Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ اقْتَرَبَ لِلنَّاسِ حِسَابُهُمْ وَهُمْ فِي غَفْلَةٍ مُّعْرِضُونَ
Çeviriyazı:
iḳterabe linnâsi ḥisâbühüm vehüm fî gafletim mü`riḍûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İnsanların hesab (görme) zamanı yaklaştı. Onlar ise hâlâ gaflet içinde, yan çizip aldırmıyorlar.
Diyanet İşleri:
İnsanların hesap görme zamanı yaklaştı, fakat onlar hala habersiz, hakdan yüz çeviriyorlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnsanların hesap günü yaklaştı da hala onlar gaflet içinde, yüz çevirmedeler.
Şaban Piriş:
İnsanların hesabı yaklaşmış olmasına rağmen onlar, gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
Edip Yüksel:
İnsanların hesapları yaklaştı; ancak onlar hâlâ bir aymazlık içinde yüz çevirmektedirler.
Ali Bulaç:
İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
Suat Yıldırım:
İnsanların hesap verme vakti yaklaştı. Ama onlar hâlâ koyu bir gaflet içinde haktan yüz çevirmekteler. [16,1; 54,1]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Nâsa hesapları yaklaştı. Halbuki, onlar gaflet içinde yüz çevirir kimselerdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yaklaştı insanlara hesapları! Ve onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirip durmadalar.
Bekir Sadak:
Senden once de, kendilerine vahyettigimiz adamlar gonderdik. Bilmiyorsaniz kitablilara sorun.
İbni Kesir:
İnsanların hesab zamanı yaklaştı. Fakat onlar hala gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
Adem Uğur:
İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler.
İskender Ali Mihr:
İnsanlar için hesap vakti yaklaştı. Ve onlar, gaflet içinde yüz çevirenlerdir.
Celal Yıldırım:
İnsanların hesap verme (günü) yaklaştı
Tefhim ul Kuran:
İnsanların sorgulaması yakınlaştı, kendileri ise bir gaflet içinde yüz çevirmektedirler.
Fransızca:
[L'échéance] du règlement de leur compte approche pour les hommes, alors que dans leur insouciance ils s'en détournent.
İspanyolca:
Se acerca el momento en que los hombres deban rendir cuentas, pero ellos, despreocupados, se desvían.
İtalyanca:
Si avvicina per gli uomini la resa dei loro conti, mentre essi incuranti trascurano.
Almanca:
Angenähert hat sich den Menschen ihre Abrechnung, während sie in Achtlosigkeit abgeneigt sind.
Çince:
对众人的清算已经临近了,他们却在疏忽之中,不加以思维。
Hollandaca:
De tijd nadert, waarop de bewoners van Mekka rekenschap zullen moeten afleggen, en nochtans zijn zij achteloos en hebben zich van de overdenking daarvan afgewend.
Rusça:
Приблизился к людям расчет с ними, однако они с пренебрежением отворачиваются.
Somalice:
Xisaabtoodii iyagoo Halmaansho ku Sugan oo Jeedsan.
Swahilice:
IMEWAKARIBIA watu hisabu yao, nao wamo katika mghafala wanapuuza.
Uygurca:
كىشىلەرگە ئۇلارنىڭ (ئەمەللىرىدىن) ھېساب ئېلىنىدىغان ۋاقىت (يەنى قىيامەت) توغرۇلۇق ئويلىنىشتىن) يۈز ئۆرۈمەكتىدۇر
Japonca:
清算(の日)は人間に近付いているが,かれら(不信者)は無関心に背き去る。
Arapça (Ürdün):
«اقترب» قرب «للناس» أهل مكة منكري البعث «حسابهم» يوم القيامة «وهم في غفلة» عنه «معرضون» عن التأهب له بالإيمان.
Hintçe:
लोगों के पास उनका हिसाब (उसका वक्त) अा पहुँचा और वह है कि गफ़लत में पड़े मुँह मोड़े ही जाते हैं
Tayca:
เวลาแห่งการคิดบัญชีของมนุษย์ได้ใกล้เขามาแล้ว โดยที่พวกเขาอยู่ในสภาพหลงลืม เป็นผู้ผินหลังให้
İbranice:
התקרב יום החשבון של האנשים , ואולם הם מסיחים את דעתם בסטייה
Hırvatça:
Ljudima se bliži čas polaganja računa, a oni u gafletu, okreću se.
Rumence:
Judecarea oamenilor se apropie, însă ei, în nepăsarea lor, întorc spatele.
Transliteration:
Iqtaraba lilnnasi hisabuhum wahum fee ghaflatin muAAridoona
Türkçe:
Yaklaştı insanlara hesapları! Ve onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirip durmadalar.
Sahih International:
[The time of] their account has approached for the people, while they are in heedlessness turning away.
İngilizce:
Closer and closer to mankind comes their Reckoning: yet they heed not and they turn away.
Azerbaycanca:
İnsanların haqq-hesab vaxtı (qiyamət günü) yaxınlaşdı, onlar isə hələ də qəflət içindədirlər və (qiyamətə inanmaqdan) üz döndərirlər. (Qiyamət insanlar üçün nə qədər uzaq isə, Allahın dərgahında bir o qədər yaxındır. Fani dünyaya, şan-şöhrətə olan meyl, varlanmaq həvəsi insanların başını elə qatmışdır ki, qiyamət günü barəsində əsla fikirləşmirlər).
Süleyman Ateş:
İnsanların hesapları yaklaştı, fakat onlar hala gaflet içinde yüz çevirmektedirler.
Diyanet Vakfı:
İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler.
Erhan Aktaş:
İnsanlar için hesap vakti(1) yaklaştı. Ne var ki onlar gaflet içinde aldırmıyorlar.
Kral Fahd:
İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler.
Hasan Basri Çantay:
İnsanların hesâb (günleri yaklaşdı. Böyleyken onlar (haalâ) gaflet içindedirler, (bunu tefekkürden) yüz çeviricidirler.
Muhammed Esed:
İnsanlar için hesap görme vakti yaklaşıyor; ama onlar (bu yaklaşan şeye karşı) hala inatla umursamazlık gösteriyorlar.
Gültekin Onan:
İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
Ali Fikri Yavuz:
İnsanların hesab vakti (kıyamet günü) yaklaştı. Onlar ise, halâ bundan gaflette, yan çizib aldırmıyorlar.
Portekizce:
Aproxima-se a prestação de contas dos homens que, apesar disso, estão desdenhosamente desatentos.
İsveççe:
RÄKENSKAPENS stund kommer allt närmare människorna, men de vänder sig likgiltigt bort [om frågan förs på tal].
Farsça:
مردم را [هنگام] حسابرسی [آنچه در مدت عمرشان انجام داده اند] نزدیک شده در حالی که آنان با [فرو افتادن] در غفلت [از دلایل اثبات کننده معاد] روی گردانند.
Kürtçe:
لێپرسینەوەی خەڵکی نزیک بۆتەوە بەڵام ئەوان لە بێ ئاگایی و غەفڵەتدا پشت تێکەر و ڕوو وەرگێڕن (لە ئاینی خوا)
Özbekçe:
Одамларга ҳисоблари яқинлашиб қолди. Улар эса, ғафлатда, юз ўгирувчи бўлган ҳолларида.
Malayca:
Telah hampir datangnya kepada manusia hari perhitungan amalnya sedang mereka dalam kelalaian, tidak hiraukan persediaan baginya.
Arnavutça:
Ju ka afruar njerëzve llogarie e tyre (e veprave të tyre), e ata, janë të pakujdesshëm e janë shmangur.
Bulgarca:
Наближава за хората тяхната равносметка, а те нехайни се отдръпват.
Sırpça:
Људима се ближи њихово полагања рачуна, а они, немарни, окрећу се од истине.
Çekçe:
Přibližuje se k lidem zúčtování jejich, zatímco lhostejně se odvracejí,
Urduca:
قریب آ گیا ہے لوگوں کے حساب کا وقت، اور وہ ہیں کہ غفلت میں منہ موڑے ہوئے ہیں
Tacikçe:
Рӯзи ҳисоби мардум наздик шуд ва онон ҳамчунон ба ғафлат рӯйгардонанд.
Tatarca:
Кешеләргә Аллаһу хозурында булачак хисаб көннәре якынлашты, ләкин алар ул хисабтан гафләттәләр, хисабны уйлаудан яки Коръән белән гамәл кыйлып Аллаһуга җавап бирергә хәзерләнүдән, баш тартмакталар.
Endonezyaca:
Telah dekat kepada manusia hari menghisab segala amalan mereka, sedang mereka berada dalam kelalaian lagi berpaling (daripadanya).
Amharca:
ለሰዎች እነርሱ በዝንጋቴ ውስጥ (መሰናዳትን) የተው ኾነው ሳሉ ምርመራቸው ቀረበ፡፡
Tamilce:
தா ஹா.
Korece:
그들에 대한 계산이 가까왔 으되 그들은 아직 깨닫지 못하고 등을 돌리도다
Vietnamca:
Việc xét xử nhân loại (vào Ngày Phán Xét Cuối Cùng) đang đến gần nhưng họ vẫn ngoảnh mặt làm ngơ.
Ayet Linkleri: