Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

22

Sûredeki Ayet No: 

24

Ayet No: 

2619

Sayfa No: 

335

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَهُدُوا إِلَى الطَّيِّبِ مِنَ الْقَوْلِ وَهُدُوا إِلَىٰ صِرَاطِ الْحَمِيدِ

Çeviriyazı: 

vehüdû ile-ṭṭayyibi mine-lḳavl. vehüdû ilâ ṣirâṭi-lḥamîd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hem sözün güzelini işitecek duruma ulaştırılmışlar, hem de övülmeye layık (olan Allah'ın) yoluna eriştirilmişlerdir.

Diyanet İşleri: 

Bu kimseler, sözün güzelini işitecek duruma ulaştırılmışlar, övülmeğe layık olan Allah'ın yoluna eriştirilmişlerdir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve onlar, sözün en temizini söylemeye irşat edilmişlerdir ve onlar hamde layık Tanrının yoluna irşad edilmişlerdir.

Şaban Piriş: 

Sözün en güzeline yöneldiler. Hamd’e layık olan Allah'ın yoluna yöneldiler.

Edip Yüksel: 

Onlar sözün güzeline iletilmişlerdir, onlar En Çok Övülen'in yoluna iletilmişlerdir.

Ali Bulaç: 

Onlar, sözün en güzeline iletilmişlerdir ve övülen doğru yola iletilmişlerdir.

Suat Yıldırım: 

Çünkü onlara sözlerin en güzelini söylemek nasib edilmiş, bütün güzel övgülere lâyık olan Allah'ın yoluna hidâyet edilmişlerdir. [14,23; 13,23-24]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve onlar sözden en temiz olana hidâyet olunmuşlardır ve hem de ziyâde hem de müstahik olan (Allah Teâlâ´nın) yoluna erdirilmiştirler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Sözün güzeline ve tatlısına ulaştırılmışlardır; Hamîd olan Allah'ın yoluna ulaştırılmışlardır.

Bekir Sadak: 

iste boyle. Kim Allah´in yasaklarina saygi gosterirse, bu Rabbinin katinda kendi iyiligindendir. (Haram oldugu) size okunanlar disinda kalan hayvanlar, size helal kilindi. O halde pis putlardan sakinin

İbni Kesir: 

Onlar sözün en güzeline alıştırılmışlar ve övülmeye layık olan Allah´ın doğru yoluna iletilmişlerdir.

Adem Uğur: 

Ve onlar, sözün en güzeline yöneltilmişler, övgüye lâyık olan Allah´ın yoluna iletilmişlerdir.

İskender Ali Mihr: 

(Onlar), sözün güzeline (Allahû Tealâ´ya ulaşmayı dilemeye) yöneltildiler ve Sıratı Hamîd´e (İslâm´ın 7 safhasından birincisinin yoluna) hidayet olundular (ulaştırıldılar).

Celal Yıldırım: 

Bunlar sözün güzeline, nezihine eriştirilmişlerdir

Tefhim ul Kuran: 

Onlar, sözün en güzeline iletilmişlerdir ve övülen doğru yola iletilmişlerdir.

Fransızca: 

Ils ont été guidés vers la bonne parole et ils ont été guidés vers le chemin du Digne des louanges.

İspanyolca: 

Habrán sido guiados a la bella Palabra y a la vía del Digno de Alabanza.

İtalyanca: 

Saranno guidati alla Parola migliore, saranno guidati alla via del Degno di lode.

Almanca: 

Und sie wurden zum Guten des Gesagten rechtgeleitet. Und sie werden zum Weg Des Alllobenswürdigen rechtgeleitet.

Çince: 

他们曾蒙引导,故常说优美的语言;他们曾蒙引导,故遵循受赞颂者的大道。

Hollandaca: 

Zij worden tot goede woorden en op een heerlijken weg geleid.

Rusça: 

Их научили благим словам и наставили на путь Достохвального.

Somalice: 

Waxaana lagu Hanuuniyey Wanaagga Hadalka waxaana lagu Hanuuniyey Jidka la Mahdiyo/

Swahilice: 

Na wataongozwa kwenye maneno mazuri, na wataongozwa kwenye Njia ya Msifiwa.

Uygurca: 

ئۇلار ياخشى سۆزگە (يەنى كەلىمە تەۋھىدكە) ھىدايەت قىلىندى. اﷲ نىڭ يولىغا ھىدايەت قىلىندى

Japonca: 

かれらは純正な言葉に導かれ,讃美すべき方の道に導かれる。

Arapça (Ürdün): 

«وهدوا» في الدنيا «إلى الطيب من القول» وهو لا إله إلا الله «وهدوا إلى صراط الحميد» أي طريق الله المحمود ودينه.

Hintçe: 

और (ये इस वजह से कि दुनिया में) उन्हें अच्छी बात (कलमाए तौहीद) की हिदायत की गई और उन्हें सज़ावारे हम्द (खुदा) का रास्ता दिखाया गया

Tayca: 

และพวกเขาจะถูกนำสู่คำพูดที่ดีมีประโยชน์ และจะถูกนำสู่ทางที่ได้รับการสรรเสริญ คือ สวนสวรรค์

İbranice: 

מפני שהם הודרכו ליפי הדיבור, ומפני שהם הודרכו בדרכו המבורכת של אלוהים

Hırvatça: 

I napućeni su da govore lijepe riječi i napućeni su na Put Hvaljenoga.

Rumence: 

Ei au fost călăuziţi către Cuvântul cel Bun. Ei au fost călăuziţi pe Calea celui Lăudat.

Transliteration: 

Wahudoo ila alttayyibi mina alqawli wahudoo ila sirati alhameedi

Türkçe: 

Sözün güzeline ve tatlısına ulaştırılmışlardır; Hamîd olan Allah'ın yoluna ulaştırılmışlardır.

Sahih International: 

And they had been guided [in worldly life] to good speech, and they were guided to the path of the Praiseworthy.

İngilizce: 

For they have been guided (in this life) to the purest of speeches; they have been guided to the Path of Him Who is Worthy of (all) Praise.

Azerbaycanca: 

Onlar (dünyada) təmiz (pak) sözə (la ilahə illallaha, yaxud Qur’ana) müvəffəq olmuş, həm də Allahın bəyəndiyi yola (islama) yönəldilmişlər.

Süleyman Ateş: 

Sözün güzeline ve çok övülen(Allah)ın yoluna iletilmişlerdir.

Diyanet Vakfı: 

Ve onlar, sözün en güzeline yöneltilmişler, övgüye layık olan Allah'ın yoluna iletilmişlerdir.

Erhan Aktaş: 

Sözün temiz-hoş olanına yönlendirildiler. Hamîd’in(1) yoluna yönlendirildiler.

Kral Fahd: 

Ve onlar, sözün en güzeline yöneltilmişler, övgüye lâyık olan Allah'ın yoluna iletilmişlerdir.

Hasan Basri Çantay: 

Onlar sözün en güzeline irşâd edilmişler, kendisine çok hamdedilen (Allah) ın doğru yoluna iletilmişlerdir.

Muhammed Esed: 

çünkü böyleleri sözün en iyisine, en tutarlısına yönelmek (arzusunu göster)diler ve böylece O bütün övgülere layık olan´a götüren yola yöneltildiler.

Gültekin Onan: 

Onlar sözün en güzeline iletilmişlerdir ve övülen doğru yola iletilmişlerdir.

Ali Fikri Yavuz: 

O iman edenler, sözün en güzeline (tevhid kelimesine) hidayet edilmişler ve hak yoluna (islâm dinine) iletilmişlerdir.

Portekizce: 

Porque se guiaram pelas palavras puras e se encaminharam até à senda do Laudabilíssimo.

İsveççe: 

De har letts dit där [bara] goda ord växlas och de har letts till den väg [som för] till Honom som allt lov och pris tillkommer.

Farsça: 

و به سوی گفتار پاک و پاکیزه [مانند سلام، الحمدلله و سبحان الله] راهنماییشان کنند، و به راه پسندیده [که راه بهشت است] هدایتشان نمایند.

Kürtçe: 

ئەو (بەھەشتیانە) ڕێنمونی کراون بۆ ئەو ووتەی کەڕاست وجوانە (ووتەی لا الە إلا اللە) ھەروەھا ڕێنمونی کراون بۆ ڕێگای (خوای) سوپاسکراو

Özbekçe: 

Улар ширин сўзга ҳидоят қилинурлар ва мақталган Зотнинг йўлига ҳидоят қилинурлар. (Жаҳаннам аҳлига «Ёниш азобини тотинг!» деб гурзи билан урилса, жаннат аҳлига ширин сўзлар айтилиб, Аллоҳ таолонинг йўлига ҳидоят қилиб қўйилади.)

Malayca: 

Dan mereka diberi petunjuk kepada mengucapkan kata-kata yang baik, serta diberi petunjuk ke jalan Allah Yang Amat Terpuji.

Arnavutça: 

Ata janë udhëzuar (në këtë jetë) kah fjala e mirë dhe janë udhëzuar në rrugën e Falenderuesit (Perëndisë).

Bulgarca: 

Те бяха водени към благото слово и бяха водени към пътя на Всеславния.

Sırpça: 

Они су били надахнути да изговарају најлепше речи и били су надахнути на пут Оног Који је хвале достојан.

Çekçe: 

a budou vedeni k řeči překrásné a budou vedeni ke stezce Toho, jenž hoden je chvály.

Urduca: 

ان کو پاکیزہ بات قبول کرنے کی ہدایت بخشی گئی اور انہیں خدائے ستودہ صفات کا راستہ دکھایا گیا

Tacikçe: 

Онҳо ба он сухани пок ва ба роҳи Худованди сутуданӣ роҳнамоӣ шудаанд.

Tatarca: 

Алар сүзнең пакь яхшы булганына күндерелделәр ул "Ля Илаһә ил лаллаһ" сүзедер, янә алар Аллаһуның мактаулы юлына күндерелделәр, ул юл "Ислам" динедер.

Endonezyaca: 

Dan mereka diberi petunjuk kepada ucapan-ucapan yang baik dan ditunjuki (pula) kepada jalan (Allah) yang terpuji.

Amharca: 

ከንግግርም ወደ መልካሙ ተመሩ፡፡ ወደ ምስጉንም መንገድ ተመሩ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்கள் (இவ்வுலகில்) நல்ல பேச்சிற்கு வழிகாட்டப்பட்டார்கள். இன்னும், புகழுக்குரியவனின் பாதை(யாகிய இஸ்லாமு)க்கு வழிகாட்டப்பட்டார்கள்.

Korece: 

그들은 좋은 말씀으로 인도 되었고 칭송받는 길로 인도되었노라

Vietnamca: 

Bởi (trên trần gian), họ đã được hướng dẫn đến những lời nói tốt đẹp và họ đã được hướng dẫn đến con đường của Đấng Đáng Ca Tụng (con đường Islam).

Rubu tag: 

Hizb tag: