Arapça:
إِلَّا عَلَىٰ أَزْوَاجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ
Çeviriyazı:
illâ `alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânühüm feinnehüm gayru melûmîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı) kınanmış değillerdir.
Diyanet İşleri:
Onlar, eşleri ve cariyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten korurlar. Doğrusu bunlar yerilemezler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ancak eşleri, ve malları olan cariyeleri müstesna ve bunda da hiç kınanmaz onlar.
Şaban Piriş:
Ancak eşleri ve cariyeleri hariç. Çünkü onlar, (bu durumda) kınanmazlar.
Edip Yüksel:
Ancak eşleri veya sahip oldukları hariç. Onlar kınanmazlar.
Ali Bulaç:
Ancak eşleri ya da sağ ellerinin sahip olduklarına karşı (tutumları) hariç; bu konuda kınanmış değillerdir.
Suat Yıldırım:
Onlar mahrem yerlerini günahlardan korurlar. Yalnız eşleri ve cariyeleri ile ilişki kurarlar. Çünkü bunu yapanlar ayıplanamazlar. Ama bu sınırın ötesine geçmek peşinde olanlar, işte onlardır haddi aşanlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ancak zevceleri veya sağ ellerinin mâlik olduğu cariyeleri müstesna. Çünkü onlar, (bu halde) kınanılmış değildirler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Eşleri yahut akitleri aracılığıyla sahip bulundukları müstesnadır. Bu durumda kınanmış değillerdir onlar.
Bekir Sadak:
And olsun ki, insani suzme camurdan yarattik.
İbni Kesir:
Sadece eşleri ve sağ ellerinin malik oldukları müstesnadır. Doğrusu onlar
Adem Uğur:
Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (câriyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir.
İskender Ali Mihr:
Zevcelerine veya ellerinin altında sahip olduklarına (cariyelerine karşı davranışları) hariç. O taktirde muhakkak ki onlar, levmedilmiş (kınanmış) değildirler.
Celal Yıldırım:
Ancak eşlerine veya sahip oldukları cariyelerine karşı (cinsel arzu duymalarına da) bu yüzden kınanmazlar.
Tefhim ul Kuran:
Ancak eşleri ya da sağ ellerinin sahip olduklarına karşı (tutumları) hariç
Fransızca:
si ce n'est qu'avec leurs épouses ou les esclaves qu'ils possèdent , car là vraiment, on ne peut les blâmer;
İspanyolca:
salvo con sus esposas o con sus esclavas en cuyo caso no incurren en reproche,
İtalyanca:
eccetto con le loro spose e con schiave che possiedono - e in questo non sono biasimevoli,
Almanca:
außer ihren Ehefrauen und denen gegenüber, die ihnen gehören. Denn dann sind sie gewiß nicht zu tadeln.
Çince:
除非对他们的妻子和女奴,因为他们的心不是受谴责的;
Hollandaca:
En die hunne genietingen bepalen tot hunne vrouwen, of de slaven welke door hunne rechterhand worden bezeten; want dan zullen zij zonder blaam zijn.
Rusça:
кроме своих жен или невольниц, которыми овладели их десницы, за что они не заслуживают порицания,
Somalice:
Haweenkooda iyo waxay Hanatay Gacantoodu mooyee, lagurna Dagaalo Taas.
Swahilice:
Isipo kuwa kwa wake zao au kwa iliyo wamiliki mikono yao ya kulia. Kwani hao si wenye kulaumiwa.
Uygurca:
(يەنى ئەۋرەتلىرىنى) پەقەت خوتۇنلىرىدىن، چۆرىلىرىدىن باشقىلاردىن ساقلىغۇچىلاردۇر (بۇلار بىلەن يېقىنچىلىق قىلغۇچىلار مالامەت قىلىنمايدۇ)
Japonca:
ただし配偶と,かれらの右手に所有する者(奴隷)は,別である。かれらに関しては,咎められることはない。
Arapça (Ürdün):
«إلا على أزواجهم» أي زوجاتهم «أو ما ملكت أيمانهم» أي السراري «فإنهم غير ملومين» في إتيانه.
Hintçe:
मगर अपनी बीबियों से या अपनी ज़र ख़रीद लौनडियों से कि उन पर हरगिज़ इल्ज़ाम नहीं हो सकता
Tayca:
เว้นแต่แก่บรรดาภรรยาของพวกเขา หรือที่มือขวาของพวกเขาครอบครอง (คือทาสี) ในกรณีเช่นนั้นพวกเขาจะไม่ถูกตำหนิ
İbranice:
מלבד עם נשותיהם או עם הנשים אשר ברשותם, ועל כך לא יגונו
Hırvatça:
osim od supruga svojih ili onih koje su u posjedu njihovu; oni, doista, neće biti prekoreni;
Rumence:
şi intră numai la soţiile lor şi la cele stăpânite de dreapta lor pentru care nu li se va face dojană,
Transliteration:
Illa AAala azwajihim aw ma malakat aymanuhum fainnahum ghayru maloomeena
Türkçe:
Eşleri yahut akitleri aracılığıyla sahip bulundukları müstesnadır. Bu durumda kınanmış değillerdir onlar.
Sahih International:
Except from their wives or those their right hands possess, for indeed, they will not be blamed -
İngilizce:
Except with those joined to them in the marriage bond, or (the captives) whom their right hands possess,- for (in their case) they are free from blame,
Azerbaycanca:
Ancaq zövcələri və cariyələri istisna olmaqla. Onlar (zövcələri və cariyələri ilə görəcəkləri bu işdən ötrü) qınanmazlar.
Süleyman Ateş:
Ancak eşleri, yahut ellerinin sahipolduğu (cariyeler) hariç. (Bunlarla ilişkilerinden dolayı da) onlar kınanmazlar.
Diyanet Vakfı:
Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (cariyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir.
Erhan Aktaş:
Eşleri veya yeminle(1) sahip oldukları hariç.(1) Bundan dolayı kınanmazlar.(2)
Kral Fahd:
ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (câriyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir.
Hasan Basri Çantay:
Şu var ki zevcelerine, yahud sağ ellerinin mâlik olduklarına (kendi cariyelerine) karşı (olan durumları) müstesnadır. Çünkü onlar (bu takdîrde) kınanmışlar değildir.
Muhammed Esed:
eşleri -yani, (evlilik yoluyla) meşru olarak sahip oldukları insanlar- dışında (kimsede arzularına doyum aramazlar): çünkü onlar (eşleriyle olan ilişkilerinden dolayı) kınanmazlar;
Gültekin Onan:
Ancak eşleri ya da sağ ellerinin sahip olduklarına karşı (tutumları) hariç
Ali Fikri Yavuz:
Ancak zevcelerine ve sahib oldukları cariyelerine karşı münasebetleri müstesnadır. Çünkü onlar (bu helâl olanlarda) kınanmazlar.
Portekizce:
Exceto para os seus cônjuges ou cativas - nisso não serão reprovados.
İsveççe:
[och inte ger fritt utlopp åt sin lust] med någon annan än sina hustrur eller dem som de rättmätigt besitter - inget klander kan då riktas mot dem,
Farsça:
مگر در [کام جویی از] همسران یا کنیزانشان، که آنان [در این زمینه] مورد سرزنش نیستند.
Kürtçe:
مەگەر بۆ خێزانی خۆیان یان بۆ کەنیزەکێک کەبووبن بەخاوەنیان ئەوە بەڕاستی ئەوانە سەرزەنشت ناکرێن
Özbekçe:
Магар ўз жуфти ҳалоллари ва қўлларида мулк бўлганлардан (сақламасалар), албатта, улар маломат қилинувчи эмаслардир.
Malayca:
Kecuali kepada isterinya atau hamba sahayanya maka sesungguhnya mereka tidak tercela: -
Arnavutça:
përpos (në martesë) me gratë e tyre ose me skllavëreshat e tyre, (për këto) ata nuk janë të qortuar.
Bulgarca:
освен за техните съпруги или за владените от техните десници. Те не ще бъдат порицавани -
Sırpça:
осим од својих супруга или оних које су у њиховом поседу; они, заиста, неће да буду прекорени;
Çekçe:
jen pro manželky své či otrokyně; a nebudou za to pokáráni -
Urduca:
سوائے اپنی بیویوں کے اور ان عورتوں کے جو ان کی ملک یمین میں ہوں کہ ان پر (محفوظ نہ رکھنے میں) وہ قابل ملامت نہیں ہیں
Tacikçe:
ғайри ҳамсарон ё канизони худ, ки дар наздикӣ бо онон мавриди маломат қарор намегиранд
Tatarca:
Мәгәр үз хатыннарыннан вә хуҗа булган җария хатыннан сакланмаслар моның өчен алар шелтә ителмәсләр.
Endonezyaca:
kecuali terhadap isteri-isteri mereka atau budak yang mereka miliki; maka sesungguhnya mereka dalam hal ini tiada tercela.
Amharca:
በሚስቶቻቸው ወይም እጆቻቸው በያዟቸው (ባሪያዎች) ላይ ሲቀር፡፡ እነርሱ (በነዚህ) የማይወቀሱ ናቸውና፡፡
Tamilce:
தங்கள் மனைவியர்களிடம்; அல்லது, தங்கள் வலக்கரங்கள் சொந்தமாக்கிக் கொண்ட பெண்களிடம் தவிர. (ஆகவே, அவர்கள் மற்ற பெண்களிடம் தங்கள் ஆசையை தீர்க்க மாட்டார்கள்.) நிச்சயமாக இ(த்தகைய)வர்கள் பழிக்கப்படுபவர்கள் அல்லர்.
Korece:
그러나 아내와 오른 손이 소 유하는 것들은 제외되어 나무랄 데가 없노라
Vietnamca:
Ngoại trừ với vợ hoặc với những nữ nô lệ dưới quyền của họ thì họ không bị khiển trách (khi thỏa mãn nhu cầu tình dục).
Ayet Linkleri: