Arapça:
قَالَ اخْسَئُوا فِيهَا وَلَا تُكَلِّمُونِ
Çeviriyazı:
ḳâle-ḫseû fîhâ velâ tükellimûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Allah) buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Bana konuşmayın artık.
Diyanet İşleri:
Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hoşt, defolun oraya ve bana da söz söylemeyin der.
Şaban Piriş:
Allah, aşağılık içinde kalın orada, artık benimle konuşmayın! der.
Edip Yüksel:
Diyecek ki, "Sinin orada, benimle konuşmayın."
Ali Bulaç:
Der ki: "Onun içine sinin ve Benimle söyleşmeyin."
Suat Yıldırım:
Allah Teâlâ: “Kesin sesinizi, sakın bir daha Bana bir şey söylemeye kalkışmayın!” buyurur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Buyuracaktır ki: «Zelilâne sükut edip durun orada, Bana bir şey söylemeyin.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Buyurur: "Yıkılıp gidin oraya, konuşmayın benimle!"
Bekir Sadak:
(114-11) 5 Allah´ «Pek az kaldiniz, keski bilseydiniz! Sizi bosuna yarattigimizi ve Bize dondurulmeyeceginizi mi sandiniz?» der.
İbni Kesir:
Buyurdu ki: Yıkılıp gidin içerisine. Benimle konuşmayın.
Adem Uğur:
Buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Bana karşı konuşmayın artık!
İskender Ali Mihr:
Dedi ki: “Orada (cehennemde) kalın ve bana (bir şey) söylemeyin!”
Celal Yıldırım:
(Allah onlara): Aşağılıkla sinin orada, konuşmayın benimle, der.
Tefhim ul Kuran:
Der ki: «Onun içine siniverin ve benimle söyleşmeyin.»
Fransızca:
Il dit : "Soyez-y refoulés (humiliés) et ne Me parlez plus".
İspanyolca:
Dirá: «¡Quedaos en ella y no Me habléis!»
İtalyanca:
Dirà: «Rimanetevi e non parlateMi più».
Almanca:
ER sagte: "Bleibt darin erniedrigt und sprecht Mich nicht an!
Çince:
他说:你们在火狱中应当忍气吞声,不要对我说话。
Hollandaca:
God zal hun zeggen: Gij blijft er in, en richt het woord niet tot mij.
Rusça:
Он скажет: "Оставайтесь здесь с позором и не говорите со Мной!
Somalice:
Wuxuu Dhahaa Eebe ku Fogaada Dhexdeeda Idinkoo (Dullaysan) hana Ila Hadlina.
Swahilice:
Atasema Mwenyezi Mungu: Tokomeeni humo, wala msinisemeze.
Uygurca:
اﷲ ئېيتىدۇ: «جەھەننەمدە خار ھالدا قىلىڭلار، (ئۈستۈڭلاردىن ئازابنىڭ كۆتۈرۈلۈپ كېتىشى ھەققىدە) ماڭا سۆز ئاچماڭلار»
Japonca:
かれは仰せられよう。「その中に卑しめられて入ってしまえ。われに物を言うな。
Arapça (Ürdün):
«قال» لهم بلسان مالك بعد قدر الدنيا مرتين «أخسؤا فيها» ابعدوا في النار أذلاء «ولا تكلمون» في رفع العذاب عنكم لينقطع رجاؤهم.
Hintçe:
ख़ुदा फरमाएगा दूर हो इसी में (तुम को रहना होगा) और (बस) मुझ से बात न करो
Tayca:
พระองค์ ตรัสว่า “พวกเจ้าจงตะเพิดไปจมอยู่ในนั้นเถิด และพวกเจ้าอย่าได้มาพูดกับข้าเลย”
İbranice:
יאמר להם: 'הישארו מנודים בתוכה ואל תפנו אליי בכלום
Hırvatça:
"Ostanite u njoj prezreni i ništa Mi ne govorite!", reći će On.
Rumence:
El va spune: “Staţi aici şi nu-Mi vorbiţi!”
Transliteration:
Qala ikhsaoo feeha wala tukallimooni
Türkçe:
Buyurur: "Yıkılıp gidin oraya, konuşmayın benimle!"
Sahih International:
He will say, "Remain despised therein and do not speak to Me.
İngilizce:
He will say: "Be ye driven into it (with ignominy)! And speak ye not to Me!
Azerbaycanca:
(Allah) buyurar: “Orada zəlil (mə’yus) vəziyyətdə durub qalın və Mənə heç bir şey deməyin! (Cəhənnəm odundan xilas edilməyinizi Məndən diləməyin!)”
Süleyman Ateş:
Buyurdu ki: "Sinin orada, bana bir şey söylemeyin!"
Diyanet Vakfı:
Buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Bana karşı konuşmayın artık!
Erhan Aktaş:
Dedi ki: “Sinin orada! Ben’den boşuna bir şey istemeyin!”
Kral Fahd:
Buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Bana karşı konuşmayın artık!
Hasan Basri Çantay:
(Şöyle) buyurdu (buyuracak): «Yıkılıb gidin içerisine! Bana (bir şey) söylemeyin».
Muhammed Esed:
(Fakat Allah onlara:) "Kalın kaldığınız yerde (bu bayağılığınızla)! Ve Benimle bir daha asla konuşmayın!" diyecek.
Gültekin Onan:
Der ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Allah onlara şöyle) buyurur: “- Ses çıkarmayın, sinin orada! Bana bir şey söylemeyin (ateşden çıkmayı benden istemeyin).”
Portekizce:
Ele lhes dirá: Entrai aí e não Me dirijas a palavra.
İsveççe:
[Gud] skall säga: "Försvinn [till er förnedring]! Och [våga] inte tala till Mig!
Farsça:
[خدا] می گوید: [ای سگان!] در دوزخ گم شوید و با من سخن مگویید!
Kürtçe:
وە (خوا) دەفەرموێت: بە ڕیسوایی بمێننەوە لەدۆزەخدا و ھیچ قسەیەکم لەگەڵدا مەکەن (إخسأ: بۆ سەگ بەکاردێت کاتێ دەری دەکەیت و پێی دەڵێیت چغە)
Özbekçe:
У зот: «У(ер)да хор бўлиб қолаверинг ва Менга гапирманг!
Malayca:
(Allah) berfirman: "Diamlah kamu dengan kehinaan di dalam neraka, dan janganlah kamu berkata-kata (memohon sesuatupun) kepadaKu!
Arnavutça:
(Perëndia) do të thotë: “Rrini në të (zjarr) të përbuzur dhe mos Më flisni asgjë!”
Bulgarca:
Ще рече: “Бъдете там презрени и не говорете с Мен!
Sırpça:
„Останите у њој презрени и не обраћајте Ми се!“ Рећи ће Он.
Çekçe:
I řekne Bůh: 'Zahnáni buďtež do něho a nemluvte na Mne!
Urduca:
اللہ تعالیٰ جواب دے گا "دور ہو میرے سامنے سے، پڑے رہو اسی میں اور مجھ سے بات نہ کرو
Tacikçe:
Гӯяд: «Дар оташ гум шавед ва бо Ман сухан нагӯед».
Tatarca:
Аллаһ әйтер: "Хур булганыгыз хәлдә рәхмәтемнән ерак булыгыз һәм Минем белән сөйләшмәгез".
Endonezyaca:
Allah berfirman: "Tinggallah dengan hina di dalamnya, dan janganlah kamu berbicara dengan Aku.
Amharca:
(አላህም) «ወራዶች ኾናችሁ በውስጥዋ እርጉ፡፡ አታናግሩኝም» ይላቸዋል፡፡
Tamilce:
அவன் கூறுவான்: இ(ந்த நரகத்)தில் நீங்கள் (நிரந்தரமாக) இழிவுடன் தங்கி விடுங்கள். இன்னும், என்னிடம் பேசாதீர்கள்.
Korece:
그분께서 말씀이 있노라 그안으로 들어가라 그리고 내게 말 하지 말라
Vietnamca:
(Lúc đó, Allah) phán: “Các ngươi hãy cút vào trong đó (Hỏa Ngục) và chớ thưa bẩm gì với TA nữa!”
Ayet Linkleri: