Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

76

Ayet No: 

2559

Sayfa No: 

328

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَنُوحًا إِذْ نَادَىٰ مِن قَبْلُ فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَنَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ

Çeviriyazı: 

venûḥan iẕ nâdâ min ḳablü festecebnâ lehû fenecceynâhü veehlehû mine-lkerbi-l`ażîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Nuh da daha önceleri bize yalvarmıştı; biz de onun duasını kabul ettik, kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtardık.

Diyanet İşleri: 

Nuh da daha önceleri Bize yalvarmıştı, onun duasını kabul edip, kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtardık.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve Nuh da bundan önce hani nida etmişti de duasını kabul etmiştik, onu ve ailesini, yürekleri bile yakan pek büyük bir dertten kurtarmıştık.

Şaban Piriş: 

Hani Nuh, daha önce dua etmişti de, biz de ona icabet etmiştik. Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

Edip Yüksel: 

Daha önce Nuh da bizi çağırmıştı. Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtararak duasına cevap verdik.

Ali Bulaç: 

Nuh da; daha önce çağrıda bulunduğu zaman, Biz onun çağrısına cevap verdik, onu ve ailesini büyük bir üzüntüden kurtardık.

Suat Yıldırım: 

Nuh'u da önderlerden kıldık. O İbrâhim ve Lut’dan çok önce, Bize yakarmıştı. Biz de duasını kabul buyurup onu, yakınlarını, evlatlarını ve halkından iman edenleri büyük bir beladan kurtardık. [54,10; 71,26-27]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Nûh´u (da Yâd et)! O vakit ki, o evvelce niyazda bulunmuştu. Biz de O´na icabet etmiş, nihâyet O´nu da, ehlini de pek büyük bir gamdan necâta erdirmiştik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Nûh'a gelince, o da daha önce bize yakarmıştı. Yakarışına cevap verdik de onu ve ailesini, o büyük sıkıntıdan kurtardık.

Bekir Sadak: 

Dalgiclik yapan ve bundan baska isler de goren seytanlardan da onun buyrugu altina verdik. Onlarin hepsini gozetiyorduk.

İbni Kesir: 

Nuh´u da. Hani daha önceleri Bize niyaz etmişti. Onun duasını kabul edip kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtardık.

Adem Uğur: 

Daha önce Nuh da dua etmiş, biz onun duasını kabul etmiştik. Böylece, kendisini ve (iman eden) yakınlarını büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

İskender Ali Mihr: 

Ve Nuh (A.S), daha önce nida etmişti (seslenmiş, dua etmişti). Bunun üzerine ona icabet ettik (duasını kabul ettik). Böylece onu ve ehlini (ailesini) büyük bir üzüntüden kurtardık.

Celal Yıldırım: 

Nuh´u da hatırla, hani o bir duâ etmişti de duasını kabul edip onu da, ev halkını da büyük bir felâket ve sıkıntıdan kurtardık.

Tefhim ul Kuran: 

Nuh da

Fransızca: 

Et Noé, quand auparavant il fit son appel. Nous l'exauçâmes et Nous le sauvâmes, ainsi que sa famille, de la grande angoisse,

İspanyolca: 

Y a Noé. Cuando, antes, invocó y le escuchamos. Y les salvamos, a él y a los suyos, de la gran calamidad.

İtalyanca: 

E quando in precedenza Noè implorò, Noi gli rispondemmo e lo salvammo dal terribile cataclisma, insieme con la sua famiglia.

Almanca: 

Ebenfalls Nuh, als er vorher rief, erhörten WIR ihn, dann erretteten WIR ihn und seine Familie von der gewaltigen Not.

Çince: 

(你应当叙述)努哈,以前,他曾呼吁我,故我答应了他, 并且拯救他和他的信徒们脱离忧患。

Hollandaca: 

En gedenk Noach, toen hij smeekte om de verwoesting van zijn volk voor de boven vermelde profeten, en wij hoorden hem en bevrijdden hem en zijn gezin van eene groote droefheid.

Rusça: 

Помяни также Нуха (Ноя), который воззвал еще раньше. Мы ответили на его мольбу и спасли его и его семью от великой скорби.

Somalice: 

(Nabi) Nuuxna waa Korinay, markuu Dhawaaqay mar hore, waana ajiibnay, waana ka Korinay isaga iyo Ehelkiisaba Murugadii Waynayd.

Swahilice: 

Na Nuhu alipo ita zamani, nasi tukamuitikia, na tukamwokoa yeye na watu wake kutokana na shida kubwa.

Uygurca: 

نۇھنىڭ (قىسسىسىنى بايان قىلغىن). ئۆز ۋاقتىدا ئۇ (مەزكۇر پەيغەمبەرلەردىن) بۇرۇن (قەۋمىگە، پەرۋەردىگارىم يەر يۈزىدە كۇففارلاردىن بىرنىمۇ قويمىغىن، دەپ بەتدۇئا قىلغان ئىدى)، بىز ئۇنىڭ دۇئاسىنى ئىجابەت قىلدۇق، ئۇنى ۋە ئۇنىڭ ئائىلىسىدىكىلەرنى (ۋە ئۇنىڭ بىلەن بىللە بولغان مۆمىنلەرنى) بۈيۈك بالادىن (يەنى توپان بالاسىدا غەرق بولۇشتىن) قۇتقۇزدۇق (يەنى نۇھنى قەۋمىنىڭ شەررىدىن قۇتقۇزۇپ، ئۇلارنى ھالاك قىلدۇق)

Japonca: 

またヌーフだが,以前かれが祈った時を思いなさい。われはそれに答えて,かれとかれの家族を,大きい災難から救った。

Arapça (Ürdün): 

(و) اذكر (نوحاً) وما بعده بدل منه (إذ نادى) دعا على قومه بقوله "" رب لا تذر "" إلخ (من قبل) أي قبل إبراهيم ولوط (فاستجبنا له فنجيناه وأهله) الذين في سفينته (من الكرب العظيم) أي الغرق وتكذيب قومه له.

Hintçe: 

और (ऐ रसूल लूत से भी) पहले (हमने) नूह को नबूवत पर फ़ायज़ किया जब उन्होंने (हमको) आवाज़ दी तो हमने उनकी (दुआ) सुन ली फिर उनको और उनके साथियों को (तूफ़ान की) बड़ी सख्त मुसीबत से नजात दी

Tayca: 

และจงรำลึกถึงเรื่องราวของนูห์ เมื่อเขาได้ร้องเรียน (ต่ออัลลอฮ์) ก่อนหน้าหนี้ แล้วเราได้ตอบรับการร้องเรียกแก่เขา และเราได้ช่วยให้เขาและพรรคพวกของเขา รอดพ้นจากความทุกข์ระทมอันใหญ่หลวง

İbranice: 

ונוח, כשהוא קרא אלינו לפני כן, ואנו נענינו לו, וחילצנו אותו ובני ביתו מן המצוקה הגדולה

Hırvatça: 

I spomeni Nuha - kad u davno vrijeme zavapi, pa Mu se odazvasmo, i njega i njegovu porodicu od jada velikog spasismo,

Rumence: 

Şi Noe! Când ne-a chemat, i-am răspuns şi l-am mântuit pe el şi pe ai lui de necazul cel mare.

Transliteration: 

Wanoohan ith nada min qablu faistajabna lahu fanajjaynahu waahlahu mina alkarbi alAAatheemi

Türkçe: 

Nûh'a gelince, o da daha önce bize yakarmıştı. Yakarışına cevap verdik de onu ve ailesini, o büyük sıkıntıdan kurtardık.

Sahih International: 

And [mention] Noah, when he called [to Allah] before [that time], so We responded to him and saved him and his family from the great flood.

İngilizce: 

(Remember) Noah, when he cried (to Us) aforetime: We listened to his (prayer) and delivered him and his family from great distress.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Nuhu da (yad et)! O daha öncə (öz kafir ümmətinin əzaba düçar olması haqqında) yalvarıb dua etmişdi. Biz onun duasını qəbul buyurmuş, onu da, ailəsini də böyük fəlakətdən (tufandan) qurtarmışdıq!

Süleyman Ateş: 

Nuh'u da (an), o da bunlardan önce bize yalvarmıştı. Biz de onun du'asını kabul edip kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

Diyanet Vakfı: 

Daha önce Nuh da dua etmiş, biz onun duasını kabul etmiştik. Böylece, kendisini ve (iman eden) yakınlarını büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

Erhan Aktaş: 

Ve Nûh’u da hani o daha önce bize çağrıda bulunmuştu. Biz de çağrısına karşılık verdik. Onu ve ehlini(1) büyük bir felaketten kurtardık.

Kral Fahd: 

Daha önce Nuh da dua etmiş, biz onun duasını kabul etmiştik. Böylece, kendisini ve (iman eden) yakınlarını büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.

Hasan Basri Çantay: 

Nuuhu da (hatırla). Çünkü o, daha evvel düâ etmişdi de biz onu kabul eylemişdik. Nihayet kendisini de, ehlini de o büyük sıkıntıdan kurtardık.

Muhammed Esed: 

Ve Nuh(u da hatırla); hani, o (İbrahim ve Lut´tan) çok önce (Bize) yakarmıştı ve Biz de o´nun (bu yakarışına) cevap vermiş, o´nu ve o´nunla beraber olanları büyük bir felaketten kurtarmıştık;

Gültekin Onan: 

Nuh da

Ali Fikri Yavuz: 

Nûh’u da hatırla ki, daha önce o dua etmişti de, biz duasını kabul etmiştik. Böylece kendisini ve ona bağlıları, o büyük âfetten (Tufan’dan) kurtardık.

Portekizce: 

E (recorda-te de) Noé quando, tempos atrás, nos implorou e o atendemos e o salvamos, juntamente com a sua família, dagrande aflição.

İsveççe: 

OCH [MINNS] Noa! - Hur han i forna dagar bad [om Guds hjälp mot sitt folk] och hur Vi bönhörde honom och därpå räddade honom och hans närmaste undan den stora floden.

Farsça: 

و نوح را [یاد کن] هنگامی که پیش از این [پیامبران یاد شده] ندا کرد: [پروردگارا! مرا از این قوم فاسد و تبهکار نجات بخش.] پس ندایش را اجابت کردیم، و او و خانواده اش را از آن اندوه بزرگ نجات دادیم.

Kürtçe: 

وەپێشتر نوح پێغەمبەر ﷺ ھاواری (لە ئێمە) کرد ئەمجا ئێمەش وەڵامماندایەوە وبەدەنگیەوە ھاتین خۆی و (ئیماندارانی) خێزانەکەیمان ڕزگار کرد لە تەنگانە زۆر گەورەکە (لە لافاو و خنکان)

Özbekçe: 

Ва Нуҳни (эсла). Бундан олдин у нидо этганида, Биз унинг нидосига жавоб қилдик ва унга ҳамда унинг аҳлига улуғ ғамдан нажот бердик.

Malayca: 

Dan (sebutkanlah peristiwa) Nabi Nuh, ketika ia menyeru (berdoa kepada Kami) sebelum (Nabi-nabi yang tersebut) itu, lalu Kami perkenankan doanya serta Kami selamatkan dia dan pengikut-pengikutnya dari kesusahan yang besar.

Arnavutça: 

(Kujtoje) Nuhun kur ai thirri – para këtyre (që u përmendën), e iu gjegjëm atij dhe e shpëtuam atë dhe familjen e tij nga pikëllimi i madh.

Bulgarca: 

По-рано спасихме и Нух, когато призова и Ние му откликнахме, и спасихме него и семейството му от огромната горест.

Sırpça: 

И спомени Ноја - кад је још давно завапио, па смо Му се одазвали, и њега и његову породицу од јада великог спасили,

Çekçe: 

(A zmiň) se o Noem, který již dříve Nás volal, a vyslyšeli jsme jej a zachránili jsme jej i rodinu jeho od pohromy nesmírné

Urduca: 

اور یہی نعمت ہم نے نوحؑ کو دی یاد کرو جبکہ اِن سب سے پہلے اُس نے ہمیں پکارا تھا ہم نے اس کی دعا قبول کی اور اسے اور اس کے گھر والوں کو کرب عظیم سے نجات دی

Tacikçe: 

Ва Нӯҳро ёд кун, ки пеш аз он Моро нидо дод ва Мо ба ӯ посух додем ва ӯву хонадонашро аз меҳнате бузург раҳонидем.

Tatarca: 

Вә Нухны рәхмәтебезгә керттек, ул Луттан элек кавеменең, һәлак булуы өчен дога кылды, догасын кабул иттек вә үзен һәм аңа ияргән мөселманнарны олугъ туфаннан коткардык.

Endonezyaca: 

Dan (ingatlah kisah) Nuh, sebelum itu ketika dia berdoa, dan Kami memperkenankan doanya, lalu Kami selamatkan dia beserta keluarganya dari bencana yang besar.

Amharca: 

ኑሕንም ከዚያ በፊት (ጌታውን) በጠራ ጊዜ (አስታውስ)፡፡ ለእርሱም (ጥሪውን) ተቀበልነው፡፡ እርሱንም ቤተሰቦቹንም ከከባድ ጭንቅ አዳን፡፡

Tamilce: 

இன்னும் நூஹையும் நினைவு கூர்வீராக! அவர் இதற்கு முன்னர் (நம்மை) அழைத்தபோது, நாம் அவருக்கு பதிலளித்து அவரையும் அவருடைய குடும்பத்தாரையும் பெரிய தண்டனையிலிருந்து பாதுகாத்தோம்.

Korece: 

노아가 이전에 하나님에게 구원했을 때 하나님은 그에게 답 하여 그와 그의 가족을 큰 재앙 으로부터 구하였노라

Vietnamca: 

Và Nuh, Y đã cầu nguyện trước đó nên TA đã đáp lời nguyện cầu của Y, TA đã cứu Y và gia đình của Y thoát khỏi cuộc đại nạn.