Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

25

Sûredeki Ayet No: 

67

Ayet No: 

2922

Sayfa No: 

365

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَالَّذِينَ إِذَا أَنفَقُوا لَمْ يُسْرِفُوا وَلَمْ يَقْتُرُوا وَكَانَ بَيْنَ ذَٰلِكَ قَوَامًا

Çeviriyazı: 

velleẕîne iẕâ enfeḳû lem yüsrifû velem yaḳtürû vekâne beyne ẕâlike ḳavâmâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ve onlar ki, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.

Diyanet İşleri: 

Onlar, sarfettikleri zaman ne israf ederler ne de cimrilik, ikisi arasında orta bir yol tutarlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve öyle kişilerdir onlar ki yoksullara bir şey verince ne israf ederler, ne de az verirler, ikisinin ortasını bulurlar.

Şaban Piriş: 

Onlar, harcadıkları zaman, israf etmedikleri gibi, cimrilik de etmezler. İkisi arasında orta olanı yaparlar.

Edip Yüksel: 

Onlar verirken savurganlık ve cimrilik yapmaz, ikisi arasında dengeli harcarlar.

Ali Bulaç: 

Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne kısarlar; (harcamaları,) ikisi arasında orta bir yoldur.

Suat Yıldırım: 

Rahman'ın o has kulları, harcamalarında ne israf eder, ne de eli sıkı davranırlar; bu ikisinin arasında bir denge tuttururlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve onlar ki, infakta bulundukları zaman ne israfta ve ne de darlık göstermekte bulunmuş olmazlar, bunun arasında mutedil bir halde bulunmuş olurlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlar harcama yaptıkları zaman ne savurganlığa saparlar ne de cimrilik ederler. O ikisi arasında bir dengededir bu!

Bekir Sadak: 

Kendilerine Rablerinin ayetleri hatirlatildigi zaman, onlara karsi kor ve sagir davranmazlar.

İbni Kesir: 

Onlar ki

Adem Uğur: 

(O kullar), harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler

İskender Ali Mihr: 

Ve onlar, infâk ettikleri zaman israf etmezler ve kısmazlar (cimrilik etmezler). Ve bu ikisi arasında orta bir yol tutarlar.

Celal Yıldırım: 

Onlar ki (mallarını) harcadıkları zaman ne israf ederler, ne de cimrilik yaparlar, bu ikisi arasında dengeli ortalama (bir yol tutarlar).

Tefhim ul Kuran: 

Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne de kısarlar

Fransızca: 

Qui, lorsqu'ils dépensent, ne sont ni prodigues ni avares mais se tiennent au juste milieu.

İspanyolca: 

Cuando gastan, no lo hacen con prodigalidad ni con tacañería, -el término medio es lo justo-.

İtalyanca: 

coloro che quando spendono non sono né avari né prodighi, ma si tengono nel giusto mezzo;

Almanca: 

Auch diejenigen, wenn sie ausgeben, weder verschwenden noch geizen, sondern es ist dazwischen mittelmäßig.

Çince: 

他们用钱的时候,既不挥霍,又不吝啬,谨守中道;

Hollandaca: 

Die, wanneer zij giften doen, ruim noch karig zijn; maar den juisten middenweg daartusschen in acht nemen.

Rusça: 

Когда они делают пожертвования, то не расточительствуют и не скупятся, а придерживаются середины между этими крайностями.

Somalice: 

Ee ah kuwa Markay wax Bixiyaan aan Xad gudbin Cidhiidhyinna, oo intaas Dhexdeeda ku Tolosnaada.

Swahilice: 

Na wale ambao wanapo tumia hawatumii kwa fujo wala hawafanyi ubakhili, bali wanakuwa katikati baina ya hayo.

Uygurca: 

ئۇلار (يەنى اﷲ ياخشى كۆرىدىغان بەندىلەر) خىراجەت قىلغاندا، ئىسراپچىلىقمۇ قىلمايدۇ، بېخىللىقمۇ قىلمايدۇ، ئوتتۇراھال خىراجەت قىلىدۇ

Japonca: 

また(財貨を)使う際に浪費しない者,また吝嗇でもなく,よくその中間を保つ者。

Arapça (Ürdün): 

«والذين إذا أنفقوا» على عيالهم «لم يسرفوا ولم يقتروا» بفتح أوله وضمه: أي يضيقوا «وكان» إنفاقهم «بين ذلك» الإسراف والإقتار «قواما» وسطا.

Hintçe: 

और वह लोग कि जब खर्च करते हैं तो न फुज़ूल ख़र्ची करते हैं और न तंगी करते हैं और उनका ख़र्च उसके दरमेयान औसत दर्जे का रहता है

Tayca: 

และบรรดาผู้ที่เมื่อพวกเขาใช้จ่าย พวกเขาก็ไม่สุรุ่ยสุร่าย และไม่ตระหนี่ และระหว่างทั้งสองสภาพนั้น พวกเขาอยู่สายกลาง

İbranice: 

ואלה הם אשר בתרומתם לצדקה, לא יפזרו ולא יקמצו, כי אם ינקטו שביל באמצע

Hırvatça: 

i oni koji, kad udjeljuju, ne rasipaju i ne škrtare, već se u tome drže sredine;

Rumence: 

cei care cheltuiesc fără să fie nici risipitori, nici zgârciţi, căci cumpătarea este calea de mijoc,

Transliteration: 

Waallatheena itha anfaqoo lam yusrifoo walam yaqturoo wakana bayna thalika qawaman

Türkçe: 

Onlar harcama yaptıkları zaman ne savurganlığa saparlar ne de cimrilik ederler. O ikisi arasında bir dengededir bu!

Sahih International: 

And [they are] those who, when they spend, do so not excessively or sparingly but are ever, between that, [justly] moderate

İngilizce: 

Those who, when they spend, are not extravagant and not niggardly, but hold a just (balance) between those (extremes);

Azerbaycanca: 

Onlar (mallarını) xərclədikdə nə israfçılıq, nə də xəsislik edər, bu ikisinin arasında orta bir yol tutarlar.

Süleyman Ateş: 

Ve harcadıkları zaman, ne israf ederler ne de cimrilik ederler; harcamaları, bu ikisinin arasında dengeli olur.

Diyanet Vakfı: 

(O kullar), harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.

Erhan Aktaş: 

Onlar, infak(1) ettikleri zaman israf da cimrilik de etmezler. Bu ikisi arasında bir denge kurarlar.

Kral Fahd: 

(O kullar), harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar. 

Hasan Basri Çantay: 

Onlar ki harcadıkları vakit ne israf, ne de sıkılık yapmazlar

Muhammed Esed: 

Ve onlar ki, başkaları için harcadıkları zaman, ne saçıp savururlar, ne de cimrilik yaparlar; bu ikisi arasında her zaman bir orta yol bulunduğunu (bilirler).

Gültekin Onan: 

Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne kısarlar

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar ki, harcadıkları zaman israf etmezler, sıkılık da yapmazlar

Portekizce: 

São aqueles que, quando gastam, não se excedem nem mesquinham, colocando-se no meio-termo

İsveççe: 

Och när de ger åt andra, visar de sig varken slösaktiga eller snåla; däremellan finns en medelväg.

Farsça: 

و آنان که وقتی انفاق می کنند، نه از حدّ معمول [و متعارف] می گذرند و نه تنگ می گیرند، و [انفاقشان] همواره میان این دو در حدّ اعتدال است.

Kürtçe: 

وە کەسانێکن کاتێک ماڵ و سامان خەرج دەکەن (بۆ خۆیان و خێزانیان) نەزیادە ڕۆی و نەڕەزیلی و دەست نوقاوی (تێدا) ناکەن (بەڵکو) مام ناوەندیە لەونێوانەدا

Özbekçe: 

Улар инфоқ қилганларида исроф ҳам ва хасислик ҳам қилмаслар. У иккиси ўртасида мўътадил бўлурлар.

Malayca: 

Dan juga mereka (yang diredhai Allah itu ialah) yang apabila membelanjakan hartanya, tiadalah melampaui batas dan tiada bakhil kedekut; dan (sebaliknya) perbelanjaan mereka adalah betul sederhana di antara kedua-dua cara (boros dan bakhil) itu.

Arnavutça: 

edhe ata që, kur ndajnë (nga pasuria e tyre) – as nuk shkapërderdhin, as nuk koprracojnë, por që i përmbahen mesatares;

Bulgarca: 

И които ако харчат, нито прахосват, нито скъперничат, а са по средата на това.

Sırpça: 

и они који, кад удељују, не расипају и не шкртаре, већ се у томе држе средине;

Çekçe: 

a ti, kdož při vydáních svých ani nerozhazují, ani neskrblí, leč na střední cestě mezi tím stojí,

Urduca: 

جو خرچ کرتے ہیں تو نہ فضول خرچی کرتے ہیں نہ بخل، بلکہ ان کا خرچ دونوں انتہاؤں کے درمیان اعتدال پر قائم رہتا ہے

Tacikçe: 

Ва онон, ки чун нафақа мекунанд, исроф намекунанд ва хасисӣ намекунанд, балки миёни ин ду роҳи миёнаро мегиранд.

Tatarca: 

Вә алар мохтаҗга мал бирсәләр, исраф итмәсләр вә тарлык та кылмаслар, исраф белән тарлык арасында гадел торырлар.

Endonezyaca: 

Dan orang-orang yang apabila membelanjakan (harta), mereka tidak berlebihan, dan tidak (pula) kikir, dan adalah (pembelanjaan itu) di tengah-tengah antara yang demikian.

Amharca: 

እነዚያም በለገሱ ጊዜ የማያባክኑ የማይቆጥቡትም ናቸው፡፡ በዚህም መካከል (ልግስናቸው) ትክክለኛ የኾነ ነው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்கள் செலவு செய்தால் வரம்பு மீறமாட்டார்கள், கருமித்தனமும் காட்ட மாட்டார்கள். அவர்கள் செலவழிப்பது அதற்கு மத்தியில் நடுநிலையாக இருக்கும்.

Korece: 

돈을 쓰되 낭비하지 아니하 고 인색하지 아니하며 항상 그 사 이의 중용을 택하는 자들이며

Vietnamca: 

Họ (những bề tôi của Allah) là những người khi tiêu dùng (tài sản của họ cho con đường chính nghĩa của Allah) thì không phung phí cũng không keo kiệt mà giữ mức trung bình giữa hai thái cực đó.