı (Tevrat´ı) verdik. Ve onunla beraber kardeşi Harun´u, (ona) vezir (yardımcı) kıldık.

Celal Yıldırım: 

And olsun ki Musâ´ya kitap verdik ve kardeşi Harun´u maiyetinde (bulunmak üzere) vezîr yaptık.

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, biz Musa´ya kitabı verdik ve onunla birlikte kardeşi Harun´u yardımcı kıldık.

Fransızca: 

En effet, Nous avons apporté à Moïse le Livre et lui avons assigné son frère Aaron comme assistant.

İspanyolca: 

Dimos a Moisés la Escritura y pusimos a su hermano Aarón como ayudante suyo.

İtalyanca: 

Già demmo a Mosé la Torâh e gli concedemmo suo fratello Aronne come ausilio.

Almanca: 

Und gewiß, bereits ließen WIR Musa die Schrift zuteil werden und machten mit ihm seinen Bruder Harun als einen Assistenten.

Çince: 

我确已把经典赏赐穆萨,并且任命他的哥哥哈伦做他的助手。

Hollandaca: 

Wij gaven vroeger aan Mozes het boek der wet, en wij wezen hem Aäron, zijn broeder, tot raadgever aan.

Rusça: 

Воистину, Мы даровали Мусе (Моисею) Писание и сделали его брата Харуна (Аарона) его помощником.

Somalice: 

Waxaana Siinay Nabi Muuse Kitaabkii Waxaana ka Yeellay la Jirkiisa Walaalkiis Haaruun Wasiir.

Swahilice: 

Na hakika tulimpa Musa Kitabu na tukamweka pamoja naye nduguye, Harun, kuwa waziri.

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، بىز مۇساغا كىتاب (يەنى تەۋراتنى) ئاتا قىلدۇق ھەمدە ئۇنىڭ قېرىندىشى ھارۇننى ئۇنىڭغا ياردەمچى قىلدۇق

Japonca: 

(これより先)われはムーサーに啓典を授け,その兄弟ハールーンを挙げてかれの補助者とした。

Arapça (Ürdün): 

«ولقد آتينا موسى الكتاب» التوراة «وجعلنا معه أخاه هارون وزيرا» معينا.

Hintçe: 

और अलबत्ता हमने मूसा को किताब (तौरैत) अता की और उनके साथ उनके भाई हारुन को (उनका) वज़ीर बनाया

Tayca: 

และแน่นอน เราได้ประทานคัมภีร์(เตารอดฮ์) แก่มูซา และเราได้ให้พี่ชายของเขาคือฮารูนเป็นผู้ช่วยเหลือ

İbranice: 

וכבר נתנו למשה את הספר (התורה,) ועשינו אתו אחיו הרון לעוזר

Hırvatça: 

Mi smo Musau Knjigu dali i brata mu Haruna pomoćnikom učinili,

Rumence: 

Noi i-am dăruit Cartea lui Moise şi l-am pus lângă el pe fratele său Aaron ca sfetnic.

Transliteration: 

Walaqad atayna moosa alkitaba wajaAAalna maAAahu akhahu haroona wazeeran

Türkçe: 

Yemin olsun ki, biz Mûsa'ya Kitap verdik. Kardeşi Hârun'u da onun yanında vezir yaptık.

Sahih International: 

And We had certainly given Moses the Scripture and appointed with him his brother Aaron as an assistant.

İngilizce: 

(Before this,) We sent Moses The Book, and appointed his brother Aaron with him as minister;

Azerbaycanca: 

Həqiqətən, Biz Musaya kitab (Tövrat) verdik və qardaşı Harunu da ona vəzir (köməkçi) etdik.

Süleyman Ateş: 

Andolsun biz Musa'ya Kitabı verdik ve kardeşi Harun'u kendisinin yanında vezir yaptık.

Diyanet Vakfı: 

Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik, kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık.

Erhan Aktaş: 

Ant olsun ki Mûsâ’ya Kitâp’ı verdik. Ve kardeşi Harûn’u da ona yardımcı yaptık.

Kral Fahd: 

Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik, kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık.

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun biz Musâya o kitabı verdik. Biraderi Hârunu da maiyyetine vezîr yapdık.

Muhammed Esed: 

Gerçek şu ki, (Muhammed´den çok önce) Biz Musa´ya da kitap verdik ve kardeşi Harun´u görevinde o´na yardımcı kıldık;

Gültekin Onan: 

Andolsun, biz Musa´ya kitabı verdik ve onunla birlikte kardeşi Harun´u yardımcı kıldık.

Ali Fikri Yavuz: 

Gerçekten Mûsa’ya o kitabı (Tevrat’ı) verdik ve ona kardeşi Harûn’u beraberinde vezir (yardımcı) yaptık.

Portekizce: 

Havíamos concedido o Livro a Moisés e, como ele, designamos como vizir seu irmão, Aarão.

İsveççe: 

OCH VI gav Moses uppenbarelsen och gjorde hans broder Aron till hans medhjälpare

Farsça: 

و به راستی به موسی کتاب دادیم، و برادرش هارون را همراه او دستیار و کمک قرار دادیم.

Kürtçe: 

سوێند بەخوا بەڕاستی تەوراتمان دا بەموسا وە ھارونی برایشیمان کردە یاریدەدەری

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, Биз Мусога китобни бердик ва унга акаси Ҳорунни вазир қилдик.

Malayca: 

Dan sesungguhnya Kami telah berikan Kitab Taurat kepada Nabi Musa, dan Kami lantik saudaranya Nabi Harun, sebagai menteri bersamanya.

Arnavutça: 

Dhe Ne, me të vërtetë, ia dhamë Musait Librin dhe ia bëmë ndihmës vëllain e tij – Harunin.

Bulgarca: 

Вече дадохме на Муса Писанието и за негов помощник определихме брат му Харун.

Sırpça: 

Ми смо Мојсију дали Књигу и његовог брата Арона му учинили помоћником,

Çekçe: 

A dali jsme již kdysi Mojžíšovi Písmo a učinili jsme bratra jeho Áróna poradcem jemu

Urduca: 

ہم نے موسیٰؑ کو کتاب دی اور اس کے ساتھ اس کے بھائی ہارونؑ کو مددگار کے طور پر لگایا

Tacikçe: 

Ба Мӯсо китоб додем ва бародараш Ҳорунро мададгораш сохтем.

Tatarca: 

Тәхкыйк Без Мусага Тәүратны бирдек, на кардәше Һарунны аңа ярдәмче кылдык.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya kami telah memberikan Al Kitab (Taurat) kepada Musa dan Kami telah menjadikan Harun saudaranya, menyertai dia sebagai wazir (pembantu).

Amharca: 

በእርግጥም ለሙሳ መጽሐፍን ሰጠነው፡፡ ከእርሱም ጋር ወንድሙን ሃሩንን ረዳት አደረግንለት፡፡

Tamilce: 

திட்டவட்டமாக மூஸாவுக்கு வேதத்தை கொடுத்தோம். இன்னும், அவருடன் அவரது சகோதரர் ஹாரூனை (அவருக்கு) உதவியாளராக ஆக்கினோம்.

Korece: 

하나님은 모세에게 성서를 주었고 그의 형제 아론을 보조로 하였노라

Vietnamca: 

Quả thật, TA đã ban Kinh Sách cho Musa và TA đã chỉ định người anh em của Y, Harun, làm một người phò tá cho Y.