Arapça:
قَالُوا سَمِعْنَا فَتًى يَذْكُرُهُمْ يُقَالُ لَهُ إِبْرَاهِيمُ
Çeviriyazı:
ḳâlû semi`nâ fetey yeẕküruhüm yüḳâlü lehû ibrâhîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Bazıları) "İbrahim denen bir gencin, onları diline doladığını duymuştuk" dediler.
Diyanet İşleri:
Bazıları: "İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk" deyince, "O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu halkın gözü önüne getirin" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bir genç duymuştuk dediler, İbrahim deniyordu adına, onlardan bahsediyordu.
Şaban Piriş:
İbrahim denilen bir gencin onları andığını duymuştuk, dediler.
Edip Yüksel:
"Onları diline dolayan bir delikanlı işittik, kendisine İbrahim deniliyormuş," dediler.
Ali Bulaç:
"Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını işittik" dediler.
Suat Yıldırım:
İçlerinden bazıları: “Sahi! İbrâhim adındaki bir delikanlının onları diline doladığını işitmiştik!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dediler ki: «Kendisine İbrahim denilen bir genci işittik ki, onları anıp duruyormuş.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler: "Onları diline dolayan bir genç duymuştuk. Kendisine 'İbrahim' deniyor."
Bekir Sadak:
(66-67) Ibrahim: «O halde, Allah´i birakip da size hicbir fayda ve zarar veremeyecek olan putlara ne diye taparsiniz? Size de, Allah´i birakip taptiklariniza da yaziklar olsun! Akletmiyor musunuz?» dedi.
İbni Kesir:
Dediler ki: Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını duymuştuk.
Adem Uğur:
(Bir kısmı:) Bunları diline dolayan bir genç duyduk
İskender Ali Mihr:
“Ona (kendisine), İbrâhîm denen gencin, onları zikrettiğini (putlardan bahsettiğini) işittik.” dediler.
Celal Yıldırım:
Onlardan bir kısmı, «İbrahim denen bir gene bunları diline dolayıp duruyordu» dediler.
Tefhim ul Kuran:
«Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını işittik» dediler.
Fransızca:
(Certains) dirent : "Nous avons entendu un jeune homme médire d'elles; il s'appelle Abraham".
İspanyolca:
«Hemos oído», dijeron, «a un mozo llamado Abraham que hablaba mal de ellos».
İtalyanca:
Disse [qualcuno di loro]: «Abbiamo sentito un giovane che li disprezzava: si chiama Abramo».
Almanca:
Sie sagten: "Wir hörten einen jungen Mann, der sie kritisierte, genannt wird er Ibrahim."
Çince:
他们说:我们曾听见一个青年,名叫易卜拉欣的,诽谤他们。
Hollandaca:
En sommigen van hen antwoordden: Wij hoorden een jongman vol verwijtingen van hen spreken; hij is Abraham genaamd.
Rusça:
Они сказали: "Мы слышали, как юноша по имени Ибрахим (Авраам) выступал против них".
Somalice:
Waxayna Dheheen Waxaan Maqallay Wiil Sheegi lana Dhaho Ibraahim.
Swahilice:
Wakasema: Tumemsikia kijana mmoja akiwataja. Anaitwa Ibrahim.
Uygurca:
(ئۇلارنىڭ بەزىسى) ئىبراھىم ئاتلىق بىر يىگىتنىڭ ئۇلارنى ئەيىبلىگەنلىكىنى ئاڭلىغان ئىدۇق (يەنى شۇ قىلغان بولۇشى مۇمكىن)» دېدى
Japonca:
(或る者が)言った。「わたしたちは,イブラーヒームという若者が,その方々を批判するのを聞いた。」
Arapça (Ürdün):
«قالوا» أي بعضهم لبعض «سمعنا فتى يذكرهم» أي يعيبهم «يقال له إبراهيم».
Hintçe:
(कुछ लोग) कहने लगे हमने एक नौजवान को जिसको लोग इबराहीम कहते हैं उन बुतों का (बुरी तरह) ज़िक्र करते सुना था
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า “เราได้ยินเด็กหนุ่มคนหนึ่งกล่าวตำหนิรูปปั้นเหล่านี้ เขามีชื่อว่าอิบรอฮีม”
İbranice:
אחדים מהם אמרו: 'שמענו נער אחד מדבר רעה נגדם, ושמו אברהם
Hırvatça:
"Čuli smo jednog momka kako ih huli", rekoše, "ime mu je Ibrahim."
Rumence:
Ei au spus: “Noi am auzit un tânăr care-i amintea, i se spune Abraham.”
Transliteration:
Qaloo samiAAna fatan yathkuruhum yuqalu lahu ibraheemu
Türkçe:
Dediler: "Onları diline dolayan bir genç duymuştuk. Kendisine 'İbrahim' deniyor."
Sahih International:
They said, "We heard a young man mention them who is called Abraham."
İngilizce:
They said, "We heard a youth talk of them: He is called Abraham."
Azerbaycanca:
(Müşriklərin bə’ziləri:) “İbrahim deyilən bir gəncin onları pislədiyini eşitmişik!” – dedilər.
Süleyman Ateş:
Onları diline dolayan bir genç işittik, kendisine İbrahim deniliyormuş, dediler.
Diyanet Vakfı:
(Bir kısmı:) Bunları diline dolayan bir genç duyduk; kendisine İbrahim denilirmiş, dediler.
Erhan Aktaş:
“İbrâhîm adında bir gencin onlardan söz ettiğini duyduk.” dediler.
Kral Fahd:
(Bir kısmı:) Bunları diline dolayan bir genç duyduk; kendisine İbrahim denilirmiş, dediler.
Hasan Basri Çantay:
Dediler: «İşitdik ki kendisine Ibrâhîm denilen bir gene bunları diline doluyordu».
Muhammed Esed:
İçlerinden bazıları: "İbrahim denen bir gencin o (tanrı)ları diline doladığını işitmiştik" dediler.
Gültekin Onan:
21:59
Ali Fikri Yavuz:
(Yine kâfirlerden bir takımı) dediler: “- İşittik ki, bir delikanlı bunları kötülüyor, kendisine İbrâhîm deniyormuş.”
Portekizce:
Disseram: Temos conhecimento de um jovem que falava deles. É chamado Abraão.
İsveççe:
[Några] sade: "Vi hörde en ung man tala om dem; hans namn är Abraham."
Farsça:
گفتند: از جوانی شنیدیم که از بتان ما [به عنوان عناصری بی اثر و بی اختیار] یاد می کرد که به او ابراهیم می گویند.
Kürtçe:
(چەند کەسێک) ووتیان گوێمان لە لاوێک بوو باسی ئەوانی (بتەکانی بە خراپە) دەکرد پێی دەڵێن ئیبراھیم
Özbekçe:
Улар: «Уларни эслаб юрган бир йигитни эшитган эдик, уни Иброҳим, деб айтиларди», дедилар.
Malayca:
(Setengah dari) mereka berkata: "Kami ada mendengar seorang anak muda bernama Ibrahim, mencacinya".
Arnavutça:
Ata thanë: “E dëgjuam një djalosh se si i nxiste ata (me fyerje), e ai quhej Ibrahim”.
Bulgarca:
Рекоха: “Чухме един младеж да приказва за тях. Викат му Ибрахим.”
Sırpça:
„Чули смо једног момка како их хули“, рекоше, „име му је Аврам.“
Çekçe:
A pravili jedni: 'Slyšeli jsme mladíka nějakého o nich poznámky činit, Abraham mu říkají.'
Urduca:
(بعض لوگ) بولے "ہم نے ایک نوجوان کو ان کا ذکر کرتے سُنا تھا جس کا نام ابراہیمؑ ہے"
Tacikçe:
Гуфтанд: «Шунидаем, ки ҷавоне ба номи Иброҳим аз онҳо сухан мегуфтааст».
Tatarca:
Әйттеләр: "Бер егетне ишеттек ул, безнең Аллаларыбызны ґәепләп сөйли иде, ул егеткә Ибраһим дип әйтелә".
Endonezyaca:
Mereka berkata: "Kami dengar ada seorang pemuda yang mencela berhala-berhala ini yang bernama Ibrahim".
Amharca:
«ኢብራሂም የሚባል ጎበዝ (በመጥፎ) ሲያነሳቸው ሰምተናል» ተባባሉ፡፡
Tamilce:
அவர்கள் கூறினார்கள்: ஒரு வாலிபர் அவற்றை விமர்சிப்பதை நாங்கள் செவியுற்றோம். அவருக்கு இப்ராஹீம் என்று (பெயர்) சொல்லப்படும்.
Korece:
그들이 말하길 아브라함이라는 청년이 그것에 관하여 말하는 것을 들었습니다
Vietnamca:
Một số trong bọn họ bảo: “Chúng tôi có nghe một thanh niên tên Ibrahim đã nói chuyện ra vẻ khinh miệt họ (các thần linh của chúng ta).”
Ayet Linkleri: