Arapça:
مَا قَدَرُوا اللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ
Çeviriyazı:
mâ ḳaderü-llâhe ḥaḳḳa ḳadrih. inne-llâhe leḳaviyyün `azîz.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'ın büyüklüğünü gereği gibi değerlendirip bilemediler. Şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, her şeye üstündür.
Diyanet İşleri:
Allah'ı gereği gibi değerlendiremediler. Doğrusu Allah kuvvetlidir, güçlüdür.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar, Allah'ın büyüklüğünü hakkıyla bilemediler; şüphe yok ki Allah, kuvvet sahibidir, üstündür.
Şaban Piriş:
Onlar, Allah’ı hakkıyla takdir edemediler. Oysa Allah güçlüdür, azizdir.
Edip Yüksel:
Onlar ALLAH'a gereken değeri vermediler. ALLAH elbette Güçlüdür, Üstündür.
Ali Bulaç:
Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, Azizdir.
Suat Yıldırım:
Allah'ı lâyık olduğu tarzda bilemediler. Muhakkak ki Allah pek kuvvetlidir, mutlak galiptir. [30,27; 85,12-13; 51,58; 57,25; 58,21]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Allah´ın kadrini bihakkın takdir edemediler. Şüphe yok ki, Allah elbette kavîdir, azîzdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Allah'ı, şanına yaraşır biçimde takdir edemediler. Allah elbette Kavî'dir, Azîz'dir.
Bekir Sadak:
Onlar namazda husu icindedirler.
İbni Kesir:
Onlar Allah´ı gereği gibi takdir edemediler. Muhakkak ki Allah
Adem Uğur:
Onlar, (Bu âciz putları Allah´a ortak koşmak suretiyle) Allah´ın kadrini hakkıyla bilemediler. Hiç şüphesiz Allah, çok kuvvetlidir, çok üstündür.
İskender Ali Mihr:
Allah´ın kadrini de (kudretini de) hakkıyla takdir edemediler. Muhakkak ki Allah, mutlaka Kaviyy´dir (kuvvetli), Azîz´dir (yüce).
Celal Yıldırım:
Allah´ın kadru kıymetini gereği gibi anlayıp takdîr edemediler. Şüphesiz ki Allah çok güçlü, çok üstündür.
Tefhim ul Kuran:
Onlar, Allah´ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir.
Fransızca:
Ils n'ont pas estimé Allah à sa juste valeur; Allah est certes Fort et Puissant.
İspanyolca:
No han valorado a Alá debidamente. Alá es, en verdad, fuerte, poderoso.
İtalyanca:
Non considerano Allah nella Sua vera realtà. In verità Allah è forte e possente.
Almanca:
Doch sie achteten ALLAH nicht entsprechend der Ihm gebührenden Achtung. Gewiß, ALLAH ist doch allkraftvoll, allwürdig.
Çince:
他们没有真实地尊敬真主。真主确是至强的,确是万能的。
Hollandaca:
Zij weten God niet op zijne rechte waarde te schatten; want God is sterk en machtig.
Rusça:
Они не ценили Аллаха должным образом, а ведь Аллах - Всесильный, Могущественный.
Somalice:
Mayna Waynayn Eebe Mudnida Weynidiisa, Eebana waa Xoog Badane Adkaada.
Swahilice:
Hawakumuadhimisha Mwenyezi Mungu anavyo stahiki kuadhimishwa. Hakika Mwenyezi Mungu bila ya shaka ni Mwenye kushinda.
Uygurca:
ئۇلار (ئەرزىمەس بۇتلارنى اﷲ قا شېرىك قىلىۋېلىپ) اﷲ نى تېگىشلىك رەۋىشتە ئۇلۇغلاشمىدى، شۈبھىسىزكى، اﷲ ھەقىقەتەن كۈچلۈكتۇر، غالىبتۇر
Japonca:
かれらは,アッラーの真価の程を評価していない。本当にアッラーは強大にして偉力ならびなき御方である。
Arapça (Ürdün):
«ما قدروا الله» عظموه «حقَّ قدره» عظمته إذ أشركوا به ما لم يمتنع من الذباب ولا ينتصف منه «إن الله لقوي عزيز» غالب.
Hintçe:
खुदा की जैसे क़द्र करनी चाहिए उन लोगों ने न की इसमें शक नहीं कि खुदा तो बड़ा ज़बरदस्त ग़ालिब है
Tayca:
พวกเขามิได้ให้เกียรติอัลลอฮ์ ตามที่ควรจะให้เกียรติต่อพระองค์ แท้จริงอัลลอฮ์เป็นผู้ทรงพลัง ผู้ทรงเดชานุภาพโดยแท้จริง
İbranice:
ולא העריכו את אלוהים נכון. אכן אלוהים חזק ועזוז
Hırvatça:
Oni ne veličaju i ne poznaju Allaha kako treba, a Allah je, uistinu, moćan i silan.
Rumence:
Ei nu-i dau lui Dumnezeu adevărata Sa măsură. Dumnezeu este Tare, Puternic.
Transliteration:
Ma qadaroo Allaha haqqa qadrihi inna Allaha laqawiyyun AAazeezun
Türkçe:
Allah'ı, şanına yaraşır biçimde takdir edemediler. Allah elbette Kavî'dir, Azîz'dir.
Sahih International:
They have not appraised Allah with true appraisal. Indeed, Allah is Powerful and Exalted in Might.
İngilizce:
No just estimate have they made of Allah: for Allah is He Who is strong and able to Carry out His Will.
Azerbaycanca:
(Müşriklər) Allahı layiqincə qiymətləndirmədilər (uca tutmadılar). Həqiqətən, Allah yenilməz qüvvət sahibi, qüdrət sahibidir!
Süleyman Ateş:
Allah'ı layikıyle takdir edemediler (O'nu gereği gibi bilemediler). Allah kuvvetlidir, üstündür.
Diyanet Vakfı:
Onlar, (Bu aciz putları Allah'a ortak koşmak suretiyle) Allah'ın kadrini hakkıyla bilemediler. Hiç şüphesiz Allah, çok kuvvetlidir, çok üstündür.
Erhan Aktaş:
Allah’ı gereği gibi takdir edemediler!(1) Kuşkusuz Allah, Mutlak Güç Sahibi’dir, Mutlak Üstün Olan’dır.
Kral Fahd:
Onlar, (Bu âciz putları Allah'a ortak koşmak suretiyle) Allah'ın kadrini hakkıyla bilemediler. Hiç şüphesiz Allah, çok kuvvetlidir, çok üstündür.
Hasan Basri Çantay:
Onlar Allahın kadrini hakkıyle ölçemediler. Şübhe yok ki Allah yegâne kuvvet saahibidir, mutlak gaalibdir.
Muhammed Esed:
Bu (konuda hataya düşe)nler Allah´ın gücünü gereği gibi kavrayıp değerlendiremiyorlar; çünkü Allah, her şeyi hükmü altında tutan en yüce iktidar Sahibidir.
Gültekin Onan:
Onlar, Tanrı´nın gerçek gücünü ölçemediler / değerlendiremediler veya onlar Tanrı´nın gücünü gerçekten / gerektiği gibi değerlendiremediler. De ki: Kuşkusuz Tanrı güç sahibidir, azizdir.
Ali Fikri Yavuz:
Allah’ın azametini gereği gibi takdir edib bilemediler. Muhakkak ki Allah çok kuvvetlidir, her şeye üstündür.
Portekizce:
Não aquilatam Deus como (Ele) merece. Saibam eles que Deus é Forte, Poderosíssimo.
İsveççe:
De underskattar Gud [när de likställer sina ömkliga avgudar med Honom]; Gud har all styrka, all makt.
Farsça:
خدا را آن گونه که سزاوار اوست نشناختند، بی تردید خدا نیرومند و توانای شکست ناپذیر است.
Kürtçe:
ئەوانە بەو شێوەی کە پێویستە خوا بناسن، نەیان ناسیوە بێگومان خوا بە توانا و بەدەسەڵاتە
Özbekçe:
Улар Аллоҳнинг қадрини жойига қўймадилар. Албатта, Аллоҳ кучли ва азиздир. (Яъни, улар ёлғиз Аллоҳнинг Ўзига эътиқод қилишлари, фақат Унгагина ибодат қилишлари лозим эди. Аммо улар Аллоҳнинг қадрини билмадилар, унга ширк келтирдилар, Ундан ўзгаларга топиндилар.)
Malayca:
Mereka (yang kafir musyrik) itu tidak menghormati Allah menurut penghormatan yang selayaknya (sebagaimana yang ditetapkanNya); sesungguhnya Allah adalah Maha Kuat, lagi Maha Kuasa.
Arnavutça:
Ata, nuk e njohin Perëndinë sa duhet, e Perëndia, me të vërtetë, është i fortë dhe i fuqishëm.
Bulgarca:
Не оценяват те Аллах с истинското Му величие. Аллах е всесилен, всемогъщ.
Sırpça:
Они не величају и не познају Аллаха како треба, а Аллах је, уистину, моћан и силан.
Çekçe:
Nevěřící neoceňují Boha pravdivou mírou a Bůh věru je silný a mocný.
Urduca:
اِن لوگوں نے اللہ کی قدر ہی نہ پہچانی جیسا کہ اس کے پہچاننے کا حق ہے واقعہ یہ ہے کہ قوت اور عزت والا تو اللہ ہی ہے
Tacikçe:
Худоро, чунон ки лоиқи Ӯст, нашинохтанд. Ҳар оина Худо нерӯманду пирӯз аст!
Tatarca:
Кешеләр Аллаһуны тиешле зурлау белән зурламадылар, Аллаһ куәтле вә җиңүчедер.
Endonezyaca:
Mereka tidak mengenal Allah dengan sebenar-benarnya. Sesungguhnya Allah benar-benar Maha Kuat lagi Maha Perkasa.
Amharca:
አላህን ተገቢ ክብሩን አላከበሩትም፡፡ አላህ በጣም ኃያል አሸናፊ ነው፡፡
Tamilce:
அவர்கள் அல்லாஹ்வை அவனுடைய தகுதிக்குத் தக்கவாறு கண்ணியப்படுத்தவில்லை. நிச்சயமாக அல்லாஹ் மகா வலிமையுடையவன் மிகைத்தவன் ஆவான்.
Korece:
그들은 하나님의 진리를 평 가하지 못하나니 이는 하나님께서뜻하시는 대로 수행하는 권한과 능력이 있으시기 때문이라
Vietnamca:
Họ (những kẻ thờ đa thần) đã không đánh giá Allah đúng với quyền năng đích thực của Ngài. Quả thật Allah là Đấng Toàn Lực, Đấng Toàn Năng.
Ayet Linkleri: