Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

252

Ayet No: 

259

Sayfa No: 

41

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

تِلْكَ آيَاتُ اللَّهِ نَتْلُوهَا عَلَيْكَ بِالْحَقِّ ۚ وَإِنَّكَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ

Çeviriyazı: 

tilke âyâtü-llâhi netlûhâ `aleyke bilḥaḳḳ. veinneke lemine-lmürselîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte bunlar, Allah'ın âyetleridir. Onları sana hakkıyla okuyoruz. Şüphesiz ki sen o gönderilen resullerdensin.

Diyanet İşleri: 

İşte bunlar Allah'ın ayetleridir. Biz onları sana doğru olarak okuyoruz. Şüphesiz sen peygamberlerden birisin.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İşte bunlar, Allah'ın delilleridir. Onları sana hakkıyla okumadayız ve muhakkak ki sen, gönderilenlerdensin, peygamberlerdensin.

Şaban Piriş: 

İşte bunlar Allah’ın ayetleridir. Biz onları sana hakkiyle okuyoruz. Şüphesiz, sen de peygamberlerdensin.

Edip Yüksel: 

Bunlar, sana gerçek olarak okuduğumuz ALLAH'ın ayetleridir ve elbette sen elçilerden birisin.

Ali Bulaç: 

İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir; onları sana bir hak olarak okuyoruz. Sen de gönderilen elçilerdensin.

Suat Yıldırım: 

İşte bunlar Allah'ın âyetleri olup Biz sana onları dosdoğru bildiriyoruz. Sen elbette resûllerdensin.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İşte bunlar Allah Teâlâ´nın âyetleridir. Bunları sana hak olarak tilâvet ediyoruz. Sen de şüphe yok ki gönderilmiş olan peygamberlerdensin.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte bunlar Allah'ın ayetleri. Onları sana hak olarak okuyoruz. Yemin olsun ki sen, gönderilen elçilerdensin.

Bekir Sadak: 

Iste bunlar Allah´in ayetleridir. Biz onlari sana dogru olarak okuyoruz. suphesiz sen peygamberlerden birisin.

İbni Kesir: 

İşte bunlar Allah´ın ayetleridir. Onları sana hak olarak okuyoruz. Şüphesiz ki sen elçilerdensin.

Adem Uğur: 

İşte bunlar Allah´ın âyetleridir. Biz onları sana doğru olarak anlatıyoruz. Şüphesiz sen, Allah tarafından gönderilmiş peygamberlerdensin.

İskender Ali Mihr: 

İşte bunlar, Allah´ın âyetleridir, O´nu sana, hak ile tilâvet ediyoruz (okuyoruz). Ve muhakkak ki sen, elbette gönderilen resûllerdensin.

Celal Yıldırım: 

İşte bunlar Allah´ın âyetleridir ! Onları sana bütün gerçeğiyle okuyoruz. Şüphesiz ki sen gönderilen Resullerdensin.

Tefhim ul Kuran: 

İşte bunlar, Allah´ın ayetleridir

Fransızca: 

Voilà les versets d'Allah, que Nous te (Muhammad) récitons avec la vérité. Et tu es, certes parmi les Envoyés.

İspanyolca: 

Éstas son las aleyas de Alá, que te recitamos conforme a la verdad. Ciertamente, tú eres uno de los enviados.

İtalyanca: 

Questi sono i Segni di Allah che ti recitiamo secondo verità. Invero tu sei uno degli inviati.

Almanca: 

Diese sind ALLAHs Ayat, WIR lassen sie dir mit der Wahrheit vortragen. Und gewiß, du bist doch von den Gesandten.

Çince: 

这些是真主的迹象,我本真理而对你宣读它。你确是众使者之一。

Hollandaca: 

Dit zijn de teekens van God, en wij openbaren u die in waarheid; want gij behoort tot de gezanten.

Rusça: 

Таковы аяты Аллаха. Мы читаем их тебе во истине, и ты - один из посланников.

Somalice: 

taasi waa aayadka Eebe waana kugu akhriyaynaa si xaq ah, adiguna Waxaad kamidtahay kuwa la soo diray «Rasuulada»;

Swahilice: 

Hizi ni Aya za Mwenyezi Mungu tunakusomea kwa haki. Na hakika wewe ni miongoni mwa Mitume.

Uygurca: 

بۇ اﷲ نىڭ ئايەتلىرىدۇركى، ئۇنى بىز ساڭا توغرا رەۋىشتە ئوقۇپ بېرىمىز. (ئى مۇھەممەد!) سەن ئەلۋەتتە (اﷲ نىڭ دەۋىتىنى يەتكۈزۈش ئۈچۈن ئەۋەتىلگەن) پەيغەمبەرلەرنىڭ بىرىسەن

Japonca: 

これはアッラーの宣託で,われは真理をあなたに読み聞かせる。誠にあなたは,遣わされた者の一人である。

Arapça (Ürdün): 

«تلك» هذه الآيات «آيات الله نتلوها» نقصها «عليك» يا محمد «بالحق» بالصدق «وإنك لمن المرسلين» التأكيد بأن وغيرها ردٌ لقول الكفار له لست مرسلا.

Hintçe: 

ऐ रसूल ये ख़ुदा की सच्ची आयतें हैं जो हम तुम को ठीक ठीक पढ़के सुनाते हैं और बेशक तुम ज़रुर रसूलों में से हो

Tayca: 

นั้นแหละคือบรรดาโองการของอัลลอฮ์ซึ่งเราอ่านโองการเหล่านั้นให้เจ้าฟังด้วยความจริง และแท้จริงเจ้านั้นเป็นผู้หนึ่งในบรรดาร่อซูลทั้งหลาย

İbranice: 

אלה אותות אלוהים אשר נקראו בפניך (הנביא מוחמד) באמת, ואתה הנך אחד מן השליחים

Hırvatça: 

To su Allahovi ajeti, koje Mi tebi istinito kazujemo. A ti si, doista, jedan od poslanika.

Rumence: 

Acestea sunt semnele lui Dumnezeu pe care Noi ţi le vestim, căci tu eşti dintre trimişi.

Transliteration: 

Tilka ayatu Allahi natlooha AAalayka bialhaqqi wainnaka lamina almursaleena

Türkçe: 

İşte bunlar Allah'ın ayetleri. Onları sana hak olarak okuyoruz. Yemin olsun ki sen, gönderilen elçilerdensin.

Sahih International: 

These are the verses of Allah which We recite to you, [O Muhammad], in truth. And indeed, you are from among the messengers.

İngilizce: 

These are the Signs of Allah: we rehearse them to thee in truth: verily Thou art one of the messengers.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Bunlar (bu söylənilənlər) Allahın ayələridir (qüdrət nişanələridir) ki, onları sənə doğru-düzgün bildiririk. Sən, həqiqətən, (Allah tərəfindən seçilərək insanlara) göndərilən (mürsəl) peyğəmbərlərdənsən.

Süleyman Ateş: 

Bunlar, Allah'ın ayetleridir; bunları sana gerçek ile okuyoruz (bunlarla sana gerçekleri açıklıyoruz). Elbette sen gönderilen elçilerdensin.

Diyanet Vakfı: 

İşte bunlar Allah'ın ayetleridir. Biz onları sana doğru olarak anlatıyoruz. Şüphesiz sen, Allah tarafından gönderilmiş peygamberlerdensin.

Erhan Aktaş: 

İşte bunlar Allah’ın âyetleridir. Biz onları sana gerçek olarak okuyoruz.(1) Kuşkusuz sen gönderilenlerdensin.(2)

Kral Fahd: 

İşte bunlar Allah'ın âyetleridir. Biz onları sana hak olarak okuyor (anlatıyor)uz. Şüphesiz sen, Allah tarafından gönderilmiş peygamberlerdensin.

Hasan Basri Çantay: 

Bunlar Allahın âyetleridir ki onları (Habîbim) sana Hak olarak okuyoruz. Sen şübhesiz, muhakkak gönderilen peygamberlerdensin.

Muhammed Esed: 

Bunlar Allah´ın mesajlarıdır: Biz (ey Peygamber,) hakikati ortaya koyan bu (mesaj)ları sana iletiyoruz: doğrusu sen, bu mesajların emanet edildiği (elçilerden)sin.

Gültekin Onan: 

İşte bunlar Tanrı´nın ayetleridir

Ali Fikri Yavuz: 

İşte bunlar (anlatılan kıssalar) Allah’ın âyetleridir ki, onları ey (Rasûlüm) sana hak olarak okuyoruz

Portekizce: 

Tais são os versículos de Deus que realmente te ditamos, porque és um dos mensageiros.

İsveççe: 

ALLT detta är Guds budskap som Vi förmedlar till dig och med dem sanningen; ja, helt visst är du en av [Våra] utsända.

Farsça: 

این [داستان ها و حادثه های واقعی] نشانه های [توحید، ربوبیّت و قدرت] خداست که به حقّ و راستی بر تو می خوانیم و یقیناً تو از فرستادگانی.

Kürtçe: 

ئەم (بەسەرھاتانە) نیشانەکانی خوان دەیان خوێنیینەوە بەسەرتدا بەڕاستی وە بێگومان تۆ لە پێغەمبەرانیت

Özbekçe: 

Булар Аллоҳнинг оятларидир. Уларни сенга ҳақ ила тиловат қилурмиз. Ва, албатта, сен Пайғамбарлардандирсан. («Булар»-мингларча одамларни ўлдириш ва тирилтириш, тобутни фаришталар кўтариб келиши, оз сонли мўминларнинг кўп сонли кофирларнинг устидан ғолиб келиши ҳақидаги хабарларни ўз ичига олган оятлардир. Уларни Аллоҳ таоло Ўз Пайғамбарига ҳақ ила ҳикоя қилиб бермоқда. «Ҳақ билан» дегани–қандай бўлган бўлса, шундай, воқеъликдаги ҳодисанинг ўзини айтиб бермоқда, деганидир.)

Malayca: 

Itulah ayat-ayat keterangan Allah yang kami bacakan dia kepadamu (wahai Muhammad) dengan benar; dan sesungguhnya engkau adalah salah seorang dari Rasul-rasul (yang diutuskan oleh) Allah.

Arnavutça: 

Këto janë dokumentet e Perëndisë, të cilat në të vërtetë, t’i zbuluam ty (o Muhammed). Dhe, ti, me të vërtetë je njëri nga pejgamberët.

Bulgarca: 

Това са знаменията на Аллах, четем ти ги правдиво. Наистина ти си от пратениците.

Sırpça: 

То су Аллахове речи и докази, које Ми теби истинито казујемо. А ти си, доиста, један од посланика.

Çekçe: 

Toto jsou znamení Boží a sdělili jsme ti je spolu s pravdou, neboť tys věru jedním z poslů.

Urduca: 

یہ اللہ کی آیات ہیں، جو ہم ٹھیک ٹھیک تم کو سنا رہے ہیں اور تم یقیناً ان لوگوں میں سے ہو، جو رسول بنا کر بھیجے گئے ہیں

Tacikçe: 

Ин аст оёти Худо, ки ба роста бар ту мехонем ва ту аз паёмбарон ҳастӣ!

Tatarca: 

Бу сөйләнгән кыйссалар Аллаһуның аятьләре, ий Мухәммәд г-м, аны сиңа хаклык белән укыйбыз, әлбәттә, син рәсүлләрдән.

Endonezyaca: 

Itu adalah ayat-ayat dari Allah, Kami bacakan kepadamu dengan hak (benar) dan sesungguhnya kamu benar-benar salah seorang di antara nabi-nabi yang diutus.

Amharca: 

እነዚህ (አንቀጾች) በውነት በአንተ ላይ የምናነባቸው ሲኾኑ የአላህ አንቀጾች ናቸው፤ አንተም በእርግጥ ከመልክተኞቹ ነህ፡፡

Tamilce: 

இவை, அல்லாஹ்வுடைய (கண்ணியமான குர்ஆன்) வசனங்களாகும். இவற்றை உமக்கு உண்மையுடன் நாம் ஓதிக் காண்பிக்கிறோம். இன்னும் நிச்சயமாக நீர் (நாம் அனுப்பிய) தூதர்களில் உள்ளவர்தான்.

Korece: 

이것이 그대에게 계시한 하 나님의 말씀으로 그대는 선지자들 중의 한 사람이라

Vietnamca: 

Đó là những lời phán của Allah, TA đọc cho Ngươi nghe bằng sự thật (hỡi Thiên Sứ Muhammad) và quả thật Ngươi đích thực là một trong các vị Thiên Sứ (của TA).