Arapça:
قُلْ أَنزَلَهُ الَّذِي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ إِنَّهُ كَانَ غَفُورًا رَّحِيمًا
Çeviriyazı:
ḳul enzelehü-lleẕî ya`lemü-ssirra fi-ssemâvâti vel'arḍ. innehû kâne gafûrar raḥîmâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey Muhammed! De ki: "Onu, göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, merhamet edendir."
Diyanet İşleri:
De ki: "Onu, göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, merhamet edendir."
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: Onu, göklerde ve yeryüzünde gizli olanları bilen indirdi; şüphe yok ki o, suçları örter, rahimdir.
Şaban Piriş:
De ki: O’nu göklerdeki ve yerdeki gizli olanı bilen indirmiştir. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Edip Yüksel:
De ki, "Onu, göklerin ve yerin gizliliklerini bilen indirmiştir. O, Bağışlayandır, Rahimdir."
Ali Bulaç:
De ki: "Onu, göklerde ve yerde gizli olanı bilen (Allah) indirmiştir. Doğrusu O, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir."
Suat Yıldırım:
De ki: “Onu, göklerdeki ve yerdeki bütün sırları bilen Yüce Allah indirdi. O, gerçekten gafurdur, rahîmdir.” (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).
Ömer Nasuhi Bilmen:
De ki: «O´nu o zât indirmiştir ki, göklerde ve yerde olan gaybı bilir. Şüphe yok ki O, çok yarlığayan, çok merhamet edendir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Şöyle söyle: "Onu göklerde ve yerdeki sırrı bilen indirmiştir. Kuşkusuz O, Gafûr'dur, Rahîm'dir."
Bekir Sadak:
Bu ates, onlara uzak bir yerden gozukunce, onun kaynamasini ve ugultusunu isitirler.
İbni Kesir:
De ki: Onu göklerde ve yerdeki sırrı bilen indirmiştir. Şüphesiz ki O
Adem Uğur:
(Resûlüm!) De ki: Onu göklerde ve yerdeki gizlilikleri bilen Allah indirdi. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
İskender Ali Mihr:
De ki: “O´nu, göklerin ve yeryüzünün sırrını bilen indirdi. Muhakkak ki O, Gafur´dur (mağfiret edendir), Rahîm´dir (Rahîm esmasıyla tecelli edendir).”
Celal Yıldırım:
De ki -. «Onu göklerdeki ve yerdeki gizliliği bilen (Yüce Kudret) indirmiştir. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.»
Tefhim ul Kuran:
De ki: «Onu, göklerde ve yerde gizli olanı bilmekte olan (Allah) indirmiştir. Kuşkusuz O, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.»
Fransızca:
Dis : "L'a fait descendre Celui qui connaît les secrets dans les cieux et la terre. Et IL est Pardonneur et Miséricordieux.
İspanyolca:
Di: «Lo ha revelado Quien conoce el secreto en los cielos y en la tierra. Es indulgente, misericordioso».
İtalyanca:
Di': «Lo ha fatto scendere Colui che conosce i segreti nei cieli e la terra. In verità è perdonatore, misericordioso».
Almanca:
Sag: "Den (Quran) sandte Derjenige hinab, Der das Geheimnis in den Himmeln und auf Erden kennt. Gewiß, ER ist immer allvergebend, allgnädig.
Çince:
你说:知道天地的奥秘者降示了它。他确是至赦的,确是至慈的。
Hollandaca:
Zeg: Het is geopenbaard door hem, die de geheimen van hemel en aarde kent. Waarlijk, hij is barmhartig en genadig.
Rusça:
Скажи: "Ниспослал его Тот, Кому известны тайны на небесах и на земле. Он - Прощающий, Милосердный".
Somalice:
Waxaad Dhahdaa waxaa soo Dejiyey Eebaha Og waxa ku Qarsoon Samooyinka iyo Dhulka Waana Dambi Dhaafe Naxariista.
Swahilice:
Sema: Ameyateremsha haya ajuaye siri za katika mbingu na ardhi. Hakika Yeye ni Mwenye kusamehe Mwenye kurehemu.
Uygurca:
ئېيتقىنكى، «ئۇنى ئاسمانلاردىكى ۋە زېمىندىكى سىرنى بىلىپ تۇرىدىغان اﷲ نازىل قىلدى، اﷲ ھەقىقەتەن ناھايىتى مەغپىرەت قىلغۇچىدۇر، (بەندىلەرگە) ناھايىتى مېھرىباندۇر»
Japonca:
言ってやるがいい。「これを下されたのは,天地の奥義を知っておられ,本当に寛容にして慈悲深い方であられる。」
Arapça (Ürdün):
«قل أنزله الذي يعلم السرَّ» الغيب «في السماوات والأرض إنه كان غفورا» للمؤمنين «رحيما» بهم.
Hintçe:
(ऐ रसूल) तुम कह दो कि इसको उस शख्स ने नाज़िल किया है जो सारे आसमान व ज़मीन की पोशीदा बातों को ख़ूब जानता है बेशक वह बड़ा बख्शने वाला मेहरबान है
Tayca:
จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด “ผู้ทรงรอบรู้ความลับในชั้นฟ้าทั้งหลายและแผ่นดินเป็นผู้ประทานมันลง แท้จริงพระองค์เป็นผู้ทรงอภัยผู้ทรงเมตตาเสมอ”
İbranice:
אמור: 'הוריד אותו היודע את נסתרות השמים והארץ, אכן הוא הסולח והרחום
Hırvatça:
Reci: "Objavljuje ga Onaj Koji zna tajne nebesa i Zemlje; On je Onaj Koji oprašta grijehe i milostiv je.
Rumence:
Spune: “Cel ce cunoaşte Taina din ceruri şi de pe pământ l-a pogorât. El este Iertător, Milostiv”
Transliteration:
Qul anzalahu allathee yaAAlamu alssirra fee alssamawati waalardi innahu kana ghafooran raheeman
Türkçe:
Şöyle söyle: "Onu göklerde ve yerdeki sırrı bilen indirmiştir. Kuşkusuz O, Gafûr'dur, Rahîm'dir."
Sahih International:
Say, [O Muhammad], "It has been revealed by He who knows [every] secret within the heavens and the earth. Indeed, He is ever Forgiving and Merciful."
İngilizce:
Say: "The (Qur'an) was sent down by Him who knows the mystery (that is) in the heavens and the earth: verily He is Oft-Forgiving, Most Merciful."
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum!) De: “Onu (Qur’anı) göylərin və yerin sirrini bilən (Allah) nazil etmişdir. Həqiqətən, O, (mö’minləri) bağışlayandır, rəhm edəndir!”
Süleyman Ateş:
De ki: "Onu, göklerdeki ve yerdeki gizleri bilen indirdi. O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) De ki: Onu göklerde ve yerdeki gizlilikleri bilen Allah indirdi. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
Erhan Aktaş:
De ki: “Onu, göklerin ve yerin sırrını Bilen indirdi. Kuşkusuz O, Çok Bağışlayıcı’dır, Rahmeti Kesintisiz’dir.”
Kral Fahd:
(Rasûlüm!) De ki: Onu göklerde ve yerdeki gizlilikleri bilen Allah indirdi. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
Hasan Basri Çantay:
(Onlara) de ki: «Onu göklerde ve yerdeki ğaybı bilen (Allah) indirdi.» Şübhesiz ki O, (bilhassa mü´minleri) çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.
Muhammed Esed:
De ki: "Göklerin ve yerin bütün sırlarını bilen (Allah) indirdi onu! Doğrusu O, çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır!"
Gültekin Onan:
De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- Kur’an’ı, göklerde ve yerdeki bütün esrarı bilen Allah indirdi.” Gerçekten Allah Gafur’dur= çok bağışlayandır, Rahîm’dir= çok merhametlidir.
Portekizce:
Dize-lhes: Revelou-mo Quem conhece o mistério dos céus e da terra, porque é Indulgente, Misericordiosíssimo.
İsveççe:
Säg [Muhammad]: "Den som har uppenbarat denna [Koran] är Den som känner himlarnas och jordens hemligheter. Han är Gud, ständigt förlåtande och barmhärtig!"
Farsça:
بگو: آن را کسی نازل کرده است که همه نهان ها را در آسمان ها و زمین می داند، همانا او همواره بسیار آمرزنده و مهربان است.
Kürtçe:
(ئەی موحەممەد ﷺ) بڵێ زاتێک ناردویەتیە خوارەوە کە ھەموو نھێنی ئاسمانەکان و زەوی دەزانێت بەڕاستی ئەو (خوا) لێبووردە ومیھرەبانە
Özbekçe:
Сен: «Уни осмонлару ердаги сирни биладиган Зот нозил қилди. Албатта, У мағфиратли ва раҳмли Зотдир», дегин. (Қуръонни ҳамма нарсани билгувчи зот–Аллоҳ нозил қилгандир. Ҳамма нарсани билгувчи зот ўтган умматларнинг тарихини ҳам жуда яхши билади. Ўтганларнинг афсоналарини бировдан ёздириб олишга ҳожат йўқ. Балки бу афсоналар ёлғон, бидъат ва хурофотларга тўлиқдир. Қуръони Каримда эса, ўтган умматларнинг қиссалари энг рост ва тўғри равишда келтирилади. Кишиларни улардан ўрнак олишга чақирилади. Вақт ўтиб, илм ривожланиши билан бу ҳақиқат яна ҳам равшанлашиб бормоқда.)
Malayca:
Katakanlah (Wahai Muhammad): "Al-Quran itu diturunkan oleh Allah yang mengetahui segala rahsia di langit dan di bumi; sesungguhnya adalah Ia Maha Pengampun, lagi Maha Mengasihani.
Arnavutça:
Thuaj: “E ka shpallur (Kur’anin) Ai, i cili di fshehtësitë e qiejve dhe të Tokës; Ai falë shumë dhe është mëshirues”.
Bulgarca:
Кажи [о, Мухаммад]: “Низпосла го Онзи, Който знае неведомото и на небесата, и на земята. Той е опрощаващ, милосърден.”
Sırpça:
Реци: „Објављује га Онај Који зна тајне небеса и Земље; Он опрашта грехе и милостив је."
Çekçe:
Odpověz: 'Seslal je ten, jenž tajemství zná nebes i země. A On věru odpouštějící je i slitovný.'
Urduca:
اے محمدؐ، ان سے کہو کہ "اِسے نازل کیا ہے اُس نے جو زمین اور آسمانوں کا بھید جانتا ہے" حقیقت یہ ہے کہ وہ بڑا غفور رحیم ہے
Tacikçe:
Бигӯ: «Ин китобро касе нозил кардааст, ки ниҳони осмонҳову заминро медонад ва бахшояндаву меҳрубон аст!»
Tatarca:
Әйт: "Ул Коръәнне җирдәге вә күкләрдәге яшерен серләрне белүче Аллаһ иңдерде, вә Ул – Аллаһ мөэминнәрне ярлыкаучы һәм аларга рәхмәт итүче булды", – дип.
Endonezyaca:
Katakanlah: "Al Quran itu diturunkan oleh (Allah) yang mengetahui rahasia di langit dan di bumi. Sesungguhnya Dia adalah Maha Pengampun lagi Maha Penyayang".
Amharca:
«ያ በሰማያትና በምድር ውስጥ ያለን ምስጢር የሚያውቀው አወረደው፡፡ እርሱ መሓሪ አዛኝ ነውና» በላቸው፡፡
Tamilce:
(நபியே!) கூறுவீராக! வானங்களிலும் பூமியிலும் (உள்ள சர்வ) ரகசியத்தை(யும்) எவன் நன்கறிவானோ அவன்தான் இதை (உம் மீது) இறக்கினான். நிச்சயமாக அவன் மகா மன்னிப்பாளனாக பெரும் கருணையாளனாக இருக்கிறான்.
Korece:
일러가로되 그것은 하늘과 대 지에 있는 모든 신비를 알고 계시는 분이 계시한 것이며 그분은 관 용과 자비로 충만하심이라
Vietnamca:
Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad!) hãy nói với họ: “Nó (Qur’an) là do Đấng hằng biết những điều bí mật trong các tầng trời và trái đất ban xuống. Ngài đích thực là Đấng Hằng Tha Thứ, Đấng Nhân Từ.”
Ayet Linkleri: